PKK’nın bile söyleyemediğini Haşim Kılıç söyledi!

l3adl3oy

New member
Katılım
15 Eki 2007
Mesajlar
1,797
Reaction score
0
Puanları
0
PKK’nın bile söyleyemediğini Haşim Kılıç söyledi!


Yok buna dil sürçmesi ya da gaf diyemezsiniz! Edilen söz taammüd eseri yani önceden tasarlanmış!
Birkaç gazeteci seçildi ve onlara önceden belirlenen ifadeler aktarıldı!
Beyan net:
Anayasamızda değişmez ve değiştirilmesinin teklif dahi edilmesi mümkün olmayan maddeler için açıktan “Dokunulabilir” diyor ve devam ediyor: “İlk üç madde donarsa, Anayasayı da dondurursunuz! İlk üç madde dondurulmamalı!”
Görüyorsunuz açıktan ilk 3 maddenin değiştirilmesine sadece yeşil ışık yakmıyor aynı zamanda böyle bir teşebbüse davetiye çıkarıyor ki bu ülkede böyle bir şeyi söylemesi gereken son kişi, konumu gereği
Haşim Kılıç’dır.
Öyle, çünkü yarın kazara bu tür bir değişikliğe gidilse son kararı verecek olan Anayasa Mahkemesi’dir ki onun başkanı Haşim Kılıç bugünden ihsas-ı reyde bulunuyor!

Hatırlayamayanlar için Anayasamızın ilk
3 maddesini hatırlatalım:
1) Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir.
2) TC, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletidir.
3) Dili Türkçe, milli marşı İstiklal marşı, Başkenti de Ankara’dır.

Evet Haşim Kılıç’ın dondurulmamalı ya da dokunulabilir dediği şeyler bunlardır.
Sakın bana ertesi gün bu beyanı yalanladı falan demeyin, Kılıç’ın yaptığı şey aldığı tepkiler üzerine patinaj yapma hadisesidir ve beyanını düzeltirken bile, “Kastettiğim ilk 3 maddenin zenginleştirilmesidir” diyerek aslında itirafda bulunmuştur!
Öyle ya ne demektir ilk 3 maddenin zenginleştirilmesi?
Resmi dilin Türkçe olmasının yanına ikinci bir dilin yani Kürtçe’nin konması mıdır?
Her şey açık ve net, Haşim Kılıç adeta bir görev ya da misyonu eda ediyor gibidir!
Öyle olmasa, durduk yerde sadece PKK, CIA ve AB’nın talebi olan ilk 3 maddenin değiştirilmesi talebini niye gündeme getirsin?
Abdullah Öcalan ile müzakere masasında olunduğu bir günde Anayasa Mahkemesi Başkanının böyle bir şeyi dillendirmesi nasıl tesadüf olabilir?
Haşim Kılıç’ın referandumun hemen sonrasında ve PKK ile masada bulunulduğu bir süreçte bu sözü etmesinin sebebini ikna edecek bir şekilde açıklama zorunluluğu vardır!
Tekrar ediyorum, edilen o söz ayaküstü sorulan soru üzerine değil, kendisinin daveti yani organizasyonu ile bilinçle edilmiştir!
Lafı uzatmadan yaşananların özünü
aktarayım:
ABD’nin Irak’dan çekiliyor olması ve Kuzey Irak Kürtlerine muhafız ya da hami araması, Baykal’a yapılan kaset komplosu ve PKK’ya af dileyen Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP’nin başına getirilmesi, Başbakan’ın dini guruplarla beraber referandumu hayat-memat gibi görüp asılması ve Öcalan’la başlatılan müzakere süreci ile MİT Müsteşarının Washington ile Erbil arasında mekik dokuması ve son olarak da Haşim Kılıç’ın bu dehşet beyanı, Türkiye’nin bahtı kara maderi sürecine girdiğinin en büyük
delilidir!
Evet sevgili okurlar, artık her şey berrak, üç vakte kadar Türkiye’nin kimyası bozulacak ve bölünmesine kapı aralanacak!
Peki, Anayasamızın ilk üç maddesinde revizyon isteyen Haşim Kılıç tarihe nasıl mi geçecek?
Onu siz tahmin edin efendim!

***

MHP iyi başladı
Anı harabelerinde Cuma namazının kılınması sembolik bir ataktı ama tahminlerin ötesinde akis uyandırdı.
Sumela ve Akdamar’daki densizliklere cevap niteliğinde olan bu atak, bir süredir renksiz ve kimliksiz görüntüde olan MHP’yi kendine getirmiştir.
Öyle olduğu için de MHP’yi tasfiye için görevlendirilenler, bu teşebbüsten fevkalade rahatsız oldular!
MHP eğer köklerine dönmezse sadece tepkilerin adresi olarak kalacak yani PKK’ya kızanların partisi olacaktır.
Oysa MHP bilinen Türk-İslâm kimliğine tekrar oturursa sadece geleneksel oy merkezlerindeki tabanlarını geri almayacak, aynı zamanda yeni tabanlar da yaratabilecektir.
Endişem, MHP’nin attığı bu güzel adımın devamının gelip gelmemesinedir!
MHP yönetimi pek çok hadisede iyi şeyler söyleyip iyi başlıyor lakin devamını getiremiyor!
Hatırlayın, bir ara bölgesel merkezlerde birlik -bütünlük mitingleri yapılacak dendi ama iki mitingin ötesine geçilemedi.
Dileriz bu sefer öyle olmasın!

kaynak
 
Türkiye için reform vakti geldi .Bunu da sadece Osman Pamukoğlu yapar...Bunlar bizim geleceğimizi karartıyor,muhalefetiyle-iktidarıyla-yargısıyla hepsinden utanç duyuyorum!
 
Anayasa Mahkemesi başkanı konumundaki kişi bunları söyleyebiliyorsa,VAY HALİMİZE!
 
türkiye laiklik günlerine geri dönmediği sürece başımıza herşey gelecek ve bu tek taraflı olmayacak herşey kabak gibi ortada gören yok anlamak mümkün değil.bu gün sırtınızı dönmeye çalıştıklarınıza yarın ihtiyacınız olunca ne olacak ve bir gün o ana gelinecek gün gibi ortada buna izin vermeyin ve verdirttirmeyin kardeş kardeşe düşman olmak üzere günümüze kadar bu kadarı hiç olmadı türkiyenin eski laik günlerinde kimse ne dinini ne ırkını sorgulardı herkez vatan evladıydı gidin babanıza dedenize sorun öğrenin tam anlamıyla tanımadığınız derinini bilmediğiniz kişilerin rüzgarına kapılmayın <yumruğun parmakları olmazsa onun gücü hiçbir işe yaramaz.>
 
gugukcuk söylediklerin çok doğru ama elimizden gitmden değerini anlayamayacağımız gidince de geri alamayacağımız birşey birlik.
Bu arada Avatarın ve yazdıkların çok uyumlu.
Tam bir Dark Arkongibisin :)
 
Madde 2

1961 Anayasası

Madde 2- Türkiye Cumhuriyeti, insan haklarına ve ‘Başlangıç’ta belirtilen temel ilkelere dayanan, millî, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk devletidir.

1982 Anayasası
MADDE 2. – Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir

Madde 3

1961 Anayasası
Madde 3- Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür.
Resmî Dil Türkçe’dir.
Başkent Ankara’dır.

1982 Anayasası
MADDE 3. – Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir.
Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır.
Millî marşı “İstiklal Marşı”dır.
Başkenti Ankara’dır.

Madde 4

1961 Anayasası
Madde 4- Egemenlik kayıtsız şartsız Türk Milletinindir.

Millet, egemenliğini, Anayasanın koyduğu esaslara göre, yetkili organlar eliyle kullanır.

Egemenliğin kullanılması, hiçbir suretle belli bir kişiye, zümreye veya sınıfa bırakılamaz. Hiçbir kimse veya organ, kaynağını Anayasadan almıyan bir devlet yetkisi kullanamaz.


1982 Anayasası
MADDE 4. – Anayasanın 1 inci maddesindeki Devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile, 2 nci maddesindeki Cumhuriyetin nitelikleri ve 3 üncü maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez.

Görüldüğü gibi ilk 2.ve 3. maddeler 1982 anayasında değiştirilmiştir. Daha sonrada

4.madde değiştirilerek bunlara kilit konmuştur.
Beni rahatsız eden bir durum söz konusu değil ama anayasa mahkemesi başkanının bunu demesi yanlış değil çünkü, sizin yaptığınız bir şeyi bir başkasının yapmasını engelleyemezsiniz.
Birisi gelir 1.maddeye türkiye islam cumhuriyetidir dese ve 2,3,4,5 hatta 6. maddelere de 1. maddenin asla değiştirilemeyeceğini farklı cümlelerle yazsa ve halk buna karşı çıksa, bu madde değiştirilemeyecek mi? Bide bu açıdan düşünün. Dediğim gibi beni rahatsız eden hiç bir sorun yok ve 1. 2. 3. maddelerin değiştirilmesine halkın izin vereceğine de inanmıyorum.

Ayrıca resmi dile birde kürtçenin eklenmesi şu an için mümkün olmasada kürt kökenli vatandaşların ülkede çoğunluğu sağlayacağı gün olacaktır. Heleki doğum olayları böyle giderse ama bu 2300 mü 400 mü ne derseniz artık o zamana olabilir.
 
Şimdi şimdi kabak gibi herşey meydana çıktı. Bu alenen edilen laflar önümüzdeki seçimden sonra daha da artacak. Sonuç mu ? BOP eşbaşkanı olan padişah Erdoğan , amacına ulaşmanın zevkine varacak. Bunu kutlamak için memurların maaşına 20 liralık zam yapabilir.
 
Geri
Üst