ReJim Düşmanı BaşSavcı

Leke

Altın Üye
Katılım
25 Haz 2005
Mesajlar
9,652
Reaction score
0
Puanları
0
Yaş
40
Konum
DoĞDuĞuMDa O KaDaR ŞaŞıRDıM Ki , BiR BuÇuK SeNe Ko
Kılıçdaroğlu diyor ki 'Hukukçu olmayan bir Anayasa Mahkemesi Başkanı bize hukuk dersi veremez' Haşim Kılıç cevap veriyor;
'Anayasa Mahkemesi üyesi olmak için. Hukukçu olma zorunluluğu yok'
Bak sen...
Bahane bu yani.

***
Dün Yalçın Doğan yazıyor Hürriyet'te Haşim Kılıç'ın nasıl seçildiğini üyeliğe;
Turgut Özal, cumhurbaşkanı olduğu dönemde, Haşim Kılıç'ı Anayasa Mahkemesi'ne üye yapmak istiyor. Kılıç hukukçu değil, nasıl olacak?
Sayıştay Yasası'nda bir madde değiştiriliyor, o değişikliğin yarattığı boşluktan yararlanan Özal; Kılıç'ı Anayasa Mahkemesi'ne üye yapıyor. Olabilir. Bunda Kılıç'ın vebali yok. Ancak sonrası demir yayları titretiyor.
Haşim Kılıç'ın Anayasa Mahkemesi'ne üye yapılmasına yol açan yasal değişiklik daha sonra Anayasa Mahkemesi tarafından iptal ediliyor. İptale rağmen, Haşim Kılıç oralı olmuyor, üyeliğe devam ediyor.
Kendisinin başında olduğu mahkeme, üye seçilmesini sağlayan düzenlemeyi iptal ediyor ama Haşim Kılıç hala o koltukta.
Ve ders veriyor.
Statüko falan diyor.
Konuştukça konuşuyor.
Bakıyoruz AKP'den ses veren var mı diye?
Yok...

***
Sonra Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı konuşuyor.
Danıştay'ın, Yargıtay'ın hadi onları geçtik çünkü arkadaşlar kaale almıyorlar belli, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin türban kararlarını hatırlatıyor.
Üniversite'de türbana izin vermenin kanundışı olduğunu söylüyor.
Aman Allah...
Ortalık birbirine giriyor.
AKP'li vekiller bir yandan, TBMM Başkanı diğer yandan köpürüyor.
'Rejime müdahale, hemen özür dilesin, halkın iradesine saygısızlık'
Yani halkın iradesi dedikleri şey onlara istediklerini yapma özgürlüğü veriyor.
Kanun, kural, yargı ve hatta evrensel yargı fıs...


***
Haşim Kılıç iktisatçı.
Ama Anayasa Mahkemesi Başkanı.
Memlekete Turgut Özal'ın golü.
O konuşunca sorun yok.
Yılların hukukçusu, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı konuşunca rejim düşmanı.
Geldiğimiz nokta bu işte.
E artık rejim değişti.
Dolayısıyla rejimin düşmanı da değişti.
Bu arada yeni rejimin adı 'demokratik rejim' ha...
Yanlış anlamayın...


Nihat Sırdar
 
Bunlar yıllardan beri süre gelen o plannın son safaları adamlar kadrolarını tamaladı develtini kurdu son planda anyasayı değiştirmekti onuda yapacaklar zaten Yani aslında o gol cumhuriyettin kalesine 90 andan girdi velasıl
 
Abdurrahman Başsavcım için şiir


Sen yokken Canan Arıtman yalnız,

Nur Serter ıssız,

Necla Arat keyifsiz,

Bedri Baykam dağınıktı.

Oktay Ekşi bile demokrat olacaktı sen yokken!

İşte yalnız ve güzel yurdumdan manzara-i umumiye:

Cumhurbaşkanının eşi kırmızı halıda yürüdü,

Erdoğan geldi ponpon kızlar çıkmadı,

Vay canına!

Türkiye hepten karanlığa yuvarlanmış,

Karanlıktan korkmamak için söylenen türküler bile değişmişti.

"Komşu kızını zapteyle / yaylalar yaylalar" yerine,

"Sordum sarı çiçeğe / anan baban var mıdır" deniyordu.

Ellerinden gelse sarı çiçeğin anasını babasını mezardan kaldırıp,

Referandumda "evet" dedirteceklerdi.

Gaflet, dalalet ve hıyanet içindeydi herkes,

Emre Aköz gibiler meydanı boş bulmuştu:

"Madem hiçbir yasa üniversiteye türbanla girilmez demiyor... Türban neye dayanarak yasaklanıyor?"

Diyorlardı.

İşte böyle bulandırıyorlardı körpecik laik beyinleri!

Sen yokken Fatmagül'ün işi bitmiş,

Aşk-ı Memnu'da bütün sülale tek kişiye,

Yaprak Dökümü'nde bütün çocuklar aynı kişiye yazılmış,

Liseli kızlar gazozlarını Nuri Alço'ya imzalatmıştı.

Uzun lafın kısası az kalsın "şeriat" geliyordu sen yokken!

Sen ki, milletmiş, millet meclisiymiş dinlemedin uyardın,

Yol gösterdin, yolumuzu aydınlattın!

Sen ki, koydun korkusuzca düşünceni ortaya,

Başörtüsüne özgürlük tanıyan bütün partilere,

Laiklik ilkesinden bahsedip ayağınızı denk alın dedin!

Sen ki, her yeri "türban" kaplamış ülkeme bir güneş gibi doğdun!

Karanlıklar aydınlandı seninle,

Tanrımıza hamd olsun!

AİHM'nin başörtüsü kararını hatırlatınca bizlere, ben "cumhuriyet mitinglerini" hatırladım:

"Ne ABD ne AB tam bağımsız Türkiye"

Yaşasın!

"Statükonun kibirli mensupları" diyen Haşim Kılıç'a,

"Cüppeni çıkar da gel" dedi Gürsel Tekin,

Biz ne desek azdır sana!

Sen ki başörtüsü uğruna gerekirse bütün partilerin kapatılmasını isteyecek kadar gözü karaydın!

Gözümüz yollarda kalmasın gel,

Cüppeni çıkarmasan da, çıkarsan da gel,

Sağ yap gel, sol yap gel,

Dosyaları "google"dan indir de gel.

Yeter ki, beklemekten gözlerimiz yosun tutmasın,

Feryatları arşı alaya yükselmesin Ertuğrul Beyciğimin:

Yok mudur kurtaracak Beyaz Türk'ün bahtı kara maderini!

Müjdeler olsun yurdumun taşına toprağına,

Abdurrahman Başsavcım en sonunda düştü piyasaya!

Neylersin ki alt üst olmadı, kökü dışarıda şerefsiz piyasa,

Ve, kıpırdamadı borsa.

Borsalar vurdumduymaz, borsalar sağır!

Rüzgar eser, dal sallanır, bir tabloid gazete çıkar,

Frank Rijkaard gider,

Aysun Kayacı gelir "Tarihin Arka Odası"na,

Gözleri kara kartal, saçları kanarya, cüppesi cimbom,

Sen ki, her yeri "türban" kaplamış ülkeme bir güneş gibi doğdun,

Karanlıklar aydınlandı seninle,

Tanrımıza hamd olsun!

Salih Tuna / Yenişafak

 
Bundan sonra;

elektrikçiler kasaplık yapacak,

kasaplar terzilik.Çünki kasabı berber yaparsanız alimallah nasıl keseceği belli olmaz.

Bundan sonra askere gitmeye korkanların yerine kızlar gidecek,

erkeklerde çocuk doğuracak.

Madem ki değişim,gelişim var,

kesin hepsi olur :)
 
Anaysa mahkemesi Yüce divan yetkisi olan bir mahkeme, meclisin yasama yetksini direk kesmesede ,anayasaya uygunluğunu denetleyecek üst kurulumuz, iş böyle iken;

Yüce Divan yetkisiyle yargılama yapan mahkemeler hiçbir zaman sadece hukukçulardan oluşmamıştır. Mahkemenin bakacağı suçlar, genellikle siyasi suçlar olacağından, Yüce Divan’da hukukçularla beraber siyaset bilimci, toplumbilimci ve iktisatçıların yer alması medeni dünyada yaygın bir uygulamadır. Ayrıca 17 üyenin asgari 14’ü yine hukukçu olacaktır.

ve dahası Haşim kılıç ilk iktisatçı üyede değildir, SEZER zamanıda da diğer hükümetlerde de iktisarçılar hep vardı.. sanki sadece bu dönem girmiş te AKP nin adamıymış gibi lanse ediyorlar.

DAHASI BAKIN BAKALIM ANAYASAYA KİMLER DE SEÇİLEBİLİYORMUŞ.. OKUYUNDA SONRA KONUŞUN..

Bırakın iktisat mezununu, 10 Kasım 1983 tarih ve 2949 sayılı kanuna göre bakın daha kimler Anayasa Mahkemesi üyeliğine seçilebiliyor.


Seçilme Yeterliği

Madde 3 - Anayasa Mahkemesi asıl ve yedek üyeliğine seçilebilmek için aşağıdaki şartlara haiz bulunmak gerekir.

1. Yargıtay, Danıştay, Askerî Yargıtay, Askerî Yüksek İdare Mahkemesi ve Sayıştay'da başkan ve üye olmak; veya

2. Kırk yaşını bitirmiş, altmışbeş yaşını doldurmamış, yükseköğrenim görmüş ve kamu hizmetlerinde en az onbeş yıl fiilen çalışmış veya yükseköğretim kurumlarında en az onbeş yıl öğretim üyeliği yapmış olmak şartıyla;

a) Yükseköğretim kurumlarının hukuk, iktisat ve siyasal bilimler dallarında öğretim üyesi; veya

b) Yükseköğretim Kurulu başkan veya üyesi veya Yükseköğretim Kurumu rektör veya dekanı veya müsteşar yardımcısı, general, amiral, büyükelçi, bölge valisi veya vali,

Olarak görev yapmak; veya

c) Mesleğinde avukat olarak fiilen onbeş yıl çalışmış olmak; ve,

3. Hâkimlik mesleğine alınmamayı gerektiren bir suçtan hüküm giymemek veya bu gibi suçlardan dolayı ceza kovuşturması altında bulunmamak ve hâkimlik mesleğine alınmasına engel bir hali olmamak.



____

BUNUDA GEÇTİM.. BİRDE BÖYLE BAKIN..

Binlerce idam kararı veren İstiklal mahkemeleri üyelerinin hiç birisi hukukcu değildi. Anayasa mahkemesi üyelerinden sadece birisinin İktisat mezunu olması kimsenin gözüne batmasın. İktisat mezunları İşletme , İdari yargı , Borçlar hukuku ve Vergi hukuku gibi dersler aldıkları için mevcut üyelerin içinde İktisat hukukundan anlayan bir üyenin bulunması yerindedir. İdari yargıya atanan hakimlerin sadece dörtte biri hukuk mezunudur. Bana göre anayasa mahkemelerinde hukuk mezunu ağırlıkta olmak kaydıyla mühendis, işletmeci gibi üyelerde bulunmaladır. Prof.DR Ergün Aybars'a göre İstiklal mahkemelerinde müccelen verilen idam sayısı 5 binin üzerindedir. Bunlardan 1054'i idam edilmiştir.


Ünlü hakimler Kel Ali , Kılıç Ali , Necip Ali dedikleri 3 Ali'nin hiç birisi hukukçu değildir.

1-)İstiklal Mahkemeleri (Prof. Dr. Ergün Aybars, İleri Kitabevi, 1995)
2)-http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=17622
 
ne demişler klavuzu karga olanın
burnu b*ktan çıkmazmış
 
Geri
Üst