
Öğretmene saygıyı büyüklerimiz öğretmişti...
"Eti senin kemiği benim"
diye teslim edildik o yürekli insanlara...
Bir yandan dersi bir yandan da hayatı öğreten
çilekeşlerdi onlar...
Evlatlarıydık...
Belki kendi çocuklarıyla
bizler kadar ilgilenmezlerdi...
Yoksul çocukların
kitaplarını aldıklarını bilirim,
harçlık verdiklerini de...
Çok mu maaş alıyorlardı?..
Paylaşma ve dayanışmayı
öğretiyorlardı aslında...
Bu da bir hayat dersiydi...
Bazen bir arkadaş,
bazen bir ağabeydiler...
Tornistan da olsa
elbiseleri,kılıç gibi ütülüydü...
Hiçbirini sakallı görmedim...
Bayan öğretmenlerimiz de
bakımlıydı...
Kız arkadaşlarımıza annelerinin eksik öğrettiği
çoğu şeyi onlar anlatırdı...
Onları nerede görürsek görelim,
yakamızı ilikler,saygı gösterirdik...
Korkardık da...
Yanlış mıydı?..
Kendi öğrencisine
kurs veren öğretmen,
camiadan soyutlanırdı...
Öğretmene yakışmayan
bir yaşam tarzı,onlara göre değildi...
Örnek insanlardı...
Nereye giderlerse gitsinler,
yerleri hep baş köşeydi...
Şimdi aynı saygınlık
yok maalesef...
Bunun nedenleri çok elbette...
Toplumun değer yargıları
değiştiriliyor...
Büyüğünü, küçüğünü tanımayanın
öğretmene saygısı mı olur?..
Önce velilere sesleniyorum
sonra da öğretmenlere...
Gelin hep birlikte bu sevgisizliğe
karşı çıkalım...
Amerika'yı kim keşfettiğini
bileceğine sevmeyi bilsin, yeter!..