aSLihaN
New member
Sendeki Ben
"Seni seviyorum." dedim,
Duymadın.
"Seni özlüyorum." dedim,
Aldırmadın.
"Herşeyimsin." dedim,
"Olamaz." dedin.
"Seni unutamıyorum." dedim,
İnanmadın.
Güldün.
Günler geçti.
Sevgim soldu.
Unuttum seni ve sendeki beni.
Bir yaz günü karşılaştık.
Bir çırpıda süzdüm seni, gözlerimle.
Gözlerimiz kavuştu,
Anlamsız bakışlarla.
Bakışların beni titretmiyordu artık.
Tek nefeste büyük bir iştahla
Kendinden emin her zamanki tavrınla
Kurdun cümleni;
"Beni özledin mi?"
Hiç tereddütsüz;
"Hayır" dedim.
"Ama ben ..." dedin.
Durakladın, gözlerin doldu.
Pişman oldun eski günleri düşündükçe.
Ne çok şey söyleyecekti dudakların,
'Evet' deseydim.
Bekledim gerisi gelir diye.
Ansızın, isteksizce o kelimeyi,
Fısıldar gibi söyledin;
"Hoşçakal,"
19 Mart'ta,
Seni evine bıraktığım akşam geldi aklıma.
Gözlerim ışıl ışıl, yüreğim sevgi dolu.
Tüm sevecenliğimle,
"Hoşçakal bitanem" dediğim akşam.
O zaman herşey farklıydı.
En farklısı ise sevgimdi.
Değişmişti çünkü.
Seninle, sözlerinle, umursamaz tavırlarınla.
Değişen ne çok şey vardı, sen bana hoşçakal derken.
Düşündüm, karşılığım ne olmalı diye.
Anladım ki tek kelime yetermiş,
Bendeki sevgini anlatmaya.
Sen giderken, fazladan her kelimeyle,
Hem seni kandırıyordum.
Hem de bu aşk kokan kalbimi.
Düşüncelerimden sıyrıldım bana dokunmanla.
"Hoşçakal" dedim, gerisini bekledin.
Ama sen beklerken,
Aramıza koca bir yıldız sığardı.
Onun kadar uzaktın ama
Onun gibi parlamıyordun artık.
Çünkü çok geç anladım,
Sendeki parıltının,
Yüreğimin yansıması olduğunu.
Ben yanlışı; seni sevmekle değil,
Bendeki sevgiyi, sende aramakla yaptım.
Tayfun Bengil
"Seni seviyorum." dedim,
Duymadın.
"Seni özlüyorum." dedim,
Aldırmadın.
"Herşeyimsin." dedim,
"Olamaz." dedin.
"Seni unutamıyorum." dedim,
İnanmadın.
Güldün.
Günler geçti.
Sevgim soldu.
Unuttum seni ve sendeki beni.
Bir yaz günü karşılaştık.
Bir çırpıda süzdüm seni, gözlerimle.
Gözlerimiz kavuştu,
Anlamsız bakışlarla.
Bakışların beni titretmiyordu artık.
Tek nefeste büyük bir iştahla
Kendinden emin her zamanki tavrınla
Kurdun cümleni;
"Beni özledin mi?"
Hiç tereddütsüz;
"Hayır" dedim.
"Ama ben ..." dedin.
Durakladın, gözlerin doldu.
Pişman oldun eski günleri düşündükçe.
Ne çok şey söyleyecekti dudakların,
'Evet' deseydim.
Bekledim gerisi gelir diye.
Ansızın, isteksizce o kelimeyi,
Fısıldar gibi söyledin;
"Hoşçakal,"
19 Mart'ta,
Seni evine bıraktığım akşam geldi aklıma.
Gözlerim ışıl ışıl, yüreğim sevgi dolu.
Tüm sevecenliğimle,
"Hoşçakal bitanem" dediğim akşam.
O zaman herşey farklıydı.
En farklısı ise sevgimdi.
Değişmişti çünkü.
Seninle, sözlerinle, umursamaz tavırlarınla.
Değişen ne çok şey vardı, sen bana hoşçakal derken.
Düşündüm, karşılığım ne olmalı diye.
Anladım ki tek kelime yetermiş,
Bendeki sevgini anlatmaya.
Sen giderken, fazladan her kelimeyle,
Hem seni kandırıyordum.
Hem de bu aşk kokan kalbimi.
Düşüncelerimden sıyrıldım bana dokunmanla.
"Hoşçakal" dedim, gerisini bekledin.
Ama sen beklerken,
Aramıza koca bir yıldız sığardı.
Onun kadar uzaktın ama
Onun gibi parlamıyordun artık.
Çünkü çok geç anladım,
Sendeki parıltının,
Yüreğimin yansıması olduğunu.
Ben yanlışı; seni sevmekle değil,
Bendeki sevgiyi, sende aramakla yaptım.
Tayfun Bengil