Selahaddin Eyyubi Kürt değildir! TÜRKTÜR...

Shawn Michaels

New member
Selahattin Eyyubi Türk Mü?

Selahattin Eyyubi Türk Mü?

Kürtlere ayrı bir ırk şuuru kazandırarak Türkiye'nin Güneydoğusunu Türk anavatanından koparmak için Batılıların himayesinde yürütülen siyasi faaliyetlere kültürel propoganda da ekleniverdi.

Kürtlerin eskiden beri büyük devlet kurmuş bir millet olduklarını telkin eden bu yoğun propoganda; Haçlı ordularına karşı verdiği mücadeleler sebebiyle bütün islam dünyasında saygıyla anılan Selahaddin Eyybi'nin bir Kürt hükümdarı, Eyyubi Devleti'nin Kürt Devletidolayısıyla Kürtçenin devlet dili olduğunu sistemli bir şekilde pompalarken, Anadolu'nun tapusu üzerine hak iddia etmeye başladı...

Selahaddin Eyyubi Türktür

Kürt tarihi olarakta kabul edilen ve 1597 yılında tamamlanan Şerefname, Selahaddin Eyyubi'nin Kürt oldupuna dair iddiayı "tarih bilginlerinin ve araştırmacılarının rivayetlerine" bağlar. Fakat bu bilginlerin ve araştırmacıların isimleri zikredilmez. Ama bugüne kadar güvenilir hiçbir islam tarihçisi veya bilim adamı Şeref Han'ı teyit etmemiştir.
Şeref Han'ın umut ettiği destek, asırlar sonra ilmi gerçekleri, mensup oldukları devletin siyasi emellerine alet etmek isteyen iki batılıdan gelir: Groussetve Cahen.
Bunlardan Grousset, 1192-1193 yıllarında, Şam yöresindeki iç karışıklıkları, Cahen ise1187'de el-Cezire Türkmenleriyle Kürtler arasındaki otlak kavgalarını etnik uyuşmazlıkolarak nitelerler. Oysa bu türlü ihtilaflar, aynı aşiretten muhtelif oymakları arasında bile tarih boyunca süre gelmiştir.
Bazı İslam kaynakları Selahaddin Eyyubi'yi 758 yılında Basra'dan Azerbaycan'a sürgün edilen, nakledilern veya göçen Yemen Araplarından Ravvad b.el-Müsenna el-Ezdi'nin soy kütüğüne kaydederler. Rivayete göre bu aile Azerbaycan'da Hezbanniye Kürtleriyle karışmış, daha sonra da Kuzey Irak'a dönerek Selçukluların ve Zengilerin hizmetine girmiştir.
Arap tarihçilerinin mümtaz şahsiyetlere, özellikle hükümdarlara, ırkçı düşüncelerle veya onları kutsamak için şecere uydurmak, hatta seyit ilan etmek gibi kötü bir gelenekleri olduğu için, bilim adamları bu Yemen'den Basra'ya, Basra'dan, Azerbaycan'a göç hikayesine itimat etmezler. Edinilecek gibi de değildir. Çünkü bugünün şartlarında bile sıradan bir ailenin 3-500 senelik tarihini takip etmek de, bu ailenin sicilini tespit etmek de imkan dışıdır.
Şeref Han, yukarıda naklettiğimiz rivayetteki Ravvad Araplarını, Ravende Kürtleri olarak değiştirmiştir ki, Selahaddin Eyyubi'nin Kürt sanılması işte bu tahrifattan dolayıdır!
Oysa aynı Şerefname'de Selahaddin Eyyubi'nin kardeşleri şöyle sıralanır: Muhammet Ebu Bekir, Şemsuddevle Turan Şah, Seyfilislam Tuğtekin, Şehinşah, Tacilmülük Buri.
Görüldüğü gibi Selahaddin Eyyubi'nin Kürt olduğunu iddia eden Kürt tarih yazarı Şeref Han bile, onun kardeşlerinden ikisinin Turan Şah ve Tuğtekingibi Türk has isimleri taşıdığını ifade etmekten kaçınmamıştır. Kaldı ki Şeref Han'ın Buri imasıyla yazdığı en küçük kardeş, bütün kaynaklarda Börü veyaBöri şeklinde kaydedilmiştir. Bilindiği gibi Börü ismide Türk has ismidir ve 'kurt' demektir!
Selçukluların ve Zengillerin hizmetinde büyük emirler olarak çalışan Selahaddin Eyyubi'nin babası Necmettin Eyyüp Azerbaycan'daki kesif Türk boyları arasıa yerleşmiştir ve Türktür. Çünkü Selahaddin'in bir Trk oyunu olan ve o tarihlerde Irak tarafından bilinmeyen poloda mahir olduğu kesinlikle bilinmektedir. Bu büyük Türk hükümdarının annesi, Şihabeddin Tokuş'unkardeşidir. Kız kardeşi Rabia Hatun'u da önce Gökbörü ile evlendirmiştir ki, ikisi de Türktür. Ağabeyi Şehinşah ise Kutlukız Hatun adında bir Türk kızıyla evlendmiştir.
Selahaddin Eyyubi'nin bizzat kendisi de evlenmek için bir Türk kızını tercih etmiştir: Amine Hatun b. Üner!

Eyyubi hakkında önemli bir kaynak

Kürtçilerin çok istismar edegeldiği Selahaddin Eyyubi'nin Türklüğühakkında bir başka belge sunmak istiyorum.
Önümde Selahaddin Eyyubi'nin danışmanlarından Üsame İbn Münkız'ın Kitab el İ'tibar adını verdiği hatıraları var. Eser Türkçeye Yusuf Ziya Cömerttarafından İbretler Kitabı ismiyle tercüme edilmiş. Ses Yayınları tarafından 1992 yılında İstanbul'da basılmış. Kitabın Arapça baskısını temin edemediğinden bahseden mütercim, eserin Philin K. Hitti'nin İngilizce çevirisinden Türkçeye aktarıldığını belirtiyor ve herhangi bir şüpheye meydan vememek için ilave ediyor:"Arap asıllı bir müsteşrik olan Philip Hitti'nin bu eseri İngilizceye aktaracaj ehliyette olduğu düşüncesi bizi nisbeten rahatlatan bir keyfiyettir."
Kısaca İbn Münkız olarak bilinen yazarın asıl adı: Müeyyed El-Devlet Ebul Haris Üsame İbn Mürşid İbn Ali İbn Münkız.
İnb Münkız, Malazgirt Savaşı'ndan 24 yıl sonra, Haçlıların Kudüs'ü işgalinden 4 yıl önce Hama civarındaki Şayzer'de doğmuş. Şair, edip tarihçi olanÜsame İbn Münkız, 93 yıllık ömründe 20'den fazla eser vermiş. Edebi eserlerinin başından beş kısımdan oluşan iki ciltlik Divan El-Şir'i geliyor. Edebi sanaatşar hakkında El-Bedi fi Nakd El Şi'r adlı eseri, Hazreti Musa'nın asaından başlayarak büyük şahsiyetlerin asalarından haraketle kaleme aldığı Kitab-ul Asa'sı, Hasankeyf'te yazdığı söylenen el-Menazil Ve'd Diyar'ı ve Lübebu'l Adab'ı öenmli eserlerinden. Ayrıca 20 ciltlik Mekarimül Ahlak adlı eseri var. Bedir ashabının hayatlarını konu alan 5 ciltlik Tarih el-Bedr ile Fezail-i Hulefa-i Raşidin ve Tarih El-İslam bilinen eserleri.
Selahaddin Eyyubi ile birlikte birçok savaşa da katılan Üsame İbn Münkız Kitab El-İtibar'ın 201. sayfasında diyor ki:
"Bu arada, Selahaddin, bıradaki kritik durumumuzu bildirmek üzere Atabek'e bir atlı gönderdi. Sonra, hızla bize boğru ilerleyen on kadar atlı gördük. Arkalarındaki ordu da sürekli haraket halindeydi. Geldiklerinde, Atabek'in komutasındaki öncüler olduğunu anladık. Ordu da arkalarından gelecekti. Atabek, 'Ey Musa, mahvolmak için mi otuz atlıyla Şam kapısına kadar geldin! ne acelen vardı!' diye Selahaddin'i eleştirdi. Karşılıklı atıştılar. İkiside Türkçe konuşuyordu. Bu yüzden söylediklerini anlayamadım."
Farsçanın siyaset, Arapçanın bilim, eğitim ve din alanında tartışılmaz bir üstünlük kurduğu ve Türk dilini öğreten bir tek kurumun dahi bulunmadığı böyle bir devirde Selahaddin Eyyubi'nin Türkçe konuşması, onun öz be öz Türk olduğunu gösteren en büyük delildir.

Eyyubi Devleti Türk devletidir!

İstiklal Marşı şairimiz Mehmet Akif Ersoy'un "Şarkın en sevgili sultanı", Fransız tarihçisi Champdor'un "İslamın en saf kahramanı" olarak tanımladığıSelahaddin Eyyubi, aslında yeni bir devlet kurmamıştır. Onun cihangirde bir siyasetle yönettiği devlet, Zengiler Devleti'nin devamından ibarettir. Memlükller ve Eyyubilerin uzantısıdır.
Çünkü, devlet teşkilatı değişmemiştir. Millet değişmemiştir. Devletin maddi istinaları değişmemiştir. Değişen sadece hanedandır. Her üç devletin de bayrağı sarı zemin üzerine doru kartaldır. Her üç devlette de siyasi ve askeri kadrolar aynı unsurlardan meydana gelmektedir. Selahaddin Eyyubi ile ilgili değerli bir eser yayımlayan Sayın Ramazan Şeşen'in de belirttiği gibi, devlet ve ordu teşkilatı Türk devletlerinde görülendevlet ve ordu teşkilatlarının aynıdır.
Bugün bölücülerin malzemesi olarak kullanılmak istenen Eyyubi Devleti, Selahaddin'in çağdaşları tarafından da Türk devleti olarak kabul eidlmiştir. Arap şairi Sena İbn el-Mülk'ün Halep'in zaptı vesilesi ile Selahaddin'e sunduğu kaside "Arap milleti Türklerin devletiyle yükseldi, Ehl-i salibin davası Eyup oğlu tarafından perişan edildi" mısralarıyla başlar.
Ünlü İbn-i Haldun'da Mukaddeme'de Eyyubiler ve Memluklar devletinin bir tek Türk devleti olduğunu yazar.
Eyyubiler Devleti'nde Arap kültürünün egemen oluşu bizi şaşırtmamalıdır. Gazneliler ve Selçuklular nasıl fars kültürünü ön plana öıkarmışlarsa, Zengiler, Eyyubiler ve Memluklar da aynı şekilde ve tıpkı Roma İmparatorluğu'na Yunan kültürünün hakim olduğu gibi, Eyyubilerde Arap kültürünü Türk kültürüne tercih etmişerldir.
Fakat Selahaddin Eyyubi'nin zaferden zafere koşturduğu ordunun kahir bir ekseriyetini Türkler teşkil eder.
Selahaddin Eyyubi'nin çağdaşı olan tarihçiler, Mısır, Yemen, Kuzey Afrika gibi merkeze uzak kıtaların ele geçirilmesini Oğuz Harekatı olarak görürler.
Sonuç olarak şunu ifade etmek isteriz ki, İslamın bu efsanevi kılıcı, kültür itibariyle olduğu kadar, soy itibariylede Türktür. Devleti de Türk devletidir.

bknz.( bir millet uyanıyor sayfa 247-254)
 
Üst