Siyasi Partilerin Hepsini Şok Eden Anket

Newwave

Altın Üye
Altın Üye
Katılım
17 Kas 2007
Mesajlar
12,976
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
World Of Hackhell
am3705.jpg


Partiler bu anketle şok oldu

1997 yılından itibaren aralıksız olarak her ay siyasi, sosyal ve ekonomik konularda kamuoyunun nabzını tutan TNS Araştırma Şirketi, son olarak Haziran ayında kurumlara duyulan güvene ilişkin bir çalışma yaptı. 18 yaş üzeri 2 bin kişi ile yüz yüze görüşerek yapılan araştırma çarpıcı sonuçlar ortaya koydu. Araştırma sonuçları şöyle:

Vatandaşların ordu, polis teşkilatı, medya, muhalefet, politikacılar, Cumhurbaşkanlığı, Meclis Başkanlığı, Anayasa Mahkemesi, Başbakan, Parlamento, milletvekilleri ve Diyanet İşleri Başkanlığı’na güvenme oranları araştırıldı. Araştırma sonuçları, cumhurbaşkanı seçiminin yol açtığı kriz nedeniyle erken genel seçim yaşamak zorunda kalan Türkiye’de, geçen yıl Haziran ayı ile bu yıl Haziran ayı arasındaki bir yıllık dönemde toplumun önemli bir güven bunalımına girdiğini ortaya koydu.

Vatan'ın haberine göre araştırmada en fazla güven duyulan kurum olarak TSK birinci sırada yer aldı. 3 Kasım 2002 seçimlerinin ardından AKP’nin iktidara gelmesi ile zaman zaman ordu ile hükümet arasında gerilim yaşandı. Halkın bu kuruma olan güveninde azalma olmadı ve Haziran ayları itibariyle 2005’de yüzde 78, 2006’da yüzde 82.5 olan orduya duyulan güven, geçen yıl 27 Nisan’da Genelkurmay’ın internet sitesine konulan e-muhtıranın ardından yüzde 86.1’e kadar çıktı. Ancak aradan geçen bir yılda güvenme oranı 2.1 puan gerileyerek yüzde 84’e indi. Ancak başka kimse ve kurum bu düzeyde bir güven duygusuna sahip olamadı. Polis teşkilatı da, ordudan sonra ikinci sırada yer aldı.

Araştırmanın en çarpıcı sonucu Cumhurbaşkanlığı’na duyulan güven oranlarında ortaya çıktı. Cumhurbaşkanlığı görevini Ahmet Necdet Sezer’in yürüttüğü 2005 yılında katılımcıların yüzde 69.2’si Köşk’e güven duyduğunu dile getirdi. Güven, 2006 yılında yüzde 66.9’a, 2007’de de yüzde 66.1 oranlarında devam etti. Yeni cumhurbaşkanı seçilemediği için görev süresi uzadığında Sezer’e duyulan güven yüzde 66.1 düzeyinde kalabildi. 22 Temmuz seçimleri sonrası yaşanan “laik-antilaik” tartışmaları ve Cumhurbaşkanlığının bir yıllık faaliyetleri, Köşk’e yönelik güveni aşındırdı. 2008’de Köşk’e duyulan güven, bir önceki yıla göre 9 puan azaldı. Haziran 2007’de yüzde 66.1 olan güven, yüzde 60’ın altına inerek Haziran 2008’de yüzde 57’ye geriledi.

Yüce Mahkeme de kaybetti

Anayasa Mahkemesi de güven kaybeden kurumların başında yer aldı. Araştırmanın baz alındığı 2005-2006 yıllarında yüzde 58.7 ve yüzde 59.1 olan güvenme oranı, geçen yıl cumhurbaşkanı seçiminin sonuçsuz kalmasına ve erken seçime gidilmesine neden olan 367 kararının ardından tırmandı ve yüzde 65.6’ya çıktı. Anayasa Mahkemesi’ne duyulan güven bu yıl ise 8 puan azalarak yüzde 57.5’e düştü. 5 Haziran’da türbanla ilgili anayasa değişikliğinin iptal eden Anayasa Mahkemesi, AKP hakkındaki kapatma davasını ise Temlmuz sonunda karara bağladı. Ancak araştırma bu karardan önce yapıldı.

Başbakan da toplum nezninde güven erozyonuna uğradı. 22 Temmuz seçimleri öncesi araştırmaya katılanların yüzde 52.4’ü, Başbakanlık kurumuna güvendiğini belirtirken, bu değer geçen bir yıllık süreçte yüzde 43’e geriledi.

Aynı dönem içerisinde Meclis Başkanlığı’na güvendiğini dile getirenlerin ortalaması yüzde 65 iken, bu yıl sadece 42’lik bölüm güven duygusunu deklare etti.

Çankaya’da bİr İlk

Cumhurbaşkanı Gül, bugün saat 14.00’te NTV’de canlı yayına katılacak ve Çankaya’daki ilk yılını anlatacak. Ruşen Çakır ve Murat Akgün’ün sorularını yanıtlayacak olan Gül, gündemdeki konuları değerlendirecek.

Muhalefet de puan kaybetti

Araştırma sonuçları 22 Temmuz seçimleri sonrası ortaya çıkan parlamento yapısına da güvenmediğini ortaya koydu. Birinci AKP Hükümeti dönemindeki parlamento yapısında CHP tek muhalefet partisiydi ve o dönem, parlamentoya olan güven, yüzde 34.9 idi. Ancak, iktidar partisi AKP ile CHP, MHP, DTP ve DSP’lilerden oluşan mozaiğe daha az güven duyuldu ve güvenme oranı yüzde 18.1’e düştü.

Önceki iki yılda yüzde 19.7 ve yüzde 16.8 olan muhalefete duyulan güven, 22 Temmuz seçimleri öncesi CHP’nin ve MHP’nin seçim kampanyalarının da etkisiyle yükseldi. Seçimden önce yüzde 23.8 olan muhalefete duyulan güven, bu yıl yüzde 15’e geriledi.

Araştırma sonuçları, Diyanet İşleri Başkanlığı ve medyanın da güven kaybeden kurumlardan olduğunu ortaya koydu. Medyaya duyulan güven, yüzde 24’ler düzeyindeyken bu yıl yüzde 15’e kadar geriledi.

Kaynak / http://haber.superonline.com/haber/2008/08/27/58400.html
 
Bir gariplik var.Ya bu tür araştırmalar yanlış.Ya da emperyalizm iktidarı ele geçirdigi gibi,seçim kurulu gibi kurumlarıda elegeçirmiş ve seçimlerde hile yapıldıgına dair o belgeli haberler gerçekten dogru ve çok daha derin.
 
Seçimlere hile yapıldığını şahsen demokrasiye inanan bir kişi olarak düşünemiyorum

SEÇİMLERDE HİLE Mİ YAPILDI?..SONUÇLAR YOLDA MI DEĞİŞTİ?..SEÇİM EFSANESİ İÇİN HACKERLAR NE DEDİ?..


Aşağı yukarı herkes seçimlerden AKP’nin birinci parti olarak çıkacağına inanmıştı.Ancak AKP nasıl olup da bu kadar çok oy almıştı.Vatan yazarı Can Ataklı kafalardaki "seçim efsanesi" için ne yazdı?..


Bitmesi gereken seçim efsanesi


Hemen yazının başında söylemek istiyorum. Bir özdeyişimiz vardır “Yenilen pehlivan güreşe doymaz” denir. İşte şimdi yazacağım konu da böyle bir şey.

Ama yazılması da gerek, çünkü o kadar çok kişi konuşmaya başladı ki, bunun bir şekilde sona erdirilmesi de gerek.

Konumuz son seçimlerle ilgili birçok kişinin kafasında şüphe yaratan bir seçim efsanesi. Şimdi seçim gecesine dönelim; saatler henüz 20.00’yi gösterirken Türk halkı AKP’nin yüzde 45’in üzerinde oy alacağını artık anlamıştı. Hatta 22.00 sıralarında bu oranın yüzde 90’ı bulduğu gören pekçok kişi belki televizyon izlemeyi bile bırakmıştı.

İlk telefonlar geliyor

İşte tam bu saatlerde gazete ve televizyonlara telefon eden bazı kişiler şu soruyu soruyordu “Sayım nasıl oldu da bu kadar çabuk bitti?” Örneğin böyle bir telefon bana da tesadüf etti. İzleyiciyi hiç yapmadığım biçimde adeta azarlayarak “Artık bunda da mı bir bahane arıyorsunuz” dedim. Belli ki bu izleyici AKP’ye oy vermemişti ve sonucun şokunu yaşıyordu.

Benzer sorular ertesi gün de devam etti. Çünkü milyonlarca insanın anlamadığı bir şey vardı; AKP nasıl olup da bu kadar çok oy almıştı. Aşağı yukarı herkes seçimlerden AKP’nin birinci parti olarak çıkacağına inanmıştı. İnanmasına inanmıştı ama bu birinciliğin yüzde 46 ile olacağını kimse düşünmüyordu.

“Benim sandığım iyiydi”

Seçimden sonraki gün gazete ve televizyonlardan sonuçları değerlendiren seçmenlerin bazıları arkadaşlarıyla konuşurken hayretlerini şöyle dile getiriyordu: “İnanamıyorum. Benim oy kullandığım sandıkta oylar başa baştı. Birkaç sandığa daha baktım, onlarda da öyleydi. Ama diğer sandıkları öğrenince şoke oldum.”

Bunun üzerine şöyle bir “seçim efsanesi” yayıldı: “Sandıkların başını AKP’liler doldurmuştu. Sandıklarda hile yapıldı.” Ancak daha ilk gün bunun mantıksız olduğu da kabul edildi. Çünkü bütün sandıkların başında AKP’liler olsa da, tüm Türkiye çapında sandık hilesi yapılması, hele oyların bu kadar birbiriyle uyumlu dağıtılmış olması hiç de akıl karı değildi. Hile kaç sandıkta olabilir ki? 150 bin sandıkta da oylar farklı sayılamazdı ya.

Konda araştırması

Bütün sandıklarda aynı biçimde hile yapılamayacağı düşüncesi bu kez başka bir “seçim efsanesine” dönüştü. “Hile sandıkta değil, sonuçlar aktarılırken bilgisayarda yapıldı.”

Bundan şüphesi olan bir akademisyenin bazı meslektaşlarına şunu anlattığını öğrendim: “Konda’nın araştırması ile seçim sonuçları neredeyse birebir aynı. Ama ilginç olan aynı kuruluşun eylül ayında yaptığı araştırmada da aynı sonuç çıkıyor. Şimdi düşünün, geçen 10 ayda neler yaşadık. Demek ki hiçbir partinin oyu bu gelişmelerle yüzde bir oranında bile değişmemiş, bu garip değil mi?”

Sonucu garip bulan akademisyen “Bana göre uluslararası bir dizayn yapıldı. Türkiye bilgisayarlı sistemi ilk kez kullandı. Sonuçlar bilgisayarla geçilirken, başka bir program tarafından bozuldu ve her sandık sonucu daha önce planlanan biçimde değiştirildi” demişti arkadaşlarına.

Sonuç yolda değişir mi?

8-10 yıl önce olsa bilgisayarla neler yapılabileceğini belki hayal etmeyenler bile bugün sistemin Hacker’lar tarafından kullanılabileceğini en azından teorik olarak biliyor.

Hacker’lar konuşuyor

Konuyu bilgisayar uzmanlarına soranlar şu ilginç cevabı almaya başladı: “Evet, sonuç bilgileri merkeze giderken yolda başka bir program tarafından tamamen değiştirilebilir.”

Yüksek Seçim Kurulu şöyle bir yöntem izlemişti sonuçları almak için: Sandıklar sayıldıktan sonra toplanıyor ve tutanaklar ilçe seçim kuruluna gönderiliyor. Buradaki görevliler sandık sonuçlarını önlerindeki bilgisayarların önceden programlanmış şablonlara işliyorlar ve bir düğmeye basarak bunu merkeze gönderiyorlar. Merkeze gelen sandık bilgileri o anda seçim bölgesi, il geneli ve Türkiye geneli olarak ana ekranda beliriyor. Bunu da medya alıp halka duyuruyor.



Kaynak http://www.medyaradar.com/index.asp?sayfa=ayrinti&makid=9045
 
bilgisayar ortamında olabilir mi bilmiyorum

o konuda bilgim yetersiz

ancak sandık başında olur

onu biliyorum

sandık sayımı yapılmaz ise

sandık mühürlenmez ise

sandık kaçırılır ise

sandık sayımında yanlış sayım yapılırsa

sandıktaki oylarda mühürün izi yüzünden geçersiz sayılırsa

sandıktaki mühürün izi yüzünden diğer aday sayılırsa

sandığa gelmeden özgür irade etkilenirse

sandığa vekaleten oy atılırsa

sandığa ip yardımıyla oy atılırsa

sahte sandıklar,oylar olursa............................................v.s.



BUNLAR KONTROL EDİLMEZ ise sonuç hileli çıkar

bkz:önceki seçimler
 
Geri
Üst