“MAÇO ERKEK İSTERİM AMA KIRO MAÇO DEĞİL, KALİTELİ…”
Seksi manken şarkıcı Zeynep Yılmaz, Bir Magazin Sitesine'a çok özel açıklamalar yaptı. Evde yalnızken kendisini maço hissettiğini söyleyen Yılmaz, “Cinselliğe doymuş bir ülke değiliz, 11 milyon işsiz var ülkede bunun 7, 8 milyonu abazadır. 70 milyonluk ülkede 40 milyon erkek olsa 25 milyonu abazadır… Sonuçta abazayız yani! Hayatın %70’i seks üzerine kuruludur. Gerisi yeme, içme, iş…” diyerek tartışma yaratacak ilginç açıklamalar yaptı. Zeynep Yılmaz meslektaşlarını da adeta topa tuttu.
Miss Model Of Turkey 2003, Malta 2001 Sempati ve Mayo Güzeli Zeynep Yılmaz geçim şartlarının zorlaştığını belirterek “Ekmek aslan’ın ağzında değil midesinde” dedi… Zeynep Yılmaz Olcay Ünal Sert'in sorularını yanıtladı...
-Neler yapıyorsonuz bu aralar?
-Bu aralar yoğun sahne çalışmalarım başladı. Mankenlikten daha ön plana çıkmaya başladı. Ekstralarım arttı. En son Bursa’da konser verdim.
-Albüm çalışmaları var mı?
-R&B ve Rock ağırlıklı bir albüm çıkardım ve kendi bestelerimi yapıyorum. Kalkıpta kimse kolay kolay beste yapamıyor.
-Albümden biraz bahseder miyiz?
-Maxi single’ımızın ismi, ‘Zenobya Karalama’. Zenobya, Savaşçı Kraliçe demek, Zeynep isminin kökeninden geliyor. ‘Savaşçı Kraliçe’ ismini de bana Rahmetli Bodrum Fatih’i takmıştı. Albümün ismi karalamaydı, benim karaladığım şarkılar beste oldu. Aileden gelen beste yeteneğim var.
-Şarkılardan bahseder misiniz?
-İki R&B şarkı var. “Eyvallah” ve “Bütün Eller Havaya” , bunun dışında şehitlerimiz için yaptığım bir şarkı var. “Kim sana sahip” diye kendi bestem var. Bir de “Beni Affet Anne” diye bir şarkım var.
-Annenizden özür mü diliyorsunuz bu şarkı da?
-Evet. Yaptığım hatalardan dolayı özür diliyorum. Sanat camiasına girerken ben “Seni üzmeyeceğim Anne” diye söz verdim. ‘Beni üzecekse yapma’ dedi. Ben bu işe girerken üzülmüştü ama ben kendimi bozmadığıma inanıyorum. Kendini bozanlar var. Pornocuların hepsi baş tacı oldu!..
-Oyunculuk teklifleri alıyor musunuz?
-Oyunculuk teklifleri alıyorum ama dizi sevmediğim için sıcak bakmadım. Sinema istiyorum. Bu piyasaya da 13 yaşında oyunculuk yaparak girdim. Yönetmenler çok güzel bir sinema yüzüm olduğunu söylerler. Uzun metrajlı film isterim.
-Nasıl bir rolde oynamak istersiniz?
-Ninja kaplumbağa olabilirim! (gülüyor)
-Nasıl olacak bu rol?
Ben hiperaktifim ya.. Sonra çok güzel karate yaparım ben…
-Eğitimi kimden aldınız?
-Çocukken almıştım.
-Modelliğe nasıl adım attınız?
-İçimde farklı bir ruh olduğunu hissediyordum hep, günün birinde ünlü bir top model olacağım dedim ve modellikle kalmadı müziğe de yöneldim.
-Dereceleriniz de var sizin değil mi?
-Evet. Miss Model Of Turkey 2003, Miss Model Of Fashion TV En İyi Yürüyüş, En İyi Podyum, bunun dışında Mayo Güzeli seçildim. 2001 yılında Malta adasında Dünya çapında Sempati ve Mayo Güzeli seçilmiştim…
-Sizinle daha önce katalog çekimnde tanışmıştık ilk..
“NE KİMSEYİ KENDİME RAKİP GÖRÜYORUM, NE DE KULVARIMA SOKUYORUM!..”
-Nilay Dorsa vardı. Siz Nilay Dorsa ile hemen hemen aynı dönemde çıktınız, o biraz daha mı ön plana geçti?
-Onlar biraz kamerayı seviyorlar. Onlar biraz sonradan görme. Onları benimle kıyaslamayın. Onların yoluyla benim yolum çok farklı ben kendi bestelerimden oluşan albümler yapıyorum. Kaliteli müzik yapıyorum. Çok fazla ekranda olmak bir kişinin başarılı olduğunu göstermiyor. Her televizyona çıkan ünlü insan çok kaliteli diye bir şey de yok! Onlar çok ön plana çıkabilirler önemli olan kalıcı olabilmek. Her ağaçtan mobilya olmaz, kalitesiz bir ağaçtan mobilya olursa da bir süre sonra dökülür. Ben yanmayan bir odun var, kauçuk olmak istiyorum, onlar da dandik yerlerde yetişen otlardan olsun, ne var; maki!.. Onlar maki, ben kağuçuk!... Şampiyon belli sırada ki kim?
-Nilay Dorsa, “İbrahim bey bir dokundu, tam dokundu” dedi..
-İbrahim Tatlıses’in programına ben de katılsaydım ve Tatlıses’e ben de yalakalık yapsaydım diğer mankenler gibi, gündemi çok güzel alt üst edebilirdim. Neden İbrahim Tatlıses’e yalakalık yapayım ki, sonuçta İbrahim Tatlıses’in yalakalığa ihtiyacı yok. Kadınlar bunu yapıyorsa kendilerinin reklamı için yapıyor. Tatlıses’i seviyorum, saygı da duyuyorum. Birgün onunla aynı ortamdaydık, onunla görüşmek istedim ama basının gitmesini bekledim. O da bana saygı duydu, ‘sen ne kadar delikanlı kızsın, başkası olsa reklam için neler yapardı’ dedi.
-Diva’ya da konuk oldu..
-Onun sebebini biliyorum ben, ‘Armağan’dan sperm alıcım, Bülent Ersoy’un çocuğu olmuş olacak…’ O kadar cahil ve kültürsüz bir insan ki, “Ben ondan çocuk yaparsam Armağan’ın çocuğu mu olacak?” diyor. Bülent Ersoy kadın olduğu için sperm veremez ona!.. (gülüyor)
-Mankenlik camiasında çekememezlik çok mu fazla?
-Çok fazla. Ekmek aslanın ağzında değil artık midesinde!.. Benim çekememezlik gibi bir durumum yok ben kendime çok fazla güvenen bir insanım. Kendime özgüvenim var. Ben kimseyi kendime ne rakip görüyorum ne de kulvarıma sokuyorum! Ben kendi çizgimi çizmeye çalışıyorum, yolun daha başındayım. Kimler var, kimler geldi ve kimler geçti.
-Erkek mankenlere jigolo gözüyle bakanlar oluyor mu?
-Tabi canım mutlaka, mankenlik zor bir iş. Manken dediğin dikkat çeker, örnek insandır ve herkeste mankenlere ilk etapta asılır. Ama paraya ihtiyacı olan bir erkekte jigololuk yapıyorsa sonuçta bilmiyorum bu bir suç mudur. Ama bir kadın yaptığında bilmem ne olur, erkek yaptığında elinin kiri olur. Sonuçta ben jigolo biriyle birlikte olmam.
-Günümüzde ki ilişkileri nasıl buluyorsunuz?
-Günümüzde ki ilişkiler günü birlik oluyor. Herkes artık şey olmuş… Bilmem nesini vermiş, ben bunu nasıl götürsem olayı olmuş. Sevgiye dayalı çok fazla bir şey kalmamış. Çok fazla tasvip etmiyorum.
-Top Model kalmadı deniyor, sizce var mı?
-Top Model!... Herkes top oldu!.. (gülüyor) Güzellik göreceli bir kavramdır. Herkesin farklı bir güzellik anlayışı vardır. Benim güzel dediğime siz çirkin diyebilirsiniz, sizin güzel dediğine ben çirkin diyebilirim. Top Model’ler belli, Claudia Schiffer var. Türkiye’de hepsi estetikli. O yüzden örnek veremiyorum.
-Tülin Şahin nasıl ?
-Tülin bence çakma yani!.. Serdar Ortaç, Hande Yener için “Çakma Madonna” dedi ya, o da bence Cindy Crawford’un çakması.
-Taklitler asıllarını yaşatırlar derler…
Birisinin taklidi olmak kötü. Bence herkes doğuştan bir markadır. İnsanlar, doğarlar yaşarlar ve ölürler. Özgün olanlar kalıcı olur, taklit olanlar unutulur. Yaptıklarımla hatırlanmak isterim.
-Erkek mankenlerden kimleri beğeniyorsunuz?
-2007 Best Model Özer Alçiçek. En iyi yüz ve en delikanlı…
-Neresini çekici buluyorsunuz?
-Onun temiz kalbini sevdim, çok temiz kalpli.
Zeynep Yılmaz, meslektaşlarından Özer Alçiçek'i çok başarılı buluyor. Özer Alçiçek "2007 Best Model Of Turkey" yarışmasında "En İyi Erkek Yüzü" seçildi...
-Maço birisi misiniz?
-Ben tek başıma yaşarken maçoyum. Ama kalkıp bir erkek girecekse hayatıma onun maço olmasını isterim. Ama o da kıro maço değil, kaliteli… Her ota laf etmeyecek ama gerektiği yerde de çizgisini koyacak insan istiyorum.
-Kıro maçolar kimler mesela?
-Kıro maço, bilinçsiz yere kadına bağıran adamlardır. Bir şey yoktur ortada durduk yere kadına bağırırlar. Kadına vurmaya kalkan, tansiyon yükselten adamlar kıro maçodur.
-Kadına şiddet uygulayan erkeklere ne söylemek istersiniz?
-Tasvip etmiyorum. Şiddet uygulayana da birgün şiddet uygularlar…
-Mehmet Akif Alakurt nasıl?
-Onu çok fazla takip etmiyorum, ilgi alanıma da girmiyor. Dizilerini de izlemiyorum.
-Şöhret insanın psikolojik dengesini bozuyor mu?
13 yaşından beri bu camiadayım, 13 yaşında kamera hayatıma girmiş ben bile tırlatıyorum bir anda, bu camiada ki insanlar tırlatıyor. O ışık insanı delirtiyor.
O yüzden susuyorum bir türlü, susmuyorum bir türlü.
-Özel hayatınızda birisi var mı?
-Şu an yok ama belki yeni başlayacak bir şeyler olabilir. İlişkiye başlamak bir günde olmuyor biliyorsunuz.
-Hayatınızı paylaşacağınız erkekte aradığınız özellikler nelerdir?
-Ne para peşindeyim ne maaş peşindeyim. Ben huzur arıyorum. Bana huzur versin yeter. Varlığını bileyim yeterli. Yanıma da yakışacak tabi ki, böyle şık olacak.
-Sizden kısa boylu, göbekli birisi olamaz mı?
-Yook.. Sonuçta insanlar sevebilir, kelebeğe de konuyor, sineğe de!. Ben çok güzel bir bayansam, ki öyle olduğumu da düşünmüyorum, kendime göre bir sempatim var. Ama benden daha güzel biriyle birlikte olmak isterim. Hep daha havalı isterim.
-Sarışın, kumral ya da esmer erkek diye bir tercihiniz var mı?
-Benim gibi olacak. Saçlar koyu, beyaz tenli hoşuma gider.
-Erkekte ilk önce neye dikkat edersiniz?
-Tabii ki elektrik çok önemli. Beni taşıyabilecek bir erkek olmalı. Erkeğin konuşması beni çok etkiler. Onun dışında gözler. Gözler kalbin aynasıdır.
-Estetik var mı?
-Göğüslerimde küçük bir operasyon var o da yok gibi duruyor. 75 beden giyiyordum şimdi 80 beden giyiyorum. Demesem kimse anlamaz ben dürüstlük yapıp söylüyorum. (gülüyor) Ama daha da büyüttürücem göğüslerimi!
-Kimisine de gerekiyor, Nadide Sultan da küçülttü biliyorsunuz…
-Nadide küçültsün, kafasından büyük göğüsleri vardı… Bir de zararlıymiş, kansere yol açıyormuş diye duydum. O yüzden küçültsün belli yaştan sonra kamburu çıkacak…
-Tuğba Ekinci ile sorunlar yaşadınız siz bi dönem…
-Benim arabamı parçaladı, mahkemeyi kazandım biliyorsunuz. Hapis cezasından yırttı, onun hapis cezası paraya çevrildi. Tazminat davası açtım onu bekliyorum. Ben de ona özel bir kanalda hakaret ettiğim için benim davam düşebilir. Ama ben sonuçta kazandım, bana dava açacağını da sanmıyorum doğru bir şey söyledim çünkü sürtük, onu inkar etmesine imkan yok.
-Peki neden sürtük dediniz? Sürtük çünkü ağır bir ifade…
-Sürtük ne demek? Sürtüğü nereye çekersen çekersin. Hani orada burada sürten insanlar vardır, nerede ne yaptığı belli olmaz her yerde karşınıza çıkmaz. Normal şartlar da onun ne iş yaptığını bilmiyorum. Zaten sahneye çıkamıyor, sahneye çıktığı her yerden kovuluyor. Kendisi söyleyemediği için vokal kullanıyor. Sanatçı da değil, vasfı da yok ortalar da sürten bir tip. Hülya Aşvar’ı taklit ederek magazini oyalıyor o yüzden sürtük dedim.
-Ne kadarlık dava açtınız?
-60, 70 milyarlık dava açtım. O parayı alırsam da ihtiyacı olanlara vereceğim.
-‘Boynuz’ diye bir albüm çıkardı nasıl buldunuz?
-Boynuz, kondom, onun piyasası zaten belli. O sadece malzeme olur, ben halka hitap ediyorum. Millet onu düşünüp bilmem ne yapar… Ama ben halka hitap etmek istiyorum.
-Düzeyli ilişki yaşıyoruz diye ortaya çıkanlar var bu anlamda siz kendinizi nereye koyuyorsunuz?
-Tabi ki kimse bir ilişkinin nereye gideceğini bilemez. Bazen bir insanı çok beğenirsin, tanıdığını sanırsın ama belki bir ay sürer ve biter o ilişki. Cinselliğe dayalı değilse o ilişki bitmeye mahkumdur. Tabii ki cinsellik insanların hayatında o kadar önemli bir şey ki insanlar kolay kolay evlenecek kişi bulamıyor. Hayatın %70’i seks üzerine kuruludur. Gerisi yeme, içme, iş. Onun için anlaşmak çok önemli. Birlikte tatmin olmak çok önemli. Şu zamanda herkes paraya güveniyor, çünkü işsizlik had safhda. 11 milyon işsiz insan var şu anda biliyorsunuz Türkiye’de. Açlık had safhada. Cinselliğe de doymuş bir ülke değiliz. Sonuçta abazayız yani açıkçası…11 milyon işsizden 7, 8 milyonu abazadır. 70 milyonluk ülkede 40 milyon erkek olsa bunun 25 milyonu abazadır…
-Peki kendinizi cinsellik olarak yüzde kaç olarak görüyorsunuz?
-Ben biraz duygusal bir insanım ve ben çoğu şeye doyduğuma inanıyorum. Benim aradığım huzur yaa. Huzur versinler bana.
-Ünlü olmadan önce sanatçıların pek çoğu açık fotoğraflar çektirebiliyorlar, belli bir yere gelince de hanımefendi oluyorlar…
-İsim vermeden vasıfsız, sanat adı altında bu işi yapan kadın da var erkekte var. Hele Taksim’de bu işi parayla yapan dolu var.
-Mankenlik adı altında yapanlar mı?
-Onların pek çoğu operasyonla yakalandı zaten. Allah korusun yanlışlıkla bizim de adımız bir karışsaydı mahvolurdum. Arada suçsuzlar da olabilir, iyi ki benim adım karışmadı.
-Ece Gürsel aklandı. Fulden Uras bir süre önce yeniden göz altına alındı…
-Artık sahneye çıkan insanlara sahne fiyatın kaç para, farklı şey ima ederek diğeri kaç para diye soruylarmış, ben de bunu yeni duydum.
-Siz temiz mi kaldınız?
-Kesinlikle, aynen öyle. Ben çünkü paraya tapmıyorum, o yüzden rahatım.
-Psikolojinizi bozuyor mu bu tür insanların?
-Bozuyor. Daha çirkin yeteneksiz insanlar senin önüne geçince, geçim sebepleri her ne kadar bu yollar olsa da insana koyuyor. Çünkü senin zamanından çalıyorlar kafa karıştırıp önüne geçiyorlar.
-Türkiye doğusu batısı, kuzeyi güneyi çok farklı bir ülke. Siz de işiniz gereği çok geziyorsunuz, gözlemlediğiniz neler var?
-Yurt dışında da işler yapıyorum ben. Yılbaşı’nda Almanya’daydım, Köln’e gittim. Ve orada ki insanların Türkiye’ye ne kadar özlem duyduğunu gördüm. Onun dışında bizim ülkemiz hakikatten yılda dört mevsim yaşayan dünya da tek ülke.
-Uç noktalarda mı yaşarsınız, marjinal misiniz?
-Ben yerine göre marjinalim. Benim marjinal olduğumu söylerler.
-Nereye kadar marjinalsiniz?
-Çocukken ben farklıydım. Punk müzik dinlerdim. Her yerimde piercingler vardı halen de kaşımda var. Böyle uçuk kaçık biriyim, çocukken ben mesela mağara da uyumuştum.
-Nerede mağara da?
-Kadıköy de.
-Kadıköy de mağara var mı?
-Var, sahilden taşların altından giriyorsun.
-Diyarbakır, Urfa olsa anlıycam da Kadıköy de mağara bilmiyorum!
-Yok var. Oraya da gittim ayrıca.
-Mankenlikten oyunculuğa geçen isimler çoğunlukta. Nasıl buluyorsunuz oyunculuklarını?
-Herkese bir şans tanınır, kimisi güzel değerlendirir, kimisi değerlendiremez. Her günümüz bir sermayedir. Her günümüz bize verilen 100 dolardır… Kimisi üzerine 100 dolar katlar koyar, kimisi 100 dolardan harcar. Tolgahan bizim mankenlikten arkadaşımız, Kıvanç’ta öyle. Sonuçta yetenekleri varsa yıllar sonra ortaya çıkacak bir şey. Bir oyuncu TV açıkken beni susturabiliyorsa gözleriyle, oyuncudur.
-Günümüzde ki şarkıcılardan kimleri beğeniyorsunuz?
-Ayşe’yi ben beğeniyorum. Güzel bir tarz getirdi ülkeye bence o devam edebilir, şarkılarını beğeniyorum. Bence Demet Akalın’dan daha iyi Ayşe Hatun Önal.
-Reankarnasyon’a inanıyor musunuz?
-Ben önceki hayatımda şöhretli bir kızdım. Latin güzeli olabilirmişim. Kimisi sen de Kızılderili ruhu var diyor. Ben bunu araştırdım; bir kızıl derili kadar asil ve kendine güvenen enerji veren birisiyim. Röportaj: OLCAY ÜNAL SERT
Seksi manken şarkıcı Zeynep Yılmaz, Bir Magazin Sitesine'a çok özel açıklamalar yaptı. Evde yalnızken kendisini maço hissettiğini söyleyen Yılmaz, “Cinselliğe doymuş bir ülke değiliz, 11 milyon işsiz var ülkede bunun 7, 8 milyonu abazadır. 70 milyonluk ülkede 40 milyon erkek olsa 25 milyonu abazadır… Sonuçta abazayız yani! Hayatın %70’i seks üzerine kuruludur. Gerisi yeme, içme, iş…” diyerek tartışma yaratacak ilginç açıklamalar yaptı. Zeynep Yılmaz meslektaşlarını da adeta topa tuttu.

“EKMEK ASLAN’IN AĞZINDA DEĞİL MİDESİNDE”
-Neler yapıyorsonuz bu aralar?
-Bu aralar yoğun sahne çalışmalarım başladı. Mankenlikten daha ön plana çıkmaya başladı. Ekstralarım arttı. En son Bursa’da konser verdim.
-Albüm çalışmaları var mı?
-R&B ve Rock ağırlıklı bir albüm çıkardım ve kendi bestelerimi yapıyorum. Kalkıpta kimse kolay kolay beste yapamıyor.
-Albümden biraz bahseder miyiz?
-Maxi single’ımızın ismi, ‘Zenobya Karalama’. Zenobya, Savaşçı Kraliçe demek, Zeynep isminin kökeninden geliyor. ‘Savaşçı Kraliçe’ ismini de bana Rahmetli Bodrum Fatih’i takmıştı. Albümün ismi karalamaydı, benim karaladığım şarkılar beste oldu. Aileden gelen beste yeteneğim var.
-Şarkılardan bahseder misiniz?
-İki R&B şarkı var. “Eyvallah” ve “Bütün Eller Havaya” , bunun dışında şehitlerimiz için yaptığım bir şarkı var. “Kim sana sahip” diye kendi bestem var. Bir de “Beni Affet Anne” diye bir şarkım var.
-Annenizden özür mü diliyorsunuz bu şarkı da?
-Evet. Yaptığım hatalardan dolayı özür diliyorum. Sanat camiasına girerken ben “Seni üzmeyeceğim Anne” diye söz verdim. ‘Beni üzecekse yapma’ dedi. Ben bu işe girerken üzülmüştü ama ben kendimi bozmadığıma inanıyorum. Kendini bozanlar var. Pornocuların hepsi baş tacı oldu!..
-Oyunculuk teklifleri alıyor musunuz?
-Oyunculuk teklifleri alıyorum ama dizi sevmediğim için sıcak bakmadım. Sinema istiyorum. Bu piyasaya da 13 yaşında oyunculuk yaparak girdim. Yönetmenler çok güzel bir sinema yüzüm olduğunu söylerler. Uzun metrajlı film isterim.
-Nasıl bir rolde oynamak istersiniz?
-Ninja kaplumbağa olabilirim! (gülüyor)
-Nasıl olacak bu rol?
Ben hiperaktifim ya.. Sonra çok güzel karate yaparım ben…
-Eğitimi kimden aldınız?
-Çocukken almıştım.
-Modelliğe nasıl adım attınız?
-İçimde farklı bir ruh olduğunu hissediyordum hep, günün birinde ünlü bir top model olacağım dedim ve modellikle kalmadı müziğe de yöneldim.
-Dereceleriniz de var sizin değil mi?
-Evet. Miss Model Of Turkey 2003, Miss Model Of Fashion TV En İyi Yürüyüş, En İyi Podyum, bunun dışında Mayo Güzeli seçildim. 2001 yılında Malta adasında Dünya çapında Sempati ve Mayo Güzeli seçilmiştim…
-Sizinle daha önce katalog çekimnde tanışmıştık ilk..
-Evet, Hollanda da Sunset Mayo’larının çekimi vardı, yanımda da Tuğba Özay vardı onu da ben getirmiştim yanımda.
“NE KİMSEYİ KENDİME RAKİP GÖRÜYORUM, NE DE KULVARIMA SOKUYORUM!..”

-Onlar biraz kamerayı seviyorlar. Onlar biraz sonradan görme. Onları benimle kıyaslamayın. Onların yoluyla benim yolum çok farklı ben kendi bestelerimden oluşan albümler yapıyorum. Kaliteli müzik yapıyorum. Çok fazla ekranda olmak bir kişinin başarılı olduğunu göstermiyor. Her televizyona çıkan ünlü insan çok kaliteli diye bir şey de yok! Onlar çok ön plana çıkabilirler önemli olan kalıcı olabilmek. Her ağaçtan mobilya olmaz, kalitesiz bir ağaçtan mobilya olursa da bir süre sonra dökülür. Ben yanmayan bir odun var, kauçuk olmak istiyorum, onlar da dandik yerlerde yetişen otlardan olsun, ne var; maki!.. Onlar maki, ben kağuçuk!... Şampiyon belli sırada ki kim?
-Nilay Dorsa, “İbrahim bey bir dokundu, tam dokundu” dedi..
-İbrahim Tatlıses’in programına ben de katılsaydım ve Tatlıses’e ben de yalakalık yapsaydım diğer mankenler gibi, gündemi çok güzel alt üst edebilirdim. Neden İbrahim Tatlıses’e yalakalık yapayım ki, sonuçta İbrahim Tatlıses’in yalakalığa ihtiyacı yok. Kadınlar bunu yapıyorsa kendilerinin reklamı için yapıyor. Tatlıses’i seviyorum, saygı da duyuyorum. Birgün onunla aynı ortamdaydık, onunla görüşmek istedim ama basının gitmesini bekledim. O da bana saygı duydu, ‘sen ne kadar delikanlı kızsın, başkası olsa reklam için neler yapardı’ dedi.
-Diva’ya da konuk oldu..
-Onun sebebini biliyorum ben, ‘Armağan’dan sperm alıcım, Bülent Ersoy’un çocuğu olmuş olacak…’ O kadar cahil ve kültürsüz bir insan ki, “Ben ondan çocuk yaparsam Armağan’ın çocuğu mu olacak?” diyor. Bülent Ersoy kadın olduğu için sperm veremez ona!.. (gülüyor)
-Mankenlik camiasında çekememezlik çok mu fazla?
-Çok fazla. Ekmek aslanın ağzında değil artık midesinde!.. Benim çekememezlik gibi bir durumum yok ben kendime çok fazla güvenen bir insanım. Kendime özgüvenim var. Ben kimseyi kendime ne rakip görüyorum ne de kulvarıma sokuyorum! Ben kendi çizgimi çizmeye çalışıyorum, yolun daha başındayım. Kimler var, kimler geldi ve kimler geçti.
“JİGOLO BİRİYLE BİRLİKTE OLMAM”
-Erkek mankenlere jigolo gözüyle bakanlar oluyor mu?
-Tabi canım mutlaka, mankenlik zor bir iş. Manken dediğin dikkat çeker, örnek insandır ve herkeste mankenlere ilk etapta asılır. Ama paraya ihtiyacı olan bir erkekte jigololuk yapıyorsa sonuçta bilmiyorum bu bir suç mudur. Ama bir kadın yaptığında bilmem ne olur, erkek yaptığında elinin kiri olur. Sonuçta ben jigolo biriyle birlikte olmam.
-Günümüzde ki ilişkileri nasıl buluyorsunuz?
-Günümüzde ki ilişkiler günü birlik oluyor. Herkes artık şey olmuş… Bilmem nesini vermiş, ben bunu nasıl götürsem olayı olmuş. Sevgiye dayalı çok fazla bir şey kalmamış. Çok fazla tasvip etmiyorum.
-Top Model kalmadı deniyor, sizce var mı?
-Top Model!... Herkes top oldu!.. (gülüyor) Güzellik göreceli bir kavramdır. Herkesin farklı bir güzellik anlayışı vardır. Benim güzel dediğime siz çirkin diyebilirsiniz, sizin güzel dediğine ben çirkin diyebilirim. Top Model’ler belli, Claudia Schiffer var. Türkiye’de hepsi estetikli. O yüzden örnek veremiyorum.
-Tülin Şahin nasıl ?
-Tülin bence çakma yani!.. Serdar Ortaç, Hande Yener için “Çakma Madonna” dedi ya, o da bence Cindy Crawford’un çakması.
-Taklitler asıllarını yaşatırlar derler…
Birisinin taklidi olmak kötü. Bence herkes doğuştan bir markadır. İnsanlar, doğarlar yaşarlar ve ölürler. Özgün olanlar kalıcı olur, taklit olanlar unutulur. Yaptıklarımla hatırlanmak isterim.
-Erkek mankenlerden kimleri beğeniyorsunuz?
-2007 Best Model Özer Alçiçek. En iyi yüz ve en delikanlı…
-Neresini çekici buluyorsunuz?
-Onun temiz kalbini sevdim, çok temiz kalpli.
Zeynep Yılmaz, meslektaşlarından Özer Alçiçek'i çok başarılı buluyor. Özer Alçiçek "2007 Best Model Of Turkey" yarışmasında "En İyi Erkek Yüzü" seçildi...
“MAÇO ERKEK İSTERİM AMA KIRO MAÇO DEĞİL KALİTELİ…”
-Maço birisi misiniz?
-Ben tek başıma yaşarken maçoyum. Ama kalkıp bir erkek girecekse hayatıma onun maço olmasını isterim. Ama o da kıro maço değil, kaliteli… Her ota laf etmeyecek ama gerektiği yerde de çizgisini koyacak insan istiyorum.
-Kıro maçolar kimler mesela?
-Kıro maço, bilinçsiz yere kadına bağıran adamlardır. Bir şey yoktur ortada durduk yere kadına bağırırlar. Kadına vurmaya kalkan, tansiyon yükselten adamlar kıro maçodur.
-Kadına şiddet uygulayan erkeklere ne söylemek istersiniz?
-Tasvip etmiyorum. Şiddet uygulayana da birgün şiddet uygularlar…
-Mehmet Akif Alakurt nasıl?
-Onu çok fazla takip etmiyorum, ilgi alanıma da girmiyor. Dizilerini de izlemiyorum.
"BU CAMİADA Kİ İNSANLAR TIRLATIYOR”

13 yaşından beri bu camiadayım, 13 yaşında kamera hayatıma girmiş ben bile tırlatıyorum bir anda, bu camiada ki insanlar tırlatıyor. O ışık insanı delirtiyor.
O yüzden susuyorum bir türlü, susmuyorum bir türlü.
-Özel hayatınızda birisi var mı?
-Şu an yok ama belki yeni başlayacak bir şeyler olabilir. İlişkiye başlamak bir günde olmuyor biliyorsunuz.
-Hayatınızı paylaşacağınız erkekte aradığınız özellikler nelerdir?
-Ne para peşindeyim ne maaş peşindeyim. Ben huzur arıyorum. Bana huzur versin yeter. Varlığını bileyim yeterli. Yanıma da yakışacak tabi ki, böyle şık olacak.
-Sizden kısa boylu, göbekli birisi olamaz mı?
-Yook.. Sonuçta insanlar sevebilir, kelebeğe de konuyor, sineğe de!. Ben çok güzel bir bayansam, ki öyle olduğumu da düşünmüyorum, kendime göre bir sempatim var. Ama benden daha güzel biriyle birlikte olmak isterim. Hep daha havalı isterim.
“ERKEKTE KONUŞMA BENİ ÇOK ETKİLER”

-Benim gibi olacak. Saçlar koyu, beyaz tenli hoşuma gider.
-Erkekte ilk önce neye dikkat edersiniz?
-Tabii ki elektrik çok önemli. Beni taşıyabilecek bir erkek olmalı. Erkeğin konuşması beni çok etkiler. Onun dışında gözler. Gözler kalbin aynasıdır.
-Estetik var mı?
-Göğüslerimde küçük bir operasyon var o da yok gibi duruyor. 75 beden giyiyordum şimdi 80 beden giyiyorum. Demesem kimse anlamaz ben dürüstlük yapıp söylüyorum. (gülüyor) Ama daha da büyüttürücem göğüslerimi!
-Kimisine de gerekiyor, Nadide Sultan da küçülttü biliyorsunuz…
-Nadide küçültsün, kafasından büyük göğüsleri vardı… Bir de zararlıymiş, kansere yol açıyormuş diye duydum. O yüzden küçültsün belli yaştan sonra kamburu çıkacak…
-Tuğba Ekinci ile sorunlar yaşadınız siz bi dönem…
-Benim arabamı parçaladı, mahkemeyi kazandım biliyorsunuz. Hapis cezasından yırttı, onun hapis cezası paraya çevrildi. Tazminat davası açtım onu bekliyorum. Ben de ona özel bir kanalda hakaret ettiğim için benim davam düşebilir. Ama ben sonuçta kazandım, bana dava açacağını da sanmıyorum doğru bir şey söyledim çünkü sürtük, onu inkar etmesine imkan yok.
-Peki neden sürtük dediniz? Sürtük çünkü ağır bir ifade…
-Sürtük ne demek? Sürtüğü nereye çekersen çekersin. Hani orada burada sürten insanlar vardır, nerede ne yaptığı belli olmaz her yerde karşınıza çıkmaz. Normal şartlar da onun ne iş yaptığını bilmiyorum. Zaten sahneye çıkamıyor, sahneye çıktığı her yerden kovuluyor. Kendisi söyleyemediği için vokal kullanıyor. Sanatçı da değil, vasfı da yok ortalar da sürten bir tip. Hülya Aşvar’ı taklit ederek magazini oyalıyor o yüzden sürtük dedim.
-Ne kadarlık dava açtınız?
-60, 70 milyarlık dava açtım. O parayı alırsam da ihtiyacı olanlara vereceğim.
-‘Boynuz’ diye bir albüm çıkardı nasıl buldunuz?
-Boynuz, kondom, onun piyasası zaten belli. O sadece malzeme olur, ben halka hitap ediyorum. Millet onu düşünüp bilmem ne yapar… Ama ben halka hitap etmek istiyorum.
“SONUÇTA ABAZAYIZ!..”
-Tabi ki kimse bir ilişkinin nereye gideceğini bilemez. Bazen bir insanı çok beğenirsin, tanıdığını sanırsın ama belki bir ay sürer ve biter o ilişki. Cinselliğe dayalı değilse o ilişki bitmeye mahkumdur. Tabii ki cinsellik insanların hayatında o kadar önemli bir şey ki insanlar kolay kolay evlenecek kişi bulamıyor. Hayatın %70’i seks üzerine kuruludur. Gerisi yeme, içme, iş. Onun için anlaşmak çok önemli. Birlikte tatmin olmak çok önemli. Şu zamanda herkes paraya güveniyor, çünkü işsizlik had safhda. 11 milyon işsiz insan var şu anda biliyorsunuz Türkiye’de. Açlık had safhada. Cinselliğe de doymuş bir ülke değiliz. Sonuçta abazayız yani açıkçası…11 milyon işsizden 7, 8 milyonu abazadır. 70 milyonluk ülkede 40 milyon erkek olsa bunun 25 milyonu abazadır…
-Peki kendinizi cinsellik olarak yüzde kaç olarak görüyorsunuz?
-Ben biraz duygusal bir insanım ve ben çoğu şeye doyduğuma inanıyorum. Benim aradığım huzur yaa. Huzur versinler bana.
-Ünlü olmadan önce sanatçıların pek çoğu açık fotoğraflar çektirebiliyorlar, belli bir yere gelince de hanımefendi oluyorlar…
-İsim vermeden vasıfsız, sanat adı altında bu işi yapan kadın da var erkekte var. Hele Taksim’de bu işi parayla yapan dolu var.
-Mankenlik adı altında yapanlar mı?
-Onların pek çoğu operasyonla yakalandı zaten. Allah korusun yanlışlıkla bizim de adımız bir karışsaydı mahvolurdum. Arada suçsuzlar da olabilir, iyi ki benim adım karışmadı.
-Ece Gürsel aklandı. Fulden Uras bir süre önce yeniden göz altına alındı…
-Artık sahneye çıkan insanlara sahne fiyatın kaç para, farklı şey ima ederek diğeri kaç para diye soruylarmış, ben de bunu yeni duydum.
-Siz temiz mi kaldınız?
-Kesinlikle, aynen öyle. Ben çünkü paraya tapmıyorum, o yüzden rahatım.
-Psikolojinizi bozuyor mu bu tür insanların?
-Bozuyor. Daha çirkin yeteneksiz insanlar senin önüne geçince, geçim sebepleri her ne kadar bu yollar olsa da insana koyuyor. Çünkü senin zamanından çalıyorlar kafa karıştırıp önüne geçiyorlar.
-Türkiye doğusu batısı, kuzeyi güneyi çok farklı bir ülke. Siz de işiniz gereği çok geziyorsunuz, gözlemlediğiniz neler var?
-Yurt dışında da işler yapıyorum ben. Yılbaşı’nda Almanya’daydım, Köln’e gittim. Ve orada ki insanların Türkiye’ye ne kadar özlem duyduğunu gördüm. Onun dışında bizim ülkemiz hakikatten yılda dört mevsim yaşayan dünya da tek ülke.
“MARJİNAL OLDUĞUMU SÖYLERLER”
-Uç noktalarda mı yaşarsınız, marjinal misiniz?
-Ben yerine göre marjinalim. Benim marjinal olduğumu söylerler.
-Nereye kadar marjinalsiniz?
-Çocukken ben farklıydım. Punk müzik dinlerdim. Her yerimde piercingler vardı halen de kaşımda var. Böyle uçuk kaçık biriyim, çocukken ben mesela mağara da uyumuştum.
-Nerede mağara da?
-Kadıköy de.
-Kadıköy de mağara var mı?
-Var, sahilden taşların altından giriyorsun.
-Diyarbakır, Urfa olsa anlıycam da Kadıköy de mağara bilmiyorum!
-Yok var. Oraya da gittim ayrıca.
-Mankenlikten oyunculuğa geçen isimler çoğunlukta. Nasıl buluyorsunuz oyunculuklarını?
-Herkese bir şans tanınır, kimisi güzel değerlendirir, kimisi değerlendiremez. Her günümüz bir sermayedir. Her günümüz bize verilen 100 dolardır… Kimisi üzerine 100 dolar katlar koyar, kimisi 100 dolardan harcar. Tolgahan bizim mankenlikten arkadaşımız, Kıvanç’ta öyle. Sonuçta yetenekleri varsa yıllar sonra ortaya çıkacak bir şey. Bir oyuncu TV açıkken beni susturabiliyorsa gözleriyle, oyuncudur.
-Günümüzde ki şarkıcılardan kimleri beğeniyorsunuz?
-Ayşe’yi ben beğeniyorum. Güzel bir tarz getirdi ülkeye bence o devam edebilir, şarkılarını beğeniyorum. Bence Demet Akalın’dan daha iyi Ayşe Hatun Önal.
-Reankarnasyon’a inanıyor musunuz?
-Ben önceki hayatımda şöhretli bir kızdım. Latin güzeli olabilirmişim. Kimisi sen de Kızılderili ruhu var diyor. Ben bunu araştırdım; bir kızıl derili kadar asil ve kendine güvenen enerji veren birisiyim. Röportaj: OLCAY ÜNAL SERT