Seri katil filmi klasiği “Laura Mars’ın Gözleri”nin yönetmeni Irvin Kershner, son 20 senedeki parodilerin kült oyuncusu Leslie Nielsen ve İtalyan sinemasının tür yönetmeni olarak bilinen Mario Monicelli, geçtiğimiz hafta arka arkaya hayata gözlerini yumdular. 80 yaşının üzerinde olmaları ‘zamanları geldi’ düşüncesinden çok, ‘filmlerini özlemiştik’ görüşünü harekete geçirdi zihnimizde...
Biri 95, biri 87, diğeri 84 yaşındaydı. Mario Monicelli, Irvin Kershner ve Leslie Nielsen gibi çok duyulmamış olsa da sinemanın tek bir dokunuşla dahi ilgi yaratmayı beceren bu üç ismi geçen hafta hayata gözlerini yumdu. Aslında bunlar ile ilgili ortak bir şey söylemek zor, ancak verdikleri yapıtlar üzerine gitmek doğru olacaktır.
Polisiye ve korku alanında çığır açmış, saklı bir klasik
Özellikle Roger Corman’ın katkısıyla sinema cesareti aşılayan Irvin Kershner, James Bond ve Star Wars gibi popüler dayanakların içinde tanınması gayet olağan bir durum. Ancak onun esas başarısı 1978’de çektiği parapsikolojik seri katil filmi “Laura Mars’ın Gözleri” (“Eyes of Laura Mars”) idi. Alanında çığır açan eserin şimdiye kadar sayısız yapıtı etkileyip klasikleştiğini de ekleyelim.
Bunlar arasında “Elm Sokağı Kabusu” (“Nightmare on Elm Street”, 1984), “Gammaz Yürek” (“Tell-Tale”, 2008), “Göz” (“Gin Jwai”, 2002), “Şok” (“Shocker”, 1989), “Kuzuların Sessizliği” (“Silence of the Lambs”, 1991) gibileri başı çekiyor.
O neşeli adam nasıl ölür?
Leslie Nielsen ismine geldiğimizde ise kariyerine TV dizileriyle ve “Yasak Gezegen” (“Forbidden Planet”, 1956) gibi B filmleri odaklı başlayan oyuncunun özellikle ‘Çıplak Silah’ (‘Naked Gun’) serisi sayesinde üne kavuştuğu bilinen bir gerçek. Bu da onu kült bir oyuncu kıvamına getirdi. Kaba komedi anlayışını uygulayış becerisiyle de sayısız parodide başrolü kaptı, Jim Carrey kadar yükseklere dahi ulaştığı zamanları gördü.
Ancak ne hikmetse 60 yaşlarında star olan oyuncu bundan 24 sene sonra hayata gözlerini yumdu. ‘O neşeli, komik ve keyif veren adam nasıl olur da ölür?’ demeyin! Sinema ve yaşam bu demek işte!
Mario Monicelli için de birkaç laf edelim. İtalyan sinemasının akım zenginliğine takılmadan tür filmleri çeken yönetmenin birkaç tane sinemada yer etmiş eseri var elbette. Ancak daha çok ülkenin Kemal Sunal’ı olarak bilinen komedyen Toto’nun filmleriyle akılda kalan bir isim kendisi. Kimlik sahibi kariyeriyle ayakları üzerinde durması önemliydi. Yıllardır film çekmemesi ise bu ölüme çok üzülmekten ziyade, ‘Neredeydi bu adam?’ sorusunu sormamıza yol açtı.
keremakca