~PRENSES~
Romantizmin Delisi
Bunca yıl yaşamışsın, hayattan payına düşeni almışsın..
Dönen bu çarkların arasındaki görevini yerine getirmeye çalışmışsın..
Mutlaka sevmişsin, sevilmişsin.
Dostların arkadaşların vardır..
Belki seviyorum sandığın bi' sevgilin vardır.
Belki bankada dünyayı satın alacak kadar yüklü bi' hesabın,
Belki de cebinde sadece nefes alacak kadar yeterli bi' paran vardır.
Fakat zaman, zaman sorarsın kendine "Böyle mi olmalıydı?" diye..
Öyle anların olur ki niçin yaşadığını bilmezsin!.
Her şey anlamsız gelir!.
Yüksek dağlara tepelere çıkıp haykırmak istersin!.
Belki duyurabilirsin sesini birilerine,
Ne çare!
Deli diyecek en yakın dostların bile.
Ve neden, niçin, nereye kaçacağını bilmediğin için,
o diyarları terk edemezsin!. "Çok şükür yaşıyorum" dersin..
Hayatın sana sunduğunu kabul edersin.
Lakin beyninin en kuytu köşelerinde hep bi' soru işareti olmuştur!.
Yüreğinin en derin yerinde hep bi' ateş yanmıştır!.
Bi' yanın hep eksik kalmıştır!
-
Yanılıyor muyum ?!
-
Bazen bir sahilde dalgalarla konuşursun
Ve farkında olmadan öfkeyle denize taş atarsın,
Sanki yılların içinde biriktirdiğini boşaltır gibi..
Bazen de pencerene konan bi' güvercinle dertleşirsin..
Sonra bi' gün gelir sanki masallardaki gibi,
sanki filmlerdeki gibi aniden bi' MeLeK tarafından büyülenirsin!.
Bi' asır çözemediğin, harflerini birleştiremediğin bulmacayı çözersin!.
Hayatın bi' sır perdesi gibi bi' anda açılır!
Niçin gülerken ağladığını,
Yüreğini sıkıştıran o ağır taşın nereden geldiğini,
En mutlu anlarında bile neden kalbinin hiç çarpmadığını,
Çevrende yüzlerce insan varken neden senin kendi içinde yalnız olduğunu,
Yıldızların parlaklığının niçin gözlerini kamaştırmadığını,
Güneşin niçin seni ısıtmadığını anlarsın!.
Birden hiç ağlamadığın kadar ağlarsın!
Belki de kabullenmek istemezsin,
Yıllarının bi' odun parçası gibi çağlayana atıldığını;
Hayat çeşmesinden içiyorum sandığın suyun,
Hazan çeşmesinden aktığını görürsün!.
Bunca yıl alıp verdiğin nefeslerin boşa olduğunu
Ve aslında yaşamadığını anlarsın!.
Eksik kalan bi' yanın var ya,
İşte "O" eksiktir!.
Her şeyin "O" olmuştur!
Yaşamaya değer "O" ...
Uğrunda ölümü göze alabileceğin "O"...
Saçının bi' teline dünyayı hiçe sayabileceğin "O"...
Bi' bakışına bütün yasakları ezip geçebileceğin "O" !
İnsan herkesi, her şeyi sevebilir!.
Güzel bi' kalbi seversin, bi' çiçeği seversin,
baharı, güneşi, yıldızları, çocukları seversin..
Hatta çok seversin...
Ama "Gerçek AŞK" var ya !.. O başkadır !
Eğer yüreğindeki boşluğun "AŞK" olduğuna inanıyorsan
Ve bulduysan "O" insanı "O Gerçek Aşkı",
Kafandaki sorunun cevabı "O" kişi ise,
Kaçırma "ONU" sonra çok geç olabilir!
Ne kadar yaşayabileceğini biliyor musun?!
Sarıl "ONA"... Son nefesin gibi !..
ALINTI
Dönen bu çarkların arasındaki görevini yerine getirmeye çalışmışsın..
Mutlaka sevmişsin, sevilmişsin.
Dostların arkadaşların vardır..
Belki seviyorum sandığın bi' sevgilin vardır.
Belki bankada dünyayı satın alacak kadar yüklü bi' hesabın,
Belki de cebinde sadece nefes alacak kadar yeterli bi' paran vardır.
Fakat zaman, zaman sorarsın kendine "Böyle mi olmalıydı?" diye..
Öyle anların olur ki niçin yaşadığını bilmezsin!.
Her şey anlamsız gelir!.
Yüksek dağlara tepelere çıkıp haykırmak istersin!.
Belki duyurabilirsin sesini birilerine,
Ne çare!
Deli diyecek en yakın dostların bile.
Ve neden, niçin, nereye kaçacağını bilmediğin için,
o diyarları terk edemezsin!. "Çok şükür yaşıyorum" dersin..
Hayatın sana sunduğunu kabul edersin.
Lakin beyninin en kuytu köşelerinde hep bi' soru işareti olmuştur!.
Yüreğinin en derin yerinde hep bi' ateş yanmıştır!.
Bi' yanın hep eksik kalmıştır!
-
Yanılıyor muyum ?!
-
Bazen bir sahilde dalgalarla konuşursun
Ve farkında olmadan öfkeyle denize taş atarsın,
Sanki yılların içinde biriktirdiğini boşaltır gibi..
Bazen de pencerene konan bi' güvercinle dertleşirsin..
Sonra bi' gün gelir sanki masallardaki gibi,
sanki filmlerdeki gibi aniden bi' MeLeK tarafından büyülenirsin!.
Bi' asır çözemediğin, harflerini birleştiremediğin bulmacayı çözersin!.
Hayatın bi' sır perdesi gibi bi' anda açılır!
Niçin gülerken ağladığını,
Yüreğini sıkıştıran o ağır taşın nereden geldiğini,
En mutlu anlarında bile neden kalbinin hiç çarpmadığını,
Çevrende yüzlerce insan varken neden senin kendi içinde yalnız olduğunu,
Yıldızların parlaklığının niçin gözlerini kamaştırmadığını,
Güneşin niçin seni ısıtmadığını anlarsın!.
Birden hiç ağlamadığın kadar ağlarsın!
Belki de kabullenmek istemezsin,
Yıllarının bi' odun parçası gibi çağlayana atıldığını;
Hayat çeşmesinden içiyorum sandığın suyun,
Hazan çeşmesinden aktığını görürsün!.
Bunca yıl alıp verdiğin nefeslerin boşa olduğunu
Ve aslında yaşamadığını anlarsın!.
Eksik kalan bi' yanın var ya,
İşte "O" eksiktir!.
Her şeyin "O" olmuştur!
Yaşamaya değer "O" ...
Uğrunda ölümü göze alabileceğin "O"...
Saçının bi' teline dünyayı hiçe sayabileceğin "O"...
Bi' bakışına bütün yasakları ezip geçebileceğin "O" !
İnsan herkesi, her şeyi sevebilir!.
Güzel bi' kalbi seversin, bi' çiçeği seversin,
baharı, güneşi, yıldızları, çocukları seversin..
Hatta çok seversin...
Ama "Gerçek AŞK" var ya !.. O başkadır !
Eğer yüreğindeki boşluğun "AŞK" olduğuna inanıyorsan
Ve bulduysan "O" insanı "O Gerçek Aşkı",
Kafandaki sorunun cevabı "O" kişi ise,
Kaçırma "ONU" sonra çok geç olabilir!
Ne kadar yaşayabileceğini biliyor musun?!
Sarıl "ONA"... Son nefesin gibi !..
ALINTI