Sizce Laiklik ...

Acemi Şef

Moderatör
Moderatör
Katılım
26 Ağu 2008
Mesajlar
6,396
Reaction score
0
Puanları
0
Bu konuya uygun bi kategori göremedim..
Burası uygun yada değil...Şu sıralar laiklik kavramı Bazılarının arkasına sığındığı ve bundan rant sağlamaya çalıştığı bir kelime olmuş..Üzerine ülkenin tüm güvenlik,ekonomik politikalarının belirlendiği ve herkesin kendince tanımladığı bu ucu açık olan bu terimi siz nasıl yorumluyor sunuz??

Ve bu kelimenin anlamı nedir?

Laiklik, gelişen bir inancı kontrol ve baskı altına alma mekanizması değildir. Laiklik, insanlara inancının nasıl olması gerektiğini öğreten veya inançları için neler yapması gerektiğini vaaz eden bir öğreti hiç değildir.

Laiklik, çağdaş demokrat devletin, insanlara sağladığı demokratik hak ve özgürlüklerin inanç alanındaki arabulucu noktası ve uzlaşma ilkelerinin bütünüdür. Ama laiklik, inananların üzerinde sistemin bir tehdit kılıcı ve hizaya getirme mekanizması değildir. Laiklik böyle yorumlanıyorsa ve uygulamada bu yaklaşımlar hayat buluyorsa o yaklaşımın adı laiklik değil, laikliğin kullanılarak, belirli kitleleri sindirme metodudur.

Laiklik kişilerle kaim bir anlayış, ideoloji ve yaklaşım değildir. Laiklik, devlet politikasıdır. İnanç ve inançları yaşama planında bir güven, istikrar sistemi ve orkestradır. Ama demokrat bir orkestra, bir inanca mensup grubun/cemaatin, karşısındakinin sınırına tecavüzünü önleyen bir hakemdir.

Laiklik, inançların sınırının ne olması gerektiğini, nasıl yaşanması gerektiğini ve ne kadar yaşanması gerektiğini öğreten sentez bir inanç değildir. İnançlara bir müdahale ve baskı aracı hiç değildir.

Laiklik, bir din değildir.

Laiklik, dinsizlik değildir.

Laiklik namaz kılmaya, oruç tutmaya kısaca ibadet etmeye engel değildir.

Laiklik, kadınların başını örtmesine engel değildir. Bugün baş örtüsü yasağının sebebi laiklik değil, laikliği dinsizlik olarak empoze etmek isteyen dinci yalakası dinsizlerdir.

Ben ilkolkul sıralarında aynen böyle öğrendim...


Peki sizce "laiklik" nedir?


alıntıdır..
 
şimdi herkesin hayata bir bakış açısı var.. bu bakış açısını akıl veya öğretiler veya gelenekler veya veya ..... oluşturabilir.. bu bakış açısı doğru ve yanlışı belirler.. bunların hepsine örnek verelim:

örneğin öğreti veya gelenek : örneğin bizde bayrak kutsaldır.. onurdur.. ama batı ülkelerinde bizim kadar kutsanmış değildir.. bir rap şarkıcısı bayrağını don olarak dikip giyebiliyor, bu şekilde şarkı da söyleyebiliyor..vs vs ..şimdi burda doğrumudur yanlışmıdırdan ziyade anlatmak istediğim gelenek ve öğretiler insanın olaya bakış açısını belirler..toplumun ona empoze ettiği değerlere göre bir davranış yanlış veya doğru olabilir..

bazı insan ise akılcı ve mantıkçıdır.. günümüzde bilim de mesela akılcılık (rasyonalizm) ve gözlem (ampirizme ) dayanır.. bilim en doğruyu gösterir..vs vs .. yani insan hayata bakış açısını belirleyen bu iki kavram belirler.. ama bu da günümüzde tartışmalı.. yani bilim göreceli..mutlak değil.. örneğin aşağıdaki olay albert einstein ın bilimin göreceliği konusundaki bir yazısından örneğin iiyice sessiz ve camı olmayan bir tren düşün diyor.. tren saatte 100 km ile diyelimki batıdan doğuya doğru gidiyor.. bu trenin kamarasında bir yolc u var ama yolcu gözünü bu kamarada acmış.. ve trenin gittiğini bilmiyor..trende gerçekten sessiz..hareket halindemi gidiyor mu bilmek imkansız ..bu adama soruyorlar trenin hızı kaç..bakıyor sabit duran bir odada hızı 0 diyor.. diyelimki başka bir adam aynı trene bir dağın tepesinden bakıyor..ona soruyorlar tren diyor batıya 100 km ile gidiyor.. tren yoluna paralel bir oto yol düşün bir adam arabasında aynı yönde 120 km ile giderken tren ona 20 km ile doğuya doğru; trenin ters yönünde 120 ile giden birisi de treni 220 ile batıya doğru gidiyor olarak ölçer.. uzaydan birisi 1700 ölçer (dünya 1600 km hızla dönüyor) galaksinin dışındaki biri xxxx km ölçer (galaksi ne yöne ve ne hızla döner bilmiyorum :) )..kısaca tren kaçla gidiyor? kimin nerden nasıl ölçtüğüne bağlı .. dolayısyla ölçüm sonucu edindiğin bilgi GÖRECELİ DOĞRU..gerçek doğru ne peki..muamma..bu nedenle hayatta en hakiki murşit ilim fen değil.. bir başka örnek vereyim..yıllar önce aristo demiş ki toprak sudan, su da havadan kıdemlidir..o nedenle içi dolu bir kaba taş atarsan taş suyu kovar, içi boş bir kovaya da su koyarsan su havayı kovar..vs vs ..insanlar binlerce sene mutlak doğru diye buna inandı taki newton yerçekimini bulunca.. onu da einstein ışık hızında bu teoremler geçerli değil diye çürüttü.. bu olay böle sürüp gidiyor..

bir de dünyaya bakış açısını Kuran'a göre belirleyenler var.. Onlar mutlak doğrunun herşeyi bilen Allah'ın bize sözleri (ayetleri) olduğuna inanıyorlar.. tabi bu bir inanış..vs vs..

şimdi insanların bir kısmı sırf örf adet diye aklı mantığı, bir kısmı sırf akılcı olduğundan inanışa mutlak itaat etmeyi, yaşamayı vs vs kabul etmeyebiliyor.. kimi de saygıyla putlaştırmayı karıştırmış durumda.. Atatürk'e saygılı olmak eşit değildir anıtkabirde kurtar bizi atam diye bağırmak.. yani o da bir insandı iyi kötü görevini yaptı ve bu hayattan göçtü gitti.. veya tam tersi kimi de bilmem ne türbesini putlaştırmış kendine, ondan medet umuyor...yani herşey iç içe geçmiş durumda.. ben inanmayı seçtim.. çünkü bazılarına göre bilim denilen inanış beni binlerce yıldır oyalıyor.. kandırıyor.. yeni buluşlar ışığında değişiyor.. bilim de aynı doğup batan ay, güneş gibi benim tanrım olamaz.. yani herkes yolunu seçicek.. ama en doğrusu kim neyi seçerse seçsin herkes birbirine saygılı olmalı..kim namaz kılacaksa kılsın, oruç tutacaksa tutsun ne bilim devletin kurumlarına da bu inanışı nedeniyle alınsın..ama öteki taraftan ben hiçbirşeye inanmıyorum diyen kişi de bir zorlamayla karşılaşmasın..vs vs.. yani kimse görüşü nedeniyle bir haksızlığa uğramamalı.. yoksa biz de binler yıl toprak sudan kıdemlidir diye inanan insanlar gibi bir başkasını belki hiç de doğru olmayan bir gerekçeyle yargılıyoruzdur..
 
Geri
Üst