AntidepresaN
New member
Siyasetteki Isınma ve Piyasalardaki Dalgalanma Korkusu
AKP iktidarı ve destekçisi medyanın, küresel sermayenin taleplerini karşılayan mevcut politikaların eleştirilmesine en ufak bir tahammülleri dahi yok. Binaenaleyh hükümetin bu politikalarını eşleştirmeye yönelik tepkiler, devamlı piyasaların istikrarını bozduğu ve bozacağı gerekçesiyle suçlanmaktadır.
Bu noktada, hemen şu soruyu sormak gerekiyor: Madem ki ekonomi sağlam temellere oturdu ve piyasalar dengesini buldu, bu telaş neden? Aslında ilgili çevreler, piyasalar konusunda bu endişelerinde haksız sayılmazlar. Çünkü onlar da iddia ettikleri istikrarın gerçekçi olmadığının farkındalar.
Zira borsanın yüzde 70’inin yabancıların eline geçtiği, içeride 80 milyar dolar sıcak paranın olduğu ve her yıl önlenemez bir şekilde cari açık ile işsizliğin arttığı bir ülkede hangi istikrardan söz edilebilir ki.
Ancak bir konuda yanılıyorlar, ya da öyle görünüyorlar. Çünkü yabancıların şimdilik çıkıp gitme gibi bir niyetleri yok. Hem yabancılar bunca gayretin neticesinde Türkiye ekonomisini kontrol altına almışken, neden bırakıp gitsinler ki? Hem de borsadan çıkmaları halinde kime satacaklar? Borsada yerli yatırımcı mı kaldı? Ayrıca gitmeleri halinde dünyanın başka hangi ülkesinde bu denli yüksek karlı bir yatırım imkânı bulabilecekler?
Diğer yandan, çıkıp gitmeleri halinde politikalarından memnun oldukları AKP iktidarını zora sokmuş olmayacaklar mı?
Evet, yabancıların çıkma niyeti olmamasına rağmen, bizler yine çıkmaları halinde neler olabilir bir de ona bakalım: Eğer Türkiye’deki siyasi dalgalanmalar sebebiyle çıkacak olurlarsa, çıkışın miktarına ve çıkış zamanın uzunluğuna göre borsanın düşüşü, kur ve faizlerin yükselişi yönünde az ya da çok dalgalanmalar olacaktır.
Burada ekonomiye yük getirecek olan tek gelişme faizlerdeki artıştır. Çünkü faiz oranlarının yükselmesiyle kamunun borçlanma maliyeti artacaktır. Lakin büyük bir çoğunluğu yabancının elinde olan borsanın düşmesi, yerli yatırımcıdan çok yabancı yatırımcıyı etkileyecektir. Öte yandan kurun yükselişi ise şimdiye kadar aşırı düşük seyretmesiyle ortaya çıkan dış açığın bir miktar telafi edilmesine imkân verecektir.
Bütün bunlara ek olarak; dışa bağımlı suni bir istikrarla nereye varılabilecek sorusuna cevap aramak gerekmiyor mu? İstikrarın teminatı olan sıcak para, nasıl olsa bir gün çekip gitmeyecekler mi? Yarın gitmesi bu günkünden daha mı hasarsız olacak? Hayır; çünkü gün geçtikçe üzerimize gelen çığ kütlesi giderek büyüyor.
Yapılmak istenen şu olsa gerek; küresel güçlerin ülke üzerindeki hâkimiyetini güçlendirmeleri için toplumun her kesimine bilinçli bir şekilde korku salınmaktadır. Yok piyasalar dalgalanır, yok AB ne der, yok IMF kızar, vb. Kısacası milletimiz korku psikolojisi ile adeta esir alınmaya çalışılmaktadır. Bunun sonu yok. Çünkü dışarının ülke siyasetindeki ve ekonomisindeki hâkimiyeti gün geçtikçe arttığı için yarınki korku sebeplerimiz bugünkünden daha az olamayacaktır.
Mehmet Karagül
AKP iktidarı ve destekçisi medyanın, küresel sermayenin taleplerini karşılayan mevcut politikaların eleştirilmesine en ufak bir tahammülleri dahi yok. Binaenaleyh hükümetin bu politikalarını eşleştirmeye yönelik tepkiler, devamlı piyasaların istikrarını bozduğu ve bozacağı gerekçesiyle suçlanmaktadır.
Bu noktada, hemen şu soruyu sormak gerekiyor: Madem ki ekonomi sağlam temellere oturdu ve piyasalar dengesini buldu, bu telaş neden? Aslında ilgili çevreler, piyasalar konusunda bu endişelerinde haksız sayılmazlar. Çünkü onlar da iddia ettikleri istikrarın gerçekçi olmadığının farkındalar.
Zira borsanın yüzde 70’inin yabancıların eline geçtiği, içeride 80 milyar dolar sıcak paranın olduğu ve her yıl önlenemez bir şekilde cari açık ile işsizliğin arttığı bir ülkede hangi istikrardan söz edilebilir ki.
Ancak bir konuda yanılıyorlar, ya da öyle görünüyorlar. Çünkü yabancıların şimdilik çıkıp gitme gibi bir niyetleri yok. Hem yabancılar bunca gayretin neticesinde Türkiye ekonomisini kontrol altına almışken, neden bırakıp gitsinler ki? Hem de borsadan çıkmaları halinde kime satacaklar? Borsada yerli yatırımcı mı kaldı? Ayrıca gitmeleri halinde dünyanın başka hangi ülkesinde bu denli yüksek karlı bir yatırım imkânı bulabilecekler?
Diğer yandan, çıkıp gitmeleri halinde politikalarından memnun oldukları AKP iktidarını zora sokmuş olmayacaklar mı?
Evet, yabancıların çıkma niyeti olmamasına rağmen, bizler yine çıkmaları halinde neler olabilir bir de ona bakalım: Eğer Türkiye’deki siyasi dalgalanmalar sebebiyle çıkacak olurlarsa, çıkışın miktarına ve çıkış zamanın uzunluğuna göre borsanın düşüşü, kur ve faizlerin yükselişi yönünde az ya da çok dalgalanmalar olacaktır.
Burada ekonomiye yük getirecek olan tek gelişme faizlerdeki artıştır. Çünkü faiz oranlarının yükselmesiyle kamunun borçlanma maliyeti artacaktır. Lakin büyük bir çoğunluğu yabancının elinde olan borsanın düşmesi, yerli yatırımcıdan çok yabancı yatırımcıyı etkileyecektir. Öte yandan kurun yükselişi ise şimdiye kadar aşırı düşük seyretmesiyle ortaya çıkan dış açığın bir miktar telafi edilmesine imkân verecektir.
Bütün bunlara ek olarak; dışa bağımlı suni bir istikrarla nereye varılabilecek sorusuna cevap aramak gerekmiyor mu? İstikrarın teminatı olan sıcak para, nasıl olsa bir gün çekip gitmeyecekler mi? Yarın gitmesi bu günkünden daha mı hasarsız olacak? Hayır; çünkü gün geçtikçe üzerimize gelen çığ kütlesi giderek büyüyor.
Yapılmak istenen şu olsa gerek; küresel güçlerin ülke üzerindeki hâkimiyetini güçlendirmeleri için toplumun her kesimine bilinçli bir şekilde korku salınmaktadır. Yok piyasalar dalgalanır, yok AB ne der, yok IMF kızar, vb. Kısacası milletimiz korku psikolojisi ile adeta esir alınmaya çalışılmaktadır. Bunun sonu yok. Çünkü dışarının ülke siyasetindeki ve ekonomisindeki hâkimiyeti gün geçtikçe arttığı için yarınki korku sebeplerimiz bugünkünden daha az olamayacaktır.
Mehmet Karagül