Sıra Sarığa Gelecek...

Thorpedo

New member
Katılım
23 Ağu 2005
Mesajlar
923
Reaction score
0
Puanları
0
Yaş
36
Konum
lane # 4 !
Bir toplumda yobazlıkla, dinci bağnazlıkla, gericilikle savaşım verilmeden demokrasi yaşam biçimi olabilir mi?

Laikliği savunanları "darbecilikle" suçlayan, aydınlanma devrimini "Kemalist darbe" diye nitelendirenler bu ülkede aydın, bilim insanı olarak adlandırılır mı?

Ortaçağ nedir Avrupa'da?

Dini bağnazlıkların egemen olduğu bir süreçtir. İşte bu süreçte demokrasi için savaşım verildi. Baskıcı bağnaz kiliseye karşı demokrasi çemberi oluşturuldu.

Demokrasi ve laiklikle din aynı kefeye konmaz!..

Bugün Türkiye 'de kapalı kapılar arkasında tartışılan "Sivil Anayasa" taslağı tarikatlara özgürlük getiriyor, şeyhlerin ve şıhların siyasette egemen olmalarını hükmediyor.

İngiltere, ABD, Almanya, Fransa gibi ülkelerde kiliseler çok sıkı bir biçimde izlenirken Türkiye'de din bezirgânlarına özgürlük tanınıyor...

Anımsayın 1990 'lı yılları...

Hizbullah Güneydoğu 'da camileri "örgüt evi" ne dönüştürmedi mi? Hizbullah önce cami imamlarını örgüt yandaşı yapmadı mı?

2007 Türkiye'sinde tarikatları kim denetliyor, malvarlıklarını nasıl sağladıklarını devletin hangi kurumu biliyor?

Fethullah Gülen 'in televizyonlarını, okullarını, yurtlarını, gazetelerini, hastanelerini hangi sermaye gücüyle kurduğunu, Asya Bank 'ın kimler tarafından oluşturulduğunu devletin hangi birimi araştırdı?

Köktendinci hareket Kuzey Irak 'ta ivme kazanıyor, Mısır kökenli Müslüman Kardeşler Örgütü Güneydoğu 'da bir partiyle siyasal pazarlık yapıyor...

Tüm bunlar olurken köktendinci İslama karşı kuşku içinde olan kesime "askerci", "darbeci" "laikçi" ve "faşist" yaftası yapıştırılıyor.

Başta söyledim, bir kez daha yineleyeyim:

"Demokrasinin temelinde laiklik yatar. Laiklik olmadan demokrasi olmaz."


***

Avrupa demokrasisini korurken Türkiye'nin "Sivil Anayasa" adıyla tarikatları sahiplenmesi çok tehlikelidir.

Türkiye'de demokrasi ve özgürlük tartışması "sıkmabaş", "karaçarşaf", "sarık, cüppe", "Kuran kursları" yla sınırlı kalmıyor mu?

Sabahları televizyon kanallarında çocuklar ilahi okuyorlar!..

İstanbul'da pek çok lokanta ramazanda alkol servisini kaldırdı...

Nedir bu söyler misiniz?

Türkiye'de kadınlara karşı şiddet, tecavüz gibi eylemler artarken, 15 yaşındaki kız çocukları okula gönderilmeyip imam nikâhıyla evlendirilirken kimsenin kılı kıpırdamıyor...

Çokuluslu şirket FMC 'ye bağlı Novamed'de bir yıldır 82 kadın grevde...

Ertuğrul Mavioğlu 'nun Radikal'de çıkan haberini okuyunca tüylerim diken diken oldu...

Kadın işçileri köle gibi gören bir patron. Kadın işçiler sanki tutsak.

Patron temsilcisi bakın ne diyor kadın işçilere:

"Geceleri yemek yer yemez yatın. Kocalarınızla hafta sonları birlikte olun. Enerjinizi boşa harcamayın."

Fabrika Antalya 'da...

İşveren lokavta hazırlanıyor...

Diyor ki:

"Ucuz işgücü olan Mısır'a gideceğiz..."

12 Eylül 1980 darbesi Türkiye'de din bezirgânlarını koruyup kolladı, örgütlü sendikal hareketin canına okudu...

Türkiye'nin sancısı başta DİSK olmak üzere öteki sendikaların "iğdiş" edilmesinden, Marksist bir partinin siyasal yaşamda yer almamasından kaynaklanıyor.

Bugün Türkiye'de "Sivil Anayasa" tartışılırken, neden Güney Amerika ülkelerinde iktidar olan "Ulusal Sol" parti gibi bir parti kurulması tartışılmıyor?

Küreselleşme adı verilen emperyalizm kitleleri afyonlamış, sosyal demokrat partilerin işlevini yitirmesine neden olmuş...

AKP "tarikat şemsiyesi" altında Milli Eğitim Bakanlığı aracılığıyla milyonlarca öğrenci arasından yoksulları saptayıp, kitabın yanı sıra, defter, kalem, silgi, boya, çanta, önlük, ayakkabı, palto, manto gönderiyor...

Özelleştirme fonundan görünmeyen havuza para akıtılarak yapıyor AKP bunu, toplum "Sivil Anayasa" tartışmasını yaparken.

***

Fethullah Gülen'in "Işık Evleri" nde yetiştirilen çocuklar, "ablalar", "abiler" para kaynağının nereden geldiği bilinmeyen yatırımlar...

Türkiye Endonezya mı olur, yoksa Malezya mı?

Türkiye giderek "İslamcı" yapılanmaya doğru kayıyor, birtakım aymazlar ise "Kemalizm öldü, yaşasın demokrasi" nutukları atıyor...

Vatan ve Yeni Şafak gazetelerinde çıkan bilgisayar reklamındaki kadın fotoğrafına bakınız.

Vatan'da kadın mini etekli, Yeni Şafak'ta eteği dizinin altında...

Aynı kadın, aynı giysi!..

Ne diyorsunuz?


HİKMET ÇETİNKAYA-CUMHURİYET

18.09.2007
 
telaşa gerek yok hikmet abi sen hayal aleminde getirmişsin bilem :) daha gelecegi varsa da gelmez korkma
 
Hak yolda gidenlere yobaz , gerice diyen ş...sizler de bizde öleceğiz. O hesap gününde kim gerici, kim yobaz , herşey ortaya çıkacak.

Allah, madem öyle niye bize gazabını indirmiyor diyenlere Kur'an da söylüyor ''Biz onlara mühlet verdik''

Allah hepsinin planlarını başına geçirsin AMİN ...
 
Hikmet çetinkaya sapıklığın bu kadarı yuh yani bi adult site adresidemi bilmosun reklamdaki kadınların bacaklarına bakarak meşgul ediyosun kendini Yuhhh artık
Örtü çarşaf sarık derken şimdi diz altındaki eteğe bile takmaya başladılar bunlara kalırsa çıplak gezeceksin ki medeni olasın
Öyle medeniyetin içine tükürüyor Mehmet akif bilmem haberi varmı hikmet beyin:D
 
yazarın hayal kurdugunu sananlara,hic bir gercegın farkında olamadıkları ıcın acıyorum ...
 
Sıra sarığada gelecek çarşafada gelecek isteyen peçede takacak k.çınıda açacak
Herkez istediği biçimde yaşayacak niye korkuyosunuz anlamak mümkün değil
Ama
Korkunun ecele faydası yok ...:D
 
Thorpedo' Alıntı:
Bir toplumda yobazlıkla, dinci bağnazlıkla, gericilikle savaşım verilmeden demokrasi yaşam biçimi olabilir mi?

Olamaz, kesinlikle doğru

Laikliği savunanları "darbecilikle" suçlayan, aydınlanma devrimini "Kemalist darbe" diye nitelendirenler bu ülkede aydın, bilim insanı olarak adlandırılır mı?

Ne zaman adlandırıldı ki sizin gözünüzde gerici olarak adlandırıldı, sizler hep aydınız, bilim adamıyız dediniz, bizler ise bu tür süslü kendini beğenmiş laflara itibar etmedik.

Ortaçağ nedir Avrupa'da?

Dini bağnazlıkların egemen olduğu bir süreçtir. İşte bu süreçte demokrasi için savaşım verildi. Baskıcı bağnaz kiliseye karşı demokrasi çemberi oluşturuldu.

Doğrudur.

Demokrasi ve laiklikle din aynı kefeye konmaz!..

Kesinlikle doğru ikisininde islamda yeri yoktur, diğer din sayılan inançlarda olabilir.

Bugün Türkiye 'de kapalı kapılar arkasında tartışılan "Sivil Anayasa" taslağı tarikatlara özgürlük getiriyor, şeyhlerin ve şıhların siyasette egemen olmalarını hükmediyor.

Tarikatlar özgür zaten kim ne diyebiliyorki, siyasette egemen??? Turgut özal hani tarikattandı daha haberiniz yok günaydın.

İngiltere, ABD, Almanya, Fransa gibi ülkelerde kiliseler çok sıkı bir biçimde izlenirken Türkiye'de din bezirgânlarına özgürlük tanınıyor...

Milletimiz din bezirganlarının tuzağına düşmeyecek derecede bilinçleniyor zamanla biraz sabır.

Anımsayın 1990 'lı yılları...

Hizbullah Güneydoğu 'da camileri "örgüt evi" ne dönüştürmedi mi? Hizbullah önce cami imamlarını örgüt yandaşı yapmadı mı?

Yaptı. bizene hizbullahtan biz şiimiyiz, gerçek islamcılar vatandaşlarımızı uyaracaktır düşündüğün için sağol.

2007 Türkiye'sinde tarikatları kim denetliyor, malvarlıklarını nasıl sağladıklarını devletin hangi kurumu biliyor?

Meşru mal varlığı, meşru zeminde elbette denetleniyor, ancak sormak lazım cem uzan yıllarca neden denetlenemedi, cavit çağlar, demirelin ahbabları, aydın doğan neden denetlenemiyor?

Fethullah Gülen 'in televizyonlarını, okullarını, yurtlarını, gazetelerini, hastanelerini hangi sermaye gücüyle kurduğunu, Asya Bank 'ın kimler tarafından oluşturulduğunu devletin hangi birimi araştırdı?

İçine girsinde araştırsın hizmet nedir gaye nedir öğrensinler belki bişeyler kaparlar.

Köktendinci hareket Kuzey Irak 'ta ivme kazanıyor, Mısır kökenli Müslüman Kardeşler Örgütü Güneydoğu 'da bir partiyle siyasal pazarlık yapıyor...

Tüm bunlar olurken köktendinci İslama karşı kuşku içinde olan kesime "askerci", "darbeci" "laikçi" ve "faşist" yaftası yapıştırılıyor.

Köktendinci İslam mısır, cezayir, iran v.s yahu önce bizim vatanımız bizene mısır kökenli örgütten adını senden duyuyorum çetinkaya.

Başta söyledim, bir kez daha yineleyeyim:

"Demokrasinin temelinde laiklik yatar. Laiklik olmadan demokrasi olmaz."


İyide sizin tatbik etmeye çalıştığınız laiklik pek demokrat gibi durmuyor.

Avrupa demokrasisini korurken Türkiye'nin "Sivil Anayasa" adıyla tarikatları sahiplenmesi çok tehlikelidir.

Neden avrupadada başörtüyle okula alınmıyormu vatandaş?

Türkiye'de demokrasi ve özgürlük tartışması "sıkmabaş", "karaçarşaf", "sarık, cüppe", "Kuran kursları" yla sınırlı kalmıyor mu?

Evet verin özgürlüğü problem kalmasın ne var bunda?

Sabahları televizyon kanallarında çocuklar ilahi okuyorlar!..

Üzüldünmü sizin nesil uzaktı böyle şeylere eksikliğini hissetmişsindir.

İstanbul'da pek çok lokanta ramazanda alkol servisini kaldırdı...

Vah vah zulada vardır senin hadi hadi!!

Nedir bu söyler misiniz?

Türkiye'de kadınlara karşı şiddet, tecavüz gibi eylemler artarken, 15 yaşındaki kız çocukları okula gönderilmeyip imam nikâhıyla evlendirilirken kimsenin kılı kıpırdamıyor...

Doğru, sistem senin sistem bize ne diyorsunki.

Çokuluslu şirket FMC 'ye bağlı Novamed'de bir yıldır 82 kadın grevde...

Ertuğrul Mavioğlu 'nun Radikal'de çıkan haberini okuyunca tüylerim diken diken oldu...

Kadın işçileri köle gibi gören bir patron. Kadın işçiler sanki tutsak.

Patron temsilcisi bakın ne diyor kadın işçilere:

"Geceleri yemek yer yemez yatın. Kocalarınızla hafta sonları birlikte olun. Enerjinizi boşa harcamayın."

Fabrika Antalya 'da...

İşveren lokavta hazırlanıyor...

Diyor ki:

"Ucuz işgücü olan Mısır'a gideceğiz..."

Sistemin açmazları sorunları...

12 Eylül 1980 darbesi Türkiye'de din bezirgânlarını koruyup kolladı, örgütlü sendikal hareketin canına okudu...

Türkiye'nin sancısı başta DİSK olmak üzere öteki sendikaların "iğdiş" edilmesinden, Marksist bir partinin siyasal yaşamda yer almamasından kaynaklanıyor.

Bugün Türkiye'de "Sivil Anayasa" tartışılırken, neden Güney Amerika ülkelerinde iktidar olan "Ulusal Sol" parti gibi bir parti kurulması tartışılmıyor?

Üzülme çetinkaya sen kur partini biz destekleriz geriden..

Küreselleşme adı verilen emperyalizm kitleleri afyonlamış, sosyal demokrat partilerin işlevini yitirmesine neden olmuş...

Çünkü sosyal demokrasi bitmiş takke düşmüş kel görünmüş.

AKP "tarikat şemsiyesi" altında Milli Eğitim Bakanlığı aracılığıyla milyonlarca öğrenci arasından yoksulları saptayıp, kitabın yanı sıra, defter, kalem, silgi, boya, çanta, önlük, ayakkabı, palto, manto gönderiyor...

Ne güzel iyilikte yaramıyor.

Özelleştirme fonundan görünmeyen havuza para akıtılarak yapıyor AKP bunu, toplum "Sivil Anayasa" tartışmasını yaparken.

***

Fethullah Gülen'in "Işık Evleri" nde yetiştirilen çocuklar, "ablalar", "abiler" para kaynağının nereden geldiği bilinmeyen yatırımlar...

Türkiye Endonezya mı olur, yoksa Malezya mı?

Türkiye giderek "İslamcı" yapılanmaya doğru kayıyor, birtakım aymazlar ise "Kemalizm öldü, yaşasın demokrasi" nutukları atıyor...

Vatan ve Yeni Şafak gazetelerinde çıkan bilgisayar reklamındaki kadın fotoğrafına bakınız.

Vatan'da kadın mini etekli, Yeni Şafak'ta eteği dizinin altında...

Aynı kadın, aynı giysi!..

Ne diyorsunuz?


Ne diyeceğiz sana ve senin gibilere uğurlar olsun diyoruz uğurlar olsun...

HİKMET ÇETİNKAYA-CUMHURİYET

18.09.2007[/B
 
Güzel kardeşim,
memleketin çıkmaza girdiğini başkalarının ,kendini aydın sanan beyinlerin ağızından anlatıyorsunuz.Geçen hafta Türkiye'nin en zengin 100 kişisi açıklandı.Holding patronlarının isimlerini okuduysan bir çoğunun din ve diyanetle işleri olmayan para babaları olduğunu göreceksin.
Korkmayın!!!
Bu patronlar olduğu sürece şeriatı geç,oruç tutuyorum bile iyemez insan.Çünki güç sanıldığı gibi hükümette değil bu patronların beslediği halktadır.
Düşünsene;
bu holdinglerde çalışan inanan insanlar aleni olarak inançlarını belirtebilir mi?Sıkıyorsa belirtsinler sabah tazminatları ellerine verilir yallah.Yani korkulacak bir şey yok.Fethullah'çı değilim(öyle diyorsunuz ya) ama bu sermaye gücüne karşı bir grup gerekmektedir dengelerin oluşması için.Adamın ne kötülüğünü gördük.Yüce Rabb'ini anarken ağlamaktan başka bir şey yapmıyor.Keşke o Allah korkusu hepimizin içinde olsa.Mezar taşına konulunca hatırlamasak.
ÇÜNKİ HER ŞEY İÇİN ÇOK GEÇ OLACAK O ZAMAN.
 
gelecekteki felaketler insanoglunun hep dikkatini ceker, bu yuzdendir ki kahinler hep gelecekte felaket olacagindan bahseder, nostradamus bunun en buyuk ornegidir

turkiyede bir kesimin de en buyuk ekmek kaynagi bu, surekli olarak insanlari tetikleyecek, ilgilerini cekecek kehanetlerde bulunmak

TDK`ya bakalim, demokrasi icin ne demis?

`` Halkın egemenliği temeline dayanan yönetim biçimi, el erki, demokratlık.``

laikligin demokrasinin temeli oldugunu neye dayanarak idda ediyor? etmek zorunda da ondan ediyor, cunku ikisini baglastirip, once laikligin gideceginden konu acip, laiklik giderse demokrasi de gider diyip insanlara daha korkunc bir kehanette bulunmak zorunda

sonra bir yandan dewletin din egitimini secmeli wermesini sawunacaksin, diyer yandan bazi orgutlerin guclenmesinden, dinin somurulmesinden bahseceksin, ya neden sonuc iliskisi kurmasini beceremiyorsun yada kurmak isine gelmiyor

oyle ya, din egitimini dewlet dogru duzgun wermezse, onun yerine bu boslugu birileri pek ala bu sekilde doldurabiliyor!

keske isine geldigi gibi degilde, gerceklerden bahsederek birseyler yazsa
 
Ülkemizin haline dışarıdan baksak ne düşünürdük.Dışarıya tam anlamında bağımlı bir ekonominin üstüne oturtulmuş ve dinimize bağlılıkla uzaktan yakından ilgisi olmayan sadece dini sloganlarla türbünlere oynayan köreltilmiş bir siyaset.
Ekonomi IMF güdümünde tıkır tıkır işliyor; dünyanın en yüksek faiz oranı bizde...
Kadının saçını açması günah peki tek günah o mu?...Yüce Kitabımıza göre asıl faiz haram ve cehennemlik değil mi!..
Ama iktidarcı ılımlı Müslüman, öyle bir faiz cenneti oluşturmuş ki, ister yabancı ister Türk, ister Hıristiyan ister Müslüman, yatır paranı Türkiye'de yüksek faize, kazan; istersen paranı içerde tut, istersen dışarıya çıkar; sonrası rahatına bak...
Gazete manşet atıyor: "Türkiye'de vergilerin yüzde 51'i faize gidiyor..." Kimin umurunda?..
Müslümanlığımızı türbanla kanıtlayıp Anadolu Müslümanlarını günah-ı kebir sayılan faizle soymak, ılımlı İslamcılığın tarzına dönüştü.. ılımlılara faiz helal...
Ilımlı Müslüman olan iktidar elin gâvuruna Türkiye'yi borçlandırmış da borçlandırmış...
Dış borcu beş yılda iki katına çıkarmış; neredeyse 250 milyar dolara tırmandırmış...
Satabildiği ne kadar kamu malı varsa, elden çıkarmış, Borsa'nın yüzde 70'i yabancıların eline geçmiş ne gam..
Halkımızı İslamcılıkla kendine bağlayan iktidar kesimi Amerikan - Arap sermayesinin güdümünde ve desteğinde mutlu mu mutlu...
Ermeni diyasporası, Yunan ve Rum diyasporaları; Kıbrıs, Ege, Kuzey Irak kapsamında tehdit ve saldırganlık sorunları; sözde soykırımın dünya çapında eylemlerle Türkiye'yi kuşatması uluslararası bir komploya mı dönüşüyor?..
Amerika Atatürk 'ün laik Cumhuriyetini 'Ortadoğu Projesi' yle 'ABD icadı Ilımlı İslam Devleti Modeli' ne mi oturtuyor?.. Onuda boşverelim....
Nede olsa bütün bunlar sanal düşman yaratmak çabasındaki milliyetçilerin uydurmalarıdır...
Amerika dünyanın öteki ucunda, Irak'ta, Afganistan'da düşman yaratıp savaşa girişirken Türkiye'yi kuşatan çemberi biz görmezlikten mi geleceğiz?..
Bari vatanları adına her gün can veren şehitlerimizin hatırına gözlerimizi birazcık açamaz mıyız?... Ne gerek var?
Müslümanlık mı?...O sadece dindar aksakallı dedemizin,tertemiz tülbentli ninemizin,başı secdedeyken Allah sevgisinden döktüğü yaşlar secdadeyi ıslatan kardeşimizin yüreğindeki gizli duada.
Bana göre şeriat geleceği falan yok.Olmazda çünkü gerçek islam sadece halkın yüreğinde ondanda korkmaya gerek yok.Yukarılarda yıllardır oynanan bir senaryo yine ortada kimileri laikliği dinsizlik diye sömürdü ya bu kezde müslümanın yüreğindeki ümit sömürülüyor.Ve o ümit ABD'nin yeni dünya düzeni planlarına kurban ediliyor.
 
Ya nasıl böyle düşünülebilir atamızın kaldırdıgı şeyleri nasıl geri getirilmeye çalısılabilir benim halkım bunu göremio mu??Atatürk sevgisinin milletmizde sahte oldugunu düşünmeye basladım!!
 
cagdas88' Alıntı:
Ya nasıl böyle düşünülebilir atamızın kaldırdıgı şeyleri nasıl geri getirilmeye çalısılabilir benim halkım bunu göremio mu??Atatürk sevgisinin milletmizde sahte oldugunu düşünmeye basladım!!
Atatürk sevgisi bizlerde sahte değil güzel kardeşim.Sahtelik Atatürk'ü tabu yapıp putlaştıranlar ve ondan çıkar sağlayanlardadır.Nitekim bu halk Ne Atatürk'ü nede onunla birlikte vatanı kurtarıp bize bu ülkeyi emanet edenleri unutmaz.Korktuğunuz din;
kutsal gecelerde Atatürk'ün ruhuna binlerce dua gönderirken,sizler O'nu sadece 10 kasımlarda hatırladığınız için suçlusunuz.Bizim gönlümüz rahat ve Ulu Önder de rahat uyusun.Memlekete sizler sahip çıkamadınız ama biz ve bizim neslimiz sahip çıkacaktır.Neye mi?
Vatanına,Cumhuriyet'ine,
Namusuna ve Dinine.
 
sedapinar' Alıntı:
Müslümanlığımızı türbanla kanıtlayıp Anadolu Müslümanlarını günah-ı kebir sayılan faizle soymak, ılımlı İslamcılığın tarzına dönüştü.. ılımlılara faiz helal...
.


bu cümle için çok teşekkürler. her mesajında bol bol Allah yazarak bize Müslüman olduğunu yedirmeye çalışanlar bunlara da bi cevap verebilse keşke, tabi saçmalamadan.

hikmet çetinkaya nın bu yazısı da çok doğru , takdir ediyorum . tek bi nokta dışında. mini etek konusunda katılmıyorum. yeni şafak mıdır ne baş ağrısıdır şeriatçı ve amerikancı bi gazete olduğunu elbette biliyoruz fakat mini etekli kadın resminden rahatsız olunması onların şeriatçı olduğuyla ilgili bi ispat olamaz. ortada yüzlerce kanıt var ne de olsa bunla ilgili . o yüzden bu noktada ona katılmıyorum.
 
Kimse kimseye ne derece müslüman olduğunu kanıtlamak mecburiyetinde olmadığı gibi kimse kimseye bi şeyler yedirme zorunluluğuda taşımamaktadır mesajlarında Allah cc. zikreden kişiler hakkındaki yorumun çok yakışıksız olmuş
Allah cc. ismi sizleri bu kadar rahatsız etmemeli
Allah cc. Adını duyunca çıldıran şeytanlardan Farkımız olsun Farkınız olsun ..!!!
 
asıl kim çıldırıyo biliyo musun ? Allah ın adını kullanarak milleti kandırmaya " yok efendim biz İslam'ın savaşımını veriyoruz" tarzı yalanlarla halkımızı kandırdığınızı ortaya döktüğümüzde siz çıldırıyosunuz.

Allahın adı bizi rahatsız etmiyo biz sadece kusurlarımızı bol bol dini motifli sözlerle süslenmiş şekilde konuşarak kapatma yoluna gitmiyoruz. Allah sevgisi bireyin kalbinde olur , biz kalbimizi açıp da "bak işte ben Yaratıcımı, Allahımı çok seviyorum" gibi saçma bişiy yapamayacağımızı bildiğimiz için Allah ın adını sadece gerektiği yerde kullanıyoruz. Siyaset başlıklarında bolca kullanma neyin göstergesi peki ?

Allah ın adını zikredenlerle sorunum yok, bunu senin vicdanın dışında her varoluş anlayabilir. benim Allah ın adını siyaset bölümünde bol bol kullanarak rant sağlamaya çalışanlarla sorunum var.

bana bomboş olarak gelen son mesajında tek katıldığım cümle : "Kimse kimseye ne derece müslüman olduğunu kanıtlamak mecburiyetinde olmadığı gibi ..." işte bu cümle.
 
Ne döktünüz ki ortaya neyi ispatlayabildiniz?
Başlıktaki yazıdan bahsediyorsan bizim için sadece komediye yakın tebessüm kaynağı, o sebepten gururun boşuna.
Allah lafzının Siyaset başlıklarında bolca kullanılmasından rahatsız olanlar evvela kendine baksın cumhuriyet, laiklik ve atatürkçülük laflarından fena halde gına geldi.
Dönder dönder aynı terane yanına bir dördüncüyü ekleyemeden, ülkenin bütün sorunlarını bu üç cümlenin selahiyeti için harca, sonrada gel rant sağlamadan bahset.
 
Allah ın adı dinle ilgili bi kavramdır, siyaset başlığında kullanılması o yüzden bi hiledir. ancak o saydığın " aman işte 3 kelime " dediğin bu ülkenin Kurtuluş Savaşı nı verip toprağı kanıyla sulayan ( şuan satılmakta olan topraklardan bahsediyorum ) şehitlerimizin bize armağanıdır, ve başındaki dünyaya dersini vermiş lider Atatürk le beraber. anladın mı şimdi ? anladın mı o " 3 cümle " yi .

peki biz ne yaptık. bu ülkeden Atatürkçülüğü, sosyal devleti çıkarıp kapitalizmi getirdik, bak bakalım tarihe objektif bi gözle, bu ülke 1940 lardan 50 lerden beri nezaman bi Atatürkçü ülke olmuş. Atatürkçülüğe de çamur atıp onu karalamak için bir sürü Atatürkçülük adı altında saçmalık, işbirlikçilik yapıldı. Atatürkçülük adı altında faşist, amerikancı 80 darbesi yapıldı. ama bu ülke hiç bi zaman Atatürk Türkiyesi olamadı. hep çırpınanlar didinenler oldu, o yüzden işte 83. yılımızdayız. ama gel gör ki gençlerimiz tarihin belkide en onurlu, en şanlı destanlarından birinin yazıldığı Kurtuluş Savaşıyla kazandığımız Atatürkçülük, Laiklik, Cumhuriyet gibi değerlere " 3 cümle " deyivericek kadar küçülmüş !!!

Atatürkçülük sadece bu üç değer değildir ki bi kere, anti emperyalizm Atatürkün çoğu yerde dile getirdiği bi ilkesidir. ha suanki sosyal demokrat hareketin bunu fazla kullanmaması elbette hata, sosyal demokrat hareket de su günlerde kendi kritiğini yapması gerekmiyor mu ? biz bunu da dile getiriyoruz. ama en azından bu deminki kazanımlara " 3 cümle " deyip geçmiyoruz.

"ülkenin bütün sorunlarını bu üç cümlenin selahiyeti için harca" Türkiye, bu "üç cümle" yüzünden bu hale gelmedi, bu "3 cümle " olmadığı için bu hale geldi.
 
Hikmet gene domuz etiyle şarabı karıştırmış geliba.
 
thrasher' Alıntı:
peki biz ne yaptık. bu ülkeden Atatürkçülüğü, sosyal devleti çıkarıp kapitalizmi getirdik, bak bakalım tarihe objektif bi gözle, bu ülke 1940 lardan 50 lerden beri nezaman bi Atatürkçü ülke olmuş. Atatürkçülüğe de çamur atıp onu karalamak için bir sürü Atatürkçülük adı altında saçmalık, işbirlikçilik yapıldı. Atatürkçülük adı altında faşist, amerikancı 80 darbesi yapıldı. ama bu ülke hiç bi zaman Atatürk Türkiyesi olamadı.
.
Yıllardır bizi yönetenlerin en iyi başardıkları şey kavramları işlerine geldiği gibi yorumlamak,içini boşaltmak olmuş..En çok oynanılan kavramların başında da Dinimiz ve Atatürk var.Çünkü birileri bu değerleri almış yıllarca sömürmüş vicdanı hiç sızlamadan işlerine geldiği gibi eğip bükmüş.Bu kavramları keskin sınırlarla ayırmış ve birbirine düşman etmiş birileri.Bugünde öyle bir noktaya geldik ki Atatürkçülük CHP nin,Dinimizde iktidar partisinin tekeline hapsedilmeye çalışılıyor.80 yıl boyunca kimler Atatürk'çü olmamışki.Hatta Atatürkçülük üzerinden dinimize saldırma cüretini gösterenler bile olmuş.Oysaki Atatürk'ü okul kitaplarının dışında aramak,araştırmak kaç kişinin aklına gelmiş.O'nu başkalarının düşünceleri üzerinden yalan yanlış tanımaya çalışmak ve bunlara hangi amaca hizmet ettiğini düşünmeden inanmak mı doğru olan...
Bugün düzenin yaratmağa çalıştığı Atatürkçülük, batıcılık ve dinsizliktir.Düzen en çok Atatürk’ün bağımsızlık anlayışını gizlemeye çalışmaktadır. Oysa Atatürk’ün eyleminin amacı tam bağımsız, başı dik ve onurlu bir ülke yaratmaktı. Atatürk tam bağımsızlığın çerçevesini de tek bir alanda sınırlamamış, politika, ekonomi, adalet gibi tüm alanlarda Batıdan kopmayı hedeflemişti. Hem Bağımsızlık savaşı boyunca, hem de Cumhuriyetin inşasında bağımsızlığın ancak emperyalist sistemden kopmakla mümkün olabileceğini görmüştü. Emperyalizme alternatif ekonomi ve dış politikaları benimsemişti.
Atatürk kapitalist değildi;
“..mesleki ictimai itibarıyla düşündüğümüz zaman, biz hayatını, istiklalini kurtarmak için çalışen halkız. Mahiyetimizi bilelim...Kurtulmak, yaşamak için çalışan ve çalışmaya mecbur olan bir halkız!..Yoksa hayatını çalışmadan geçirmek isteyen insanların bizim toplumumuz arasında yeri yoktur....Efendiler, biz bu hakkımızı mahfuz bulundurmak, istiklalimizi emin bulundurabilmek için, bizi mahvetmek isteyen kapitalizme karşı heyeti milliyece mücadeleyi caiz gören bir mesleği takip eden insanlarız...Fakat ne yapalımki demokrasiye benzemiyormuş, sosyalizme benzemiyormuş, hiç bir şeye benzemiyormuş! biz benzememekle ve benzetmemekle iftahar etmeliyiz. Çünkü biz bize benziyoruz efendiler!”
Atatürk dinsiz yada din düşmanı hiç değildi;
Atatürk'e göre, Osmanlı İmparatorluğu'nun çöküşünü hazırlayan önemli sebeplerden birisi İslamiyet'ten uzaklaşmaktı:
Atatürk;
'İslam oldukları halde, bozulmaya, yoksulluğa, gerilemeye maruz kaldılar; geçmişin batıl alışkanlık ve inançlarıyla İslamiyet'i karıştırdıkları ve bu suretle gerçek İslamiyet'ten uzaklaştıkları için, kendilerini düşmanlarının esiri yaptılar. Gerçek İslam'ın çok yüce, çok kıymetli gerçeklerini olduğu gibi almamakta inatçı bulundular. İşte gerilememizin belli başlı sebeplerini bu nokta teşkil ediyor...''
Bu gidişi durdurmanın tek çaresi vardı: Gerçek İslam'ın halka anlatılması... Yani hurafeleri, batıl inançları içinde barındırmayan, Atatürk'ün, 'akla, fenne, ilme uygun...' dediği, dinin özünü teşkil eden Kuran'ın anlatılması gerekiyordu.
Atatürk, Kuran'a olan bağlılığını onu 'Kitab-ı Ekmel' yani (En Mükemmel Kitap) diye tanımlayarak dile getiriyordu. Dolmabahçe Sarayı ve Çankaya Köşkü'ne hafızları çağırtarak sık sık Kuran okutmuş, ayetler üzerinde incelemelerde bulunmuş ve hafızlarla meal ve tefsir konularında fikir alış verişinde bulunmuştu.
Atatürk, dinimizin akıl ve mantığa uygun olduğunu da aşağıdaki sözleriyle belirtmiştir:

Bilhassa bizim dinimiz için herkesin elinde bir ölçü vardır. Bu ölçü ile hangi şeyin bu dine uygun olup olmadığını kolayca takdir edebilirsiniz. Hangi şey ki akla, mantığa halkın menfaatine uygundur; biliniz ki o bizim dinimize de uygundur. Bir şey akıl ve mantığa, milletin menfaatine, İslam'ın menfaatine uygunsa kimseye sormayın. O şey dinidir. Eğer bizim dinimiz aklın mantığın uyduğu bir din olmasaydı mükemmel olmazdı, son din olmazdı. .
Atatürk; Peygamber Efendimizi çok iyi tanımış, onun üstün özelliklerini çeşitli vesilelerle anlatmıştır:

''O, Allah'ın birinci ve en büyük kuludur. O'nun izinde bugün milyonlarca insan yürüyor. Benim, senin adın silinir; fakat sonuca kadar O, ölümsüzdür.''
Tarih, hakikatleri tahrif eden bir sanat değil, belirten bir ilim olmalıdır. Bu büyük harbte askerî dehâsı kadar siyasî görüşüyle de yükselen Muhammed'i , cezbeli bir derviş gibi tasvire yeltenen cahiller, bizim tarih çalışmamıza katılamazlar. Hz. Muhammed (SAV) bu harb sonunda çevresindekilerin direnmelerini yenerek ve kendisinin yaralı olmasına bakmayarak, galip düşmanı takibe kalkışmamış olsaydı, bugün yeryüzünde Müslümanlık diye bir varlık görülemezdi.
O'nun hak peygamber olduğundan şüphe edenler, şu haritaya baksınlar ve Bedir destanını okusunlar.
Hz. Muhammed (SAV)'in bir avuç imanlı Müslümanla mahşer gibi kalabalık ve alabildiğine zengin Kureyş ordusuna karşı Bedir'de kazandığı zafer, fani insanların karı değildir; O'nun peygamber olduğunun en kuvvetli işareti işte bu savaştır.''

Atatürk'ün Hz. Muhammed (SAV)'e duyulacak sevgiyi tarif ettiği sözleri ise şöyledir:

''Büyük bir inkılap yapan Hazreti Muhammed (SAV)'e karşı beslenilen sevgi, ancak onun getirdiği fikirleri, esasları korumakla tecelli edebilir.''
'Milletimiz din gibi kuvvetli bir fazilete sahiptir. Bu fazileti hiçbir kuvvet, milletimizin kalp ve vicdanından çekip alamamıştır ve alamaz''
Atatürk ilkelerinde emperyalizme karşı bir milletin varoluş savaşının sonucu kurulan cumhuriyetin temelinde var olan antiemperyalist bilinç Türk milliyetçiliğinin en büyük güc kaynaklarından biridir . Halkçılıkta milliyetçiliğin toplumsal yanını belirleyerek, milliyetçiliğin dayandığı sosyal bir temel oldu. O'nun gözünde halkçılık ilkesi vatanımızın yabancı sermaye uşaklarının, din sömürücülerinin, siyaset demirbaşlarının değil, Türk halkının olduğu gerçeğidir.
Ancak Atamızı çokiyi tanırsak O'nun mirasına sahip çıkabiliriz.
 
Geri
Üst