Türban açılımından Kürt açılımına CHP

BağHan

Banned
Katılım
24 Nis 2009
Mesajlar
116
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
Bir TÜRK bin TÜRKİYELİYE Bedeldir!
baykal-kurtce-mevlid.jpg
chp-basortu.jpg

CHP lideri Baykal Kürtçe mevlit okunmasını hararetle desteklerken bizim de aklımıza bugüne kadar Baykal’ın Türkçe ibadet üzerine herhangi bir çıkışı olmadığı geldi. Baykal bu çıkışı ile Fethullahçı Zaman gazetesinde kendine yer buldu (solda). Sağdaki resim ise CHP’nin Trabzon mitinginden.
Başörtüsü dağıtan CHP’li partililer görülüyor.


Türban açılımından
Kürt açılımına CHP


Kılıçdaroğlu da başörtüsü dağıttı

Geçen hafta CHP’nin Pendik belediye başkan adayının kadınlara başörtüsü dağıtmasını eleştirmiş ve CHP’lilere şu çağrıyı yapmıştık: “Keşke çarşaf dağıtsaydınız. Ne de olsa sizin tezinize göre çarşaf geleneğimiz, hatta şerefimiz; ama türban siyasi simge. Bu yüzden, siyasi simge olarak da kullanılabilecek eşarp (başörtüsü) yerine çarşaf dağıtmak kendi politikalarınızla daha çok örtüşecektir!”

Bizim ne demek istediğimizi gayet iyi anlayan CHP’liler “Aman efendim, seçim öncesi niye CHP’ye sataşıyorsunuz. Orası Pendik, oradan başka türlü nasıl oy alacağız. Hem o eylem başkan adayı Mehmet Salih Usta’nın bireysel kararıydı. Başka yerde oldu mu ki?” diyerek itiraz ettiler.

Bu kimselere en güzel yanıtı İstanbul belediye başkan adayı Kemal Kılıçdaoğlu verdi. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kutlamalarına Avcılar’da katılan Kılıçdaroğlu partisinin etkinliğinden sonra kadınlara üzerinde Altı ok bulunan kutular içinde böşörtüsü dağıttı.

Kılıçdaroğlu, “Başörtüsü geleneğimizde var. Kimi türban, kimi böşörtü, kimi fular olarak kullanır.” diyerek, başörtüsü dağıtma şovunun yalnız Pendik’e özgü değil, CHP’nin açılım politikasının bir yansıması olduğunu göstermiş oldu.

Hatırlanacağı gibi Kılıçdaroğlu, Kapalıçarşı’ya yaptığı ziyarette kendisine verilen fesle poz vermişti. Yazarımız Yekta Güngör Özden, bu olayı şöyle değerlendirmişti: “Muhalefet adayı kasket, fes giyerek halka ineceğini sanıyor. ‘Ne gereği var böyle şeylere, uzak durun’ diyemiyor. Ödünlerle oy alacağını umarak sıkmabaşlılara öpücük konduruyor. İlkeleri koruyup güçlendirme gücünü gösteremiyor.”

Özden’in yorumuna ekleyecek bir şeyimiz yok. Yalnızca, Kılıçdaroğlu’nun bir ay kadar önce yaptığı bir konuşmada başkan seçildiği takdirde belediyede türbanlı kadınların rahatça çalışabileceklerini açıkladığını hatırlatıyoruz.

Baykal’dan Kürtçe mevlide tam destek

CHP, geçen hafta dini açılımlarına devam ederken Kürt açılımını da unutmadığını gösterdi. “Etnik kimlik şereftir.” sözünü parti programına koyan CHP’nin Genel Başkanı Deniz Baykal, TRT-6’da yayınlanan Kürtçe mevlide tam destek vererek şöyle konuştu: “Mevlidin yerini, kim tarafından ve nasıl yapıldığını bir kenara bırakıyorum. Herkesin Allah’a kendi dilinde ulaşmasının çok doğal olduğunu düşünüyorum. Bu durum tartışma konusu bile olmamalı. Herkes kendi dilinde Allah’a yalvarıp yakarabilir, ibadet edebilir.”

Baykal, herkesin kendi dilinde ibadet yapmasını savunuyor, ama bugüne kadar Türkçe ibadet konusunda hiçbir açıklamasını duymadık. Bölücülüğün bu kadarı olur! Anadilde ibadet konusunda bugüne kadar bir politika belirlemeyeceksiniz, ama Kürtler sözkonusu olduğunda, “Herkes anadilinde Allah’a yakarsın.” diyeceksiniz.

Baykal, yukarıdaki açıklamasının devamında “Keşke Türkçe’yi de ibadetin her alanında kullanabilsek.” diyerek lütfedip, Türkleri unutmamış! CHP Türkçe ibadet konusundaki politikasını bile, Kürtlerle ilgili bir gelişmeden sonra açıklamaktadır.

Görüldüğü gibi, CHP Kürtleri çoktan ayrı bir milli kimlik, hatta millet olarak görmektedir. Adeta ayrı bir ulusun haklarını savunmaktadır Deniz Baykal! Ancak beyhude bir çabadır bu. Kürtlerin bir ulus olamayacağının tarihsel kanıtları çok güçlüdür. Yazımızın konusu bu değil ama Kürtçe mevlid bile Kürtlerin bir ulus olmadıkları konusunda ipucu vermektedir. Bilindiği gibi mevlid, Süleyman Çelebi tarafından yazılmış, peygamberi öven Türkçe bir şiirdir. Hiçbir İslam ülkesinde de Mevlid okunması gibi bir gelenek yoktur, sadece Türklere aittir. Kürtçüler, divan edebiyatının ünlü aruz vezni ile yazılmış bir Türk şiirini Kürtçeye çevirip “ayrı bir ulus yaratma” projelerinde kullanmaktadırlar. Baykal da bu oyunun bir parçası olmaktadır.

Nevruz başlangıç, CHP büyük Kürt açılımına hazırlanıyor

Deniz Baykal’ın 21 Mart’ın resmi olarak “Nevruz Bayramı” olarak kutlanmasını önermesi CHP’nin içine düştüğü Kürtçü cendereyi göstermektedir. Baykal, “Her iki güzel günü (1 mayıs ve 21 Mart) halkımız birer mutluluk kaynağına dönüştürmektedir. Bir gerilim sendromu yaratmadan, derhal TBMM içine girdiği tatil ortamından çıkartılarak, gerekli kanuni kararı almalıdır. Devlet, toplumuyla kucaklaşmalıdır.” diye konuşarak Kürtçüleri sevindiren bir öneri getirdi.

Ne var bunda demeyin. Ya da Nevruz Türklerin bayramı zaten, diyerek itiraz etmeyin. Nevruz, elbette Türklerin bayramıdır, ama bu Türk bayramı bile Türkiye’de Kürtçülerin “ulus yaratma” projesinin bir parçasıdır. Yani bölücüğün hizmetindedir.

Baykal’ın önerisi de zaten Kürtçülerin isteği doğrultusunda yapılmıştır. Nereden mi çıkarıyoruz? CHP İstanbul İl Başkanı Gürsel Tekin’in Ankara’ya geldiğinde Baykal’a söylediklerinden. Basında çıkan ve kimsenin yalanlamadığı sözler şunlar: “İstanbul’da yaklaşık 1.5 milyon Kürt vatandaşımız var. Projelerimizin hemen hemen tümüne olumlu yaklaşıyorlar ve destek verme isteği içindeler. Ancak, bu vatandaşlarımızın gündelik hayatlarıyla ilgili en önemli taleplerinin başında, CHP’nin Nevruz’la ilgili tavrının netleştirmesi geliyor. Kararımızı netleştirirsek, bizimle birlikte olurlar.”

Baykal’ın Nevruz açıklamaları bir başlangıçtır. CHP, bundan sonra daha da Kürtçü bir rotaya girecektir. Son kurultayda Kürtler ile ilgili alınan kararlar ve parti programında yapılan değişiklikler bunun ipuçlarını vermektedir.

CHP, Kürt-İslam’ın yörüngesine girmiştir

CHP, bir taraftan laiklikten koparken diğer taraftan da milliyetçilikten kopmaktadır. Zaten milliyetçilik parti içinde uzun süreden beri sosyal demokrasinin temel ilkelerine aykırı olarak görülmekteydi. Ancak, CHP’nin açıktan bölücü-Kürtçü bir partiye dönüşmesi son dönemde olmuştur.

Nasıl ki Türkiye’de merkez sağ diye bir şey kalmamış ve tüm sağ Kürt-İslamcılaşmışsa, CHP de Kürt-İslamcılaşma yoluna girmiştir. Laiklik karşıtı ve Kürtçü açılımlar bunun göstergesidir.

Parti içinde bu açılımlara gösterilen cılız tepkilerin anında bastırılması ve bu açılımlara tam gaz devam edilmesi tespitimizi güçlendirmektedir. 26 Şubat günü Şanlıurfa belediye başkan adayı Nazan Odaşı’nın, tanıtım toplantısında türban açılımıyla ilgili yaptığı küçük bir eleştiri üzerine il başkanı Aziz Aydınlık söz alarak kendi partisinin adayını yerden yere vurmuştur. Aydınlık’ın konuşması CHP’nin Kürt-İslamcılığını göstermesi bakımından oldukça öğreticidir: “Türkiye’de başörtüsü siyasi sorundur. Kadınlarımız başörtüsü veya çarşafını birilerinin sözüyle çıkarıp takmıyor. Örfüne, adetine ve geleneğine bağlı olarak takıyor. Bu kapsamda Genel Başkanımızın yaptığı açılım da insani bir harekettir. Mesela ben Kürt’üm ve Kürtlüğümle gurur duyuyorum. Ben Kürt olduğum için CHP il başkanı olamaz mıyım? Yani insan başı örtülü veya çarşaflı diye rozet takamaz mı? Ben partimin rozetini çarşaflı-kapalı ayırımı yapmadan herkese takarım. Biz yüzde 99’u Müslüman olan bir ülkede yaşıyoruz, örf ve adetlerimize saygılıyız. İzol aşireti mensubuyum. Aşiretimde 10 bin kişi yaşıyorsa bunun yüzde 99’u kapalıdır.”

Cumhurbaşkanının Ermeniliğini gündeme getiren İzmir milletvekili Canan Arıtman hakkında disiplin soruşturması açan parti yönetimi, Şanlıurfa İl Başkanı hakkında bir işlem yaptı mı sizce? Elbette hayır!

Niye yapsın ki? Adam parti programını hararetle savunuyor!
http://www.turksolu.org/228/billur228.htm
 
Geri
Üst