TÜRKİYE'NİN KARARI 17-10-2010
“Batılı aklıyla düşünerek Türkiye’ yi anlamak mümkün değildir” demiş Prof.Dr. Şerif Mardin...
*
Türkiye’de bölgeler, şehirler hatta ilçeler arasında bile öyle bir uçurum var ki, bu durum ülkenin genelini etkileyecek topyekün bir akıl yürütme sürecini imkansız kılıyor.
*
Örneklerle anlatalım...
Türban mesela...
Ben üniversitedeki türban da dahil her türlü yasağa karşıyım.
Ama şunu da düşünün...
1 yıl sonra Konya Selçuk Üniversitesi’nde bir kız öğrencinin türbansız okula gitmesi Konya’da nasıl karşılanacak?
*
Türban nihayetinde fazlasıyla siyasete bulaşmış bir tartışma...
O yüzden amacımızdan sapmamak için başka bir örnek verelim:
Bir ara ilk ve orta dereceli okullarda serbest kıyafet gündemdeydi...
İstanbul ve Ankara’nın ‘janti’ semtleri için güzel...
Formadan, önlükten kurtulmak çocuklar için büyük bir rahatlık olacak...
Okullarda kıyafeti serbest bıraktınız diyelim...
Taşrada o önlüğün-formanın gizlediği yoksulluğu ne yapacaksınız?
*
Son bir örnek daha vereyim.
Son dönemde Alevi Açılımı kapsamında çokça konuşulan: “Zorunlu din dersinin kaldırılması”
Tunceli’de sorun yok...
İstanbul Fatih’teki bir lisede okuyan öğrencinin din dersine girmediğinde karşılaşacağı
‘mahalle baskısı’nı hayal edebiliyor musunuz?
*
Sayısız örnek verilebiliriz...
*
Özetle, Türkiye öyle bir noktaya gelmiştir ki; Aynı şehri iki semti olan Nişantaşı için doğru olan hemen dibindeki Feriköy için hayati derecede yanlış olabilmektedir.
Dolayısıyla kim ne derse desin böyle bir ülkede toplumun genelini etkileyecek kararlar
almak dünyanın en zor işidir.
O nedenle son dönemde ne zaman bir tartışmada "Türkiye'nin kararı…" lafını duysam kendimi şu soruyu sormaktan alamıyorum:
"İyi de hangi Türkiye'nin…"
HERŞEY ÇOK GÜZEL OLACAK...
* Kürtlere açılım yaparken Türkleri açılıma muhtaç hale getirmediğinizde...
* Türbanlıya, türbansıza garanti vereceğinize, üniversiteliye iş sahibi olma garantisi verdiğinizde...
* Türk milliyetçilerine faşist derken Kürt milliyetçilerine kahraman demediğinizde...
* ‘Badem bıyıklılar’ kadar badem bıyıksızlara da üst düzey makamlarda görev verdiğinizde...
* “Seviyeyi yüksek tutmak lazım” deyip, sigortaları attığında en seviyesiz lafları söyleyemediğinizde...
Candaş Tolga Işık
kaynak
“Batılı aklıyla düşünerek Türkiye’ yi anlamak mümkün değildir” demiş Prof.Dr. Şerif Mardin...
*
Türkiye’de bölgeler, şehirler hatta ilçeler arasında bile öyle bir uçurum var ki, bu durum ülkenin genelini etkileyecek topyekün bir akıl yürütme sürecini imkansız kılıyor.
*
Örneklerle anlatalım...
Türban mesela...
Ben üniversitedeki türban da dahil her türlü yasağa karşıyım.
Ama şunu da düşünün...
1 yıl sonra Konya Selçuk Üniversitesi’nde bir kız öğrencinin türbansız okula gitmesi Konya’da nasıl karşılanacak?
*
Türban nihayetinde fazlasıyla siyasete bulaşmış bir tartışma...
O yüzden amacımızdan sapmamak için başka bir örnek verelim:
Bir ara ilk ve orta dereceli okullarda serbest kıyafet gündemdeydi...
İstanbul ve Ankara’nın ‘janti’ semtleri için güzel...
Formadan, önlükten kurtulmak çocuklar için büyük bir rahatlık olacak...
Okullarda kıyafeti serbest bıraktınız diyelim...
Taşrada o önlüğün-formanın gizlediği yoksulluğu ne yapacaksınız?
*
Son bir örnek daha vereyim.
Son dönemde Alevi Açılımı kapsamında çokça konuşulan: “Zorunlu din dersinin kaldırılması”
Tunceli’de sorun yok...
İstanbul Fatih’teki bir lisede okuyan öğrencinin din dersine girmediğinde karşılaşacağı
‘mahalle baskısı’nı hayal edebiliyor musunuz?
*
Sayısız örnek verilebiliriz...
*
Özetle, Türkiye öyle bir noktaya gelmiştir ki; Aynı şehri iki semti olan Nişantaşı için doğru olan hemen dibindeki Feriköy için hayati derecede yanlış olabilmektedir.
Dolayısıyla kim ne derse desin böyle bir ülkede toplumun genelini etkileyecek kararlar
almak dünyanın en zor işidir.
O nedenle son dönemde ne zaman bir tartışmada "Türkiye'nin kararı…" lafını duysam kendimi şu soruyu sormaktan alamıyorum:
"İyi de hangi Türkiye'nin…"
HERŞEY ÇOK GÜZEL OLACAK...
* Kürtlere açılım yaparken Türkleri açılıma muhtaç hale getirmediğinizde...
* Türbanlıya, türbansıza garanti vereceğinize, üniversiteliye iş sahibi olma garantisi verdiğinizde...
* Türk milliyetçilerine faşist derken Kürt milliyetçilerine kahraman demediğinizde...
* ‘Badem bıyıklılar’ kadar badem bıyıksızlara da üst düzey makamlarda görev verdiğinizde...
* “Seviyeyi yüksek tutmak lazım” deyip, sigortaları attığında en seviyesiz lafları söyleyemediğinizde...
Candaş Tolga Işık
kaynak