Cumhuriyet rejimini yargıyı kullanarak dönüştürecek, Yargı bağımsızlığını yok edip yargının bir siyasal parti tarafından ele geçirilmesine olanak hazırlayacak olan “Anayasa Değişikliği” paketinin “Halkoyuna” sunulması tartışmalarının alevlendiği bir süreçte “TSK iç hizmet kanununun 35. Maddesinin” kaldırması tartışmalarının gündeme taşınması Türkiye üzerinde oynanan emperyalist planların bir parçasıdır.
TSK’nın görevini “Türk yurdunu ve Anayasa ile tayin edilmiş olan Türkiye Cumhuriyetini kollamak ve korumaktır.” Diye tanımlayan 35. Madde, darbe yapmayı meşru gösteren bir madde değil, tam tersine dışarıdan ve içeriden gelebilecek her türlü tehdit, tehlike ve darbeye karşı Cumhuriyeti ve vatanı savunma görevidir.
Türkiye’de 12 Martın, 12 Eylül ün, 28 Şubatın, e- muhtıra’nın kaynağı ABD’nin çıkarları doğrultusunda kararlar alan, ABD’nin kirli eli “NATO” dur.
Soğuk Savaş döneminde Amerika tarafından Sovyet tehlikesine karşı kullanılan TSK, Sovyetler Birliğinin dağılması, Komünizm tehlikesinin ortadan kalkmasıyla ABD’ye karşı tavır almaya başladı. PKK ile mücadele, TSK’nın siyasi düşüncesini değiştirdi ve eski müttefiki ABD’yi sorgular konuma getirdi. Bu nedenledir ki TSK içindeki anti-Amerikancı tepki ve değişim, Ergenekon operasyonlarına, özellikle üst rütbeli subaylara yönelik yapılan operasyonlara neden olmuştur.
Türkiye’nin topraklarında NATO üssü bulundurması “yurtta barış ve dünyada barış”ın önündeki en büyük engeldir. Dünya barışının en tehlikeli düşmanı olan NATO Filistin Meselesi’nde de İsrail’in yanında yer almıştır. NATO aldığı kararlarla ABD’nin dış politikada ki uygulamalarını hep meşruiyet zeminine çeken roller üslenmiştir. Irak konusunda, Yugoslavya’nın parçalanmasında, Afganistan’da hep bu rolü oynamıştır.
Türkiye, NATO’nun savaş üssü olmaktan bir an önce kendisini kurtarmalıdır.
Batı güdümünden kurtulmanın, darbelerin önüne geçmenin tek yolu 35. Maddeyi kaldırmak değil NATO’dan çıkmaktır. ABD güdümündeki NATO’dan derhal çıkılmalıdır. Irak, Afganistan, Filistin, Yugoslavya hep NATO’nun kurbanı olan ülkelerdir. Sıra Türkiye’ye gelmeden önce, NATO ülkemizden defedilmelidir.
35. Maddeyi kaldırma pazarlığı yapan tüm siyasi partilere çağrı yapıyoruz. Eğer ulus ve ülke çıkarları konusunda samimi iseniz ve yüreğiniz yetiyorsa, cumhuriyet rejiminin değişip dönüştürülmesine karşı iktidarın önünde tek engel olarak gördüğü TSK ile uğraşmayı bırakın, tehdidin asıl kaynağı olan NATO dan çıkmak için çaba gösterin.
YÖNETİM KURULU ADINA: MAHMUT ÖZYÜREK
ADD ISPARTA ŞUBE BAŞKANI
TÜRKİYEDE DARBELERİN KAYNAĞI 35. MADDE DEĞİL, NATO?DUR. - İlk Kurşun Gazetesi
TSK’nın görevini “Türk yurdunu ve Anayasa ile tayin edilmiş olan Türkiye Cumhuriyetini kollamak ve korumaktır.” Diye tanımlayan 35. Madde, darbe yapmayı meşru gösteren bir madde değil, tam tersine dışarıdan ve içeriden gelebilecek her türlü tehdit, tehlike ve darbeye karşı Cumhuriyeti ve vatanı savunma görevidir.
Türkiye’de 12 Martın, 12 Eylül ün, 28 Şubatın, e- muhtıra’nın kaynağı ABD’nin çıkarları doğrultusunda kararlar alan, ABD’nin kirli eli “NATO” dur.
Soğuk Savaş döneminde Amerika tarafından Sovyet tehlikesine karşı kullanılan TSK, Sovyetler Birliğinin dağılması, Komünizm tehlikesinin ortadan kalkmasıyla ABD’ye karşı tavır almaya başladı. PKK ile mücadele, TSK’nın siyasi düşüncesini değiştirdi ve eski müttefiki ABD’yi sorgular konuma getirdi. Bu nedenledir ki TSK içindeki anti-Amerikancı tepki ve değişim, Ergenekon operasyonlarına, özellikle üst rütbeli subaylara yönelik yapılan operasyonlara neden olmuştur.
Türkiye’nin topraklarında NATO üssü bulundurması “yurtta barış ve dünyada barış”ın önündeki en büyük engeldir. Dünya barışının en tehlikeli düşmanı olan NATO Filistin Meselesi’nde de İsrail’in yanında yer almıştır. NATO aldığı kararlarla ABD’nin dış politikada ki uygulamalarını hep meşruiyet zeminine çeken roller üslenmiştir. Irak konusunda, Yugoslavya’nın parçalanmasında, Afganistan’da hep bu rolü oynamıştır.
Türkiye, NATO’nun savaş üssü olmaktan bir an önce kendisini kurtarmalıdır.
Batı güdümünden kurtulmanın, darbelerin önüne geçmenin tek yolu 35. Maddeyi kaldırmak değil NATO’dan çıkmaktır. ABD güdümündeki NATO’dan derhal çıkılmalıdır. Irak, Afganistan, Filistin, Yugoslavya hep NATO’nun kurbanı olan ülkelerdir. Sıra Türkiye’ye gelmeden önce, NATO ülkemizden defedilmelidir.
35. Maddeyi kaldırma pazarlığı yapan tüm siyasi partilere çağrı yapıyoruz. Eğer ulus ve ülke çıkarları konusunda samimi iseniz ve yüreğiniz yetiyorsa, cumhuriyet rejiminin değişip dönüştürülmesine karşı iktidarın önünde tek engel olarak gördüğü TSK ile uğraşmayı bırakın, tehdidin asıl kaynağı olan NATO dan çıkmak için çaba gösterin.
YÖNETİM KURULU ADINA: MAHMUT ÖZYÜREK
ADD ISPARTA ŞUBE BAŞKANI
TÜRKİYEDE DARBELERİN KAYNAĞI 35. MADDE DEĞİL, NATO?DUR. - İlk Kurşun Gazetesi