Srebrenica’da Soykırım Olmuş(!)

karakabusu

Banned
Katılım
20 Şub 2007
Mesajlar
651
Reaction score
0
Puanları
0
Uluslararası camia taraflı bir şekilde binlerce insanı silahsızlandırmış ve sonra da onları en azgın düşmanlarına teslim etmiştir. Srebrenica, uluslararası camianın felaketin uzağında durduğu bir durum değildir. Bilakis, uluslararası camianın eylemleri katilleri cesaretlendirmiş, onlara yardım etmiş ve işlerini kolaylaştırmıştır. … Srebrenica’nın düşmesi gerçekte olması gereken bir durum değildi. Binlerce iskeletin Doğu Bosna’da oraya buraya saçılmasına hiç gerek yoktu. Binlerce Müslüman Bosnalı çocuğun Sırplar tarafından boğazlanmış babalarının, dedelerinin, amcalarının ve kardeşlerinin hikayesi ile büyümesine hiç gerek yoktu.”

David Rohde



Uluslararası Adalet Divanı Srebrenica’da olanları soykırım olarak nitelendirdi, fakat Sırbistan’ın bu soykırımda suçu olmadığına karar verdi. Birleşmiş Milletler’in en yüksek yargı organı bu kararı ile aslında, Sırpların kuşatması altındaki Srebrenica’yı “Güvenli Bölge” ilan edip Boşnakların silahlarını toplayan ve 8000 Boşnağı 11 Temmuz 1995 günü bilinçli bir şekilde Sırplara teslim eden askeri organını akladı. Kararda soykırımdan yalnız Bosnalı Sırp paramiliter kuvvetleri sorumlu tutulurken, Sırbistan’ın sadece bu kuvvetlere soykırım yapmamaları konusunda telkinde bulunmadığı söylendi. Yani karar açık bir şekilde diyor ki; “soykırım yapın demek” soykırım değildir. Bir tarafta soykırım yapanlara destek veren Sırbistan, bir tarafta soykırıma uğrayan Boşnakların silahlarını alıp, onları Sırplara teslime eden BM kuvvetleri. Bu karardan anlaşılıyor ki, Hollanda’nın UNPROFOR’daki askeri gücünün korunmasız Boşnakları kamyonlara bindirip – öldürüleceklerini bile bile – Sırp katillerin ellerine teslim etmesinin de soykırımla bir ilgisi yoktur ve Birleşmiş Milletler bu soykırımdan sorumlu değildir.



Tabii ki bu kararı incelerken, BM ile Sırbistan ilişkilerine ve BM’ye gelen eleştirilere de değinmek gerekir. Lahey Adalet Divanı’nın Sırbistan’ı rencide edici bir karar vermesi, içinde bulunduğumuz günlerde Sırbistan’la Kosova üzerine pazarlıkta olan BM’nin, pazarlıkta uyuşmaz taraf olan Sırbistan’a karşı elini zayıflatacaktı. Sırbistan’da NATO ve BM’ye karşı halihazırdaki olumsuz havayı menfi yönde etkileyecek ve Kosova sürecinde Sırbistan’ın daha da uyumsuz olmasına neden olacaktı.



Birleşmiş Milletler ve uluslararası toplumun, özellikle Avrupa Birliği’nin Bosna’daki soykırımın temellerinde çok büyük etkileri bulunmaktadır. 1991’de Sırpların devlet başkanlığının Hırvatlara geçmesini engellemesinin ardından Hırvatistan ve Slovenya bağımsızlıklarını ilan ettiler ve bunun sonrasında Sırbistan ile bu ülkeler arasında savaş başladı. Bu savaşın bitmesi için başta Almanya olmak üzere Avrupa Birliği’nden gelen baskılar sonucu Sırbistan çekilmek zorunda kaldı ve bazı Avrupa ülkeleri Hırvatistan ve Slovenya’yı derhal tanıdılar. Bundan cesaret alan Boşnaklar da Bosna-Hersek’in bağımsızlığını, yapılan referandum sonucu ilan ettilerse de Avrupa ve uluslararası toplum Bosna-Hersek’i tanımakta tereddüt edince Sırplar bölgeye müdahale kararı aldılar. Savaşın başlaması ile Yugoslavya ordusunun hemen hemen tüm teçhizatını elinde bulunduran Sırplar, BM’nin uyguladığı silah ambargosu nedeniyle silahsız kalan Boşnaklara kıyasla çok güçlü hale geldiler ve bu ambargo BM’nin Sırplara verdiği bir hediye olarak algılandı.



BM verdiği bu kararla da Sırbistan lehindeki davranışlarına bir yenisini eklemiştir. Peki Srebrenica’nın soykırım olarak nitelendirilmesi Bosna’ya ne yarar sağlayacaktır? Açık olmak gerekirse bu kararın Boşnaklar için hiçbir anlamı yoktur. Birincisi soykırımdan Bosna’daki Sırp paramiliter güçler sorumlu tutulduğu için karar Bosna’yı bir iç hesaplaşmaya ve kargaşaya götürebilir. Diğer yandan Sırbistan suçsuz bulunduğu için Srebrenica’da mağdur olanların, yakınlarını ve topraklarını kaybeden Boşnakların zararlarının karşılanması için maddi tazminat davası açma hakları ellerinden alınmıştır. Mahkeme, bu karar ile yine bir orta yol bulma amacı ile Boşnakların haklarının gasp edilmesine göz yummuştur, hatta gasp edenlere hak vermiştir. Bir mahkemede bir suçun işlendiği onaylanırsa, suçlu ve varsa mağdur olan taraf belirlenmeli, mağdur olan tarafın mağduriyeti giderilmelidir. Bu davada ise sadece mağdur belirlenmiş fakat suçlu belirlenmediği için mağduriyetinin giderilmesi için başvuracağı yollar engellenmiştir.



Sonuç olarak, Bosna’daki savaşı sonlandıran Dayton Anlaşması’nın altına imza atan ve savaş suçundan yargılanırken ölen Miloseviç’in Sırbistan’ın devlet başkanı olması bile Bosna’daki mezalimlerde Sırbistan’ın yeteri kadar müdahil olduğunu gösterirken; şu an bile soykırımı gerçekleştiren askerlerden Ratko Mladiç ve Sırp lider Radovan Karadziç’i sınırları içersinde bulundurması ve mahkemeye teslim etmemesi nedeniyle suçlanan Sırbistan, Srebrenica soykırımında aklanarak, BM’den büyük bir rüşvet almıştır. Bu karar ile yukarıda dediğimiz gibi BM aslında kendi suç ortaklığını örtmüş, suçluyu belirlememiş ve misyonuna çok büyük zarar vermiştir.

Sabri GÜRÜZÜMCÜ
 
Geri
Üst