Türkiyede darbelerin kaynağı 35. Madde değil, nato’dur.

1001Design

330i ///M3 Design
Altın Üye
Katılım
28 Eki 2006
Mesajlar
25,561
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
Shut up and train!
Cumhuriyet rejimini yargıyı kullanarak dönüştürecek, Yargı bağımsızlığını yok edip yargının bir siyasal parti tarafından ele geçirilmesine olanak hazırlayacak olan “Anayasa Değişikliği” paketinin “Halkoyuna” sunulması tartışmalarının alevlendiği bir süreçte “TSK iç hizmet kanununun 35. Maddesinin” kaldırması tartışmalarının gündeme taşınması Türkiye üzerinde oynanan emperyalist planların bir parçasıdır.

371c8_8987.jpg


TSK’nın görevini “Türk yurdunu ve Anayasa ile tayin edilmiş olan Türkiye Cumhuriyetini kollamak ve korumaktır.” Diye tanımlayan 35. Madde, darbe yapmayı meşru gösteren bir madde değil, tam tersine dışarıdan ve içeriden gelebilecek her türlü tehdit, tehlike ve darbeye karşı Cumhuriyeti ve vatanı savunma görevidir.

Türkiye’de 12 Martın, 12 Eylül ün, 28 Şubatın, e- muhtıra’nın kaynağı ABD’nin çıkarları doğrultusunda kararlar alan, ABD’nin kirli eli “NATO” dur.

Soğuk Savaş döneminde Amerika tarafından Sovyet tehlikesine karşı kullanılan TSK, Sovyetler Birliğinin dağılması, Komünizm tehlikesinin ortadan kalkmasıyla ABD’ye karşı tavır almaya başladı. PKK ile mücadele, TSK’nın siyasi düşüncesini değiştirdi ve eski müttefiki ABD’yi sorgular konuma getirdi. Bu nedenledir ki TSK içindeki anti-Amerikancı tepki ve değişim, Ergenekon operasyonlarına, özellikle üst rütbeli subaylara yönelik yapılan operasyonlara neden olmuştur.

Türkiye’nin topraklarında NATO üssü bulundurması “yurtta barış ve dünyada barış”ın önündeki en büyük engeldir. Dünya barışının en tehlikeli düşmanı olan NATO Filistin Meselesi’nde de İsrail’in yanında yer almıştır. NATO aldığı kararlarla ABD’nin dış politikada ki uygulamalarını hep meşruiyet zeminine çeken roller üslenmiştir. Irak konusunda, Yugoslavya’nın parçalanmasında, Afganistan’da hep bu rolü oynamıştır.

Türkiye, NATO’nun savaş üssü olmaktan bir an önce kendisini kurtarmalıdır.
Batı güdümünden kurtulmanın, darbelerin önüne geçmenin tek yolu 35. Maddeyi kaldırmak değil NATO’dan çıkmaktır. ABD güdümündeki NATO’dan derhal çıkılmalıdır. Irak, Afganistan, Filistin, Yugoslavya hep NATO’nun kurbanı olan ülkelerdir. Sıra Türkiye’ye gelmeden önce, NATO ülkemizden defedilmelidir.

35. Maddeyi kaldırma pazarlığı yapan tüm siyasi partilere çağrı yapıyoruz. Eğer ulus ve ülke çıkarları konusunda samimi iseniz ve yüreğiniz yetiyorsa, cumhuriyet rejiminin değişip dönüştürülmesine karşı iktidarın önünde tek engel olarak gördüğü TSK ile uğraşmayı bırakın, tehdidin asıl kaynağı olan NATO dan çıkmak için çaba gösterin.

YÖNETİM KURULU ADINA: MAHMUT ÖZYÜREK

ADD ISPARTA ŞUBE BAŞKANI


TÜRKİYEDE DARBELERİN KAYNAĞI 35. MADDE DEĞİL, NATO?DUR. - İlk Kurşun Gazetesi
 
Zamanında Nato'ya girmeseydik ne güzel rusya tepemizdeydi ve ülke anayasal olarak da komünistti . Yani tam ekmeğe yağ sürmelikti . Ama ne zaman Natoya girdik hayaller suya düştü .

İsteğin altında samimiyet değil , ikiyüzlülük görüyorum .

35. madde elbette darbe yapılabilir maddesi değildir ama geçmiştekiler darbeleri buna dayandırdıkları için maddeye ek olarak 'Darbe yapmak vatanı korumak olarak adlandırılamaz' gibi veya buna benzer ek bir ifade getirilirse kimsede bir karın ağrısı olacağını sanmıyorum .

35. maddeyi topyekün kaldırmak zaten bir hainliktir . Bunu dillendirmek bile mantıksız ancak maddenin herkesin istediği yere çekmemesi için daha açık ve anlaşılır bir yapıya kavuşturulması ise mantıklı bana göre .
 
Ya nerde koruyacak ordu
Ben onları yan gelip yatıyor zannediyordum.

Gerçi bir kısmı vatanını korurken şehit oluyor ama bu sefer sağ yanının üstüne yüzü kıbleye gelecek şekilde yan gelip ebediyete kadar yatıyor...

Tövbe tövbe orduya taktılar kafayı.
 
Venezuela'da ne oldu? abd'nin oyunlarla başa getirdiği hükümeti, "HALK KENDİ DARBESİ" ile devirerek Chávez'i tekrar başa getirdi. Demek ki darbe de kaçınılmaz olabiliyor illa ordu yapacak diye birşey yok.
 
Birçok şirketin , krizlere hazırlık için kriz yönetimi planları ve stratejileri var. Bir ülkede de böyle birşey olması normaldir. Birçok iktidar zamanında bu olmuştur , gel gör ki AKP hükümeti neyden çekiniyor , neyden korkuyorsa , iddialar bile operasyonlar yaptırmaya yetti. O kadar ki , çıkıp da bir tek kelime bile konuşamadı kimse bu tutuklamalarla ilgili.
 
35. madde cuntacılara gerekçe değil mazeret olmuştur. O madde olmasa başka bir mazeret muhakkak bulacaklardı. Adı üstünde''mazaret'' mantık aramanın bir gereği yok. Kalkmasıda yanlızca sembolik anlamda ufak ama iyi bir adım olacaktır.
 
Geri
Üst