Riyakarlık

MüHeNDiS

MüHeNDiS
Katılım
14 Mar 2006
Mesajlar
1,310
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
Cinnetlerden...
MANEVİ HASTALIKLAR

1- RİYA:

İnsanın manevi hayatını hasta eden bazı hastalıklar vardır. Bu hastalıkların başında riya gelmektedir. Riya İhlasın zıddıdır.
Riya; diğer insanların görmesi bilmesi amacıyla yapılan her türlü iştir. Riya kalbi bir niyettir. Yani beni görsünler diyerek Allahu Zülcelal'in rızasını bırakıp kalben niyet etmek riyadır. Bu durum çok tehlikelidir. Nitekim Hz. Peygamber (a.s.v) bir Hadis-i şerifte şöyle buyurmuştur;

'Sizin müptela olmanızdan korktuğum şeylerin en korkuncu küçük şirktir.' Sahabeler; 'Ey Allah'ın Resulü! Küçük şirk nedir?' diye sordular. Hz. Peygamber (a.s.v) buyurdu ki;
'Küçük şirk riyadır. Allah kıyamet gününde kullarına yaptıkları amellerine göre mükafat verirken, riyakarlara şöyle seslenecektir; Dünya da riyakarlık yaptığınız kimselere gidin, bakın. Onların yanında mükafat bulabilecek misiniz?'

İnsan amelini, emeğini boşa çıkarmamak için ilk önce amelden önce niyetini Allah için yapması lazımdır. Allahu Zülcelal insana bir şey vermedikten sonra, gösteriş yaptığı insanlar ona hiçbir şey veremez. Onun için herhangi bir iş yaparken ilk önce Allah'ın rızasını düşünüp daha sonra o işi yapmak lazımdır.
Hz. Peygamber (a.s.v) başka bir Hadis-i şerifte şöyle buyurmuştur;
'Kıyamet günü riyakar adama, 'Ey Facir, ey gaddar, ey gösterişci, amelin mahvoldu, mükafatın kayboldu! Amelini kime gösteriş için yaptıysan, git ondan mükafatını al!' denir.' (İbn Ebi'd-dünya)

Fudayl bin İyad (rh.a) şöyle demiştir. 'İnsan yaptığı amelle riyakarlık yapmaya alışırsa, yapmadığı amelle de riyakarlık yapar.' Böyle bir kimse kendisine itibar kazandırabilen amelleri yapmadığı halde yaptığını idiia eder veya o vehmi verir. Nitekim Allahu Zülcelal böyle kimseler hakkında şöyle buyurmuştur;
'Yapmadıkları amellerle övülmek isterler. Sen bunların azabtan kurtulacaklarını zannet-me.' (Al-i İmran;188)

Hasan-ı Basri (rh. a) şöyle demiştir;
'Riyakar insan, Allahu Teala'nın takdirini değiştirmeye kalkışır. Çünkü o, Allahu Teala'nın yanında kötü iken, kendisini iyi göstermeye çalışır. Halbuki yapması gereken şey, kötü olduğu halde, kendisini iyi göstermek değil, iyi olmasını gerçekleştirmektir.'

Katade şöyle demiştir;
'Kul riyakarlık yaptığı zaman, Allahu Teala meleklere; 'Bakın, bu kulum beni hafife alıyor.' der. Çünkü bu kul insanları memnun etmeyi, Allahu Teala'yı memnun etmekten üstün tutuyor. Bu da dolaylı olarak insanları Allahu Teala'dan üstün tutmak demektir.'

Riyakar insan, riyakarlığını farketmez. Fark etse de inkar eder. İhlas sahibi insan ise, ihlasını yeterli bulmadığı için riyakar olduğunu söyler. Onun için Fudayl bin İyad (rh.a); 'Riyakar bir kimse görmek isteyenler bana baksınlar' demiştir.

Hülasa; riya yapmak cehalet eseridir. Onun için riya yapan bir kimse Alim de olsa, cehalete mağlup düşmüş demektir. Çünkü riya yapan kimse çok yanlış tercihler yapar. O ebedi bir sevabı eline geçip geçmeyeceği belli olmayan kısa ömürlü bir dünya çıkarına feda eder ve kendisi gibi aciz ve zararı yararından fazla olan birkaç insanın rıza ve memnuniyetini, herşeye gücü yeten ve hem rızkını, hemde ecelini elinde bulunduran Allahu Teala'nın rıza ve memnuniyetinden üstün tutar. Halbuki Allahu Teala merhamet ve yardımını kesip bu kimseyi gözlerine girmek istediği insanlara bıraksa, tercihte ne kadar büyük bir hata yapmış olduğunu anlamakta gecikmez. Çünkü bu insanlar ona ne bir rızk verebilirler, ne onun ömrünü uzatabilirler, ne de ondan belaları defedebilirler.

ZAMAN İTİBARİYLE RİYA ÜÇ KISIMDIR


Birincisi; amele başlamadan önceki riyadır. Bu riya, yapılacak olan işin Allah için değil, gösteriş, hesap için olduğunu önceden tayin eder. En kötü riya budur.
İkincisi; amel esnasında oluşan riyadır. Bu olayda amele, Allah rızası için başlanır, fakat onun yapılması sırasında riya meyli doğar ve güçlenip ağır basar. Bu iki riya ameli bozarlar.
Üçüncüsü; Amel Allah rızası için yapılıp tamamlanır,, fakat ondan sonra riya duygusu kendisini gösterir ve kişi, yaptığı ameli söyleyip teşhir eder ve duyulup takdir edilmesinden hoşlanır. Bu riya, amelin aslını bozmaz fakat sevabını götürür.
Bir adam gece şu kadar Kur'an okuduğunu söyleyince, Abdullah ibn-i Mesud (r.a) ona; 'Senin bu okumandan nasibin onu söylemekten ibarettir.' Demiştir.
Başkalarını hayra teşvik etmek niyetiyle amelini söylemek riya değildir. Ancak niyet aldatıcı da olabilir. Bu sebeble amelini teşvik için söylediğini zanneden bir kimsenin, aslında kendi nefsini tatmin etmek ve gösteriş yapmak içinde söylemiş olması muhtemeldir. Bu yüzden çok zorunlu bir durum hasıl olmadıkça amelini diline dolamaktan sakınmak, onun sevabını muhafaza etmek açısından en selametli bir yoldur.

İnsanı riya yapmaya götüren iki sebeb vardır. Bunlardan birisi çıkar beklentisi, diğeri de sevgi kazanmak ve takdir toplamak hevesidir. Riyayı doğuran sebebler bunlar olduğuna göre, ondan kurtulmanın çaresi de bunlardan sakınmaktır. Bize yarayacak olanda budur. Eğer hakikaten nefsimizi seviyorsak onun istek ve arzularına uymayıp, Allahu Zülcelal'in emir ve nehylerine sarılmamız lazımdır.
Ebu Osman el-Medeni şöyle anlatmıştır;
Bir gün medineye gittim. Orada insanların bir kimsenin etrafında toplandıklarını gördüm. 'Bu kimdir?' diye sordum. 'Ebu Hureyre' dediler. Ona yaklaştım ve önüne oturdum. İnsanlara hadis rivayet ediyordu. Sözlerini bitirince ona;
'Resulullah (a.s.v)'dan işitip anladığın ve hatırında kalan bir hadis-i bana rivayet etmeni istiyorum!' dedim. Ebu Hureyre (r.a);
'Sana Resulullah (a.s.v)'ın bana söylediği, ezberlediğim bir hadis-i şerif-i rivayet edeyim.' dedi ve dedikten sonra bayıldı. Biz biraz bekledik, Ebu Hureyre ayılınca şöyle dedi;
'Sana Resulullah (a.s.v)'ın buyurduğu bir hadis-i şerifi rivayet edeceğim. Bir gün Resulullah (a.s.v) ile birlikte Beytullah'ta idim. Yanımızda ikimizden başka hiç kimse yok idi.' dedi ve tekrar bayıldı. Sonra ayılınca yüzünü sildi ve şöyle devam etti;
'Sana Resulullah (a.s.v)'ın buyurduğu bir hadis-i şerifi rivayet edeceğim. Bir gün Resulullah (a.s.v) ile birlikte Beytullah'ta idim. Yanımızda ikimizden başka hiç kimse yok idi.' dedi ve tekrar bayıldı, neredeyse yüz üstü düşecekti. Ben düşmemesi için onu tuttum. Ayılınca;
'Bana Resulullah (a.s.v) şöyle buyurdu; Kıyamet gününde Allahu Teala kulları arasında hüküm vermek için tecelli eder. Bütün ümmetler dizleri üzerinde oturmuşlardır. İlk sorguya çekilecekler; Allah yolunda şehid düşen, Kur'an okumayı öğrenen ve çok malı olan zengin kişilerdir.
Kıyamet günü halktan ilk hüküm verilecek şehid olmuş kimsedir. Ki huzura getirilir. Allahu Teala ona nimetlerini bildirir. O da onları bilir. Allahu Teala;
'Bu nimetlere karşılık ne yaptın?' buyurur. O kimse;
'Sen'in yolunda savaştım. Ve şehid düştüm' der. Allahu Teala;
'Yalan söyledin. Çünkü sana cesur desinler diye savaştın ve sana da bu söz söylenmişti.' buyurur. Sonra emredilir. Ve yüzü üzerine sürüklenerek cehenneme atılır.
İlim öğrenip, öğreten ve Kur'an okuyan kimse getirilir. Allahu Teala ona iyilik nimetlerini bildirir, o da nimetleri ikrar eder. Allahu Teala;
'Bu nimetlere karşılık ne yaptın?' buyurur. O kimse;
'Ya Rabb ilim öğrendim. Kur'an okudum.' cevabını verince, Allahu Teala;
'Hayır, yalan söylüyorsun. İlmi sana alim desinler diye öğrendin. Kur'anı sana ne güzel okuyor desinler diye okudun ve sana da böyle denildi.' buyurur. Sonra emredilir. Bu kimse yüzü üstüne sürüklenerek cehenneme atılır.
Allahu Teala'nın kendisine zenginlik verdiği ve her türlü servetten ihsan buyurduğu kimsedir ki, huzura getirilir. Allahu Teala ona ihsan buyurduğu nimetleri sayar. O da itiraf eder. Allahu Teala;
'Bu ni;metlere karşılık ne yaptın?' buyurur. O kimse;
'Ya Rab! Servetimi sadece senin uğrunda, sevdiğin yollarda harcadım.'; deyince, Allahu Teala;
'Hayır! Yalan söylüyorsun, bunları sana cömert desinler diye yaptın.' buyurur. Sonra emrolunur. O kimse yüzü üstüne sürüklenerek cehenneme atılır.
Ey Ebu Hureyre! Bu üç sınıf kimse Allahu Teala'nın kulları içerisinde kıyamet gününde cehennemi tutuşturan ilk odun olacaklardır. (Müslim)

Buradan da anlaşıldığına göre riyanın sayılamayacak kadar çok zararı vardır. Her insan riyadan uzak durmanın çaresine başvurması lazımdır. İnsan biraz kendisine çeki düzen vermeli, riya niyetini kalbinden söküp atmalı ve niyetinin sadece ve sadece Allahu Zülcelal'in rızası için olmasına gayret göstermelidir. İnsanın bünyesi zayıf olduğundan dolayı bu riyadan muhafaza olmak için Hz. Peygamber (a.s.v)'in emrettiği şu dua her sabah üç kez okunmalıdır;

'Allahümme innâ neûzü bike min en nüşrike bike şey'en na'lemühü ve netağfiruke limâ lâ na'lemühü.'

Kim bu duayı her sabah üç defa okursa, Allahu Zülcelal o kimseyi inşaallahu Teala riyadan muhafaza eder...
 
özür dilerim mühendis mesajını editledim sebebide o insanların adlarının
bu bölüme anılmasını istemediğimden konun çok güzel allah(c.c) razı olsun mesaj kesinlikle yerini bulacaktır zaten ;)
 
Gerçekten de çok güzel bi konu açmışsın arkadaşım...Eline emeğine sağlık...Allah razı olsun...
 
MüHeNDiS' Alıntı:
MANEVİ HASTALIKLAR

1- RİYA:


'Allahümme innâ neûzü bike min en nüşrike bike şey'en na'lemühü ve netağfiruke limâ lâ na'lemühü.'

Kim bu duayı her sabah üç defa okursa, Allahu Zülcelal o kimseyi inşaallahu Teala riyadan muhafaza eder...
Allah c.c razi olsun bu guzel konuyu bizlerle paylastigin icin.Emegine saglik
 
Geri
Üst