Rock Muzik Hakkında Her Sey ..

DeeRPaRtY

IRC Operator
Heavy Metal, rock müziğin daha sert ve agresif olan türüdür.

Distorsiyon (Distortion) gitarlar brutal, çığlık vokaller (scream), hızlı ritimler içerir.
Bilinen en ünlü metal grupları içerisinde Metallica, Black Sabbath, Iron Maiden, Helloween, Judas Priest, Manowar ve Slayer örnek gösterilebilir.
Müzik ile ilgili bu madde bir taslaktır. Maddenin içeriğini geliştirerek Bana yardımda bulunabilirsiniz..


Heavy Metal ne zaman başladı?
Buna yanıt vermek oldukça zor. Bu konuda isim yapmış Rock yazarlarının çoğu ilk Heavy Metal eserleri olarak Kinks grubunun "You Really Got Me" ve Who'nun "My Generation" şarkılarını gösterirler. 1964'e denk düşen bu parçaları Modern Heavy Metal parçaları ile karşılaştırdığımızda, nesine Metal dendiğini pek anlamasak da uzmanlar öyle diyorlarsa bir bildikleri vardır. Müzik yaşantısını hala sürdüren Alice Cooper (Gerçek adıyla Vincent Fournier), lise yıllarında kurduğu grubu The Spiders ile ilk gerçek Heavy Metal'ci unvanını tartışmasız bir şekilde alır. Gerçi Cooper'ın da günümüzdeki anlamıyla Metal yapmaya başlaması 1971 tarihli klasiği "Love It To Death" ile olur.

1966 ile birlikte sözsel ve enstrümantel sertliğini yavaş yavaş artıran Rock, kökleri olan Rock n'Roll ve Blues'dan biraz daha uç noktalara kaymış ve "Hard Rock" tabiri ilk defa kullanılmaya başlanmıştır. 1965-1970 yılları arasında müziklerine Hard Rock denilebilecek gruplar da doğmaya başlamıştır. Golden Earring, Cream, Jimi Hendrix Experience, Led Zeppelin, Vanilla Fudge, Iron Butterfly, Steppenwolf, Blue Cheer, MC5, Deep Purple, Grand Funk Railroad, Free, Uriah Heep, Mountain, Humble Pie, Bloodrock, Black Widow, Cactus ve Black Sabbath bu türün öncüleri arasındadır. Heavy Metal terimi ise ilk kez Steppenwolf'un ünlü parçası "Born To Be Wild"da, motosiklet gürültüsünü tanımlayan "heavy metal thunder" tamlamasında kullanılmıştır.

Cream ve Jimi Hendrix Experience, Heavy Metal'e ticari anlamda hayat veren ilk gruplardır. "Sunshine Of Your Love" ve "White Room"daki sert Eric Clapton gitarları ile Cream, yıllar sonra kurulacak Metal gruplarını derinden etkilemiştir. Bir diğer efsanevi grup ise Heavy Metal'in en büyük efsanesi Jimi Hendrix'in taşkın gitarını temel alan Jimi Hendrix Experience'dır. "İnsanlar salamura gibi üstüste yığılmışlardı. Onları harekete geçirmek için gürültülü müzik yapmaya karar verdim" diyen Hendrix bir bakıma Heavy Metal'in de temel mesajını vermektedir. Iron Butterfly da 19 dakikalık unutulmaz klasiği "Inna Gadda da Vida" ile daha sonraları bu tarz müziğin önemli unsurları olacak uçup giden davul ve gitar sololarına ilk örnekleri vermiştir.

ABD'de Bad Company ve UFO gibi gruplar patlama öncesi Heavy Metal'in temelini oluştururlarken, asıl patlamayı gerçekleştirecek gruplar İngiltere'de kurulma aşamasındadır. Deep Purple klasik müziğe de yakın tarzda ilk albümlerini yayınlarken, daha depresif söylemiyle Led Zeppelin Hard Rock ile Heavy Metal arasındaki ince çizgide durmaktadır. Ama bir grup vardır ki patlamanın tek başına ateşleyicisi olacaktır: Black Sabbath. 70'lerin başında Hard Rock / Heavy Metal tarzı müziğin kralları sayabileceğimiz bu üç İngiliz grubuna kısaca değinmekte fayda var.

Deep Purple, Rock dünyasında o ana kadar görülmemiş kompozisyonlar ve cesaret isteyen enstrümantel teknikler getirmiştir. Bunda iyi bir klasik müzik dinleyicisi olan Jon Lord ile gerçek bir gitar ustası olan Ritchie Blackmore'un payı büyüktür; tabii bir de muhteşem sesiyle Ian Gillan'ın. Progressive Rock örnekleri sayabileceğimiz ilk üç albümünün ardından bir de Londra Senfoni ile klasik müzik konseri veren ve bunu albüme döken grup, biraz da Blackmore ve gruba yeni giren Gillan'ın baskıları ile daha sert müziğe döner ve muhteşem "In Rock" 1970'de yayınlanır. Bunu izleyen "Fireball" ve "Machine Head" gruba Hard Rock krallığını getirecektir. "In Rock"tan muhteşem "Child In Time" ve "Machine Head"den unutulmaz "Smoke On The Water" gruba tartışılmaz bir konum kazandırmıştır. "Fireball", "Highway Star" ve daha sonraki eserlerinden "Burn" gibi enerjik parçaların yanında "Lazy", "Mistreated" gibi depresif parçalar ile adlarını Rock tarihine yazdırmışlardır.

Led Zeppelin'in müziği Purple'ınki ile karşılaştırıldığında biraz daha serttir. Onda klasik müzik havası veren tuşlu çalgılar ve teknik isteyen ama sonu belli bir tarzdaki gitar soloları yoktur. Zeppelin'in gitar soloları daha uçuktur ve beklenmedik yönlere gider. Davul daha vurucudur, asla arka planda kalmaz. Sözler daha sert ve daha tabu konularla ilgilidir. Önceleri, Eric Clapton ve Jeff Beck gibi efsanevi gitaristler çıkaran Yardbirds'de çalan Jimmy Page ve solist Robert Plant'in önderliğinde oluşturdukları tarz ile Heavy Metal'e satanik damgası vurulmasına yol açacak ilk gruptur Led Zeppelin. Sonrasında grubun başarı için ruhlarını şeytana sattığı, birçok şarkı sözlerinde gizli gizli şeytanı ve satanizmi öven sözler olduğu söylenecektir. Biraz da bunun ve isimsiz ilk dört albümün yarattığı gizemle grup hatırı sayılır bir kitleyi kendine bağlamıştır.

Reggae'den folka birçok değişik müzik tarzını Heavy Rock potasında erittikleri müzikleriyle adlarının yanına "Tüm zamanların en çok bilinen Heavy Metal grubu" unvanını da ekleyeceklerdir. Bunda hala bile ABD radyolarında en çok istek alan parça olan "Stairway To Heaven"ın da etkisi büyüktür. Bunun yanında "Whole Lotta Love", "Black Dog", "Dazed And Confused", "D'yer Mak'er" gibi klasiklerini de unutmamak gerekir. Daha geç dönem eserleri arasında da "Kashmir", "Achille's Last Stand" gibi uzun ve sağlam bestelerini saymak gerekir.

Grubun "rock till you drop" tarzı konserleri ise saatler süren ayinlere dönmektedir. Enerji ve adrenalin üst düzeydedir; bir de konser alanının üstünü kaplayan marihuana dumanı. Sonradan birçok Metal konserinde görmeye alışacağımız uzun gitar ve davul soloları ilk defa Zeppelin tarafından gerçekleştirilmiştir. John Bonham'ın kendini kaptırdığı konserlerde bir saate varan davul soloları attığı anlatılır efsanelerde! Ve Black Sabbath. 30 yıl sonra dönüp bakıldığında ve günümüz şartlarına göre değerlendirildiğinde Deep Purple ve Led Zeppelin'e ancak Hard Rock grubu denilebilecekken, Black Sabbath tartışılmaz bir şekilde Heavy Metal'dir. Bu yüzden grubun Heavy Metal tarihindeki yeri eşsizdir. Yoğun, karanlık, uğursuzluk kokan müzikleri ve adeta çatırdayan gitarları ile yepyeni bir tarz getirirler Rock'a. Gitarist Tony Iommi ve grup arkadaşları Ozzy Osbourne, Geezer Butler ve Bill Ward, iki klasik albüm "Paranoid" ve "Master Of Reality" ile bunlarda yer alan klasikler "N.I.B.", "Paranoid" ve "Children of the Grave" ile Heavy Metal'e yön çizerler. Metallica ve Megadeth gibi yıllar sonra kurulacak gruplar müzikal yönelimlerini, üyelerinin gençliklerinde dinledikleri Black Sabbath klasiklerinden alacaklardır. Ciddi bir şekilde bakıldığında Black Sabbath öyle bir gruptur ki katıksız saf Heavy Metal'in, yetmişlerin sonunda patlayacak Punk/Metal tarzının, seksenlerin sonu doksanların başında Seattle'da patlayacak Grunge'ın, Kuzey Avrupa ülkelerinde çıkış bulacak satanik söylemli Black Metal'in temelinde durmaktadır.

Her ne kadar Satanizm'i Heavy Metal'e Led Zeppelin'in soktuğu sanılmaktadır ki bu büyük bir yanılgıdır. Satanizm aslen Black Metal tarafından kullanılır ve Norveçin tarihinden gelen birşeydir. Malesef yıllar yılı sürecek Heavy Metal düşmanlığının temelleri de Sabbath'in özellikle de asi solistleri Ozzy'nin kişiliğinde toplanan tepkiler ile atılır. Kendisi ilk albüm zamanlarında satanik davranışlar sergilese de zaman ilerledikçe bu huyundan uzaklaşmıştır.

Yetmişlerin ortalarında, yedi yeni grup sahneye çıkar ve farklı yönlere doğru giderek bir Heavy Metal yelpazesi oluşumuna katkıda bulunurlar. Judas Priest, bu tarz müzikte çift solo gitarist kullanan ilk grup olur. Aerosmith blues'a geri dönüş ile birlikte seks ve uyuşturucuyu da getirir. Thin Lizzy coşturucu ve eğlendirici bir tarzın öncüsüdür. "Bohemian Rhapsody" gibi bir şaheserin yaratıcısı Queen ise daha seçkinci ve adına uygun bir şekilde daha asildir. Kiss, Alice Cooper'ın makyajını ve sahnesini biraz daha ileriye götürerek Glam Rock'ın temellerini atar. Blue Oyster Cult ise 60'ların basit söz ve ritmlerini Heavy Metal'e katan gruptur. AC/DC'nin getirdiği ise Heavy Metal'in temel taşlarından olacak saldırganlıktır.

Bu yıllarda ortaya çıkmış olan birçok grup, birer Heavy Metal devi olarak yerlerini sağlama alırken, Metal dışı olarak sınıflandırabileceğimiz bazı Rock grupları da bu tarzdan etkilenerek müziklerine Heavy unsurları da katmışlardır. Bunların en önde gelenleri olarak Physicodelic Rock tarzının öncüsü Pink Floyd'u, yine Progressive Rock grupları Genesis, Jethro Tull, Yes ve King Crimson'ı sayabiliriz. Hatta Jethro Tull, 80'lerde oldukça sert parçalar da yaparak Grammy ödülleri kapsamında 1989'da ilk kez verilen Heavy Metal Grubu ödülünü de kazanacaktır. Rush ve Marillion gibi daha geç dönem Progressive grupları da Heavy Metal öğelerini sıkça kullanmışlardır. Ne yazık ki yetmişlerin sonlarıyla birlikte Klasik Heavy Metal yıllarının da sonu gelmiştir. Aerosmith, Thin Lizzy ve Black Sabbath, üyelerinin uyuşturucu sorunlarına yenik düşmüştür. Kiss, işi ticarete dökerek ruhunu kaybetmiştir. Deep Purple eleman değişiklikleriyle kendi kendini bitirirken, baterist John Bonham'ın ölümü Led Zeppelin efsanesinin de sonu olmuştur. Judas Priest ve Queen, tarihlerinin en sönük eserlerini vermişlerdir. Metal ölüm döşeğindedir. Yine de çok az sayıda grup bayrağı taşımaya devam ederler. Okul çocuğu giyimli Angus Young'un değişik gitar tarzı ve Bon Scott'ın cehennemi çığlıkları AC/DC'yi Metal'in yeni lideri konumuna getirmiştir. Bununla birlikte ilk gitar kahramanlarından Ted Nugent'in adı sıkça duyulmaya başlanmıştır. Deep Purple'dan ayrılan Ritchie Blackmore da daha özgür ve sert takıldığı yeni grubu Rainbow'da tüm zamanların en iyi Metal solistlerinden Ronnie James Dio ile çalışma şansı yakaladığı iki albüm ile efsaneleşmiştir: "Rainbow Rising" ve "Long Live Rock n'Roll". Bu iki albüm aynı zamanda Heavy Metal dünyasının, konusunu mitolojiden alan eski efsaneler ile ilk tanışması olur. Dio, daha sonra kurduğu kendi grubunda bu epik tarza çok fazla yer verecek, seksenlerin sonuyla hayat bulacak olan Power Metal de, Dio'nun destanlardan, kutsal savaşlardan, şövalye ve kahramanlardan bahseden bu tarzını temel alacaktır.

“80'lere gelindiğinde birçok rock müzik türü icra halindeyken bir Heavy Metal patlaması yaşanır. Bence Heavy Metal müziğini anlatan en iyi sözcük "kargaşa" dır. Bütün Heavy Metal gruplarının faaliyet alanları farklıdır. Bu müzik türünün içinde komünizm,faşizm, anarşizm, devrimcilik, sadizm gibi biribirinden çok kopuk anlamları bulmak mümkündür. Heavy Metal bu çok renkliliği sayesinde birçok alt dallara ayrılmıştır. Fakat hepsinde ortak olan bir şey vardır; küfür. Kimi devlete kimi siyahlara kimi tabulara küfür eder ama muhakkak küfür eder. “

Nu Metal

Linkin Park
nasıl coştu değil mi? Peki durup dururken mi çıktı bu çocuklar? Olmayan bir şey mi icat ettiler, hayır! Yepyeni bir fikirleri mi vardı, yoo… Zaten varolan bir şeyi piyasaya daha uygun hale getirdiler, resmen numetal'i canavarlaştırdılar. Peki kötü mü ettiler, pek tabii ki hayır, Linkin'i de, numetal'i de seviyoruz, ancak artık numetal'i sadece Linkin Park'tan ibaret sanmanın zamanı geçti.

Numetal, kabaca heavy metal'in bir alt türü olarak sanılır. Çok genel olarak konuşmaya devam edelim, hip hop aromalı vokaller, sample'lar, tercihen bir DJ'in elinden geçen rap alt yapısı, sert gitarlar ve bolca öfkeyi bir araya koyup müzik formuna sokarsanız elinizde kalan şey numetal oluyor. Elinizde kalıyor dedik ama yanılmayın, numetal yapıp elinizde kalması gibi bir şey söz konusu değil, kapanın elinde kalıyor plaklar. Bu müzik türünü herhangi bir tür "Heavy Metal" sınıfı olarak adlandırmak yanlış olur çünkü Heavy Metal türlerinin sahip olması gereken birçok enstrümental özellikten yoksundur. Daha doğru bir isimlendirme "Neo Rock" veya "Nu Rock" şeklinde olabilir.

Numetal nasıl popülerse, numetal hakkında atıp tutmak da o kadar popüler son yıllarda. Bu müziğin gelip geçici bir akım olduğu, yetenek gerektirmediği, iki kolay riff, iki scratch ve "I hate myself and I want to die" diyerek kotarılabildiğini sanmak genelgeçer iddia olarak karşımıza çıkıyor. Bu konuya da geleceğiz. Ancak neymiş şu numetal, biraz onu kurcalayalım.

Kurcalayalım tabii ancak öyle dendiği gibi kolay değil bu. Numetal, tanım aralığı, eğer böyle bir tabir varsa elbette, en geniş müzik türlerinden biri olmalı. Zaten en baştan hibrit olmayı kabullendiğinden, sürüyle türün numetal içine girmesi ya da numetalin kendisinin birçok türün alt türüne dahil edilmesi yadırganmıyor. En başta hip hop ve hardcore rock elbette. Ancak punk, emo, emo-core, metal-core, industrial, rapcore, hepsi numetalin içinde yer alabiliyor. Belki de numetal onların içinde yer alabiliyor. Farkındaysanız buna deminden beri karar veremedik. Sırf biz olsak gocunurduk da kimse sınırları net çizemiyor, o yüzden dert etmiyoruz. O yüzden bazı müzikseverlerin 'mutlaka her şeyi kategorize edelim' saplantısına girmek yerine, 'kategorizasyona hiç girmeyelim en iyisi' diyoruz. Zaten girmeye kalksak bile altından çıkabileceğimiz gibi değil durum. Hatta bazen bunlarla alakasız yerel, otantik motiflerin de devreye girdiğini unutmayalım.

Otantik dedik de… Bazı heavy metal dinleyenleri, fazla sulanmış olduğunu düşündükleri için numetal'den hazzetmez. Numetal'in, klasik metal gitar tekniklerini, riff'leri ve sololarını olduğu gibi kullanamaması bir yana, DJ ler ve popüler kültür etkenlerini de bolca taşıması bu düşünceyi haklı çıkarıyor aslında.

Deftones ve Korn, numetal'in ilk temsilcileri; Fishbone, Body Count, Urban Dance Squad, Rage Against The Machine, Deftones ve Faith No More da sonraki kuşak temsilciler olarak kabul ediliyor. İşin ucunu Korn'dan da eskiye, Tool'a kadar çekenler var. Bu gruplardan bazıları, numetal'i tepelemeye çalışan metal fanlarından öyle sıkıldılar ki "biz numetal filan yapmıyoruz kardeşim" gibi açıklamalar yapmak zorunda bile kaldılar. Prodüktör Ross Robinson, numetal'in kralı kabul ediliyor; CV'sinde Machine Head, Slipknot, Cold, Sepultura, en önemlisi de Korn ve Limp Bizkit gibi gruplar yazılı.

Grupları saymaya başlamışken işin devamını da getirelim. Numetal olup olmadığı tartışmalı, ancak benzer sularda gezinen grupları var; Sevendust, Finger Eleven, Godsmack, Soulfly, Ill Nino, Killswich Engine, Fear Factory, Spineshank, Tool, Incubus gibi… Gidip Creed'e numetal denmedikçe bunlar da çok yanlış örnekler olmazlar.

1990'larda saydığımız öncü gruplar, metal müziğin üzerine hip hop'a yakın vokaller ve başka teknikler denediler. Dinleyici kitlesi çok geniş iki tarzı buluşturmak ticari bir girişimdi ve başarılı oldu da. Metal dinleyemeyen rockseverler ve hip hop dinleyicileri, dinlemesi çok daha kolay bu müziği hemen kucakladı. Sonuç olarak fanlar ve özellikle de ukala müzik yazarları, kendilerini geleneksel metal grupları ile metal'in sertliğini alıp diğer zırvalıklarını sample'lar ve bir DJ ile değiştiren bu yeni nesil grupları ayırmak zorunda hissettiler. Malesef ki bulunan "New Metal" terimi, zamanla "nu metal" haline geldi ve "metal" kelimesini taşığı için Heavy Metal' e büyük bir leke sürdü. Bugün Nu metal yerine bitişik "numetal" yazılması tercih ediliyor.


Numetal'e en yakın türler rap metal ve rapcore. Rap metal; diğer türlere fazla bulaşmayıp, bildiğiniz rap vokallere yükleniyor. Rapcore ve numetal; bol distortion katkılı gitarlar ile raptan "esinlenmiş" vokaller kullanıyor. Yani fark, zaman zaman klasik metal sertliğinde vokaller de duyuluyor, hatta bu iki tür için farklı vokalistleri olan gruplar da var, bilin bakalım hangisi? Linkin Linkin Linkin! Linkin Park, rapcore grubu olarak da düşünülebilir örneğin. Papa Roach, rapcore'a daha da iyi uyan bir örnek oldu.

Nu-metal vokali yapmak demek rap'i de içine alıyor, pırıl pırıl söylenen sözleri de, çığlık çığlığa bağırmayı da. Hatta hepsi aynı şarkının içinde de olabiliyor.

Hatta bu şarkılar çok nadiren güzel de olabiliyor. Hepsi olacak diye bir kural da yok, bakınız Slipknot'a, hip-hop ile pek alakası olduğunu söyleyebilir miyiz?

Gitar tekniği, metal kadar komplike değil. Belki de bu yüzden metalciler "yeteneksizseniz numetal grubu kurun" diye dalga geçmekte oldukça haklı. Metal müzik tamamen sololara ve riff'lere dayanıyor, oysa numetal'de dayanacak o kadar çok çeşit var ki gitar, diğer elementler gibi sadece ritmik bir araç. Linkin Park'ın "One Step Closer"ını açan gitar riff'ini düşünün, ne kadar basit bir melodi ancak bütün şarkıyı nasıl taşıyor! Oysa metal şarkılarında sürekli değişen melodiler vardır. Sayın bakalım, bir Iron Maiden gibi bir efsanenin şarkısında kaç farklı melodi bulacaksınız.

Basta ise tam tersi bir durum var. Steve Harris gibi enteresan adamları saymazsanız metal müzik çalan basçılar genellikle oldukça basit çalmayı, gitar riff'leriyle uyumlu gitmeyi; numetal'de ise basçılar daha komplike çalmayı deniyor. Örneğin Limp Bizkit'in basçısı Sam Rivers, aslında bir caz basisti, bunun etkisi bazen hissediliyor. Mudvayne basçısı Ryan Martinie'nin funk geçmişi de gruba enteresan bir hava katıyor. Davullara gelirsek, metal ile hiç alakası yok, davul tekniği tamamen hip hop'un breakbeat yapısı ile alakalı.

Metale göre çok daha beklenmedik ritmler, yine ekstra örnekleri saymazsak metale göre daha hızlı ve komplike teknikler göze batıyor. Zaten DJ'lerin önemi de burada ortaya çıkıyor. Numetal grupları, beat'leri desteklemesi ve şarkılara efektler eklemesi için kadrolarına DJ'ler ekliyor. Limp Bizkit'in DJ Lethal'ı, Linkin Park'ın Joe Hahn'ı, Incubus'un Dj Kilmore'u herkesin aklına şak diye gelenler.

İşlenen temalar da metale göre farklı. Numetal'in esas teması gençlik sorunları, sistem çarpıklıkları, anlayışsız aileler. Tabii kendini evde dışlanmış hisseden bir çocuğun halini anlatan bir müzik, haliyle metalci "ağır abilere" gelmiyor. Üstelik bütün bu saydıklarımızın müziği bir formüle oturtması, türün en önemli temsilcisi Linkin Park'ın şarkılarının yaratıcılıktan çok önceden ağır ağır hesaplanmış birer matematik harikası olması da bu abilerin ekmeğine yağ sürüyor.
 

DeeRPaRtY

IRC Operator
[VIDEO]http://www.youtube.com/watch?v=4MEEYYWUcLM[/VIDEO]​

Pantera




Mötley Crue




Lita Ford





İron Maiden




Ac Dc




Guns 'n Roses




Manowar





Metallica





Doro




Bob Segger





Bob Marley





Deep Purple




Soulfly





Slipknot




Ozzy Osbourne




Linkin Park



Korn

 

~PRENSES~

Romantizmin Delisi
iştee benim adamlarım metallicaaaa eline sağlık..
 

DeeRPaRtY

IRC Operator
GLam ßaLLads


WhiteSnake

[VIDEO]ujnH4yNqL8E[/VIDEO]

Tesla - Love Song

[VIDEO]p1m_99a2TtY[/VIDEO]



Power ßaLLads

Iced Earth - I Died For You

[VIDEO]txtqFA05yco[/VIDEO]

Savatage - One ChiLd

[VIDEO]whmSsJHYOOI[/VIDEO]



CLassic

Deep Purple - ChiLd in Time

[VIDEO]1KnTAdfdcWI[/VIDEO]

Queen - Bohemian Rhapsody

[VIDEO]irp8CNj9qBI[/VIDEO]

Metallica - One

[VIDEO]-j39ABZyzek[/VIDEO]


Heavy MetaL

Judas Priest - Painkiller

[VIDEO]JAagedeKdcQ[/VIDEO]

Iron Maiden - Fear Of The Dark

[VIDEO]28GaKoCuobU[/VIDEO]

Iron Maiden - Hallowed ße Thy Name

[VIDEO]aeYRQJmuM-c[/VIDEO]

ßLack Saßßath - Paranoid

[VIDEO]SRwwYWlbP2U[/VIDEO]


Thrash

Slayer - South Of Heaven & Raining ßLood

[VIDEO]CB30KVQzFKo[/VIDEO]

Overkill - Fuck You


[VIDEO]LHHFTwExlR0[/VIDEO]


Hard Core

Pantera - Domination

[VIDEO]LTR-tePa0Bg[/VIDEO]

Ektomorf - I Know Them

[VIDEO]yAMXodcypAM[/VIDEO]

Lamß Of God - RedNeck

[VIDEO]cQYPn_en6OU[/VIDEO]
 

rahip20

New member
ilk aklıma gelenler
pantera _walk
mötley crüe _ dr feel good.... dinlenmesi gereken parçalardır
metallica ve iron maiden dan ne bulursanız dinleyin arkadaşlar.. güzel bi konu cok saol bişeyler daha öğrendik
ayrıca eklemeden gecemeyecegim heavy metal ilk olarak ingilterenin varoşlarında ortaya çıktı saygılarr.....
 

Sercinho7

Dark Side of Creation
Hepisini seviyorum ben =)


paylaşımın için sağol..
 

DeeRPaRtY

IRC Operator
rahip20' Alıntı:
ilk aklıma gelenler
pantera _walk
mötley crüe _ dr feel good.... dinlenmesi gereken parçalardır
metallica ve iron maiden dan ne bulursanız dinleyin arkadaşlar.. güzel bi konu cok saol bişeyler daha öğrendik

Tree Respect waLk (= Dominition da iidir Tam Gaz Parca (=

MötLey Crue GirLs GirLs Üstüne Tanımam :D

MötLey Crue if i die tomorrow'da Acaip Damar Bi Parca :saskin
 

bebish

New member
müzikle ilgili hıc bı yazıdan bu kadar ayrıntılı bılgı almamıstım.. güsel we yararlı olmus gercekten..
 

CounTRy

Gülen Manyak
Tek kelimeyle Guns N' Roses deirm başka da bişe demem..

yada metallicadda olabilir beğeniye göre...
 

Sercinho7

Dark Side of Creation
Paylaşımın için sağol..


bende Karma gibi yaptım =) son noktasına kadar okudum..
 

CounTRy

Gülen Manyak
hajı eline sağlık eywalla..
 

KıRmızıKız

Kayıp üLkenin Prensesi
KaRma' Alıntı:
harfi harfine okudum eline sağlık çok şey ögrendim :hhmanD
Allah bildiği gibi yapsın seni karma.durduk yere güldürdün =)

eksik kalmayayım bende teşekkür edeyim :p
Ellerine sağlık DeeR bey:p
 

fulus1000

New member
ELine sağlık DeeRPaRtY Güzel anlatmışsın..
Black Metal Nedir?
Başlangıçlarda Celtic Frost, Venom ve Bathory gibi gruplardan ilhamlar alan bu tarz, 90’lı yıllarda Death Metal’den de ufak tefek ilhamlar alarak yeni melodileri oturtmuş, müziğe daha fazla dikkat edilmiş ve hassasiyetli melodileri de empoze etmiştir. Artık bu tarzda yeni bir evre başlamıştı ve bu evrenin başlangıcında söz sahibi olan isimler Emperor, Darkthrone, Immortal, Gorgoroth, Burzum, Enslaved, Marduk, Mayhem gibi gruplardı. Bu gruplar soundlarında oldukça distorşınlı tonları, çeşitli artistik ve yaratıcı yönlerle birleştirmişler, şeytani temalarla kinayeli oyunlar oynayarak görsel, efektsel ve şova yönelik bir kaos ortamını yaratmışlardı. Thrash, Death ve Grindcore ritimlerinden de demetler sunarak lanetlenmiş düşünceleri şarkı sözlerine yansıtmışlardır. Sanatsal anlamda Black Metal sözünü ettiğimiz tarzların ahlak ve erdem kurallarına bakış açılarına kısıtlı olarak yaklaşmış, kabul edilebilir sosyal duyarlılıklar ve politik bakış açıları liriksel anlamda çok az olmuştur. Bu müzik başlangıçta politik demeçlerden tamamen uzak olarak saf kötücül ve nefret dolu bakışlara odaklanmış, her grup ve müzisyen özel ideolojisini ve kendi ilhamlarını müziğe adapte etmiştir. Onlara göre ahlaki meseleler tüm insanoğlunun tavırlarına bağlı bir olaydı. Bu müzikte doğayla birey bir ilişki içerisinde bulunur ve bu yaşam zincirinin içinde en önemli olan şey insanoğlunun yer aldığı ve bulunduğu konumdur. Zihinsel istekler ve arzular zamanlar geçtikçe disiplin eksikliği altında ezilecek ve hazcı bir bakış açısı gelecekti. Bu yönüyle de ideolojiye bir farklılık gelecekti. Black Metal öyle bir tarzdı ki hiçbir şeyden kendisini sorumlu tutmuyor, ama kendi gerçekleriyle fantezilerini topluma teröristçe görünerek birleştiriyordu. Sanki bir nevi düşünsel anlamda terörist hareketlerin fantezisi kusuluyordu. Belki de imajlarını satıyorlardı.

1990’lı yıllardan başlayarak 96-97’li yıllara kadar geçen süreç içerisinde Black Metal büyüdükçe büyüdü, liriksel ve soundsal anlamda yeni yaratıcılıkların peşine düşüldü, akıllar zorlandı ve birbirine zıt ideolojiler çevresinde farklı bakış açıları ortaya çıktı. Özellikle absürd bakış açıları da bu zamanda güçlü bir hal almıştır: Faşist bakış açıları, pagan inanışlar, bu düşüncelerin çeşitli varyasyonlarla melezleştirilmesi, her şeyi yok etmek ve kendini her şeyin ötesinde görmek... Bunların yanında sanatsal içeriğin içinde Hıristiyanlığa baş kaldırıp şeytani polemikleri yapmak da vardı. Günümüzde faşist ve milliyetçi olarak adlandırılan Black Metal olgusu aslında Norveç’te ortaya çıktı ve bu tarza Nasyonal Sosyalist Black Metal deniyordu. Bu türde aslen eski dönemlerin ve o zamandan kalma pagan inanışların, yaşadıkları iklimsel koşulların ve tepkisel bir baş kaldırışın da etkisi vardı. Ama 90’lı yılların ortasından itibaren Black Metal ideolojisinde de değişimler ortaya çıktı. Yıkıcı pasajlara ve vahşi bakış açılarına hayalci ve romantik akımlar da dahil oldu. Aynı esnalarda Death Metal de bir patlama yapıp daha teknik, estetik ve vurucu bir yapıyla ağırlığını koymuştur. Ama aslında bu estetik yapının ve değişimin altında daha farklı şeyler vardı: Ticari kar elde etmek, daha fazla satmak... Black Metal’e artık sanat ile eğlence arası bir şeyler karışmıştı ve yeni bir tarzla beraber yeni yeni fanlar bu müziğe dahil edilmiş, artık opera tınıları da yerini almıştı. Bu akımda başı geçen gruplar ise Cradle Of Filth, Dark Funeral ve Dimmu Borgir’dı. Bu yeni akımda saf Black Metal etkisinden de bazı heavy tarzı kökenlerinden de demetler sunulmuştur. Aslında eski grupların kendilerince doğru yaptığı şeyleri söz konusu Yeni Akım Black Metal grupları undergroundlıktan alıp popülarizme ve ticarete dökmüşlerdir. Eski grupların takip ettiği yoldan ufak alıntılar yapılarak, underground Black Metal ile yeni çıkan eğlence tabanlı Black Metal kaynaştırılıp medyaya pohpohlanmıştır. 1997 yılı sonrası bir çok Black Metal fanı türemeye başlamıştır ki bundan daha doğal bir şey olamazdı. Çünkü Black Metal artık melodik, elektronik ve popülist araçlara da sahip olmuştu.

Ünlü Black Metal Grupları
Grup Firma Ülke Tür

1349 Candlelight Records Norveç Black
Abaddon Incarnate Xtreem Music İrlanda Black
Abigor Napalm Avusturya Black
Acheron Full Moon Productions Amerika Black
Aeternus Nocturnal Art Productions Norveç Black
Agathodaimon Nuclear Blast Almanya Black
Ancient Rites Karmageddon Media Belçika Black
Anorexia Nervosa Listenable Records Fransa Black
Arcturus Season of Mist Norveç Black
Bathory Black Mark İsveç Black
Behemoth Regain Records Polonya Black
Black Omen Poem Productions Türkiye Black
Borknagar Century Media Records Norveç Black
Burzum Misanthropy Records Norveç Black
Carpathian Forest Season of Mist Norveç Black
Catamenia Massacre Records Finlandiya Black
Celtic Frost Noise Records İsviçre Black
Cradle Of Filth Roadrunner Record İngiltere Black
Dark Funeral Regain Records İsveç Black
Darkthrone Peaceville Norveç Black
Dimmu Borgir Nuclear Blast Norveç Black
Dissection Bağımsız İsveç Black
Emperor Candlelight Records Norveç Black
Enthroned Napalm Belçika Black
Episode 13 DJ Club Türkiye Black
Falkenbach Napalm İzlanda Black
Finntroll Century Media Records Finlandiya Black
Gehenna Moonfog Productions Norveç Black
Gorgoroth Regain Records Norveç Black
Graveworm Nuclear Blast İtalya Black
Immortal Nuclear Blast Norveç Black
Impaled Nazarene Osmose Productions Finlandiya Black
Kovenant, The Nuclear Blast Norveç Black
Limbonic Art Nocturnal Art Productions Norveç Black
Marduk Blooddawn Productions İsveç Black
Mayhem Season of Mist Norveç Black
Melechesh Osmose Productions İsrail Black
Morgul Century Media Records Norveç Black
Moribund Oblivion Atlantis Müzik Türkiye Black
Nargaroth No Colours Almanya Black
Ninnghizhidda Bilinmiyor Almanya Black
Old Man's Child Century Media Records Norveç Black
Opera IX Avantgarde Music İtalya Black
Rotting Christ Century Media Records Yunanistan Black
Samael Regain Records İsviçre Black
Satyricon Moonfog Productions Norveç Black
Siebenbürgen Napalm İsveç Black
Suidakra Armageddon Music Almanya Black
Summoning Napalm Avusturya Black
Taunusheim Schwarzdorn Production Almanya Black
Theatres Des Vampires Blackend Records İtalya Black
Tvangeste World Chaos Productions Rusya Black
Ulver Jester Records Norveç Black
Varathron Black Lotus Records Yunanistan Black
Venom SPV İngiltere Black
Vintersorg Napalm İsveç Black
Windir Head Not Found Norveç Black

Yani kısaca Bir parça satanizmdir.
 

LaKe Of TeArS

New member
Doom Metal

Doom Metal

“Kötü kader, yazgı” anlamına gelen iç karartan metal... Acelesi olmayan, uyuşmuş, durgun, sıkkın metal... Thrash Metal “hız”a odaklanırken, Doom Metal için tek bir kelime söylenebilir: “yavaşlık”. Oldukça ağır gitar riffleri ve melodik vokal bu metal türünü etkileyen öğelerdir. Black Sabbath, yeryüzünün en ve ilk baba metal grubu, ilk dönemlerinde ağır ve yavaş rifflere odaklanmıştır. O yüzden Black Sabbath, ilk Doom Metal grubu olarak gösterilebilir. Doom Metal’in önemli bir alt kolu olan “DoomDeath” ise Doom’un yavaşlığını Death Metal vokaliyle birleştirir. Bu türün mucitleri ve krallarıysa (Doom’un üç babası olarak bilinen) üç İngiliz Doom grubudur: Paradise Lost, My Dying Bride ve Anathema... Sırf bu üç gruba bakarak bile Doom’un metal müzikte nasıl bir yere sahip olduğunu görmek hayli mümkündür... Black Sabbath’ın ilk günlerinden günümüzün modern Doom’una..

70’lerin ilk Doom grupları
Çoğu insan, Black Sabbath’ın tüm Heavy Metal ve alt gruplarını en çok etkileyen grup olduğuna katılır. Doom Metal grupları da bunun içindedir. İlk albümleri “Black Sabbath”, “Paranoid”, “Master of Reality”, “Vol.4”, “Sabbath Bloody Sabbath” ve “Sabotage” şüphesiz ki birer başyapıttır. Ve bu albümler olmasa da belki şu anda Doom Metal de (hatta genel anlamıyla metal) olmayabilirdi. Black Sabbath’ın çağdaşlarından çok ayrı bir müzik yaptığı ve metali bugünlere kadar getirdiği açık. Ama onlardan da önce, 60’ların sonları ve 70’lerin başlarında bazı Doom-Metal prototipleri bulmak ta mümkün. Bunlar tabiki gerçek anlamıyla Doom değildi, ama sonradan Doom Metal’i şekillendirecek sayısız riffler barındırıyorlardı. Bu tip şarkılardan biri de Iron Butterfly’ın “Inna Gadda Da Vida”sıydı. Black Sabbath’la aynı dönemde bulunan gruplardan biri, Pentagram ilk Doom grupları arasında sayılır. Pentagram’ın ikizi olarak gösterilen diğer bir grup Bodemon da “erken Doom Metal” için ilk ve en iyilerden biridir. Bu gruplar doğal olarak Black Sabbath’ın bir hayli etkisindeydi ama onlar daha çok müziğin “durağan ve kasvetli” kısmına odaklanmışlardı. Böylelikle de dünyanın ilk Doom Metal kayıtlarını oluşturmuşlardı..

80’ler...
1980’ler gerçek anlamda ilk Doom Metal hareketlerini barındırır. Bu dönemler Def Leppard, Warrant ve Bon Jovi gibi grupların öne çıktığı ve “Heavy Metal” ustaları olduğu, bunların yanında Thrash, Speed ve Death Metal’in de metal camiasını kasıp kavurduğu yıllardır. Bu dönemlerde basın, deri ceket giyen ve saçını uzatan herkese pis ve aşağılayıcı bir tavırla “Heavy metalci” damgasını yapıştırıveriyordu. Ama bu yıllarda “Doom-Metal’in kralını yapan” ama basının tavrı yüzünden hep gölgede kalan pek çok ta kıyıda köşede kalmış grup vardı. 80’ler ayrıca bir diğer yarı-hızlı metal türü olan N.W.B.H.M, açmak gerekirse “Yeni Dalga İngiliz Heavy Metal”in de son demlerini yaşadığı yıllardı. Kısacası Speed ve Thrash Metal’in alıp başını yürüdüğü bu yıllarda, Doom Metal hep gölgede kaldı, dışlandı. Ama bu yıllar aynı zamanda Doom Metal’in kendini gizli gizli de olsa çok iyi geliştirdiği yıllardı. 80’lerin Doom’u en çok geliştiren gruplarından birisi Trouble’dı. Aslen Chicago’lu olan bu grup 1979’da kurulmuş ama 1984’de adını duyurmayı başarabilmişti. Trouble, Heavy metalin yavaş çekimine benzeyen ve Black Sabbath’dan hayli öğe barındıran bir müziğe sahipti. Ama grup aşırı dinci (Hristiyan) olduğu ve bunu da sözlerine yansıttığı için sonraları White Metal (namı diğer: Christian Metal) olarak anılmaya başlandı. Bir başka Doom grubu Saint Vitus ise belki de (Candlemass ile birlikte) Doom Metal’e en büyük etkiyi bırakan gruptur. İlk çalışmaları Black Flag’i (hardcore grubu) andırsa da, sonraları yarı-Doom bir müziğe sahip olmuşlardır. Grubun lideri Wino ise şu anda dahi Doom Metal’in en efsane adamlarından biri olarak gösterilir. Hem ilk grubu The Obsessed, hem de sonraları Saint Vitus’ta Doom Metal’e katkısı çok büyük olmuştur. 1986 senesinde İsveç’li grup Candlemass “Epicus Doomicus Metallicus” albümünü çıkardı ve bu albüm erken dönem Doom Metal için bir başyapıt sayıldı. Bu albüm Black Sabbath’ın (ve Ozzy’nin) eski tarzına sahip olsa da modern etkilere de sahipti. Candlemass’in en iyi yıllarıysa temiz, derin ve çok özel bir vokale sahip olan vokalist Messiah Marcolin’li dönemi oldu. “Doom Metal nedir?” diye merak eden yeni heveslilerin " As It Is, As It Was: The Best Of Candlemass” (1994) albümünü dinlemeleri bu bakımdan hayli faydalı olacaktır.. 80’lerin sonlarına damgasını vuran bir diğer Doom grubuysa Cathedral’dir. Grubun lideri Lee Dorrian, 1989 yılında Napalm Death’den ayrıldığında kimse ondan böylesi bir "u" dönüşü beklemiyordu. (Çünkü Napalm Death bir Grindcore grubudur, yani Doom’a belki de en uzak metal türüdür.) Napalm Death’in ultra hızlı müziğine zıt bir biçimde Cathedral’in ilk albümü ultra yavaş oldu. Ama grup, seneler geçtikçe Doom Metal’den yavaş yavaş sıyrılıp 70’lerin rock müziğine heves sardı..

ve 90’lar.....
90’ların başlarında Doom Metal bazı değişikliklere uğradı. Death Metal’in meşaleyi ele almasıyla Doom Metal de rahat bir nefes aldı ve adeta tekrar dirildi. Böylece bu yıllarda pek çok Doom-Death yapan grup kuruldu. Ve yazının girişinde de belirtildiği gibi bu gruplar arasında aynı müzik şirketine (Peaceville) ve aynı ülkeye (İngiltere) sahip üç grup döneme damgasını vurdu. Şa anki Doom-Death türünü yarattı. 1990 senesinde ilk atağı Paradise Lost yaptı, kendi adlarını taşıyan ilk albümlerini çıkardı. İlk albümlerinde Death Metal daha ağır bassa da ikinci albümleri “Gothic” (1991) ile neredeyse modern Doom’u tek başlarına yeniden oluşturdular. Aynı sene My Dying Bride ise “Symphonaire Infernus Et Spera Empyrium” isimli ilk resmi albümünü çıkarmıştı. İkinci albümleri “Turn Loose the Swans” (1993) ile de Doom Metal’in en iyileri ve özellikle 90 sonrası Doom Metal’in geliştiriceleri arasına girmeyi başardılar. Albümleriyle tüm dünyaya Doom Metal’i tekrar tanıttılar. Aynı misyona sahip bir diğer grupsa Liverpool’lu Anathema’ydı. (Sonraları gruptan ayrılıp “The Blood Divine”ı kuran) Darren White’ın vokaliyle Anathema, sadece Doom değil, genel anlamda metal seven tüm 90 sonrası gençliğinin en sevdiği gruplardan biri oldu. Sıkılgan, kasvetli ve hüzün dolu müziğiyle döneme damgasını vurdu. Ayrıca bu yıllarda Doom’un bir diğer önemli temsilci de Earth grubuydu. (Yanlış anlaşılmasın, Black Sabbath değil) Sabbath’dan en çok etkilenen gruplardan biri olan Earth, Doom’un üzerinde öyle etkili oldu ki yaptıkları müziğe “Drone-Doom” adı verildi. Bu müzik, Doom’un daha aşırısıydı. 90’ların ortalarında metal müziğin “deneysel” bir çabaya girişimi Doom Metal’i de etkiledi. The 3rd and the Mortal gibi gruplar Doom’a daha atmosferik bir tarz kattılar ve tüm albümleri boyunca (belki de ilk kez) bir bayan vokal kullandılar. Bu deneysel girişimler şu anda var olan pek çok Doom Metal türünün ortaya çıkmasına sebep oldu; Esoteric, Evoken, Skepticism gruplarının yavaş ve “duygusuz” müziğinden, Theatre of Tragedy ve benzer grupların Gothic-Doom Metal türü melez karışımlarına kadar.. Doom Metal’i vuran bu deneyselcilik sayesinde türler arasındaki sınırlar ortadan kalktı ve doğrusunu söylemek gerekirse Doom-Metal önüne gelen her türle çiftleştirilip orijinalliğini yitirdi. Doom Metal’in dev grupları dahi kendi yarattıkları bu türden uzaklaştı. Ama unutmayalım ki tüm bu yeni tarzların yanında halen 80’lerin klasik Doom Metal’ini yapan pek çok grupta mevcut...
 

Sercinho7

Dark Side of Creation
Sabite doğru ilerlemekte =)
 

CounTRy

Gülen Manyak
Power Metal


Power Metal müziği Almanya ve İskandinavya öncülüğünde doğmuş ve yoluna devam etmiştir. Bilinen en eski power metal şarkısı Rainbow`un 1976 yılında çıkardığı "Stargazer" şarkısıdır... Power metal tam manasi ile 1980`li yılların başında Alman grubu Helloween ile başladı. Iron Maiden ve Judas Priest`ten etkilenen grup özellikle "Keeper Of The Seven Keys" albümü ile zirveye ulaştı. Power Metal aslında 1970`li yılların Rock gruplarından kalma bir mirastır. Değişen müzikalite içinde 70`li yılların Rock gruplarının müziklerine biraz daha tempo ve melodi eklenmiştir.70`li yılların gruplarının kullandıkları kişisel yaşam hikayeleri, tarihsel olaylar, sosyal yorumlar ve yaşamın gerçeklerini konu alan şarkı sözlerine ek olarak yeni gelişen power grupları şarkı sözlerinde kozmolojik veta metafiziksel konular eklenmiş . Ayrıca bilim kurgu, mitoloji ve fantezide şarkı sözlerinde yer almıştır. Özellikle Tolkien ekolünden gelen gruplar ön plana çıkmışlardır. (Blind Guardian, Iced Earth ve son zamanlarda Elvenking) Power metalde vokaller genellikle normaldir. Yani bir death metal vokali gibi değildir. Bununla beraber iyi bir power metal vokalisti olmak için gerçekten güçlü bir sese ihtiyaç vardır. Vokal oyunları yapabilecek, sözlerdeki duyguyu vokali ile verebilecek iniş ve çıkışları yapabilecek, ses eğitimli kişiler tercih edilir. Genelde konservatvuar eğitimi almış kişiler ön plandadır.Power metal grupları klasik metal grupları düzenindedir, iki gitar, bir bas gitar, bateri ve vokalden oluşur. Bazı gruplar klavye de kullanmıştır. İtalyan Rhapsody gibi gruplar ise senfonik enstrümanlar (keman, yan flüt, pan flüt, viola vb..) kullanarak müziklerini zenginleştirmiştir.

Power Metal, Heavy metalden müzik ritmi (buradaki anlatım 4/4 ve 3/4 lük müzik altyapıdır, metronom kullanılarak yapılan, üzerinde ciddi çalışma ve emek harcanan müzik altyapısı) ve tempoyu almıştır.Şarkılarda inişler ve çıkışlara çokça rastlanır. Bir power şarkısını dinlerken sözlerini anlamasanızda vokalistin ses tonundan şarkıdaki mutluluğu yada üzüntüyü, melankoliyi hemen yakalayabilirsiniz.Vokal genelde gruptaki diğer elemanların arka alan vokalleri ile beslenir, bir koro havası yaratılır. Gitar riffleri daha komplike, üzerinde çalışılmış yüksek gitar tekniğine dayanan rifflerdir.Zaman zaman akustik gitar kullanılarak daha melodik bir hava yaratılır.Bas gitar ve bateri genelde ritm enstrümanları olarak kalır ve ön plana çıkmazlar. Thrash metalin içindeki o sertliğe karşın, power metaldaki melodi; dinleyicileri iki ayrı kitleye bölmüştür. Fakat Iron Maiden ve Judas Priest`in öncülüğünü yaptığı power metalde daha sonra Amerikan kaynaklı gruplar devreye girmiştir. Attacker, Jag Panzer, Iced Earth, Liege Lord, Savatage ve Queensryche. Buna karşı olarak Avrupa`dan Helloween, Gamma Ray, Blind Guardian, Running Wild ve Grave Digger ön plana çıkmışlardır. Burada özellikle iki gruba özel paragraf açmak gerekir Blind Guardian ve Iced Earth. Tartışmasız power metal müziğin en iyi ve en ünlü gruplarıdır. Blind Guardian :1988 yılında müziğe başlayan Almanya`lı bir gruptur ve çok ciddi bir Tolkien hayranıdır. Hatta "Yüzüklerin Efendisi" serisi çekildiği zaman çok tartışılmıştı, filmin müziklerinin Blind Guardian tarafından yapılması yönünde...Grubun vokalisti Hansi "Hiçbir ücret almadan filmin müziklerini yapmak isteriz" demişlerdi ama Peter Jackson (Yönetmen) olaya biraz ticari baktığı için Enya gibi şarkıcıları seçti. Hayranlar açısından bu büyük bir hata idi ve büyük hayalkırıklığı yarattı. Grup 1998 de çıkardığı Nightfall in Middle-Earth albümünde tamamı ile Yüzüklerin Efendisini konu almış ve bütün şarkılar bu seri üzerine yazılmıştı.FRP ve Tolkien hayranları; müzik zevkiniz ne olursa olsun, eğer bu albümü dinlemediyseniz çok şey kaçırmışsınız demektir. Acil olarak albümü alın ve sözleri ile beraber albümü hazmedin.(Her ne kadar FRP ve Power Metal iç içe geçmiş iki kültür gibiysede, birbirinden haberi olmayan fanlar hala mevcut.) Iced Earth : 1991 yılında Iced Earth albümü ile müzik piyasasına dalan grup, gerek müzik teknikleri gerekse şarkı kaliteleri ile hemen diğer gruplardan sıyrılmış ve kendilerini göstermiştir . Efsanevi Melancholy şarkısını dinlememiş metal dinleyicisi hemen hemen yoktur denilebilir. Son çıkardıkları 2004 Glorious Burden albümünde Amerikan İç savaş tarihine değinen grup, Power Metal tarihinin en iyi iki grubundan birisi olmayı haketmiştir. Son senelerde değişik ülkelerden gruplar piyasaya çıkmış ve gerçekten son derece kaliteli albümler yapmıştır.Bunların en önemlileri Finlandiya`dan Sonata Arctica, Brezilya`dan Angra, italya`dan Rhapsody ve Elvenking gruplarıdır.:durdurun
 

DeeRPaRtY

IRC Operator
Cokkk ii Yha (=

Dewam Ediorus O Zaman..



GLam : [ Hosuma Gidior Bu Tarz (= ]

Ne gitarları heavy veya thrash metal kadar bozulmuş(distortionlu), ne de vokalleri death veya black metal gibi brutaldir, zira pop etkileşimli bir alt türdür. Gitarlar hard rock un biraz daha sertleştirilmiş halidir ve vokaller iste daha çok kadınsı çığlıklara benzer. Bu taraftan bakıldığında vokal performansı olarak en çok zorlayan türlerden biridir zira aşırı tiz ses kullanımı olabilir ve bu da insan gırtlağını(haliyle) zorlayan bir hadisedir. Bunun dışında ise, görsel olarak insanların dikkatini farklı(!) bir şekilde çekmeyi amaçlamışlardır. Kabarık permalı saçlar, aşırı feminen makyaj ve spandex pantolonlar, ilgiyi istedikleri şekilde mi getirdi bilinmez, ancak bayağı ilgi topladıkları kesin.

Ayrıca, şaşırtıcı olabilir fakat bu türü başlatan gruplar(ki bu tarz gruplara örnek olarak KISS, Twisted Sister, Saxon, Def Leppard, Poison örnek verilebilir.), müzik dünyasında çok büyük etkileşimler yaratmış, kendi türleriyle çok ilgisiz gruplara bile gerek müzikal olarak, gerekse sahne duruşu ve makyaj konusunda ilham vermişlerdir. Bu gruplardan etkilenen gruplar arasında en başta, progresif death metalin kurucusu olan DEATH grubunun vokal/gitaristi Chuck Schuldiner getirilebilir. Bunun dışında, günümüz piyasasının bilumum makyaj yapan death ve black metal grupları, makyaj stilinde (özellikle KISS olmak üzere) hair metal gruplarından etkilenmişlerdir(ki inanmayanlar gidip bu grupların röportajlarını okuyabilir, çok büyük bir kısmı özellikle KISS fan ı olduklarını ve müziğe başlamalarında bu grubun öneminin büyük olduğunu söyler).

Ancak önemli olan şudur ki, bu tür ismen çok benzer göründüğü "Glam Rock" la karıştırılmamalıdır. Glam rock denilen tür, çok daha farklı bir tarzdır. 1970'lerin fenomeni olan glam rock, temelde cinsiyetler arasındaki farkın belirsizleştirilmesine çalışmış, bu sebeple de glam metal dönemi öncesinde makyaj ve feminen kıyafet akımının başlamasına yol açmıştır. Ancak Glam Metal döneminde, bu görsellik uç noktalara ulaşmıştır. Bu u açıdan, glam rock u Glam Metal in öncüsü olarak tanımlayabiliriz. Ancak görsellikte de en önemli fark, Glam Metal yapan gruplarda feminen görüntüye rağmen, yine de maço ve kaba bir davranış görülmesidir.

Glam rock un temel taşlarına gelince, en başta David Bowie, T Rex, Slade, Roxy Music ve en önemli ilham kaynağı olarak Velvet Underground sayılabilir. Velvet Underground dan ilham alan grupları saymak gerekirse, Rem, U2, Sonic Youth, David Bowie, Joy Division , Sisters of Mercy, Bauhaus, Nirvana, Sex Pistols, Roxy Music, Stooges, Pixies, Placebo, Smashing Pumpkins, Iggy Pop, Echo & The Bunnymen, Spiritualized, Spaceman 3, Brian Eno, Smiths, Morrissey, Siouxsie & The Banshees, Violent Femmes, My Bloody Valentine, Strokes, Birthday Party, New York Dolls, Nick Cave, Jesus & The Mary Chain, Television, Ramones, Yo La Tengo, Cabaret Voltaire, Patti Smith, New Order, Feelies, Luna, Galaxy 500, Psyhedelic Furs, Suicide örnek verilebilir. Bu da rock ve metal müziğin alt türlerinin birbiriyle ne kadar etkileşim içinde bulunduğunu bize gösterir. Glam rock, punk tan new wave a kadar uzanan bir yelpazeyi etkilemiş bir müzik türüdür.



 
Üst