Sezer, Köşk'e ait 2 makam aracı ile 16 personeli yanında götürdü

bu saçma konu hala devam ediyor mu?
sezer'den önceki cumhurbaşkanlarının da köşkten ayrılırken yanlarında neler götürmüş tek tek tartışalacak mı?
sezer'den öncekilerin köşkte yaptığı harcamalar da tartışılacak mı?
gül'ün gelirgelmez yaptığı köşk harcamaları ne olcak?
 
Cumhurbaşkanının AF YETKİSİ

CUMHURBAŞKANININ ÖZEL AF YETKİSİNİN SAFHALARI

Mahkum hastalığı sebebiyle af talebini; hapishane savcılığına, adalet Bakanlığına, TBMM’ne veya Cumhurbaşkanlığına yapabiliyor. Talep nereye yapılırsa yapılsın gerekli raporun alınması için bu talep Cumhuriyet Başsavcılığına gönderiliyor.

Başsavcılık hükümlüyü bir sağlık kuruluşuna sevkediyor. Sağlık Kuruluşu hükümlünün “hastalık, sakatlık veya kocama” durumunu gerekli inceleme ve müşahedeler sonunda kabul ederse, durumu belirten SAĞLIK KURULU RAPORU tanzim edip, Başsavcılığa gönderiyor.

Başsavcılık Sağlık Kurulu Raporunu ADLİ TIP KURUMU’na gönderiyor. Kurumun 3.İhtisas Kurulu bu rapora dayanarak yaptığı inceleme sonunda; “raporda belirtilen durumun Anayasa’nın 104. Maddesinde bahsi geçen (sürekli hastalık, sakatlık ve kocama) durumuna girip girmediğine” karar veriyor.

Başsavcılık; mahkumun talebini, Sağlık Kurulu Raporunu ve bu rapordaki hastalığın Anayasanın 104. Maddesine uygun olduğunu bildiren Adli Tıp 3. İhtisas Kurulu Raporunu Adalet Bakanlığına gönderiyor.

Adalet Bakanlığı mevzuat bakımından evrakların tamam olup olmadığını inceleyip, tamam ise, bir yazı ile Cumhurbaşkanlığına sunuyor. Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği gelen evraklar üzerinde inceleme yaparak, bir mütalaa ile kararı verecek olan Cumhurbaşkanına arz ediyor.

Cumhurbaşkanını, önüne gelen bu af talebini kabul etmesi veya ret etmesi konusunda mecbur kılan hiçbir hukuki zorunluluk yok. Sayın Çölaşan’ın da belirttiği gibi konuyu tamamen tıbbi, teknik ve insancıl bakımdan inceliyor. Kanaatına göre karar verip, ya affediyor veya etmiyor. Mesela Sn.Sezer kendilerine gelen 270 af talebinin 10 tanesini geri çeviriyor, kalan 260 nı affediyor. Bu karar da resmi gazetede yayınlanıyor. Bu kararda Cumhurbaşkanından başka bir yetkilinin imzası da bulunmuyor.

Af Prosedürü dikkate alındığında; mahkumu affettirecek en önemli belge “Sağlık Kurulu Raporu” oluyor. Bu raporu verecek Sağlık Kurumunu da Baş Savcılık seçiyor. Bu kurulun raporu dışında mahkumun tıbbi bakımdan tekrar incelenmesi yapılmıyor. Yani, Adli Tıp Kurumu mahkumun hastalığını değil, Sağlık Kurulu Raporunda belirtilen hastalığın Anayasadaki çerçeveye uygun olup olmadığını inceliyor.
Cumhurbaşkanının Özel af yetkisi ile ilgili Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliğinin bir yazısını aşağıya alıyorum.

-------------------

Elektronik posta yoluyla ilettiğiniz,. teröristlerin affedildiği iddiasının doğru olup olmadığının 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Yasası uyarınca bildirilmesi istemini içeren başvurunuz alınmıştır.

Anayasa'nın 104. maddesinde Sürekli hastalık, sakatlık ve kocama sebebi ile belirli kişilerin cezalarını hafifletmek veya kaldırmak Cumhurbaşkanı'nın yürütme alanına ilişkin görev ve yetkileri arasında sayılmıştır.

Anayasal kuraldan da anlaşılacağı gibi, Cumhurbaşkanı'na özel af yetkisi, sürekli hastalık, sakatlık ve kocama nedeniyle sınırlı olarak tanınmıştır. Bir başka deyişle, hükümlünün ceza yargılaması sonunda kesinleşmiş özgürlüğü bağlayıcı cezasının Cumhurbaşkanı'nca hafifletilmesi ya da kaldırılması, cezayı gerektiren suçun niteliğine değil, hükümlünün sağlık durumuna bağlanmıştır.

2659 sayılı Adli Tıp Yasası'nın 16. maddesinde, sürekli hastalık, sakatlık ve kocama nedenleriyle belirli kişilerin cezalarının hafifletilmesi ya da kaldırılmasına ilişkin işlemlerin yapılması, Adli Tıp Kurumu Üçüncü İhtisas Kurulu'nun görevleri arasında sayılmıştır.

Af konusunda prosedür şöyle işlemektedir:

- Hükümlü durumunu ilgili olduğu Cumhuriyet Başsavcılığı'nı bildirmektedir.
Cumhuriyet Başsavcılığı hükümlüyü bir sağlık kuruluşuna sevketmektedir.

-Hükümlünün hastalık, sakatlık ve kocama durumu, gerektiğinde uzun süreli gözleme ve inceleme evresinin ardından, yetkili sağlık kuruluşu raporuyla saptanmaktadır.

Sağlık kurulu raporu, Adli Tıp kurumu Üçüncü İhtisas Kurulu'na gönderilmektedir. Adli Tıp Kurulu, sağlık kurulunun, hükümlünün sağlık durumuyla ilgili bilimsel ve teknik görüşünü içeren raporuna dayanarak ve uzun incelemeden sonra, raporda belirtilen hastalık, sakatlık ve kocama durumunun Anayasa'nın 104. maddesinde sözü edilen hastalık, sakatlık ve kocama durumuna girip girmediğine karar vermektedir.

-Adli Tıp Kurulu'nun raporu Adalet Bakanlığı'na gönderilmektedir. Dosya, Bakanlıkça incelenip tekemmül ettiği anlaşıldıktan sonra Sayın Cumhurbaşkanımıza sunulmak üzere Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği'ne iletilmektedir.

-Dosyanın hazırlanması sürecinde, kurallar uyarınca Sayın Cumhurbaşkanımızın hiçbir etkisi, karışması ve yönlendirmesi olmamaktadır.

Sayın Cumhurbaşkanımız, bu aşamaların bitirildiğinin Adalet Bakanlığı'nca belirlenip,dosyanın bir yazıyla Cumhurbaşkanlığı'na iletilmesinden sonra; -Suçun niteliğinde bir ayrım yapmadan, -Adli Tıp Kurulu kararına dayanarak, -Hükümlünün sağlık durumunu ve Anayasa koyucunun amacını gözeterek, tümüyle nesnel bir yaklaşımla, cezanın hafifletilmesi ya da kaldırılması yetkisini kullanmaktadır.

Sayın Cumhurbaşkanımızın af yetkisini kullanırken amacı, insancıl bir yaklaşımla, yaşamını hapishane koşullarında tek başına, yardım olmaksızın sürdüremeyecek kadar hasta, sakat ya da kocamış olanların yaşamlarını sürdürebilecekleri ortama kavuşturulmasıdır.

Adli Tıp Kurumu 2659 sayılı Adli Tıp Kurumu Yasası uyarınca Adalet Bakanlığı'na bağlı bir kurumdur. Bu Kurum'un işleyişi ile ilgili konular Adalet Bakanlığı'nın yetkisindedir.

4982 sayılı Yasa uyarınca bilginizi rica ederim.

Genel Sekreter Adına
H.Bülent SERİM
Genel Sekreter Yardımcısı
-----------------------------

http://hukukcu.com/modules/smartsection/item.php?itemid=144

Artık bu konuya bir son verilmeli.
Eğer SEZER böyle bir hata yaptıysa,
Bu hata A.K.P. hükümetinin yaptığı pek çok hatayı masum göstermez,
Son zamanlar da söylenen ''''''' Dağdan in, gel demokratik ortamda mücadele et.''''''''''
cumlesinin de iyi analiz edilmesi gerekir.
:clap:clap
 
yıllardır bu ülkeye büyük hizmetler vermiş bir insan Sayın Sezer
2 tane makam aracının peşine düşecek kadar düştüyse bu ülke, önce götürenleri bulsunlar.
neler götürüldü bu ülkeden neleeerrrr.
en basitinden bi örnek adamlar bakın işlerini nası tutturmuslar.
Ben kayseride oturuorum ve etrafta olanları çok büyük titizlikle incelerim.
Sayın belediye başkanımız, kendisine ait, çimento ve kaldırım taşı fabrikası kurmuş :D
ve saolsun kayserimizin her yıl kaldırımları yenilenir :D
adam kendi fabrikasından alıor çimentoyu devlete kitlior :D
buyrun bu da farklı bi örnek ;)

İyi ForumLar !..
 
CUMHURBAŞKANININ ÖZEL AF YETKİSİNİN SAFHALARI

Mahkum hastalığı sebebiyle af talebini; hapishane savcılığına, adalet Bakanlığına, TBMM’ne veya Cumhurbaşkanlığına yapabiliyor. Talep nereye yapılırsa yapılsın gerekli raporun alınması için bu talep Cumhuriyet Başsavcılığına gönderiliyor.

Başsavcılık hükümlüyü bir sağlık kuruluşuna sevkediyor. Sağlık Kuruluşu hükümlünün “hastalık, sakatlık veya kocama” durumunu gerekli inceleme ve müşahedeler sonunda kabul ederse, durumu belirten SAĞLIK KURULU RAPORU tanzim edip, Başsavcılığa gönderiyor.

Başsavcılık Sağlık Kurulu Raporunu ADLİ TIP KURUMU’na gönderiyor. Kurumun 3.İhtisas Kurulu bu rapora dayanarak yaptığı inceleme sonunda; “raporda belirtilen durumun Anayasa’nın 104. Maddesinde bahsi geçen (sürekli hastalık, sakatlık ve kocama) durumuna girip girmediğine” karar veriyor.

Başsavcılık; mahkumun talebini, Sağlık Kurulu Raporunu ve bu rapordaki hastalığın Anayasanın 104. Maddesine uygun olduğunu bildiren Adli Tıp 3. İhtisas Kurulu Raporunu Adalet Bakanlığına gönderiyor.

Adalet Bakanlığı mevzuat bakımından evrakların tamam olup olmadığını inceleyip, tamam ise, bir yazı ile Cumhurbaşkanlığına sunuyor. Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği gelen evraklar üzerinde inceleme yaparak, bir mütalaa ile kararı verecek olan Cumhurbaşkanına arz ediyor.

Cumhurbaşkanını, önüne gelen bu af talebini kabul etmesi veya ret etmesi konusunda mecbur kılan hiçbir hukuki zorunluluk yok. Sayın Çölaşan’ın da belirttiği gibi konuyu tamamen tıbbi, teknik ve insancıl bakımdan inceliyor. Kanaatına göre karar verip, ya affediyor veya etmiyor. Mesela Sn.Sezer kendilerine gelen 270 af talebinin 10 tanesini geri çeviriyor, kalan 260 nı affediyor. Bu karar da resmi gazetede yayınlanıyor. Bu kararda Cumhurbaşkanından başka bir yetkilinin imzası da bulunmuyor.

Af Prosedürü dikkate alındığında; mahkumu affettirecek en önemli belge “Sağlık Kurulu Raporu” oluyor. Bu raporu verecek Sağlık Kurumunu da Baş Savcılık seçiyor. Bu kurulun raporu dışında mahkumun tıbbi bakımdan tekrar incelenmesi yapılmıyor. Yani, Adli Tıp Kurumu mahkumun hastalığını değil, Sağlık Kurulu Raporunda belirtilen hastalığın Anayasadaki çerçeveye uygun olup olmadığını inceliyor.
Cumhurbaşkanının Özel af yetkisi ile ilgili Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliğinin bir yazısını aşağıya alıyorum.

-------------------

Elektronik posta yoluyla ilettiğiniz,. teröristlerin affedildiği iddiasının doğru olup olmadığının 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Yasası uyarınca bildirilmesi istemini içeren başvurunuz alınmıştır.

Anayasa'nın 104. maddesinde Sürekli hastalık, sakatlık ve kocama sebebi ile belirli kişilerin cezalarını hafifletmek veya kaldırmak Cumhurbaşkanı'nın yürütme alanına ilişkin görev ve yetkileri arasında sayılmıştır.

Anayasal kuraldan da anlaşılacağı gibi, Cumhurbaşkanı'na özel af yetkisi, sürekli hastalık, sakatlık ve kocama nedeniyle sınırlı olarak tanınmıştır. Bir başka deyişle, hükümlünün ceza yargılaması sonunda kesinleşmiş özgürlüğü bağlayıcı cezasının Cumhurbaşkanı'nca hafifletilmesi ya da kaldırılması, cezayı gerektiren suçun niteliğine değil, hükümlünün sağlık durumuna bağlanmıştır.

2659 sayılı Adli Tıp Yasası'nın 16. maddesinde, sürekli hastalık, sakatlık ve kocama nedenleriyle belirli kişilerin cezalarının hafifletilmesi ya da kaldırılmasına ilişkin işlemlerin yapılması, Adli Tıp Kurumu Üçüncü İhtisas Kurulu'nun görevleri arasında sayılmıştır.

Af konusunda prosedür şöyle işlemektedir:

- Hükümlü durumunu ilgili olduğu Cumhuriyet Başsavcılığı'nı bildirmektedir.
Cumhuriyet Başsavcılığı hükümlüyü bir sağlık kuruluşuna sevketmektedir.

-Hükümlünün hastalık, sakatlık ve kocama durumu, gerektiğinde uzun süreli gözleme ve inceleme evresinin ardından, yetkili sağlık kuruluşu raporuyla saptanmaktadır.

Sağlık kurulu raporu, Adli Tıp kurumu Üçüncü İhtisas Kurulu'na gönderilmektedir. Adli Tıp Kurulu, sağlık kurulunun, hükümlünün sağlık durumuyla ilgili bilimsel ve teknik görüşünü içeren raporuna dayanarak ve uzun incelemeden sonra, raporda belirtilen hastalık, sakatlık ve kocama durumunun Anayasa'nın 104. maddesinde sözü edilen hastalık, sakatlık ve kocama durumuna girip girmediğine karar vermektedir.

-Adli Tıp Kurulu'nun raporu Adalet Bakanlığı'na gönderilmektedir. Dosya, Bakanlıkça incelenip tekemmül ettiği anlaşıldıktan sonra Sayın Cumhurbaşkanımıza sunulmak üzere Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği'ne iletilmektedir.

-Dosyanın hazırlanması sürecinde, kurallar uyarınca Sayın Cumhurbaşkanımızın hiçbir etkisi, karışması ve yönlendirmesi olmamaktadır.

Sayın Cumhurbaşkanımız, bu aşamaların bitirildiğinin Adalet Bakanlığı'nca belirlenip,dosyanın bir yazıyla Cumhurbaşkanlığı'na iletilmesinden sonra; -Suçun niteliğinde bir ayrım yapmadan, -Adli Tıp Kurulu kararına dayanarak, -Hükümlünün sağlık durumunu ve Anayasa koyucunun amacını gözeterek, tümüyle nesnel bir yaklaşımla, cezanın hafifletilmesi ya da kaldırılması yetkisini kullanmaktadır.

Sayın Cumhurbaşkanımızın af yetkisini kullanırken amacı, insancıl bir yaklaşımla, yaşamını hapishane koşullarında tek başına, yardım olmaksızın sürdüremeyecek kadar hasta, sakat ya da kocamış olanların yaşamlarını sürdürebilecekleri ortama kavuşturulmasıdır.

Adli Tıp Kurumu 2659 sayılı Adli Tıp Kurumu Yasası uyarınca Adalet Bakanlığı'na bağlı bir kurumdur. Bu Kurum'un işleyişi ile ilgili konular Adalet Bakanlığı'nın yetkisindedir.

4982 sayılı Yasa uyarınca bilginizi rica ederim.

Genel Sekreter Adına
H.Bülent SERİM
Genel Sekreter Yardımcısı
-----------------------------

http://hukukcu.com/modules/smartsection/item.php?itemid=144

Artık bu konuya bir son verilmeli.
Eğer SEZER böyle bir hata yaptıysa,
Bu hata A.K.P. hükümetinin yaptığı pek çok hatayı masum göstermez,
Son zamanlar da söylenen ''''''' Dağdan in, gel demokratik ortamda mücadele et.''''''''''
cumlesinin de iyi analiz edilmesi gerekir.
:clap:clap

Mahkumları affetme yetkisi Anasada sadece özel olarak Cumhurbaşkanlarına verilmiştir.
Adı üzerinde bu bir yetkidir ve cumhurbaşkanlarının insiyatifine kalmıştır.

cumhurbaşkanı önüne gelen dosyaların isterse hepsini veto eder isterse hepsini onaylar(Mahkumlar için söylüyorum) Cumhurbaşkanının verdiği kararlar için kimse ondan hesap soramaz.

Bir kişi isterse Birleşmiş Milletler sağlık teşkilatından rapor alsada cumhurbaşkanı onaylamazsa o kişi dışsarı çıkamaz. yani Prosedür gereği alınan sağlık raporlarının hepsi bir anlamda hikaye.


Şimdi insan merak ediyor.Ak Parti hükümetinin atamak istediği binlerce brokratı taaaaaa en ince ayrıntısına kadar araştırtıp ineceleten ve hatta gerekirse devlet geleneğine uyarak!!!!! kapıcılara bile sordurtan Sezer , iş teröristleri affetmeye gelinxce acaba neden gözü kapalı imza atttı.

Ve yine adalet bakanı kendi brokratını bile sezere onaylatamazken , sezerin teröristleri bukadar kolay dışarı salıvermesinin sebebi nedir.

Bazıları suçu adalet bakanına atmaya çalışmışlar ama yemezler.
Adalet bakanı sadece kendisine yapılan müracatları denetler ve gerekli belgeleri alanları ,son kararı verecek kişi olan Cumhurbaşkanına gönderir.
Gönderirkende illa bunları affet diye göndermez.bakanlığın bu konuda işlem yapma yetkisi olmadığı için dosyaları cumhurbaşkanlığına göndririr.sonuçta son karar Cumhurbaşkanındır.

tabiki affedilmek isteyen terörist dosyayı kotyğuna vurup kendisi çankayaya sunacak değil.
Belli bir brokratik hiyerarşiden geçmesi gerekir.Adalet bakanlığıda bu hiyerarşi gereği dosyaları kendisi gönderiyror.

Sezer in affettiği terörsitlerin çoğunun hastalıkla alakası yok.Çoğu dışarı çıkar çıkmaz soluğu tekrar dağla alıyor.
 
Cumhurbaşkanı Sayın Sezer, görevde bulunduğu sürede 260’ı aşkın mahkumu affetti. Cumhurbaşkanının af yetkisi var tabi ki. Ancak Sezer’in affettiği 260’ı aşkın şahıstan 200’e yakınının terörist olmasının üzerinde biraz durup düşünmek gerekiyor.

CUMHURBAŞKANLARININ AFFETTİĞİ MAHKUM SAYILARI





CUMHURBAŞKANI SEZER'İN AFFETTİĞİ TERÖRİST MAHKUMLARIN DİĞER MAHKUMLARA ORANI












Kamu yararını gözetmeyi düşünen Cumhurbaşkanı Sezer, AK Parti hükümetinin atamalarında son derece duyarlı davranmış, detaylı araştırma yaptırmış, gerektiğinde ilgili atamayı veto etmiştir. Fakat aynı titizliği(!) nedense terörist affı konusunda göstermemiştir.

Aşağıda Cumhurbaşkanımız Sayın Sezer’in affettiği kişilerle ilgili detaylı bilgileri okudukça şaşıracaksınız!

Affedilen teröristler içinde çok sayıda üst düzey örgüt militanı olduğunu

Salıverildikten sonra tekrar örgüt içerisindeki yerlerini alarak kendilerini yakalayıp adalete teslim eden güvenlik kuvvetlerine karşı daha fazla kin duyarak eylemlere kaldıkları yerden devam ettiklerini

Örgüte yeni teröristler kazandırıp onları yetiştirdiklerini

Başta akrabaları olmak üzere yakın çevrelerinde çok sayıda PKK ve onun yandaşı Hizbullah, DHKP/C vb. diğer örgütlerin mensubu teröristlerin bulunduğunu

Terörist yuvası aileleri ve bu ailelerin tümünün genlerinde vatan, millet, devlet düşmanlığı olduğunu

9.Cumhurbaşkanımız Sayın Demirel’in de bir sözünde “Hizbullah PKK’nın türevidir” dediği gibi diğer bütün yasadışı örgütlerin aslında PKK paralelinde faaliyet gösterdiğini ve aynı bataklığın içinde yan yana, kol kola yer aldıklarını

Affedilişe götüren senaryoda yanlış rapor düzenlemekten dolayı meslekten men cezası almış doktorların yanı sıra Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Kemal Nehrozoğlu ve Yardımcısı Bülent Serim’in de “ÇOK İVEDİ” imzalarının bulunduğunu

Adeta bile bile devletin ayağının altına muz kabuğu konduğunu ve zorla üzerine bastırıldığını

göreceksiniz.

Ve kendinize şu soruları soracaksınız:

Cumhurbaşkanımız Sayın A. Necdet Sezer, vatanın bütünlüğüne, milletin birliğine ve dirliğine kasteden, askerimizi ve polisimizi şehit eden teröristleri neden affeder?

Güvenlik güçlerimizin yakalayarak adalete teslim ettiği bu azılı teröristlerin, salıverildiklerinde yine devletimiz aleyhinde ve güvenlik güçlerimize karşı bir takım eylemler içinde bulunacakları bilindiği halde neden tekrar tekrar örgütlerine geri kazandırılır?

Biz bu soruların cevabını bulabilmek için yola çıktık. Affedilmiş teröristlerin kimler olduğundan başladık başlamasına ama… Sonunu bulamadık. Adeta dipsiz bir kuyu. Her yeni adımda bir öncekiyle bağlantılı tüyler ürpertici gerçekler çıktı karşımıza.

Türkiye Cumhuriyeti’nin banisi, Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘Ey Türk gençliği! Birinci vazifen, Türk İstiklâlini, Türk Cumhuriyeti'ni, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.’ sözünü bugün daha iyi anlıyoruz.

Ey yüce atam! Senin yaklaşık yüzyıl önce gördüklerini biz yeni görüyoruz. Meğer ne kadar yanılmışız senin sözlerin üzerinde daha titiz durmadığımız için. Sen rahat uyu. Yeni Mustafa Kemaller gelmez bu ülkeye bir daha ama Mustafa Kemal izinde olan, damarlarında asil Türk kanı taşıyan, senin emanetin bu cennet vatanın yılmaz bekçisi evlatlarımız tükenmez. Bu topraklar Türk yurdudur ve ilelebet Türk yurdu olarak kalacaktır.

Vatan bütünlüğümüzün en büyük teminatı olan ordumuzun, yakalayarak adalete teslim ettiği teröristlerin bu şekilde affedilip yine örgütteki yerlerini alarak ordumuza karşı tekrar kullanılmalarını içimize sindiremiyoruz. Bu durumu başta Genel Kurmay Başkanımız Yaşar Büyükanıt Paşamız olmak üzere, Kara Kuvvetleri Komutanı İlker Başbuğ Paşamıza, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Yener Karahanoğlu’na, Hava Kuvvetleri Komutanımız Orgeneral Faruk Cömert’e, ve Asayişten sorumlu Jandarma Genel Komutanımız Işık Koşaner Paşamıza şikayet ediyoruz.

Cumhurbaşkanı Sezer’in affettiği teröristlerle ilgili yazılar şu başlıklarda ele alınmıştır:

1. Cumhurbaşkanı Sezer’in polis katillerini affı insancıl mı?

2. Son affedilen terörist mercek altında

3. Canı çıksa huyu çıkmayan teröristler Sezer’in affıyla hapisten çıktı

4. Sezer affetti, asker affetmedi!

5. Genel Sekreter Nehrozoğlu’ndan kendi akrabası terörist mahkumlara ‘çok ivedi’ işlem

6. Terörist affında etkili olan Genel Sekreter Kemal Nehrozoğlu ve yardımcısı Halil Bülent Serim

7. Af raporlarında imzası bulunan doktorların, meslekten men cezası alan doktorlar olduğu ortaya çıktı.

8. 10.Cumhurbaşkanımız Sezer terör örgütünün üst düzey sorumlusu mahkumları affetti.

9. DHKP/C’li terörist mahkumlara Cumhurbaşkanı Sezer’den af ayrıcalığı

Kaynak: www.teroreodul.com




bu gösterdiğin taraflı bir kuruluşun gerçeklik payı olmayan iftiraları kanıt niteliği taşımaz. war mı dewlet arşiwlerinde böyle br şey ya da şöyle sorayım sayın sezere cephe alan medya böyle bir şey olsa inan ülkeyi ayağa kaldırır.kaldı ki sayın sezerin geçmişi belli yaptıkları belli lütfen çamur atmayın
 
Geri
Üst