BağHan
Banned
- Katılım
- 24 Nis 2009
- Mesajlar
- 116
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
http://www.turksolu.org/229/index.htm
Sevdiğinize verin...
29 Mart 2009 günü yerel seçimler var.
Ciddi analizler bekleyenler vardır bizden elbet.
Ama artık işin ciddiyeti kalmış değil.
Bu seçimlerde siyasi terminolojinin düzeyi öyle düştü ki ne desek boş.
...
Seçim kampanyası başlarken CHP’nin çarşaf ve Kuran kursu açılımları gelmişti gündeme.
AKP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, sözü “açılım”a getirdi ve şöyle dedi:
“CHP’liler zaten açılmayı sever.”
...
Aynı Topbaş yine CHP’ye yüklendi geçenlerde ve şöyle dedi bu defa:
“Takmış kafasını İDO’ya. Ama seçimlerden sonra da halk bunlara takacak.”
Bu gerçek bir afiştir. Herhangi fotoğraf hilesi söz konusu değildir. Tamamen AKP’nin zihniyetini yansıtmaktadır.
....
Düzey bu...
Türkiye’de siyasetin terimleri bu...
...
Ama AKP’nin bir seçim afişi var ki, bu ülkede tam da siyasetin ne olduğunu ortaya koyuyor.
Antalya’mızın bir beldesi varmış, adını ilk defa duyduk: Domalan.
Domalan’ın da bir belediye başkan adayı.
Adam AKP’li ve AKP’nin Türkiye için belirlediği standart sloganı kendi beldesine uyarlamış ve donatmış etrafı:
“Sen Domalan’sın
Büyük Düşün!”
...
Şimdi ne dersiniz bu slogana?
Hadi biraz da biz fesatlık yapalım.
Gerçi ne topuz, ne baş, ne de Topbaş, ama Türk’üz elhamdülillah.
...
Ne diyor “Ak zihniyet” Türkiye’ye?
“Sen domalansın.
Büyük düşün!”
Demek ki halkı ne pozisyona soktuklarını biliyorlar.
Ee onlar bildiğine göre halk hayli hayli biliyor pozisyonunu.
Ne diyelim şimdi?
Ey vatandaş akıllı ol!
Domalansan hele biraz kafanı çalıştır: Neden büyük düşüneceksin?
Aklından zorun mu var?
Madem bu bizim kaderimiz diyorsun o zaman en azından büyük düşünme küçük düşün, canın az yansın.
Ama “biz zaten alıştık, alışmak kudurmaktan beter” diyorsan, ne diyelim sana, o zaman büyük düşün, “Ak koyun”a ver!
...
Diğer tarafta ise CHP var.
Ak koyuna karşı çıkıyor ve diyor ki “aman bize ver, yoksa Ak Parti’ye yarar.”
Tek seçim tezi bu.
Başka hiçbir şeyi yok.
...
Peki kime yarar kime yaramaz?
...
Mesela 2002 seçimlerinde Baykal’a verilen oylar kime yaradı?
Tayyip’e.
Neden?
Çünkü Baykal o seçimlerde Tayyip’in milletvekili ve başbakan olmasının yolunu açan yasayı Meclis’ten geçirdi.
Hem de ne geçirmek...
Bir evde buluştular Tayyip’le ve Tayyip’in başbakanlığında anlaştılar.
O halde aslında neymiş?
CHP’ye verilen oylar aslında CHP’ye değil AKP’ye yarıyormuş.
...
Evet siyaset bir düzen.
Kara bir düzen hem de.
Bir yanda ak koyun varsa diğer yanda da “kara koyun” var.
...
Bakın Melih Gökçek ne diyor MHP’lilere?
Sakın MHP’ye oy vermeyin, bu oylar CHP’ye yarar!
O zaman ne yapacak gönlünden MHP geçen seçmen?
CHP’ye yaramasın diye AKP’ye verecek oyunu.
Al sana ak koyunun oyunu.
Zaten AKP kendi tabanını bu şekilde denetime almış durumda: “Aman şuna verme, buna verme, yoksa CHP’ye yarar.”
Ne oluyor böyle olunca?
Özgür irade kalkıyor, seçim kalkıyor, seçmenler vatandaşlıktan çıkıp koyunlaşıyor.
...
Diğer yanda aynısını CHP yapıyor.
Sakın CHP dışında birine oy verme.
Neden peki?
CHP’nin politikaları doğru mu?
Boşver politikayı diyor CHP’li.
Politikamız yanlış da olsa bizi destekle yeter ki AKP’ye yaramasın.
İşte bu da kara koyunun oyunu.
...
Ak koyunun oyunu ile kara koyunun oyunu Türkiye siyasetinde seçmenleri, partileri, programları, idealleri, özgür iradeyi ortadan kaldırmıştır.
Düzen siyasal değil tarımsal düzendir.
Bir yanda güdenler, diğer yanda güdülenler.
Ak koyunlarla kara koyunlar...
...
Ama koyunlar varsa koyanlar da var elbette.
Bakın Meclis’e.
Nasıl da güzel güzel anlaşıyorlar değil mi?
Soralım hemen.
ABD’ye karşı politikaları ne?
AKP de CHP de tam destekliyor.
Ya AB’yi?
Onu da.
Hatta iki partinin tek ayrım noktası var, ikisi de daha Amerikancı ve daha Avrupacı olduğunu iddia ediyor.
Peki laiklik konusunda?
O konuda eskiden bir ayrım vardı, ama artık o da yok.
AKP de CHP de çarşafı destekliyor.
İkisi de Kuran kurslarını yaygınlaştırmak istiyor.
Kürt meselesinde?
Elbet onda da fark yok.
İkisi de Kürtçe eğitimden yana, Kürtçe televizyondan yana, ikisi de Kuzey Irak’taki kukla devleti tanımaktan yana.
Ekonomik programlarında ayrışıyorlar mı?
Elbette hayır; ikisi de özelleştirmeden, liberalizmden, yabancı sermayeden, büyük sermayeden yana.
Devletçiliğe ikisi de karşı.
...
Madem ikisi arasında bir fark yok, neden ikisi ayrı parti diye soracaksınız doğal olarak.
Ee, zaten oyun da bu: Ak koyunla kara koyunun oyunu bu.
İki ayrı parti olmasa, onlar bu ülkenin rantını nasıl paylaşacaklar sanıyorsunuz?
...
Ama onlara kızmamak lazım.
Nâzım da buna demiyor muydu:
Koyun gibisin kardeşim,
gocuklu celep kaldırınca sopasını
sürüye katılıverirsin hemen
ve âdeta mağrur, koşarsın salhaneye.
...
Evet koyunun da mağruru olur.
Sağcı koyunlar “mağdur”sa, solcu koyunlar “mağrur” olur.
Bu şiiri yazdığında Nâzım, ülkemizde Adnan Menderes’in diktası egemendi. Muhalefette ise İnönü vardı.
Peki acaba Nâzım neden “CHP’ye verelim yoksa Adnan Menderes’e yarar” demedi sizce?
Demedi çünkü koyunluğun mağrurluğu olmaz.
...
Ama iki taraf da seçmeni baskı altına almış ve bize ver diyorlar.
Neden?
Bize ver yoksa karşı tarafa yarar!
İyi de karşı taraf mı var?
Karşı taraf yok ki, iki tarafın da tüm programları aynı.
...
Hatta daha da beteri var
Ne diyor Baykal?
AKP’nin %47’lik oyunu %52’ye çıkartması lazım bu seçimlerde.
O zaman ne demektir bu?
CHP’nin de %22’lik oyunu %17’ye düşürmesi normaldir!
Gördünüz mü oyunu siz!
...
Evet bu seçim işte böyle bir seçim.
Bir taraf diyor ki domalansın sen büyük düşün!
Diğer taraf diyor ki, mecbursun ona verme bana ver!
Ahlaksız teklifin böylesi.
Ahlaksızlık bile açıkça.
Ne diyorlar seve seve verme.
Ama ver.
S...S...
...
Alın size iki S düzeni.
Nazi Almanyası’nın SS’leri mi daha iyiydi bizimkilerin SS’i mi?
Mağrur koyunlar diyecek ki, olsun en azından yaşıyoruz.
Mağdur koyunlar diyecek ki, olsun buna da şükür, zevk alıyoruz.
...
Koyunlara bir diyeceğimiz yok.
Biz ne ak koyun ne de kara koyun olma niyeti olanlara seslenelim:
Sen domalan değilsin Türkiye...
Sen vermek zorunda değilsin Türkiye...
“Kırk katır mı kırk satır mı” tercihi arasında sıkışmak zorunda değilsin Türkiye’nin namuslu insanı.
Bu 29 Mart’ta koyun olmadığını göster.
İlle de onlara vermek zorunda değilsin.
29 Mart zaten Pazar.
Evde kal, kahvaltını yap, filmini izle.
Çocuklarını sev.
Ya da çık dışarı ama sevdiğinle buluş.
Kardeşim...
Bari bu defa sevmediklerine verme.
İlle de vereceğim diyorsan, günlerden pazar, bu pazar sevdiğine ver...
http://www.turksolu.org/229/basyazi229.htm