Serdengeçti
Banned
- Katılım
- 8 May 2007
- Mesajlar
- 1,808
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Cumhurbaşkanı olsan bile hukuk bazan farklı işleyebilir.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, 9 Eylül Üniversitesi rektörlüğüne Mehmet Füzün'ü atamıştı. Bunun üzerine diğer rektör adayı Sedef Gringer Ankara İdare Mahkemesi'ne dava açmıştı.
Rektör adayı belirleme seçiminde en yüksek oyu almasına karşın Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörlüğüne (DEÜ) atanmayan Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sedef Gidener, ''Ankara İdare Mahkemesine yaptığı başvuruyla ilgili mahkemenin yürütmeyi durdurma kararı aldı.
GÜL EN ÇOK OYU ALANI DEĞİL İKİNCİYİ ATADI
Gül'ü dava eden Sedef Gidener, Dokuz Eylül Üniversitesi seçimlerinde 564 oyla ilk sırada, 181 oy alan Prof. Dr. Füzün ikinci sırada yer almıştı. YÖK tarafından da Köşk’e ilk sırada gönderilen Gidener, Cumhurbaşkanı Gül tarafından rektörlüğe atamamıştı.
AYNISINI SEZER YAPMIŞ YİNE AYNI DAVA AÇILMIŞTI AMA SONUÇ...
Rakibinin üç katı oy almasına rağmen Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer`in göreve atamadığı Gazi Üniversitesi eski Rektörü Prof. Dr. Rıza Ayhan, Ankara 2. İdare Mahkemesi`ne dava açmıştı. Ancak mahkeme, yürütmenin durdurulması talebini reddetmişti.
Ayhan, 2 Haziran 2004'te yapılan rektörlük seçiminde 1064 oyla birinci olmuş, aynı seçimlerde Prof. Kadri Yamaç ise 366 oy alarak ikinci sırada yer almıştı. Sezer, seçimlerin ardından YÖK tarafından kendisine sunulan 3 rektör adayı arasından, birinci sırada yer alan Ayhan'ın yerine Yamaç'ı rektör olarak atamıştı.
SEZER’E GELİNCE MUTLAK TAKDİR YETKİSİ VAR
Ayhan`ın avukatı Sedat Aksakallı tarafından Ankara İdare Mahkemesi`ne yürütmenin durdurulması ve iptali istemiyle 2003 Eylül ayında dava açılmıştı. Davanın dilekçesinde, Cumhurbaşkanı A. Necdet Sezer`in 698 daha az oy alan Prof. Dr. Kadri Yamaç`ı rektör atadığı, bunun hukuk devleti ilkesi ile bağdaşmadığı öne sürülmüştü. Köşk`ün savunmasında ise Sezer`in `mutlak takdir` yetkisini kullandığı ifade edilmişti. Ahmet Necdet Sezer, ikinci savunmasında ise, Cumhurbaşkanı`nın mutlak takdir yetkisini kullandığı tekrarlanarak, gerekçe göstermeye zorlanamayacağı savunulmuştu. Sonuçta mahkeme yürütmeyi durdurmamıştı.
http://www.aktifhaber.com/news_detail.php?id=198639
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, 9 Eylül Üniversitesi rektörlüğüne Mehmet Füzün'ü atamıştı. Bunun üzerine diğer rektör adayı Sedef Gringer Ankara İdare Mahkemesi'ne dava açmıştı.
Rektör adayı belirleme seçiminde en yüksek oyu almasına karşın Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörlüğüne (DEÜ) atanmayan Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sedef Gidener, ''Ankara İdare Mahkemesine yaptığı başvuruyla ilgili mahkemenin yürütmeyi durdurma kararı aldı.
GÜL EN ÇOK OYU ALANI DEĞİL İKİNCİYİ ATADI
Gül'ü dava eden Sedef Gidener, Dokuz Eylül Üniversitesi seçimlerinde 564 oyla ilk sırada, 181 oy alan Prof. Dr. Füzün ikinci sırada yer almıştı. YÖK tarafından da Köşk’e ilk sırada gönderilen Gidener, Cumhurbaşkanı Gül tarafından rektörlüğe atamamıştı.
AYNISINI SEZER YAPMIŞ YİNE AYNI DAVA AÇILMIŞTI AMA SONUÇ...
Rakibinin üç katı oy almasına rağmen Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer`in göreve atamadığı Gazi Üniversitesi eski Rektörü Prof. Dr. Rıza Ayhan, Ankara 2. İdare Mahkemesi`ne dava açmıştı. Ancak mahkeme, yürütmenin durdurulması talebini reddetmişti.
Ayhan, 2 Haziran 2004'te yapılan rektörlük seçiminde 1064 oyla birinci olmuş, aynı seçimlerde Prof. Kadri Yamaç ise 366 oy alarak ikinci sırada yer almıştı. Sezer, seçimlerin ardından YÖK tarafından kendisine sunulan 3 rektör adayı arasından, birinci sırada yer alan Ayhan'ın yerine Yamaç'ı rektör olarak atamıştı.
SEZER’E GELİNCE MUTLAK TAKDİR YETKİSİ VAR
Ayhan`ın avukatı Sedat Aksakallı tarafından Ankara İdare Mahkemesi`ne yürütmenin durdurulması ve iptali istemiyle 2003 Eylül ayında dava açılmıştı. Davanın dilekçesinde, Cumhurbaşkanı A. Necdet Sezer`in 698 daha az oy alan Prof. Dr. Kadri Yamaç`ı rektör atadığı, bunun hukuk devleti ilkesi ile bağdaşmadığı öne sürülmüştü. Köşk`ün savunmasında ise Sezer`in `mutlak takdir` yetkisini kullandığı ifade edilmişti. Ahmet Necdet Sezer, ikinci savunmasında ise, Cumhurbaşkanı`nın mutlak takdir yetkisini kullandığı tekrarlanarak, gerekçe göstermeye zorlanamayacağı savunulmuştu. Sonuçta mahkeme yürütmeyi durdurmamıştı.
http://www.aktifhaber.com/news_detail.php?id=198639