Albayrak
Can Feda
- Katılım
- 23 May 2007
- Mesajlar
- 4,439
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0

Ne kadar doğru bir söz. Ancak bunu söyleyenin kim olduğuna baktığımızda insan şöyle bir durup düşünüyor.
Bu söz, 9. Cumhurbaşkanımız Sayın Süleyman Demirel’in, Dünya Diyabet günü dolayısıyla Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesinin düzenlediği toplantıda gazetecilerin soruları üzerine, Kürt açılımı, yargı mensuplarının dinlenmesi, ıslak imza olayı nedeniyle oluşan gündemi değerlendirirken söylediği bir sözdür. Katılmamak olası değildir.
Sayın Demirel’in bu haklı yakarışından yola çıkarak ve hoş görüşüne sığınarak bir değerlendirme yapmak istiyorum.
Sayın Demirel, 27 Mayıs 1960 yılında yapılan Askeri harekatla iktidardan indirilen Demokrat Partinin (DP) devamı olduğunu söyleyen Adalet Partisi (AP) Genel İdare Kurulu üyeliğine 1962 yılında seçilmenizden, 16.Mayıs 1993 tarihinde Cumhurbaşkanı oluşunuza kadar yaklaşık 31 yıl aktif politikanın içinde yetkili makamlarda bulundunuz.
1962 yılında Fakülte 2. sınıf öğrencisi, AP Genel Başkanlığına seçildiğiniz 28 Kasım 1964 yılında da henüz fakülteyi bitiren biri olarak tüm politik hayatınızın inişli çıkışlı olaylarının canlı tanığı ve izleyicisi oldum.
31 yıllık politik yaşamınızda Türkiye’yi nereden alıp nereye getirdiğinizi, belleklerimizi tazelemek ve genç kuşakları bilgilendirmek amacıyla, izninizle şöyle geriye doğru bir yolculuğa çıkalım.
10 Ekim 1965 seçimlerinde %52 ile tek başınıza iktidarsınız ve Başbakansınız.
10 Ekim 1969 seçimlerinde %48 ile tek başına iktidarsınız ve Başbakansınız.
12 Mart 1971 Muhtırası ile verilen aradan sonra, 1975 yılında 1. Milliyetçi Cephenin mimarı olarak tekrar iktidardasınız ve Başbakansınız. Ortaklarınız, Milli Hareket Partisi (MHP), Cumhuriyetçi Güven Partisi (CGP) ve bu günkü AKP’nin orijini olan Milli Selamet Partisi (MSP) idi.
1977 yılında Kurduğunuz 2. Milliyetçi Cephe Hükümetinin ortakları yine MHP ve AKP’nin orijini olan MSP idi.
Sayın Demirel,
1973 seçimlerinde MSP’nin oy oranı %11.80, Milletvekili sayısı 48’dır. MHP’nin oy oranı %3.38, Milletvekili sayısı sadece 3’tür
1977 seçimlerinde MSP’nin oy oranı &8.57, Milletvekili sayısı 24’tür. MHP’nin oy oranı %6.42, Milletvekili sayısı 16’dır.
Görüyorsunuz, AKP’in orijini partiler, sizin şevkatli! Kollarınız altında büyüyüp yol aldılar.
Laik Türkiye Cumhuriyetinde, dinin siyasallaşması, bunun sonucu olarak tarikatların, cemaatlerin yol alması, Atatürk ilke ve devrimlerinden verilen ve Türkiye’yi bu hale getiren en büyük ödünlerdir. Üzülerek belirtmek isterim ki 14. Mayıs 1950 yılında iktidarı ele geçiren Demokrat Parti zamanında üç beş oy uğruna din siyasallaştırıldı ve sizin iktidarlarınız döneminde de bu hatadan dönülmeyerek aynen devam edildi.
“Bana sağcılar suç işliyor dedirtemezsiniz”, “Dün dündü, bu gün bu gündür” söylemleri size ait olup, Atatürk ilke ve devrimleri karşıtlarına büyük bir cesaret vermiş ve büyüyüp gelişmelerini sağlamıştır.
12 Eylül 1980 Faşist darbesi öncesinde muhalefetle zıtlaşarak Cumhurbaşkanını seçmeyişiniz, terör olaylarına yansız yaklaşmayışınız, Emperyalistlerin darbe ortamını yaratmasını sezmeyişiniz, faşist darbe ile demokrasinin kesintiye uğramasını sağlamış, birçok aydın ve yurtsever mağdur edilmiştir.
Bu gün, öyle bir noktaya gelinmiştir ki, Laik Türkiye Cumhuriyeti, tarikatların, cemaatlerin işgali altındadır. Artık Atatürkçüyüm, aydının, laikim demek suç haline gelmiş ve soruşturulmaktadır.
Zorda kalan, haksızlığa uğrayan herkesin sığındığı liman olan yargıyı, yargıya denetletmek ve birbirine kırdırmak kabul edilir olaylardan olmamasına karşın, ne yazık ki yapılmakta ve bunda da başarı! Sağlanmaktadır.
Sayın Demirel Ülkenin bu hale gelmesinde, yıllarca iktidarda bulunan sizin katkınız çok büyüktür. Biz Kemalistler bunun farkındayız. Cumhurbaşkanı seçildikten sonra, politik bir endişeniz kalmayınca Atatürk’e ve onun devrim ve ilkelerine sahip çıkmanız ve bu günde bu konuda çaba harcamanız, At’ı alıp Üsküdar’ı geçenleri durdurmaya yetmeyecektir.
Büyük önderin Amasya Tamiminde dediği gibi "Milletin istiklâlini, yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır." Bu ulus aklını başına toplayıp sandık önüne geldiğinde, karşıdevrimcilere, numaralı Cumhuriyetçilere, emperyalistlerin işbirlikçilerine dersini verdiği gün ülke huzura kavuşacaktır.
Son söz olarak, Türkiye’nin bu hale gelmesinde ne kadar katkınız olduğu konusunda bir özeleştiri yapmanızdır diyorum.
Gündüz AKGÜL
Emekli Cumhuriyet Savcısı
Kaynak