ikRa
Banned
Dünya üzerindeki tüm Müslüman toplumların Mûbarek Ramazan Ayını ifa ettikleri şu günlerde , dünya üzerinde büyük kitlelere ulaşan, kapitalist bütün ülkelere hükmeden masonların kendi bünyelerinde besledikleri maşalarına verdikleri talimatlar doğrultusunda ülkemiz üzerinde büyük oyunlar oynamaya başladıklarını hepimiz biliyoruz. Hatta işi öyle ileriye götürdüler ki bu mûbarek aylarda İslam` a saldırma bedbahtlığını da gösterdiler.
danimarkalı Jyllandsposten gazetesinin yayımladığı karikatürler geçen yıl Müslümanları sokağa dökmüştü.
Yine danimarka’da; danimarka halk partisinin gençlik teşkilatının Hz. Muhammed (s.a.v.) yi haşa aşağılama adlı bir yarış açmış ve aşağılamakta kötü puan alan yarışmacılara burka giydirip en iyi puanı alan yarışmacıya da ödüller veriliyor.
Ve tekrar danimarka bu seferde hedefleri Hz. Aişe…
Hıristiyan toplumunun en büyük lideri olduğuna inanılan aslında masonların maşası olan roma katolik kilisesinin ruhani lideri papa 16. benediktus bulduğu her fırsatta Türkiye ve İslama karşı büyük bir haçlı savaşı başlatma çabalarının sinyallerini veriyor.
Dinler arasında diyalog kurmak istiyoruz ve değişik dinlere mensup insanlar arasında hoşgörü ortamını geliştirmek istiyoruz sloganıyla sinsi yüzlerini ve kanlı dişlerini saklamaya çalışıyorlar. Kanlı dişlerini diyorum çünkü tarihe baktığımızda günümüz sözde modern Batı ülkelerinin yaptiklari insanlık dışı vahşet ve katliamları apaçık görmekteyiz. Tüm bunlara rağmen üzülerek söylemek istiyorum ki “Dinler arasında diyalog” konusunda başarılı oluyor ve hiç te samimi olmayan bu görüşe taraftar bulabiliyorlar.
Ölen papa II. john paul'un milenyuma girerken 24 Aralık 1999'da yayınladığı tarihi mesajında; "Birinci bin yılda Avrupa, ikinci bin yılda Amerika ve Afrika Hıristiyanlaştırıldı. Üçüncü bin yılda ise Asya'yı Hıristiyanlaştıracağız." diyor.
Bu açık ifadeden de anlaşılacağı gibi Vatikan'ın bu bin yıldaki hedefleri büyüktür. Hedef dünya nüfusunun yarısından çoğunu üzerinde bulunduran Asya'dır. Ve ilk hedefleri de doğal olarak Asya'nın giriş kapısını tutan Türkiye'dir. Vatikan yöneticileri Türkleri Müslüman dünyasının güneşi gibi görmekte ve Türk toplumundan kazanacakları her Hıristiyan'ın diğer Müslümanlara da örnek olacağı fikriyle hareket etmektedirler.
Bin yıldır Müslüman Türklerin vatanı olan Anadolu topraklarında bugün din kisvesi altında siyasi entrikalar çevriliyor. Misyonerlik faaliyetleri giderek artıyor. Siyasi emellere alet olmuş, kara cübbeli, kara vicdanlı din adamı görüntüsünde birtakım karanlık yüzlü insanlar, sapık ve sapkın kişiler milletimizin saf ve temiz dini duygularından istifade ederek onları gizli oyunlarına alet etmek için Anadolu'da cirit atıyorlar.
Her türlü imkanlarını seferber ederek yeryüzünde özellikle müslüman halklara karşı yapılan fikirsel ve ideolojik düşmanlıkların yanı sıra fiili olarak zulüm ve katliamlarda aynı zihniyet ve düşmanlıkla devam etmektedir. Filistin, Afganistan, Bosna Hersek, Çeçenistan, Irak ve Lübnan halklarına yapılan toplu katliamları henüz unutmuş değiliz. İslam’a ve müslümanlara karşı yapılan zulum ve katliamlar günbegün artmakta ve planli bir şekilde sürdürülmektedir. Bu noktada Rabbimiz yüce Kitabımız Kur’an-ı Kerimde müslümanlara şöyle buyurmaktadır:
“Ey iman edenler! Yahudileri ve hıristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostudurlar. Sizden kim onları dost edinirse, şüphesiz o onlardan olur. Allah, zalim bir kavmi doğru yola iletmez.” Maide –51
“Sen onların dinine uymadıkça ne yahudiler ne de hıristiyanlar senden asla hoşnut olmazlar” Bakara – 120
“Ey iman edenler! Sizden önce kendilerine kitap verilenlerden (yahudi ve hıristiyanlar) dininizi alay ve eğlenceye alanları ve kafirleri dost edinmeyin. Eğer mümin iseniz Allah’tan korkun! Maide-57
Diğer taraftan ise ülkemizde son günlerde verilen demeçlere baktığımızda yine bu milletin özüne, mücadelesine inançlarına ve manevi değerlerine pek de yakışmayan ve İslami inanç kavramının hiçe sayıldığı sözlerin sarfedildiğini görmekteyiz.
Cumhurbaşkanı Sezer’in ısrarı ile atanan Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Emin Alıcı, CHP’lilerin düzenlediği bir toplantıda İslam dinine hakaret içeren ifadeler kullanması. İslamiyet’i geri kalmışlığın sebebi olarak göstermesi ve “Keşke Anadolu Müslüman olmasaydı.” Şeklindeki ifadesi bunun apaçık örneğidir.
Yıllardır hem teorik hemde fiil bazda İslam’ı ve müslümanları aşağılayan, hakaret eden ve hiçe sayan bu zihniyetlere karşı müslümanlar olarak İslami tavır sergilemek ve tepkilerimizi her türlü imkanlarla dile getirmeliyiz.
“Sizden bir kimse, bir kötülük görürse onu eliyle değiştirsin; eğer buna gücü yetmezse diliyle değiştirsin; buna da gücü yetmezse kalbi ile buğzetsin. Bu ise imânın en zayıf derecesidir.”
Müslim, İman: 78 (49); Tirmîzî, Fiten: 11 (2173); Ebû Dâvûd, Salâtü'l-Iydeyn: 248(1140). (4)
Bu hadis-i şerif doğrultusunda; İslam sadece imandan ibaret degildir ayni zamanda bir yaşayış ve bir tavirdir. İslam; Allah c.c. ve Resulu’nün s.a.v tüm emir ve yasaklarina şeksiz ve şüphesiz iman etmeyi gerektirdiği gibi ayni zamanda İslam’a ve müslümanlara karşı yapılan her türlü haksızlık, zulum ve düşmnlıklara bir tavır almayı gerektirmektedir. Müslüman bir kimliğe sahip olan herkes iman ve tavir noktasında hep birlikte hareket edebilmeli ve gerektiginde tepkilerini mutlaka bir birliktelik içerisinde dile getirebilme erdemliliğine erişmelidir. Rabbimiz bu konuda Yüce kitabımız Kur’anı-ı Kerim’de muminlere hitaben şöyle buyurmaktadır:
“Allah’ın ipine hepiniz sımsıkı sarılın. Dağılıp ayrılmayın. Ve Allah’ın sizin üzerinizdeki nimetini hatırlayın. Hani siz düşmanlar idiniz. O, kalplerinizin arasını uzlaştırıp-ısındırdı ve siz O’nun nimetiyle kardeşler olarak sabahladınız. Yine siz, tam ateş çukurunun kıyısındayken, oradan sizi kurtardı. Umulur ki hidayete erersiniz diye, Allah, size ayetlerini böyle açıklar.” Ali İmran Suresi - 103
Müminler İslam’ı ve İslam’a ait tüm dğerleri yaşamak birlikteliğinde oldukları gibi bu kavramlara karşı yapılacak her türlü saldırı ve düşmanlığa karşı da hep birlikte hareket etmelidirler. İşte bu anlamda forumdaki Allah’a c.c. ve Resulune s.a.v’e iman eden müslümanlar olarak İslami bir tavır anlamında avatarlarımızı Allah c.c. katında tek din olarak kabul edilen İslam a ait semboller ile süsleyelim ve tepkilerimizi dile getirmeye çalışalım.
Ayrıca edepsizlere karşı gösterilecek olan bu ortak tavr birlik ve bütünlüğümüzü güçlendirmeli, İslâm’i değerlere bağlılığımızı artırmalı ve İslâm’ı en yakınlarımızdan başlayarak bütün insanlığa anlatmamıza ortam hazırlamalıdır. Bu çağrıyı elimizdeki imkanlar nisbetinde yapma gayretinde olmaliyiz. Burada “İslam ve İnsan” Bölümünde” ve hayatimizin ise çeşitli alanlarında öncelikli İslami öğrenip araştırıp hurafelerden ve delilsiz söylemlerden uzak aslolan bilgiye sahip olup sonrasinda bu bilgiyi yaşamalı, yaşatmalı ve anlatmalıyız. İslam’a ve değerlerine karşı yapılabilecek en güzel tepkinin ise ancak İslam’i anlayarak ve yaşayarak olacağına inanıyoruz.
“Damlanın derya olması için, deryaya karışması lazım.” Bu dava Hakk davasıdır. Tek elden ses çıkmaz gelin ellerimizi birleştirelim ve boğulacaksak İSLAM deryasında boğulalım. Kimliğimizi ve rengimizi Avatarlarımızla bir nebzede olsa gösterelim. Sitemizin tanıdık simalar haricinde fazla paylaşımların yapılmadığı İslam ve İnsan bölümünde yeni yüzler de görmek isteriz. İslam adına bu olayların yapıldığı bu mûbarek ayda tepkimizi dinimize sarılarak, her geçen gün yeni şeyler öğrenip öğreterek gösterelim
-Allah’tan korkun. Bir mümin, bir mümine zulmederse, kıyamette Allahü teâlâ mutlaka mazlumun intikamını zalimden alır.[A.b.Hamid]
-Allahü teâlâ buyurur ki: İzzetim ve celalim hakkı için zalimden intikam aldığım gibi, gücü yettiği halde, mazluma yardım etmeyenden de intikam alırım. [Hakim]
İslam Tarihinden bu yana İslam`ı yok etmek için çabalayan bedbaht haçlı zihniyeti! Müslüman Dünyası olarak size acıyoruz..Sizi protesto etmiyor size gülüyoruz..Müslüman Türk`ün geçmişinde şanlı bir tarih yatar. Obamızda birlik töremizde dirlik vardır. Bu birliği ve bu dirliği bozamayacaklar. Asırlardır giriştikleri seferler hep hezimetle sonuçlandı. Yenilen pehlivan güreşe doymazmış derler tekrar tekrar girişeceklerdir..Ama tarih dediğinde tekerrürden ibarettir..Kişiler değildir kazanan her zaman davadır. Bu Kutlu Davada bize düşen birlik olmak..Bu bir protesto değil bu bir çağrıdır..Dinimize, ahlakımıza, dillere destan tarihimize sahip çıkalım..
Selam ve Dua ile…
Muzdarip bütün toplum, ilacı bunun iman,
İmana aç ruhlara başka bir derman azap..
“Size, sarıldığınız takdirde asla sapıtmayacağınız iki şey bıraktım. Allah (c.c.)`ın Kitabı ve Nebisinin Sünneti..
……Ve çileler sonrasında İSLAM dudaklarında bestelerin en güzel tevhid ahengi bir an bile sendelemeden ilerliyor!
Devamı arka sayfalarda
]
danimarkalı Jyllandsposten gazetesinin yayımladığı karikatürler geçen yıl Müslümanları sokağa dökmüştü.
Yine danimarka’da; danimarka halk partisinin gençlik teşkilatının Hz. Muhammed (s.a.v.) yi haşa aşağılama adlı bir yarış açmış ve aşağılamakta kötü puan alan yarışmacılara burka giydirip en iyi puanı alan yarışmacıya da ödüller veriliyor.
Ve tekrar danimarka bu seferde hedefleri Hz. Aişe…
Hıristiyan toplumunun en büyük lideri olduğuna inanılan aslında masonların maşası olan roma katolik kilisesinin ruhani lideri papa 16. benediktus bulduğu her fırsatta Türkiye ve İslama karşı büyük bir haçlı savaşı başlatma çabalarının sinyallerini veriyor.
Dinler arasında diyalog kurmak istiyoruz ve değişik dinlere mensup insanlar arasında hoşgörü ortamını geliştirmek istiyoruz sloganıyla sinsi yüzlerini ve kanlı dişlerini saklamaya çalışıyorlar. Kanlı dişlerini diyorum çünkü tarihe baktığımızda günümüz sözde modern Batı ülkelerinin yaptiklari insanlık dışı vahşet ve katliamları apaçık görmekteyiz. Tüm bunlara rağmen üzülerek söylemek istiyorum ki “Dinler arasında diyalog” konusunda başarılı oluyor ve hiç te samimi olmayan bu görüşe taraftar bulabiliyorlar.
Ölen papa II. john paul'un milenyuma girerken 24 Aralık 1999'da yayınladığı tarihi mesajında; "Birinci bin yılda Avrupa, ikinci bin yılda Amerika ve Afrika Hıristiyanlaştırıldı. Üçüncü bin yılda ise Asya'yı Hıristiyanlaştıracağız." diyor.
Bu açık ifadeden de anlaşılacağı gibi Vatikan'ın bu bin yıldaki hedefleri büyüktür. Hedef dünya nüfusunun yarısından çoğunu üzerinde bulunduran Asya'dır. Ve ilk hedefleri de doğal olarak Asya'nın giriş kapısını tutan Türkiye'dir. Vatikan yöneticileri Türkleri Müslüman dünyasının güneşi gibi görmekte ve Türk toplumundan kazanacakları her Hıristiyan'ın diğer Müslümanlara da örnek olacağı fikriyle hareket etmektedirler.
Bin yıldır Müslüman Türklerin vatanı olan Anadolu topraklarında bugün din kisvesi altında siyasi entrikalar çevriliyor. Misyonerlik faaliyetleri giderek artıyor. Siyasi emellere alet olmuş, kara cübbeli, kara vicdanlı din adamı görüntüsünde birtakım karanlık yüzlü insanlar, sapık ve sapkın kişiler milletimizin saf ve temiz dini duygularından istifade ederek onları gizli oyunlarına alet etmek için Anadolu'da cirit atıyorlar.
Her türlü imkanlarını seferber ederek yeryüzünde özellikle müslüman halklara karşı yapılan fikirsel ve ideolojik düşmanlıkların yanı sıra fiili olarak zulüm ve katliamlarda aynı zihniyet ve düşmanlıkla devam etmektedir. Filistin, Afganistan, Bosna Hersek, Çeçenistan, Irak ve Lübnan halklarına yapılan toplu katliamları henüz unutmuş değiliz. İslam’a ve müslümanlara karşı yapılan zulum ve katliamlar günbegün artmakta ve planli bir şekilde sürdürülmektedir. Bu noktada Rabbimiz yüce Kitabımız Kur’an-ı Kerimde müslümanlara şöyle buyurmaktadır:
“Ey iman edenler! Yahudileri ve hıristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostudurlar. Sizden kim onları dost edinirse, şüphesiz o onlardan olur. Allah, zalim bir kavmi doğru yola iletmez.” Maide –51
“Sen onların dinine uymadıkça ne yahudiler ne de hıristiyanlar senden asla hoşnut olmazlar” Bakara – 120
“Ey iman edenler! Sizden önce kendilerine kitap verilenlerden (yahudi ve hıristiyanlar) dininizi alay ve eğlenceye alanları ve kafirleri dost edinmeyin. Eğer mümin iseniz Allah’tan korkun! Maide-57
Diğer taraftan ise ülkemizde son günlerde verilen demeçlere baktığımızda yine bu milletin özüne, mücadelesine inançlarına ve manevi değerlerine pek de yakışmayan ve İslami inanç kavramının hiçe sayıldığı sözlerin sarfedildiğini görmekteyiz.
Cumhurbaşkanı Sezer’in ısrarı ile atanan Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Emin Alıcı, CHP’lilerin düzenlediği bir toplantıda İslam dinine hakaret içeren ifadeler kullanması. İslamiyet’i geri kalmışlığın sebebi olarak göstermesi ve “Keşke Anadolu Müslüman olmasaydı.” Şeklindeki ifadesi bunun apaçık örneğidir.
Yıllardır hem teorik hemde fiil bazda İslam’ı ve müslümanları aşağılayan, hakaret eden ve hiçe sayan bu zihniyetlere karşı müslümanlar olarak İslami tavır sergilemek ve tepkilerimizi her türlü imkanlarla dile getirmeliyiz.
“Sizden bir kimse, bir kötülük görürse onu eliyle değiştirsin; eğer buna gücü yetmezse diliyle değiştirsin; buna da gücü yetmezse kalbi ile buğzetsin. Bu ise imânın en zayıf derecesidir.”
Müslim, İman: 78 (49); Tirmîzî, Fiten: 11 (2173); Ebû Dâvûd, Salâtü'l-Iydeyn: 248(1140). (4)
Bu hadis-i şerif doğrultusunda; İslam sadece imandan ibaret degildir ayni zamanda bir yaşayış ve bir tavirdir. İslam; Allah c.c. ve Resulu’nün s.a.v tüm emir ve yasaklarina şeksiz ve şüphesiz iman etmeyi gerektirdiği gibi ayni zamanda İslam’a ve müslümanlara karşı yapılan her türlü haksızlık, zulum ve düşmnlıklara bir tavır almayı gerektirmektedir. Müslüman bir kimliğe sahip olan herkes iman ve tavir noktasında hep birlikte hareket edebilmeli ve gerektiginde tepkilerini mutlaka bir birliktelik içerisinde dile getirebilme erdemliliğine erişmelidir. Rabbimiz bu konuda Yüce kitabımız Kur’anı-ı Kerim’de muminlere hitaben şöyle buyurmaktadır:
“Allah’ın ipine hepiniz sımsıkı sarılın. Dağılıp ayrılmayın. Ve Allah’ın sizin üzerinizdeki nimetini hatırlayın. Hani siz düşmanlar idiniz. O, kalplerinizin arasını uzlaştırıp-ısındırdı ve siz O’nun nimetiyle kardeşler olarak sabahladınız. Yine siz, tam ateş çukurunun kıyısındayken, oradan sizi kurtardı. Umulur ki hidayete erersiniz diye, Allah, size ayetlerini böyle açıklar.” Ali İmran Suresi - 103
Müminler İslam’ı ve İslam’a ait tüm dğerleri yaşamak birlikteliğinde oldukları gibi bu kavramlara karşı yapılacak her türlü saldırı ve düşmanlığa karşı da hep birlikte hareket etmelidirler. İşte bu anlamda forumdaki Allah’a c.c. ve Resulune s.a.v’e iman eden müslümanlar olarak İslami bir tavır anlamında avatarlarımızı Allah c.c. katında tek din olarak kabul edilen İslam a ait semboller ile süsleyelim ve tepkilerimizi dile getirmeye çalışalım.
Ayrıca edepsizlere karşı gösterilecek olan bu ortak tavr birlik ve bütünlüğümüzü güçlendirmeli, İslâm’i değerlere bağlılığımızı artırmalı ve İslâm’ı en yakınlarımızdan başlayarak bütün insanlığa anlatmamıza ortam hazırlamalıdır. Bu çağrıyı elimizdeki imkanlar nisbetinde yapma gayretinde olmaliyiz. Burada “İslam ve İnsan” Bölümünde” ve hayatimizin ise çeşitli alanlarında öncelikli İslami öğrenip araştırıp hurafelerden ve delilsiz söylemlerden uzak aslolan bilgiye sahip olup sonrasinda bu bilgiyi yaşamalı, yaşatmalı ve anlatmalıyız. İslam’a ve değerlerine karşı yapılabilecek en güzel tepkinin ise ancak İslam’i anlayarak ve yaşayarak olacağına inanıyoruz.
“Damlanın derya olması için, deryaya karışması lazım.” Bu dava Hakk davasıdır. Tek elden ses çıkmaz gelin ellerimizi birleştirelim ve boğulacaksak İSLAM deryasında boğulalım. Kimliğimizi ve rengimizi Avatarlarımızla bir nebzede olsa gösterelim. Sitemizin tanıdık simalar haricinde fazla paylaşımların yapılmadığı İslam ve İnsan bölümünde yeni yüzler de görmek isteriz. İslam adına bu olayların yapıldığı bu mûbarek ayda tepkimizi dinimize sarılarak, her geçen gün yeni şeyler öğrenip öğreterek gösterelim
-Allah’tan korkun. Bir mümin, bir mümine zulmederse, kıyamette Allahü teâlâ mutlaka mazlumun intikamını zalimden alır.[A.b.Hamid]
-Allahü teâlâ buyurur ki: İzzetim ve celalim hakkı için zalimden intikam aldığım gibi, gücü yettiği halde, mazluma yardım etmeyenden de intikam alırım. [Hakim]
İslam Tarihinden bu yana İslam`ı yok etmek için çabalayan bedbaht haçlı zihniyeti! Müslüman Dünyası olarak size acıyoruz..Sizi protesto etmiyor size gülüyoruz..Müslüman Türk`ün geçmişinde şanlı bir tarih yatar. Obamızda birlik töremizde dirlik vardır. Bu birliği ve bu dirliği bozamayacaklar. Asırlardır giriştikleri seferler hep hezimetle sonuçlandı. Yenilen pehlivan güreşe doymazmış derler tekrar tekrar girişeceklerdir..Ama tarih dediğinde tekerrürden ibarettir..Kişiler değildir kazanan her zaman davadır. Bu Kutlu Davada bize düşen birlik olmak..Bu bir protesto değil bu bir çağrıdır..Dinimize, ahlakımıza, dillere destan tarihimize sahip çıkalım..
Selam ve Dua ile…
Muzdarip bütün toplum, ilacı bunun iman,
İmana aç ruhlara başka bir derman azap..
“Size, sarıldığınız takdirde asla sapıtmayacağınız iki şey bıraktım. Allah (c.c.)`ın Kitabı ve Nebisinin Sünneti..
……Ve çileler sonrasında İSLAM dudaklarında bestelerin en güzel tevhid ahengi bir an bile sendelemeden ilerliyor!
HUZUR İSLAMDA
Avatarlar
BAYAN ARKADAŞLARIMA



Devamı arka sayfalarda
]



