- Katılım
- 11 Mar 2008
- Mesajlar
- 20,694
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
CHP Eskişehir Milletvekili, TBMM Anayasa Komisyonu Üyesi Süheyl Batum, Başbakan Recep Tayyip Erdoğanı eleştirirken, son Mohikan (Kızılderili kabilesinin son direnişcisi) benzetmesi yaptı. Rusyada Yeltsin, Ukraynada Timoşenko, İtalyada Berlusconi dönemlerinin kapandığını söyleyen Batum, "Hep beraber görüşeceğiz, konuşacağız, elele vereceğiz. Son Mohikanı da ortadan kaldırıp, onu yıkıp, tekrar demokratik, çağdaş, laik, bağımsız bir Cumhuriyeti elbirliğiyle kurana kadar devam edeceğiz" dedi.
Süheyl Batum, oyuncu Rutkay Aziz ve gazeteci- yazar Ümit Zileli ile birlikte CHP Adana İl Başkanlığını ziyaret etti. CHP İl Başkanı Zeydan Karalar ve bine yakın partiliyle bir araya gelen Süheyl Batum, burada yaptığı konuşmada dünya ve ülke gündemine dönük değerlendirmelerde bulundu.
Batum, Vanda yaşanan deprem felaketinde çöken otelin enkazında kalan DHA muhabirleri Sebahattin Yılmaz ve Cem Emirin vefatından duyduğu üzüntüyü dile getirip, toplantıya katılan meslektaşlarına başsağlığı diledi.
HEPSİNİN YÖNTEMİ AYNI
Dünyanın birçok ülkesinde sıkıntılı bir süreç yaşandığını, Türkiyenin de zor bir dönemden geçtiğini belirten Süheyl Batum şöyle konuştu:
"Dünyanın değişik ülkelerinde aynı dönemde, bir süreç başlatıldı. Hepimiz bu süreci yaşadık. Rusyada Yeltsin, Ukraynada Timoşenko, İtalyada Berlusconi... Hatta sadece onlar değil, Sarkozy... Kıbrısta Mehmet Ali Talat, Türkiyede Recep Tayyip Erdoğan... Bunların seçilişleri, iktidara geliş yöntemleri, uyguladıkları yöntemler aynıdır. Hepsine bakın tek tek. Basını ele geçirmek, basın üzerinde yoğun bir baskı oluşturmak, yargıyı her halükarda ele geçirmeye çalışmak. Hatırlayacaksınız, bunlar Timoşenkonun da, Yeltsinin de, Sarkozynin de, Berlusconinin de, hepsinin uyguladığı yöntemlerdi. Fakat, Türkiyede gerçekten bu dönemde, diğerlerinden de farklı bir şey yapıldı. Türkiyede herkes güvencesiz bırakıldı."
HAK VE ÖZGÜRLÜKLER ORTADAN KALDIRILDI
Atatürk ilkelerini savunmak isteyenlerin, haketmediği uygulamalara maruz kaldığını öne süren Batum konuşmasına şöyle devam etti:
"Türkiye Berlusconilerin, Sarkozylerin, Timoşenkoların, Yeltsinlerin aynen uyguladığı yöntemlerle iktidara gelen bir Recep Tayyip Erdoğan yönetimini yaşıyor. Onlardan farkı, bizdeki hak ve özgürlüklerin, güvencelerin tamamen ortadan kaldırıldığı bir düzene geçmek oldu. Bugün işçilerin, memurların, tarım kesiminin, kadınların, öğrencilerin hiçbir güvencesi kalmadı. Hatırlıyorsunuz bir rektörün söylediğini, Sana mı kaldı Atatürk ilkelerini savunmak. O rektör orada görevinde, o çocuk ceza alarak okuldan uzaklaştırıldı. Biz bunu hep beraber görüşeceğiz, konuşacağız, elele vereceğiz. Son Mohikanı da ortadan kaldırıp, onu yıkıp, tekrar demokratik, çağdaş, laik, bağımsız bir Cumhuriyeti elbirliğiyle kurana kadar, bu Türkiyeyi eşkiyaya mahkum etmeyene kadar devam edeceğiz."
Adanada bulunmalarının nedenini, Silivrideki tutsaklara destek vermek olarak açıklayan Gazeteci Ümit Zileli ise Silivrideki mahkemeyi sirke benzetti.
NAMUSLU OLMAK SUÇSA, SUÇ İŞLEMEYE DEVAM
Sanatçı Rutkay Aziz ise konuşmasına İsmet İnönünün, Namuslular da en az namussuzlar kadar cesur olmalıdır sözüyle başladı. Parasız, çağdaş eğitim isteğiyle pankart açan öğrencilerin hapse atılmasına değinen Rutkay Aziz şunları söyledi:
"Türkiyede gençler son 5- 10 yıldır dünyayı ve ülkeyi sorgulayarak geliyorlar. Bilinçli, cesur gençler yetiştiğini görmek bizi ülkemiz adına umutlandırıyor. En doğal haklarını dile getirdikleri için bazılarının hapiste olması çok üzücü. Ataması yapılmayan 23 öğretmenin intihar ettiğini biliyoruz. 300 bin öğretmen arkadaş atama bekliyor. Türkiyede 30 yıldır süren bir savaş var. Barış bekliyoruz ama ülkemiz sürekli büyüyen bir mezarlık haline geldi. Mustafa Kemalin ilkelerine uymak, onurlu, namuslu, gerçekleri dile getiren vatandaş olmak suç olarak görülür oldu. Ben diyorum ki bu suçu işlemeye devam edelim!"
Kaynak
Süheyl Batum, oyuncu Rutkay Aziz ve gazeteci- yazar Ümit Zileli ile birlikte CHP Adana İl Başkanlığını ziyaret etti. CHP İl Başkanı Zeydan Karalar ve bine yakın partiliyle bir araya gelen Süheyl Batum, burada yaptığı konuşmada dünya ve ülke gündemine dönük değerlendirmelerde bulundu.
Batum, Vanda yaşanan deprem felaketinde çöken otelin enkazında kalan DHA muhabirleri Sebahattin Yılmaz ve Cem Emirin vefatından duyduğu üzüntüyü dile getirip, toplantıya katılan meslektaşlarına başsağlığı diledi.
HEPSİNİN YÖNTEMİ AYNI
Dünyanın birçok ülkesinde sıkıntılı bir süreç yaşandığını, Türkiyenin de zor bir dönemden geçtiğini belirten Süheyl Batum şöyle konuştu:
"Dünyanın değişik ülkelerinde aynı dönemde, bir süreç başlatıldı. Hepimiz bu süreci yaşadık. Rusyada Yeltsin, Ukraynada Timoşenko, İtalyada Berlusconi... Hatta sadece onlar değil, Sarkozy... Kıbrısta Mehmet Ali Talat, Türkiyede Recep Tayyip Erdoğan... Bunların seçilişleri, iktidara geliş yöntemleri, uyguladıkları yöntemler aynıdır. Hepsine bakın tek tek. Basını ele geçirmek, basın üzerinde yoğun bir baskı oluşturmak, yargıyı her halükarda ele geçirmeye çalışmak. Hatırlayacaksınız, bunlar Timoşenkonun da, Yeltsinin de, Sarkozynin de, Berlusconinin de, hepsinin uyguladığı yöntemlerdi. Fakat, Türkiyede gerçekten bu dönemde, diğerlerinden de farklı bir şey yapıldı. Türkiyede herkes güvencesiz bırakıldı."
HAK VE ÖZGÜRLÜKLER ORTADAN KALDIRILDI
Atatürk ilkelerini savunmak isteyenlerin, haketmediği uygulamalara maruz kaldığını öne süren Batum konuşmasına şöyle devam etti:
"Türkiye Berlusconilerin, Sarkozylerin, Timoşenkoların, Yeltsinlerin aynen uyguladığı yöntemlerle iktidara gelen bir Recep Tayyip Erdoğan yönetimini yaşıyor. Onlardan farkı, bizdeki hak ve özgürlüklerin, güvencelerin tamamen ortadan kaldırıldığı bir düzene geçmek oldu. Bugün işçilerin, memurların, tarım kesiminin, kadınların, öğrencilerin hiçbir güvencesi kalmadı. Hatırlıyorsunuz bir rektörün söylediğini, Sana mı kaldı Atatürk ilkelerini savunmak. O rektör orada görevinde, o çocuk ceza alarak okuldan uzaklaştırıldı. Biz bunu hep beraber görüşeceğiz, konuşacağız, elele vereceğiz. Son Mohikanı da ortadan kaldırıp, onu yıkıp, tekrar demokratik, çağdaş, laik, bağımsız bir Cumhuriyeti elbirliğiyle kurana kadar, bu Türkiyeyi eşkiyaya mahkum etmeyene kadar devam edeceğiz."
Adanada bulunmalarının nedenini, Silivrideki tutsaklara destek vermek olarak açıklayan Gazeteci Ümit Zileli ise Silivrideki mahkemeyi sirke benzetti.
NAMUSLU OLMAK SUÇSA, SUÇ İŞLEMEYE DEVAM
Sanatçı Rutkay Aziz ise konuşmasına İsmet İnönünün, Namuslular da en az namussuzlar kadar cesur olmalıdır sözüyle başladı. Parasız, çağdaş eğitim isteğiyle pankart açan öğrencilerin hapse atılmasına değinen Rutkay Aziz şunları söyledi:
"Türkiyede gençler son 5- 10 yıldır dünyayı ve ülkeyi sorgulayarak geliyorlar. Bilinçli, cesur gençler yetiştiğini görmek bizi ülkemiz adına umutlandırıyor. En doğal haklarını dile getirdikleri için bazılarının hapiste olması çok üzücü. Ataması yapılmayan 23 öğretmenin intihar ettiğini biliyoruz. 300 bin öğretmen arkadaş atama bekliyor. Türkiyede 30 yıldır süren bir savaş var. Barış bekliyoruz ama ülkemiz sürekli büyüyen bir mezarlık haline geldi. Mustafa Kemalin ilkelerine uymak, onurlu, namuslu, gerçekleri dile getiren vatandaş olmak suç olarak görülür oldu. Ben diyorum ki bu suçu işlemeye devam edelim!"
Kaynak