Türkçe İbadet ve Türkçe Ezan

Kuran'a göre Arapça, kutsal bir dil değildir...Mesajları kutsal yapan Allah'tan indirilmiş olmalarıdır ve bu mesajların hiçbiri Arapça değildir. Allah'ın mesajı Arapça yazılabileceği gibi; Allah'a, dine karşıt sözler, putlara iltifatlar da Arapça yazılabilir.
Arapça da, Türkçe de, İngilizce de, Fransızca da, tüm diller de Allah'ın isteğiyle oluşmuştur, tümü Allah'ın delilleridir.

Bence herkes bi kere olsun Türkçesini okumalı..bu bana çok tuhaf gelio..sanki atgözlüğü takmışlar..sadece Arapça okurum ben diolar..çewremdekilere sorduğumda aslını okursan sewap diolar da başka da bişi demiolar...hiç Türkçesini okudun mu diorm...Arapça kabul olur,Türkçesi kabul olmaz diolar....en son anneme söledim..o da hiç Türkçe okumamış..yıllardır Arapça...dedim bi kere bari olsun oku..o kadar Arapçasını okudun bi kere de Türkçesini oku,anlamış olursun..okucak yakında :melek Demek istediğim orijinal dilde okumak daha sewaptır belki bilmem ama Türkçesi de mutlaka okunmalı..bugüne kadar çewremde hiç Türkçesini okumuş biriyle karşılaşmadım :saskin Ben eskiden biraz okumuştum..şimdi yeniden alıp bitirmeyi planlıorm...

Bu arada Türkçe ezan tartışması gereksiz bence..

Allâhu Ekber Allâhu Ekber -- Allah en büyük ve en yücedir
Allâhu Ekber Allâhu Ekber
Eşhedü en lâ ilâhe illâllah -- Allah'tan başka hiçbir ilâh olmadığına şehâdet ederim
Eşhedü en lâ ilâhe illâllah
Eşhedü enne Muhammeder-Rasûlüllah -- Muhammed'in (asm) O'nun Resûlü olduğuna da şehâdet ederim
Eşhedü enne Muhammeder-Rasûlüllah
Hayye ale's-Salâh -- Haydin namaza!
Hayye ale's-Salâh
Hayye ale'l-Felâh -- Haydin kurtuluş ve felâha!
Hayye ale'l-Felâh
Allâhu Ekber Allâhu Ekber -- Allâh en büyük ve en yücedir.
Lâ ilâhe illâllah -- Allah'tan başka hiçbir ilâh yoktur

Bikaç okumadan sonra zaten ezberlenmiş olunuo,orijinali daha ii..Kuranla karıştırılmamalı..Kuranı herkes anadilinde okuyup anlamaları için mealini yapıolar..ama ezan kısa ve kolay olduğu için orijinal zaten ..ezan ewrenseldir..
 
ezan evrenseldir bir müslüman ülkemize geldiğinde azanı duyduğunda bu ezan namaza davettir diyecek ve sese gidecek aynı durum bizdede ezanımız aynıdır her yerde bizim içimize böyle sinmiş göürünen odur ki böylede süre gelecek farklı görüşlere sahip insanlara islam hoşgörüsüyle yaklaşmak tek arzumuz ama bu dirayeti çoğu zman kendimde hissedemeyorum buda bnm eksiğim sabır diliyorum kendime ve tüm bnm gibi hisseden kardeşlerime
 
Biliyor muydunuz, Türkçe ezanda ALLAH kelimesi dâhil her kelimeyi
değiştirmişler, sadece bir kelimeye dokunmadan olduğu gibi bırakmışlardı.
Hangi kelime olduğunu izah edeceğim. Ama önce gelin, Diyanet İşleri
Başkanlığı'nın, 18 Temmuz 1932 tarih ve 636 sayılı genelgesiyle ezan ve
kametin Türkçe okunacağını bildiren kararının ardından, tam 18 yıl boyunca
Türkçe okunan ezanın ilk defa Arapça okunduğu gün Edirne'den Artvin'e,
Sinop'tan İskenderun'a kadar tüm Türkiye'yi gözyaşlarına boğan günün
hikâyesine bir göz atalım.

Tarih 16 Haziran 1950.

Yani tam 57 yıl öncesi.

Yer Sultanahmet Meydanı.


Bir dönem Diyanet İşleri Başkan Vekilliği de yapan, 2006 yılı mayıs
ayında kaybettiğimiz Yaşar Tunagür Hoca verdiği bir röportajda o günü şöyle
anlatıyor: "Ezanın Türkçe okunduğu günlerdi. Cuma namazlarını Sultanahmet
Camisinde kılmayı kendime adet edinmiştim. Cuma namazlarını meşhur Hafız
Saadettin Kaynak kıldırırdı. Yani ilk defa Türkçe ezanı okumuş olan
Hafız...

Yine böyle bir Cuma günüydü ve Sultanahmet camisine namaz kılmaya
gidiyordum. Fakat her zamankinden farklı olarak caminin avlusunda büyük bir
kalabalık ve telaş vardı. Ben ve yanımdaki arkadaşım, merakla cami avlusuna
doğru ilerledik. Baktık ki caminin içinden çok, avluda insan var. Onlar bir
şeyler duymuşlar ama biz henüz bilmiyoruz. Girdik içeri. Avluda baktık ki
herkes yukarı bakıyor. Camiye giren falan yok. Herkes yukarı bakıyor.
Birden cami minarelerinin bütün şerefelerinden, "Allahu Ekber! Allahu
Ekber!" diye Arapça Ezan okunmaya başladı. Meğer caminin imamı olan
Saadettin Kaynak, her bir şerefeye bir müezzin yerleştirmiş, birbiri ardına
nasıl ezan okuyacaklarını da onlara güzelce tembihlemişti. Durumdan haberi
olmayan caminin içindeki cemaat da Arapça Ezanı duyar duymaz kendilerini
dışarı attı.

Avlu hıncahınç doluydu. Herkes İstanbul semalarını inleten Arapça Ezanı
dinliyordu. 14 müezzin 6 minarenin 14 şerefesinden biri başlıyor, öbürü
bitiriyor, yarım saate yakın sürdü ezan. Bunu, İstanbul'un diğer camileri
takip etti... İstanbul'un bütün minarelerinden, yıllardır özlemini
çektiğimiz ezan sedaları yükseliyordu göklere... Bir an için rüyada
olduğumu sandım. Fakat bu bir rüya değil, gerçekti. Minarelerden Arapça
Ezan okunuyordu. (Duygulandı ve gözlerinden akan yaşları sildikten sonra
devam etti): Arapça Ezan sesini duyan herkes olduğu yerde durmuştu. Sanki
yere çivilenmiştik; ben ve Sultanahmet Meydanı'nı dolduran bütün
insanlar... Sokakta oynayan çocuklar bile oyunlarına ara verip, Allahu
Ekber, Allahu Ekber'leri dinler oldular... O an anlatılmaz, yaşanır
ancak... Büyük bir daüssıladan sonra, öz vatanımıza kavuşmuş gibiydik...
ALLAH bir daha göstermesin o günleri..."

Türkiye ayakta...

O gün ülkenin dört bir yanında benzer manzaralar yaşandı.
Ezanın Arapça okunmasına imkân kılan Meclis kararı o gün radyolardan ilan
edilince, Türkiye'nin dört bir yanında halk sevinçten sokaklara döküldü.
Tüm gözler minarelere çevrildi ve ilk ezan sesi beklenmeye başlandı. Halk
sevinçten çılgına döndü. Gözyaşları tüm Türkiye'de sel olup aktı. Yasanın
17 Haziran 1950 tarihli resmi gazetede yayınlandığı gün, aynı zamanda
Ramazan ayının da ilk günüydü. Bu durum halktaki duygu yoğunluğunu daha da
artırdı.
Gelelim yazıya başlık olan ayrıntıya.

Aralarında Hafız Burhan, Sadettin Kaynak, Hafız Nuri gibi isimlerin
bulunduğu komisyonun çevirisini yaptığı "Türkçe ezan" metni şöyleydi:

'Tanrı uludur, Tanrı uludur
Şüphesiz bilirim, bildiririm
Tanrı'dan başka yoktur tapacak.
Şüphesiz bilirim, bildiririm
Tanrı'nın elçisidir Muhammed.
Haydin namaza, haydin namaza
Haydin felâha, haydin felâha
Tanrı uludur, Tanrı uludur
Tanrı'dan başka yoktur tapacak.''

İşte o kelime...

Ezanın Türkçeye çevrilmeyen tek kelimesi 'felâh' oldu.
Sebebi, halkın felah kelimesinin 'kurtuluş' anlamına geldiğini
bilmemesini sağlamak ve ezan okunurken, "haydin kurtuluşa" manasına gelecek
bir çağrıda bulunmamaktı.

Allah'a ulaşmak özgürlüklerin en güzelidir. O an tüm dünyevi ayak

bağlarından sıyrılır ve başka bir boyuta geçer insan. Namaz bu duygunun en
yoğunluklu yaşandığı andır. O an kendine gelir ve her şeyiyle Rabbine döner
insan. Kula kul olmaktan kurtulur. Hani Milli Şairimiz Mehmet Akif, "O rükû
olmasa dünyada eğilmez başlar..." der ya... İşte namaz insana, Allah'tan
başka kimseye boyun eğmemeyi talim ettirir.
İşte ezanı Türkçeye çevirenler, 'felah' kelimesini de Türkçeye çevirip
"haydi kurtuluşa" anlamına gelen bir çağrıya zemin hazırlamamakla, namazın
temel fonksiyonunu acaba nasıl etkisizleştirebiliriz düşüncesinde
olmuşlardır. Şimdilerde ara ara aynı düşünceyi seslendirip "millet
anlamıyor, Türkçe okunsun" diyenlerin amacı milletin anlaması değil,
değerlerinden kopmasının kapısını aralamaktır.

Milletin değerleriyle cebelleşmeyi kendine vazife edinen dünyanın başka
neresinde bu tür insanlar vardır acaba? Çok yazık. Çok şükür o günler
geride kaldı. Geri getirme heveslilerinin çabaları da kursaklarında kalmaya
mahkûmdur.

ALLAH bugünlerimizi aratmasın.
 
-Tanrımıza hamd olsun milletimiz var olsun...

ordumuz bu duayı ederek yemek yiyiyor ayrıca belirtmek istedim...keşke arapça söylenseydi değilmii

başka yemek duası bilen varsa paylaşabilirmi
Ben her zaman o gürültünün içinde şöyle dua ettim.
Allah'ımıza hamd olsun,milletimiz var olsun

nöbetçi subay uzaktaysa bir şey olmuyor kardeş.
Bir de sizin için şöyle bir dua da var:
Yediğimiz et olsun
İçtiğimiz kan olsun
Hepimize afiyet olsun

Not:Yukarıdaki alaya alınmak için yazılmış bir dua değil,5 yaşındaki bir çocuğun yemek duasıdır.
 
yok bence ingilizce okuyalım hem ingilizcemizide geliştiririz :)
 
yehovan
senin derdin ibadet etmek değil sanırım suyu bulandırmak...
 
-Tanrımıza hamd olsun milletimiz var olsun...

ordumuz bu duayı ederek yemek yiyiyor ayrıca belirtmek istedim...keşke arapça söylenseydi değilmii

başka yemek duası bilen varsa paylaşabilirmi

Merhabalar
Niyetim ASLA burada bir Polomiğe girmek değildir,bunu belirtmek isterim öncelikle.

ama "Tanrımıza hamd olsun milletimiz var olsun" cümlesindeki tanrı " kelimesi beni rahatsız etti açıkcası. belki bilmeden kullanıyorsundur. ama "tanrı" nın anlamını öğrenmeni nacizane tavsiye ediyorum.!..

"ALLAH(C.C.)" dır biz müslümanların inanıp ibadet ettiği.

ha son yıllarda "ALLAH(C.C.)" kelimesi yerine sosyetik olsun diye herhalde "tanrı" kelimesinin kullanılması arttı ne hikmetse.

lütfen kelimelerin anlamını bilerek kullanalım.
göstereceğiniz anlayış ve hassasiyet için teşekkürler.
sağlıcakla kalın.
not: hiçbir asker arkadaşımdan , böyle bir hitap duymadım ben yemek duası olarak.
 
Kuran'ı Türkçe okuyup anlamak, Arapça okuyup anlamamaktan daha iyidir. Türkçesini okuyup anladıktan sonra isterseniz sürekli Arapça okuyun farketmez ama bir kez olsun anlayarak okumanın yerini hiçbir şey tutamaz bence. Ezan konusunun ise tartışılmasını bile saçma buluyorum. Ezan Arapça dışında bir dilde olmaz, olmamalı.
 
Öncelikle Arapça Öğretmenliğinde okuyan bir kardeşiniz olarak şunu söylemeliyimki; hiç bir dil , diğerine anlam eksilmeden, kaybetmeden ve hatta değişmeden çevrilemez. Hele ki ortadaki metin kutsal ve zerre kadar değişmemesi gereiyorsa çeviri (meal) ne kadar anlaşılabilir? İşte bu yüzden Tefsir (geniş açıklama) vardır. Kur'an-ı Kerim'de de özellikle Arapça olması ve bu konuda düşünmemiz gerektiği beyan buyrulmaktadır. (Yusuf Suresi 2. Ayet-i Kerime)
Anlamını bilmememiz , Türkçesini okumamamız İslam'ın bir eksikliği değil, bizim tembelliğimizdir.
 
eger türkce ibadet ederken daha mutmain oluyorsan allah neden arapci kildin diyecek degildir herhalde .. sen kendini nasil daha samimi ve infa ettigini düsünüyorsan öyle kil ... sonucta Allah seni yaratti sana akil verdi ve sen bu dinden sorumlanacaksin ... illa arapca olacak diyen ************ kaale alma ...
 
Türkçe ibadet ve türkçe ezan hakkında açıklama

arkadaşlar

baktım tartışmalar aldı başını gidiyor...

bu bölüme yakışmaz kısaca anlatayım..

somutlayarak anlatcam...

Her ülkede bilim yapılır bilim adına bişiler bulunur ve ya onun üzerinde çalışılır.ama bilimin dili latincedir.yani evrensellik açısından gerekli olanda budur açıkcaşı..kuran için de öyle
Arapça evrensel dir.nasıl bilimde latince zorunlu ise Kuran da da arapça zorunludur..

bilim dilinin latince olmasının bir nedenide artık kullanılmamakta olmasıdır.yani latince dili eğer kullanılsaydı anlam değişikliği olurdu..kuranın yazıldığı arapça ile arapların konuştuğu arapça farklı..yani kuran yazıldığı gibi kaldı değişmedi..ama konuşma dili değişir..
farzedelim kuranı türkçeye çevirdik sürekli öyle kullanıyoruz.o zaman anlam karışıklığı olur..

mesela eskiden yavuz kelimesi türkçede biçimsiz çalimsiz anlamına geliyordu sonra dil değişti yavuz kelimesi güçlü kuvvetli anlamına geldi.isteyen araştırsın..yani türkçe değişince kuranda değişme tehlikesi olurdu karışıklık çıkardı..



ama şöyle bişi var.kuran okumak için arapça öğrenmek gerekmiyoki.sadece cüzi miktarda harfleri esre ötre yi öğrenin kuranı okuyalım..sonrada açalım mealini temiz bi kaynaktan çevrilimişini okulayım.ne güzel..

namazda 10 tane sure bilsen yeter.namaz dışında istediğin şekilde dua et..bunu hocalarda sölüyor..

ha bide Allah kelimesi neden Tanrı değil.

arkadaşlar Allah kelimesi tanrıdan farklıdır.mesela arapça Allah yazdığımızda ordan bi harf eksiltirsek bile Allah anlamına geliyo.Arapça dilbigisi kuralları bu .Arapca yazılıştan 2 harf silsek bile Allah anlamına geliyo.tek harf bile öle..

bide mesele gök yüzünde bi türkçe ALLAH yazza bide arapça ALLAH
türkçe olan kaç kişiye ulaşır ,arapça olan kaç kişiye ulaşır.evrensellik boyutunda.

bazıları diyebilir islam arap dini arap milliyetçiliği yapıyo..öyle saçmalamasın..

Arap olanın arap olmayandan farkı yok sizi ayıran takvanızdır...

diye hadisi şerif var......


yaza büyük bi arşiv hazırlıcam ozaman detaylı açıklarım.
 
güzel bi açıklama olmuş ilkten şaşırarak girdim ama okuyunca anladım emeğime sağlık
 
yaz gelsin büyük bi arşiv ve bi sürü açıklama yapcam..kimsenin aklında soru işareti kalmasın.

zira Allah birdir, Hz.Muhammed onun elçisidir.
 
Yazını okumadım.Çünki içeriğinde anlatmak istediğini,Cumhuriyet tarihinde bir zamanlar yapmak istedikleri olabilir ve bu beni çok sinirlendirir diye okumadım.Ama eğer ki sen;
Ezan'ı Türkçe okuyalım,ibadetleride Türkçe yapalım dersen;...

Bu buraya kadar gelmemeli idi.Madem ki ibadet Allah ile kul arasında sana ne ben istediğim dilde ibadet ederim.Ya sabır.....ya sabır.... ya sabır...

madem ibadet Allah ile kul arasında neden arapça dayatması yapılıyor? kuranın bile arapçadan başka dilde okunamayacağı dayatılırken de aynı tepkiyi veriyor musunuz?

konu dışı:ibadet,din Allah ile kul arasında ise, dini sömürenlere, dini kullanarak çıkar elde eden -başta siyasi partiler olmak üzere- kurumlara da tepki gösterseniz daha iyi olmaz mı?
 
Geri
Üst