sen benim soruma cevap vermiyorsun bir ayet getiriyorsun al sana aynı ayetın kımler tarafındna nasıl yorumlandıgı
benim sorumun cevabını ver sen
Kuran 33:67 - Ahzab Suresi 67. Ayet
Diyanet Vakfı
AHZAB 67. Ey Rabbimiz! Biz reislerimize ve büyüklerimize uyduk da onlar bizi yolda saptırdılar, derler.
Diyanet İşleri
AHZAB 33/67-68. "Rabbimiz! Biz yöneticilerimize ve büyüklerimize itaat etmiştik, fakat onlar bizi yoldan saptırdılar.", "Rabbimiz! Onlara iki kat azap ver, onları büyük bir lanete uğrat" derler.*
Yaşar Nuri Öztürk
AHZAB 67.Ve derler ki: “Rabbimiz biz, efendilerimize, büyüklerimize itaat ettik de bizi yoldan saptırdılar.”
Elmalılı Hamdi Yazır
Ya rabbena, demektedirler: doğrusu bizler beylerimize ve büyüklerimize itaat ettik de bizi yanlış yola götürdüler
Ömer Nasuhi Bilmen
Ve demiş olacaklardır ki: «Yarabbi! Muhakkak biz reislerimize ve büyüklerimize itaat ettik. Artık onlar da bizi doğru yoldan sapıttılar.»
Hasan Basri Çantay
(Onlara tabî olanlar da o gün): «Ey Rabbimiz, hakıykat biz reislerimize ve büyüklerimize uyduk. Onlar da bizi yoldan sapdırdılar» demişlerdir (diyeceklerdir).
Muhammed Esed
Ve Ey Rabbimiz! diyecekler, Biz liderlerimize ve ileri gelenlere uyduk, bizi doğru yoldan uzaklaştıranlar onlardır!
Abdulbaki Gölpınarlı
Ve Rabbimiz derler, gerçekten de ulularımıza ve büyüklerimize itâat ettik de onlar, sapıttı yolumuzu.
Süleyman Ateş
Ve dediler ki: Rabbimiz, biz beylerimize ve büyüklerimize uyduk da bizi yoldan saptırdılar.
Suat Yıldırım
Ey ulu Rabbimiz! derler, sözün doğrusu, biz önderlerimizin ve büyüklerimizin dediklerine uyduk, ama onlar bizi yoldan saptırdılar.
Ali Bulaç
Ve dediler ki: Rabbimiz, gerçekten biz, efendilerimize ve büyüklerimize itaat ettik, böylece onlar bizi yoldan saptırmış oldular.
Edip Yüksel
Derler ki, ’Rabbimiz, sadatlarımıza/şeyhlerimize ve büyüklerimize uyduk; onlar da bizi yoldan saptırdılar.’
İbni Kesir
Ve dediler ki: Rabbımız; biz büyüklerimize ve yöneticilerimize itaat etmiştik. Onlar da bizi yoldan saptırdılar.
al san cevap
Burada Resulullah (s.a.v.) Efendimizin'in hadislerinde hususiyle kamil velilerin hal ve özelliklerinin nazara veren beyanlarını nakledeceğiz.
1-MÜRŞİD-İ KAMİL (EHLULLAH-VELİ-EVLİYA-ALLAH DOSTU) ALLAHU TEALA'NIN DOSTUDUR.
Allah Teala şöyle buyurmaktadır:
Her kim benim veli kullarımdan birisine düşmanlık ederse, muhakkak ben ona harp açar (dostumun intikamını alır) ım.Bir kulum, kendisine farz kıldığım şeylerden daha sevgili bir şeyle bana yaklaşmamıştır.Kulum bana nafile ibadetleriyle de durmadan yaklaşır; nihayetonu severim.Bir kere de onu sevdim mi artık ben o kulumun (özel ihsan edeceğim nurum ile) işiten kulağı, gören gözü, tutan eli, yürüyen ayağı olurum.Benden herhangi birşey isterse, onu verir, bana sığınırsa muhakkak onu himaye ederim. (Buhari,rikak 38; ibnul mace fiten 16)
Bu Kutsi hadiste Mürşid-i kamil (Allah dostları) ait birçok özellikler anlatılmaktadır. Hadisi biraz düşünerek okursak şu öemli neticeleri elde ederiz.
1-Allah dostları (hususiyle Mürşid-i kamil) ilahi korma altındadır.onlara eziyet Cenab-ı Hakk'ı gayrete getirir.
2-Onlara sataşan ilahi azaba uğrar.
3-Kamil imandan sonra herkez için en önemli amel farzları yerine getirmektir.İlahi hudud ve hukuka dikkat etmeyen kimse veli olamaz.
4-Farzlardan sonra nafileler, kulun ilahi huzura yakınlığını ve derecesini artırır.
5-Allah (c.c.) sevdiği kuluna diğer kullardan ayrı hususiyetler ve hasletler verir.Başkalarının göremediği hikmet ve tecellileri o görür İşitemediğini o işitir.Güç yetiremediğine o güç yetirir.Çünkü ona ayrı bir nur ve yetki verilmiştir.
6-Ehlullah (Kamil mürşid) naz makamındadır.Duaları müstecab ve makbuldür.
7-Allahu teala'nın bu şekilde sevdiği ve övdüğü bir kimseyi "Ben Allah'a iman ettim, ben rabbimi severim." diyen her mü'minin sevmesi ve saygı göstermesi vacip, ona yanaşıp nurani atmosferine girerek istifade etmesi lazımdır.
Şimdi Ehlullahın (Kamil mürşidler'in) hadislerde anlatılan diğer özelliklerine geçelim.