- Katılım
- 3 Şub 2006
- Mesajlar
- 6,597
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 118
Resulullah Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) kayma noktalarından birisinin de büyük zatlar için yapılan türbelerde gerçekleştiğini söyler.
Ümmü Seleme (radıyallahu anhâ), Efendimiz’e Habeşistan’dayken bir kilise gördüğünü anlatır.
Kilisenin adı Mariye’dir ve bu kilisede farklı resimler çizilmiştir. Bunun üzerine Allah Rasulü (sallallahu aleyhi ve sellem), “Sizden evvelki ümmetlerden öyle toplumlar var ki, bunlar zarar ve hüsranın en büyüğünü yaşadılar. İçlerinden salih bir kimse öldüğü zaman onun kabri üzerine bir mescit bina eder, ona ait veya başka resimler yapıp oraya koyarlardı. İşte bunlar Allah nezdinde mahlukatın en şerlileridir.” (Buhari, Salât 54) buyurur. Çünkü onlar başta peygamberler olmak üzere salih zatların kabirlerini mescide çevirmişlerdir. Efendimiz vefat etmeden evvel ashabını uyarıyor ve böyle bir yanlışa düşmemeleri için onları ikaz ediyordu.
Dinimizde ölüye ihtiram edilir; fakat bunu dinin hudutları içinde yaparız. Türbeler, bizim için Fatiha okunacak, dua edilecek, huzurunda edeple durulacak, Allah’ın nezd-i Uluhiyetinde makbul bir insansa onun makbuliyeti vesile kılınarak dua edilip ayrılınacak yerlerdir. Oralar kesinlikle ibadetgâh yapılamaz. Bunun dışında hususi muameleye tabi tutmak bid’attir.
Hayatımız sünnet yörüngeli olmalıdır. Nitekim sünnetten yaptığı her şey, bidatin vücut bulabileceği delikleri tıkar. Ve sünnetten terk edilen her şey de bir bidatin gelişmesine yol açar. Kısaca, her bidat, bir sünneti götürür. Her ihya edilen sünnet de bir bidati öldürür.
Selim ALP
Ümmü Seleme (radıyallahu anhâ), Efendimiz’e Habeşistan’dayken bir kilise gördüğünü anlatır.
Kilisenin adı Mariye’dir ve bu kilisede farklı resimler çizilmiştir. Bunun üzerine Allah Rasulü (sallallahu aleyhi ve sellem), “Sizden evvelki ümmetlerden öyle toplumlar var ki, bunlar zarar ve hüsranın en büyüğünü yaşadılar. İçlerinden salih bir kimse öldüğü zaman onun kabri üzerine bir mescit bina eder, ona ait veya başka resimler yapıp oraya koyarlardı. İşte bunlar Allah nezdinde mahlukatın en şerlileridir.” (Buhari, Salât 54) buyurur. Çünkü onlar başta peygamberler olmak üzere salih zatların kabirlerini mescide çevirmişlerdir. Efendimiz vefat etmeden evvel ashabını uyarıyor ve böyle bir yanlışa düşmemeleri için onları ikaz ediyordu.
Dinimizde ölüye ihtiram edilir; fakat bunu dinin hudutları içinde yaparız. Türbeler, bizim için Fatiha okunacak, dua edilecek, huzurunda edeple durulacak, Allah’ın nezd-i Uluhiyetinde makbul bir insansa onun makbuliyeti vesile kılınarak dua edilip ayrılınacak yerlerdir. Oralar kesinlikle ibadetgâh yapılamaz. Bunun dışında hususi muameleye tabi tutmak bid’attir.
Hayatımız sünnet yörüngeli olmalıdır. Nitekim sünnetten yaptığı her şey, bidatin vücut bulabileceği delikleri tıkar. Ve sünnetten terk edilen her şey de bir bidatin gelişmesine yol açar. Kısaca, her bidat, bir sünneti götürür. Her ihya edilen sünnet de bir bidati öldürür.
Selim ALP