PKK, 3. Kul-lanım Evresine Sokuluyor!

64general1

New member
Katılım
14 Haz 2007
Mesajlar
1,720
Reaction score
0
Puanları
0
PKK, 3. Kul-lanım Evresine Sokuluyor!

Yazan: Mustafa BALBAY 24 Kasım, 2007


Önyargısal değil, tarihte olup bitenler ışığında şöyle bir saptama yapsak yeridir:

ABD, Türkiye'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk 'tür dese bile, hemen baş sallamak yerine durup düşünmeli; neden böyle dedi?

Büyük devletlerle aynı planın içine girerken, dokuz kez yutkunup bir kez konuşmak gerekir. Bizimkiler işi tersine çevirdiler. Nerede plan görseler eşbaşkanlığına soyunuyorlar.

Dışımızdaki planların içine balıklama dalmaları bir yana... İçimizdeki temel sorunların çözümünü de dışa bağımlı hale getiriyorlar.

Terör, günümüz koşullarında hiçbir ülkenin tek başına üstesinden gelemeyeceği bir bela. Buna karşın böyle bir tehditle karşı karşıya kalan hiçbir ülke, sorunun çözümünü başka ülkeye havale etmez.

AKP ediyor...

AKP'nin PKK terörü için ABD'yle girdiği ilişki, iki eşit ülkenin sorunu masaya koyup karşılıklı çıkarlar çerçevesinde çözmeye çalışması değil. ABD'nin, AKP'yi köşeye sıkıştırıp bir "çözüme" mahkûm etmesi!

***

Güncel saptamanın ardından yakın geçmişe bakıp, yakın geleceği görmeye çalışalım...

90'lı yıllarda Ankara'da en çok konuşulan konuların başında şu geliyordu:

Irak'ta ABD dayatmasıyla oluşturulan 36. paralel...

ABD, Saddam yönetimini Bağdat'a mahkûm etmiş, güneyde ve kuzeyde "uçuş yasağı" getirmişti. Kuzeyde 36. paralelin yukarısı Saddam'a yasaktı. 36. paralele bakan herkesin görüşü büyük ölçüde paraleldi:

ABD, Irak'ın kuzeyinde özel bir oluşum yaratıyor, besliyor.

Niçin?

Bölgede kendine sadık, Kerkük petrollerini tamamen kendi kontrolünde tutabileceği yerel yapı oluşturmak için...

Kimin yardımıyla?

Türkiye'nin...

Bu yapı Türkiye'ye zarar verir mi?

Sorunun yanıtı parçalıydı. Ancak baskın görüş şuydu:

"Türkiye için bir numaralı tehdit olur."

Bunu sezen Türkiye, Barzani-Talabani 'yi kontrolünde tutmak için özel mekanizmalar geliştirmeye çalıştı. ABD, böylesi mekanizmaları sezer sezmez hemen bozdu, Kuzey Irak'ı tümüyle kendine bağladı.

TBMM'nin 6 ayda bir uzattığı Çekiç Güç'le de bölgenin güvenliğini ve kontrolünü sağladı.

***

36. paralelli, Çekiç Güç'lü yapı, ABD'nin Irak'ı işgal ettiği gün işlevini tamamladı. O günden sonra yeni plan gündeme geldi.

Neydi yeni plan?

Kuzey Irak oluşumunu usul usul devlete dönüştürüp, oradan Türkiye planlarını yürütmeye başlamak.

Durum tersine dönüyor:

90'lı yıllarda Türkiye'den Irak'ı parçalama planı yürütüldü... Şimdi Irak'tan Türkiye'ye yönelik plan yürürlüğe konmak isteniyor.

Türkiye'nin Irak'a operasyon düzenlemesi konuşuladursun, Irak'tan Türkiye'ye operasyonlar için düğmeye çoktan basılmış durumda!

ABD patentli, AKP taşeronlu planların açılımında şu var:

PKK terörü bitirilecek!

Belki ayrıntı gibi gelebilir ama, PKK bitirilecek denmiyor, PKK terörü bitirilecek deniyor!

Bunu Türkçeye şöyle çevirebiliriz:

PKK 1999'da birinci ömrünü doldurmuştu, 2007-8'de ikinci ömrünü dolduruyor, sırada üçüncü ömür var!

Özetlemek gerekirse, ABD diyor ki:

PKK bitecek!

Çok doğru; PKK bu gidişle değişik adlarla, Suriye'de, İran'da, Irak'ta, Türkiye'de her yerde bitecek!

Bunun için gerekli kin tohumları da tüm coğrafyaya ekiliyor. Tohumun hemen anlaşılamaması doğal.

Özel üretim...

Hibrit!
 
PKK : Mafyalaşmanın Yeni Boyutları

Ardan Zentürk - Star



(Açık İstihbarat : Öcalan kod adlı Gladio İ.T.'i uyuşturucu ticareti hariç her suçtan yargılandı. Teslim şartları arasında Öcalan'a yönelik uyuşturucu ticareti suçlaması yapılmaması var mı? NATO müttefiklerinin "kara bütçe" operasyonları nasıl finanse ediliyor?)

********************************************************************

Eğer kendine ‘mücadele örgütü görüntüsü vermiş’ bir yapılanma, Afganistan-İran üzerinden gelen eroin hattının Avrupa’daki dağıtım yollarına hakim olmuşsa, artık ondan bir ‘örgüt’ olarak söz etmek abestir...

O yapılanmanın kriminal dünyadaki adı, ‘mafya’dır...

Avrupa’dan Ankara’ya doğru esmekte olan hava, yıllardır, silahlı terör örgütü mensuplarını ‘özgürlük savaşçısı’ gibi görmek ve koruyup-kollamakta kararlı olan çevrelerin ayaklarının suya erdiğini ve terörle birlikte yaşanılmakta olan bu ‘mafyalaşma’nın giderek tüm Avrupa gençliğini tehdit eder boyuta vardığının anlaşıldığını gösteriyor...

Ama... Benim burada yapmak istediğim, PKK gibi bir örgütün uyuşturucu ticaretine bulaşmasından yola çıkarak ‘genel’ bazı değerlendirmeler değil...

Aksine, Ankara’daki ofisime bölgesinin sorunlarını çok net cümleler ile taşıyan sıradan bir ‘vatandaşın’ söylediklerinden yola çıkarak Türkiye’nin ne tür bir bela ile karşı karşıya olduğunun portresini bir kez daha çizmek...

Van’ın Başkale ilçesi yakınlarındaki Oğulveren Köyü’nü basan PKK, buradan tam 7 vatandaşımızı kaçırdı...

Bu olay haber olarak duyuruldu ama üzerinde de hak ettiği kadar durulmadı... Bakın ‘vatandaş’ bu kaçırma olayından yola çıkarak neler anlatıyor:

‘PKK bu köydeki 40 haneden tam 280 bin YTL istedi beyim. Zaten son zamanlarda kafasına göre haraç çıkartıyor. Bana geliyor, sana dokunmamızı istemiyorsan bu yıl 10 bin YTL vereceksin diyor. Vermezsem gelip kaçırıyor. Orada yaşanılan tipik bir haraçtır. Vatandaş nasıl versin o parayı. Kaçırdılar. Diğer vatandaşlara ibret olsun istiyorlar...’

Pekiyi...Uyuşturucu ticaretinin yanında bir de haraççılığa başlamış bu örgüt nasıl çalışıyor o bölgede...

‘İran’la sınır kapısı Esendere’nin kapatılması Hakkari-Var bölgesi için hiç iyi olmadı. Eskiden iyi-kötü sınır ticareti yapılırdı, şimdi ortalık kaçakçıya kaldı. Vatandaş aç. PKK’nın sistemi şöyle çalışıyor. Mesela bana haber gönderiyor. Eğer ben, komşumun savaşacak güçteki oğlunu ikna edip örgüte yollarsam bana 10 bin dolar veriyor. Hayır babasıyla bağlantı kurar, çocuğu örgüte babası yollarsa ben 2 bin dolar alıyorum, babası 8 bin dolar. Çocuk? Ona bir şey yok. Bölgede her evde sekiz-on çocuk var. Babalar para karşılığı kolay yollayabiliyor...’

‘Savaşçısı’nı bu yolla ‘devşiren’ bir örgütün bünyesinde kimler var...

‘Herkes var. En çok Ermeniler var. Kürt kadar Türk de var. İranlı, Arap var. Parayı gören geliyor. Çünkü artık bir dava yok ortada, para var ve herkes onu kazanmaya bakıyor...’

Anladığımız kadarıyla PKK, bölgede Ermenistan topraklarında kolay yuvalanıyor ama İran topraklarındaki Geleraj Köyü’nde de önemli bir üssü var ve -nedense- İran’ın gücü bu ‘mafya yuvası’na yetmiyor. Bu durum da bölgedeki ‘uyuşturucu ticaretinden’ herkesin payını almaya çalıştığı gibi bir görüntü çıkartıyor...

Şimdi...

Bütün bu anlatılanların bir ‘dava’ ile ne ilgisi var...Uyuşturucu... Haraç... Para karşılığı adam devşirme...Terör rantı...

PKK, son dönemlerde dünyanın en kanlı terör örgütü olarak adlandırılıyordu, yakın gelecekte dünyanın en büyük mafya örgütlenmesi olarak tanımlanırsa hiç şaşmamak gerekiyor.
 
Geri
Üst