Pakistan’a özenmek

MG_eVİL

New member
Katılım
20 May 2008
Mesajlar
3,623
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
Sevsenizde sevmesenizde sonuna kadar Atatürk ve fi
DP ile Anavatan Partisi çok akıllı bir iş yaparak birleştiler. Ve DP Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk kongrede yaptığı konuşmada çok önemli noktalara değindi. Bence en önemli vurgularından biri: “Yargıyla kavga, yargıdan sonra askerle kavga, askerden sonra öğretim üyeleriyle, basınla kavga” idi ki “sivil toplum kuruluşları” nı atladığını düşündüm. Türkiye’de korkudan sinip sesini kesen ve faaliyetlerini bile durduran kaç sivil toplum kuruluşu var bakmak lazım. Bu kadar kadın ve çocuk tecavüzü oluyor, her gün bir yenisi duyuluyor tek bir kadın kuruluşundan, derneklerden (Kadın Bakanı’ndan vazgeçtik zaten, o hiç uğraşmıyor) tepki geliyor mu? Onları da bırakın TÜSİAD başkan seçmekte neden bu kadar zorlanıyor?

STK başkanlarını çocuk gibi toplum önünde azarlar, iş adamlarını, gazete patronlarını yıkıcı vergi cezalarıyla inim inim inletirseniz kim ortaya çıkıp “konuşmak zorunda” kalmak ister?

İkinci önemli vurgu -ki hemen ertesi gün yazmayı düşünmüştüm- Başbakan’ın Pakistan’da yaptığı konuşmada “Meclis’iniz yasaları ittifakla çıkarıyormuş, keşke bizde de olabilse” şeklindeki sözleriydi. Cindoruk “Bir demokrasinin zıttı, karşıtı ittifaktır, ittifaka özenmek demokrat olmadığınızı gösterir” diyerek çok sesliliğin demokrasideki önemine işaret etmiş. Ama bence daha da önemlisi Afganistan ve şimdi giderek ona benzeyen Pakistan gibi ülkeler başta olmak üzere İslâm ülkeleri ve Müslüman çoğunluklu ülkeler arasında “laik-demokratik-hukuk devleti” olan ve demokrasiyi yaşatmayı, vatandaşlarına din baskısı yaşatmamayı sağlamış, bunu da “laik rejimine borçlu” olan dünyada tek ülkenin Başbakan’ın, Pakistan’ın herhangi bir özelliğine özenmek yerine kendi ülkesinin bu başarısını, ayrıcalıklı konumunu öne çıkarabilmesi, gurur duyması gereği idi.

Bütün Arap dünyası ve baskı rejimleriyle yönetilen diğer İslâm ülkeleri (açıktan açığa itiraf edemeyenler de vatandaşları, gazetecileri) laik demokrasi ile Türkiye’ye gıpta ederken Pakistan’a özendiğini ve kendi ülkesindeki muhalefet partilerine tahammülsüzlüğünü dünyanın gözü önünde açıklamak asla yapılmaması gereken şeydi.

Ama yapıldı maalesef... Erdoğan’ın bundan sonra hiç değilse diğer ülkelerdeki konuşmaları için Dışişleri’nden (en iyisi ’monşer’diye alayla aşağıladığı emekli büyükelçisinden) yardım alması çok yerinde olur!


***



Pastadan çıkan Atatürk!

Haberi medyadan duymadan önce bir arkadaşım gözlerini faltaşı gibi açarak ve “Donduk kaldık” diyerek anlattı pasta olayını...

Bayramın ertesi günü birlikte yemek yerken, Cumhuriyet Bayramı’nı kutlamak üzere İstanbul Valisi Muammer Güler’in Dolmabahçe Sarayı’nda verdiği resepsiyonda olduğunu söyledikten sonra, ortaya gelen pastanın içinden elinde şapka sallayan Atatürk maketinin çıkmasıyla şoka uğradıklarını “Sanki dansöz çıkacakmış gibiydi, herkesin ağzı açık kaldı” sözleriyle dile getirdi.

Mesele de bu zaten; Vali Güler’in bir kastı olacağını düşünmem, bunu yakıştıramam ama tekrarlanmaması için de söylemek gerekiyor. Türkiye’nin kültüründe olmayan, ancak ucuz Hollywood filmlerinde şımarık zenginlerin doğum günü veya bekarlığa veda partileri gibi kutlamalarında gördüğümüz “pastadan dansöz çıkarma” garabetinin Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusuna, önderine uygulanması olacak iş değil.

Özellikle de Atatürk’e ve Cumhuriyete saygısızlığın, saldırıların alıp başını gittiği, Ata’mızın manevi kişiliğinin uydurma senaryolarla zedelendiği bir dönemde kimse de toplumun gösterdiği hassasiyete, tepkilere şaşırmamalı. Tam aksine, sabırları takdire şayandır!


..::RUHAT MENGİ::..
 
Geri
Üst