Yine yazdı yazacağını
Gündem oluşturcak bir yazı daha
TANRIM! Sen aklıma mukayyet ol...
10 sene evvel İbrahim Şahin’e bir "destan kahramanı" muamelesi çekenler, bugün İbrahim Şahin’in evinde unuttuğu krokilerden yola çıkılarak yapılan "kazı / kazan" çalışmasını gözümüze sokup meydan okuyorlar...
Diyorlar ki:
"İşte bakın! Bombaysa bomba! Tekinsiz herifin teki olan İbrahim Şahin’in bomba gömüsü ortaya çıktı... Demek ki Ergenekon ciddi bir olay."
Böyle diyorlar ve beni çıldırtıyorlar...
Kim mi bunlar?
* * *
Mesela Mümtaz’er Türköne...
Zaman Gazetesi’nde yazan, eşi AKP milletvekili olan bu zat, aslen bir "Susurluk prensi"dir...
Bu arkadaş, İbrahim Şahin’e arka çıkanlar hükümetinin başbakanının danışmanlığını yapmıştır...
Bu arkadaş, zamanın Başbakan’ı Tansu Çiller’e, "İbrahim Şahin şehit olmayı göze almış değerli bir polis şefidir" demecini verdirmiştir...
Bu arkadaş, Susurluk’a arka çıkanların arkasındaki isimdir...
Şimdi çıkmış, "eski" dostu İbrahim Şahin’in Ankara’nın kuytu yerlerinde gömdüğü bombalardan güç alarak áleme nizamat vermeye çalışmaktadır...
Üstelik bu Mümtaz’er, "Susurluk prensliği"nden "derin devlet karşıtlığı"na zıplarken, bir küçük özeleştiri vermeye bile tenezzül buyurmamıştır...
* * *
Hadi Mümtaz’er’in tıyneti bunu kaldırıyor...
Peki ya kendisine her daim saygı duyduğum Nazlı Ilıcak’a ne demeli?
Yazdığı "İbrahim Şahin güzellemeleri"nin mürekkebi bile kurumadı...
Ama o, bugün hiçbir şey yokmuş gibi çıkıp, "İbrahim Şahin’in gömdüğü bombalar" meselesinden söz ederek "Ergenekon ciddidir / Gözaltılar haklıdır" sonucuna varabiliyor...
10 sene evvel yaptığı "İbrahim Şahin günah keçisi değildir" kampanyasını unuttuk mu sanıyor?
Ya da şöyle söyleyeyim:
Bunlar bizim zekámıza ve hafızamıza hakaret ettiklerinin hiç mi farkında değiller yahu?
Ahmet Hakan
Kaynak