Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, terörle mücadele çerçevesinde polisin iç güvenlikte kullanılması konusunda kapsamlı bir çalışma yaptıklarını belirterek, "Kendi aramızda farklı analizlerimiz, değerlendirmelerimiz var. Bu hem güvenlik boyutuyla ilgili, hem milli birlik, beraberlik, kardeşlik projesi. O konuda en önemli farkımız sadece güvenlik boyutunu öne alan yaklaşımlardan kaçındık" dedi.
Başbakan Yardımcısı Atalay, MÜSİAD Genel Başkanı Ömer Cihad Vardan ve beraberindeki heyeti Başbakanlık'ta kabul etti. Kabulde gazetecilerin sorularını cevaplayan Atalay, terörle mücadelede polisin iç güvenlik harekatında kullanılmasıyla ilgili soru üzerine, konunun sadece güvenlik boyutunu ele alan yaklaşımlardan kaçındıklarını belirterek, çok boyutlu bir bakış içinde yine aynı şekilde çalışma yürüteceklerini belirtti.
Terörün çok acı bir olay olduğuna işaret eden Atalay, şöyle konuştu: "Bu tür olaylar olduğunda bütün diğer boyutları bir kenara bırakıp tekrar güvenlik boyutlu politikalara yönelmekten kaçınmak lazım. O boyutu öndedir ama bütün boyutlarıyla birlikte bu konuyu yürütmek gerektiğine inanıyoruz. Çalışmalar olgunlaştığında daha fazla açıklama yaparız."
AK Parti olarak anayasa ile ilgili bir ekip oluşturduklarını ve çalışmaya başladıklarını anlatan Atalay, "Benim içinde bulunduğum 9 kişilik bir heyet. Hem yöntem çalışması, hem de öz olarak çalışmamızı başlatmış olduk" dedi.
Bu konuda daha detaylı bilgiyi şu aşamada veremeyeceğini ifade eden Atalay, hükümet kurulmadan önce bunun kararlaştırıldığını bildirdi. İlk toplantıyı yaptıklarını anlatan Atalay, "Şu günlerde hızlandıracağız o çalışmaları. Biz AK Parti olarak anayasayı ve anayasa değişikliğini çok
önemli görüyoruz. Partimizin kurmay heyetinden daha çok hukukçulardan oluşan bir grubumuz var" diye konuştu.
Bağımsız milletvekili Aysel Tuğluk'un demokratik özerklik konusunda yaptığı açıklamalara ilişkin bir soru üzerine Atalay, şunları söyledi: "Ben onları darmadağınık bir yapı olarak görüyorum. Çelişki içindeler. Demokratik özerklik kavramının içinde ne olduğunu kendileri de bilmiyor. Bizim açımızdan demokratik özerkliğin veya o ifadelerin, açıklamaların hiçbir anlamı, hiçbir değeri yoktur."
KAYNAK