Onlara, saldırmak hak... Bize, eleştirmek yasak!

T

Banned
Katılım
8 May 2006
Mesajlar
3,665
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
İnna lillahi ve inna ileyhi raciun
Bir "genç kız" veya "kadın" bir sapığın "tecavüz"üne uğramış!.. Etrafındakiler; "Sus, sesini çıkarma" diyorlar... Genç kız veya kadın, "hamile" kalmış!.. Etrafındakiler, "Sus, sesini çıkarma, belki çocuk düşer" diyorlar... Zaman ilerliyor, genç kız veya kadının karnı büyüyor!..
Etrafındakiler; "Sus, sesini çıkarma, çocuk belki ölü doğar" diyorlar!..
Aradan 9 ay 10 gün geçiyor ve "bebek" doğuyor!.. Etrafındakiler; "Sus, sesini çıkarma!.. Çocuğu Çocuk Esirgeme Kurumu'na yerleştiririz" diyorlar!..
Hiç olur mu böyle şey?.. Mümkün mü "tepki" göstermemek?.. Burada, "biyolojik" veya "fizyolojik bir hadise"den mi söz ediyoruz, yoksa "namus"tan mı?..
"Tecavüz"e uğramış olmak, bu tecavüzden "hamile" kalmak ve "çocuk" doğurmak, sadece "biyolojik" bir hadise değil ki... İşin içinde "namus" var, "ahlâk" var!..


En önemlisi de, ortada "sapıkça bir saldırı" var!..

Böylesine "iğrenç bir saldırı"yı, kalkıp da "biyolojik" veya "fizyolojik" kurallarla izah etmeye kalkmak, tek kelimeyle "insanlıktan nasipsizlik"tir!..

Evet, "insanlık"tan ve "insanî değerler"den nasipsizlik!..




ELEŞTİRİYE TAHAMMÜLSÜZLER!


Önceki akşam; "körler ve sağırlar birbirini ağırlar" formatındaki bir televizyon programında, Hürriyet Başyazarı Oktay Ekşi'yi dinlerken, böyle bir misal geliverdi aklıma!..

Bay Ekşi, "kriz"e girmiş bir "eroinman" veya "sara" nöbetine tutulmuş bir "hasta" görüntüsü içinde; adeta "titriyor"du!.. Öyle bir "kızgınlık", öyle bir "öfke"yle titriyordu ki; o an "ağzından çıkanı kulakları duyuyor muydu" bilmem.

Adeta, "ağzından köpükler saçarak" diyordu ki; "Yargı süreci başlamıştır!.. Dolayısıyla iddianame hakkında hiçbir eleştiri yapılamaz!.. Başsavcı'ya ve iddianameye yönelik eleştiride bulunmak suçtur!.. Herkes yargıya güvensin ve verilecek kararı beklesin!.. Eğer bu programda da eleştiri yapılacak olursa, ben bu programı terk ederim!"

Hani, "Kraldan fazla kralcı" denilir ya, Bay Oktay Ekşi de; önceki akşam "Kraldan fazla kralcı" bir profil çizdi.

Düşünebiliyor musunuz;

Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker bile, "Demokratik hukuk devletinde hukuk ilkesinin üstünlüğü gereği olarak, tüm birey ve kurumlar yasalara uygun davranmak ve saygı kurallarının dışına çıkmamak suretiyle eleştiri haklarını kullanabilirler; ancak eleştirinin sınırları zorlanmamalı, hakarete varan mahiyette yazı, haber ve yorum yapılmamalıdır. Yazılı ve görsel basına düşen görev, yasal ve etik sınırları aşmadan toplumu bilgilendirmektir" derken, yani "eleştiri"leri normal karşılarken, Bay Oktay Ekşi'nin "Kraldan fazla kralcı" bir halet-i ruhiye içine girmesi, son derece ilginç geldi bana!..

Hele "programı terk ederim" deyip de, program konukları üzerinde "baskı" kurmaya çalışması; kimlerin, ne zaman "mahalle baskısı" uyguladığının çarpıcı bir örneği idi!..

BU DÂVÂ, AYNI ZAMANDA “SİYASİ”DİR!

Ne demek, "iddianame eleştirilmez?"

Bu dâvâ, sadece "hukukî" bir dâvâ değil ki!.. Bu dâvâ, aynı zamanda "siyasi", aynı zamanda "ekonomik" ve "sosyal" boyutu da olan bir dâvâdır!..

Aynı zamanda da;

"Asparagas haberler"e dayalı bir "iddianame"dir!..

Dolayısıyla "eleştiri" de yapılabilir, "suçlama" da!..

Yeter ki, "hakaret" olmasın!..

Kaldı ki; CMK'ya göre; Anayasa Mahkemesi, "iddianame"yi henüz kabul etmediği için, "yargı süreci" başlamış bile sayılmaz!..

Buna rağmen, Bay Oktay Ekşi'nin "eroin krizi"ne girmiş bir uyuşturucu müptelâsı gibi titremesi, bana göre "Başsavcı'yı bile şaşırtacak" bir duyarlılıktır!..

Ancak, Bay Ekşi'nin, "iddianameye yönelik eleştirilere göğsünü siper etmesi", bu iddianamenin "asparagas delillerle dolu" olduğu gerçeğini ortadan kaldırmaz!..

SAFAHAT VE TAKİPSİZLİK KARARI!

Kaç gündür "örnek"ler veriyorum:

Başsavcı'nın iddianamesinde "laikliğe aykırı eylemler" olarak yer alan "eylem"lerin çoğu "fos" çıkıyor!..

"Meclis'teki Mescid" içinde "var" olduğu iddia edilen "Kur'an Kursu"nun "yok" olduğunun resmen açıklanması bunlardan biri!..

Başsavcı'nın iddianamesine aldığı "gazete kupürleri"nde; "İzmit Belediyesi'nin 5.000 adet Kur'an-ı Kerim dağıttığı" iddia edilmesine rağmen, bunun "sadece 500 adet" olduğunun ve "müftülüğün talebi" üzerine böyle bir dağıtımın yapıldığının ortaya çıkması...

Üstelik, dönemin "CHP'li İzmit Belediye Başkanı Sefa Sirmen" tarafından 1993 yılında "tam 50 bin adet Kur'an-ı Kerim" dağıtılmasına rağmen, onun eyleminin "laikliğe aykırı sayılmadığı"nın deşifre olması gibi olaylar!

Ve şimdi de;

"İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı" tarafından "Takipsizlik Kararı" verilen bir eylemin, "iddianame"ye konu olması...

Efendim, 1. sayfamızda da okuyacağınız gibi, olay şu:

Yargıtay Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, iddianamesinde, Silivri Belediye Başkanı Hüseyin Turan'ın, Mehmet Akif Ersoy'un "Safahat" isimli kitabını dağıtmasını, "Anayasa'nın laiklik ilkesine aykırı eylem ve beyan örneği" olarak sunmuş!..

İddianamede denilmiş ki;

"Başkanlığını AKP'li Hüseyin Turan'ın yaptığı Silivri Belediyesi'nce, 2006 yılında belediye adına özel olarak bastırılan ve M. Ertuğrul Düzdağ tarafından yazılan önsözünde Atatürk'ün kişiliğine, ilke ve devrimlerine ağır saldırılar yapılan, Mehmet Akif Ersoy'un "Safahat" isimli kitabın ilçedeki tüm lise öğrencilerine bedava dağıtmak üzere belediyeye ait taşıtlarla okullara getirildiği ve İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'nce dağıtım izni bulunmayan kitapların bir kısmının lisedeki öğrencilere dağıtımının yapıldığı." (Ek, 141)

Tamam, bu "dağıtım" yapılmış... Evet, yapılmış yapılmasına da "sonra" ne olmuş?..

Başsavcı'nın iddianamesinde, "hiçbir olayın sonrasında ne olduğu" bildirilmediği gibi, "bu olayın sonrası" da bildirilmemiş!..

Efendim, iddianamede "sonrası" yer almayan "süreç" şöyle gelişmiş:

Söz konusu "gazete haberleri" üzerine, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, kitabın yayıncısı Şaban Kurt ve önsöz yazarı M. Ertuğrul Düzdağ hakkında "soruşturma" başlatmış!..

Sonra da, "takipsizlik" kararı vermiş!..

Hem de, "nasıl bir gerekçe" ile?..

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 31 Ağustos 2006 tarih ve 2006/9252-193 No'lu takipsizlik kararında denilmiş ki;

"Yargıtay ve AİHM kararlarında da belirtildiği üzere ağır, sert veya incitici nitelikte de olsa eleştiri hakkı kullanıldığında, kişiye yaptırım uygulanamayacağı çoğulcu demokrasinin vazgeçilmez bir gereğidir.

35 yıldır Mehmet Akif'le ilgili çalışmalar yapan "İnkılap" yayınevi gibi pek çok yayınevi ve resmi kurumlar için "Safahat"ı hazırlayan 10'a yakın kitap ile Mehmet Akif'i anlatan yazarın, onun muhalif görüşlerine yer vermesi de doğaldır. Bu görüşler kafalardaki Atatürk imajına uymayabilir. Atatürk'ü sevmek, düşüncelerine inanmak ile tarihi tartışmaların önünü kesmek apayrı şeylerdir.

En başta hiç kimsenin onu putlaştırarak Mustafa Kemal'e bu kötülüğü yapmaya hakkı da yoktur. Tüm bu tartışmalar demokratik ortamlarda özgürce yapılabilir.

Kitabın giriş kısmında, Mehmet Akif Ersoy'un hayatı ve eserleri, muhalif görüşlerine de yer verilerek anlatılmış olup, Mustafa Kemal Atatürk'ün manevi şahsiyetine hakaret suçunu oluşturacak herhangi bir ifade ve suç unsuru da bulunmadığı kanaatine varılmıştır."

Görüyorsunuz ya;

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, hem de "Yargıtay ve AİHM kararları"na dayanarak "takipsizlik" kararı verdiği bir kitabı dağıtan Silivri Belediye Başkanı Hüseyin Turan; bir başka "Başsavcı" tarafından "laikliğe aykırı eylemlerin odağı" olmakla suçlanıp, hakkında "5 yıl siyaset yasağı" isteniyor!..

Şimdi, söyleyin Allah aşkına;

2006 yılında "takipsizlik" kararı almış bir kitabı dağıtan Başkan'a yönelik, 2008 yılında yapılan bu suçlamaya göz mü yumacağız?.. Bu "çelişki"yi ortaya koymayacak mıyız?..

Bu "tezat"ları, bu "çifte standart"ları görmezden mi geleceğiz?..

Dâvâ "hukuki" olabilir ama iddianamede yer alan suçlama "hukuktan mahrum"dur ve "siyasi"dir!..

Çünkü, bir "Başsavcı"nın ilk yapması gereken şey "iddianın kendisi" kadar, "iddia edilen olayın neticesi"ni de araştırmaktır!..

Zaten, Başsavcı Yalçınkaya da, "bunu yapmadığı" için eleştirilmektedir!..

OKTAY EKŞİ’NİN CİNLİĞİ!

Bunları böylece ifade ettikten sonra, gelelim Bay Oktay Ekşi'nin "yargıya intikal etmiş bir konu üzerinde görüş beyan edilemez" yani "eleştirilemez" sözlerinin tutarsızlığına...

"Kendi yazısı"na geçmeden önce, basit bir örnek vereyim:

İki kişi "kavga" halindedir!..

Sorarım size; "üçüncü bir kişi"nin bu kavgada, "döven" veya "dövülen" taraflardan birinin yanında yer alması, "taraflardan birine verilen destek" değil midir?..

Aslında "döven" taraftasınız ama "tarafsız" pozlarına bürünüp "dövülen" tarafa "hakaret"ler savurmanız, onun moralini bozmanız, "döven tarafa destek" değil de nedir?..

İşte Bay Oktay Ekşi, 2008'de "eleştirilemez" dediği "yargı"ya; 1997'de bu şekilde destek vermiş!..

Görünürde "Vural Savaş tarafından hazırlanan iddianameye destek vermemiş" ama, hakkında dâvâ açılan Refah Partisi aleyhinde öyle "ağır suçlamalar" yöneltmiş ki, resmen ve alenen "yargıya müdahale" etmiş!..

Çünkü efendim; Refah Partisi aleyhinde yazılan her satır, hiç şüphe yok ki "yargı lehine"dir!..

Oktay Ekşi, işte bunu yapmıştır!..

"Başyazarı" olduğu Hürriyet gazetesinin "RP'ye tarihi dâvâ" başlığını attığı 22 Mayıs 1997 Perşembe gününden tam 9 gün sonra, yani 31 Mayıs 1997'de Oktay Ekşi, "Partilerimizin sayısı indi ikiye" başlıklı bir yazı yazmış!..

Öyle "kin ve öfke" dolu bir yazı ki;

İddianamede adı geçen RP'liler için, "bunların meczuplukla filan alâkası yok. Bunlar planlı gidiyor" demiş...

Şevki Yılmaz için "bağnaz ve demogog biri" demiş...

Hasan Hüseyin Ceylan için, "Şevki Yılmaz benzeri biri" demiş!..

Bekir Yıldız'ı, "Hamas ve İslâmî Cihad'ın tanınmış teröristlerini baştacı etmek"le suçlamış!..

Dikkatinizi çekerim;

Dâvâ açılmış 22 Mayıs'ta...

Oktay Ekşi bu satırları yazmış 31 Mayıs'ta!..

Peki, bu nedir?..

"İddianameye dolaylı destek" ya da "psikolojik destek" değil mi?..

Dahası da var;

Bay Oktaş Ekşi o zaman, "yargı süreci" filân dememiş, ağzına geleni söylemiş Refah Partisi için!..

Buyrun, o yazıdan bir bölüm daha:

"O nedenle gerçeği artık hepimiz görmeliyiz. Türkiye bugünden itibaren çok partili değil, iki partili bir düzene girmiştir. Bunlardan biri, "şeriatçı" kesimin Refah Partisi, öteki de bu ulusun laik cumhuriyeti korumaya kararlı evlatlarının buluştuğu diğer partidir.

O partinin hangisi olacağını tayin için önümüzdeki günlerde olayları hepimiz yakından izlemeli ve cumhuriyetimizi o partiye destek vererek kurtarmalıyız. Bunun dışındaki tüm sorunlar ve konular artık ayrıntıdır."

Söyleyin Allah aşkına;

Bu satırlar "yargıya müdahale" değil de nedir?..

Demek oluyor ki;

Oktaş Ekşi'ler "Refah Partisi'ne saldırarak iddianameye destek" verecekler ama, bizler "İddianameyi eleştirerek, milli iradeye sahip çıkamayacağız!" öyle mi?!?

Söyler misiniz;

Nerede bu yoğurdun bolluğu?..



Vural Savaş’ın yaptığı ne?

"Yargı sürecine müdahale" etmek, illa da "iddianameyi eleştirmek" midir?..

Meselâ, ağzına geleni söyleyip, "AK Parti'ye saldırmak" da, "yargıya müdahale" değil midir?..

Sorarım size, "ekran ekran dolaşmaya" başlayan Yargıtay eski Başsavcısı Vural Savaş'ın yaptığı nedir?.. Elinde taşıdığı ve tamamı "iktibas"lardan oluşan, kapağında da camış boku büyüklüğündeki harflerle "AKP çoktan kapatılmalıydı" yazan kitabı milyonlara göstermek, "AK Parti'ye saldırmak" ve dolayısıyla "yargıya etki etmek" değil mi?..

Etki, yalnızca "menfi" mânâda olmaz ki, "destek" mahiyetindeki "müsbet" eylem ve söylemler de etki olur!..

O kitabı ekranlardan göstermek; "doğru yaptınız!..

Ben de sizin gibi düşünüyorum" demek değil midir?..

"Yargıya müdahale" olmayacaksa, herkes uslu uslu otursun... Çünkü, ekran ekran dolaşıp, "cazgırlık" yapmak da yargıya müdahaledir!..

Hasan KARAKAYA
Vakit
 
ZATEN DÜN vURAL SAVAŞ BİR TELEVİZYON PROGRAMINDA YİNE ZIRVALIYORDUUU BİLDİK VURAL SAVAŞ İŞTE .....EMEKLİ BŞSAVCILARI DA LAF SÖYLENMİYOR YA BU ÜLKEDE
 
.......
Ölüm cezasına karşı olmak bir fikirdir. Ama bir ülke yasasında ölüm cezası var ve uygulanıyorken, "Efendim bu adam bu ülkede yaşayan 10 milyonluk etnik gurubu temsil ediyor, nasıl idamını istersin" gerekçesiyle, 30 bin kişinin ölümünden sorumlu tutulan birine dava açıp "İdam" isteyen Savcı'ya saldırdınız mı, amacınızın çok başka olduğu ortaya çıkar.
......
"Yüzde 47 oy almış olma"yı, hukukun üzerinde görmek ve hukuku oy önünde yok saymak ne demektir?. Bunu ileri sürenler kendilerine nasıl "Demokrat" derler?..
Cumhuriyet Başsavcısı'nın açtığı dava bu ülkede son yıllarda sayıları hızla artan sahte, üç kağıtçı, çifte standartlı, dönek, yalaka, yağcı sözde demokrat entellerin ve Atatürk'e kin, öfke, nefret ve düşmanlıklarını kusmak için fırsat kollayan imparatorluk ve hilafet özlemcilerinin bir kez daha ve şaşmaz şekilde teşhirine sebep olmuştur.
.....


Not:Alıntıdır.Tamamını okumak için :
http://www.hackhell.com/showthread.php?t=399092
 
.......
Ölüm cezasına karşı olmak bir fikirdir. Ama bir ülke yasasında ölüm cezası var ve uygulanıyorken, "Efendim bu adam bu ülkede yaşayan 10 milyonluk etnik gurubu temsil ediyor, nasıl idamını istersin" gerekçesiyle, 30 bin kişinin ölümünden sorumlu tutulan birine dava açıp "İdam" isteyen Savcı'ya saldırdınız mı, amacınızın çok başka olduğu ortaya çıkar.
......
"Yüzde 47 oy almış olma"yı, hukukun üzerinde görmek ve hukuku oy önünde yok saymak ne demektir?. Bunu ileri sürenler kendilerine nasıl "Demokrat" derler?..
Cumhuriyet Başsavcısı'nın açtığı dava bu ülkede son yıllarda sayıları hızla artan sahte, üç kağıtçı, çifte standartlı, dönek, yalaka, yağcı sözde demokrat entellerin ve Atatürk'e kin, öfke, nefret ve düşmanlıklarını kusmak için fırsat kollayan imparatorluk ve hilafet özlemcilerinin bir kez daha ve şaşmaz şekilde teşhirine sebep olmuştur.
.....


Not:Alıntıdır.Tamamını okumak için :
http://www.hackhell.com/showthread.php?t=399092

Yanlışı olan herkes eleştirilebilmelidir. buna atatürk te dahil,
ve şunu da iyi bilmek lazımdır ki insan yapısı tüm kanunlar (zamana-şarta göre) değişebilir,

değişmeyen tek kanun varsa oda ilahi kanundur. hiçkimse kendini ilahi kanundan üstün görmesin . . .:victory
 
Yanlışı olan herkes eleştirilebilmelidir. buna atatürk te dahil,
ve şunu da iyi bilmek lazımdır ki insan yapısı tüm kanunlar (zamana-şarta göre) değişebilir,

değişmeyen tek kanun varsa oda ilahi kanundur. hiçkimse kendini ilahi kanundan üstün görmesin . . .:victory


aynen hocam yanlışı olan herkes eleştirilebilmelidir
 
Ya neyi eleştiriyorsun kardeşim. Yasalar adama siyasi partileri denetleme yetkisi vermiş. Savcı da AKP'nin hatalı davrandığını görüp dava açmış.

Sizin eleştirdiğiniz şey kardeşim AKP'nin hatası olabilir ama göz yumun ekonomi falan bozulmasın durumu idare edin midir?

Yoksa sizin eleştirdiğiniz şey bu başsavcı kimdir ki asparagas haberler üzerinden dava açabiliyor anlayışı mıdır?

Bu haberlerin asparagas olup olmadığına Hasan Karakaya mı karar verecek? Eğer davalarda iddia makamının suçlamalarına hasan karakaya gibi şahıslar bakıyorsa ben de diyorum ki Hasan Karakaya ***** asparagas yorumlar yazan satılık bir kalemdir. Bakın ben de karar verdim Hasan Karakay hakkındaki iddiaları da şahsım adına sabit gördüm.

Başsavcı iddia eder Anayasa Mahkemesi "BU İDDİANAME YETERSİZDİR YA DA ASPARAGASTIR" der ve reddeder. Yoksa birileri iddianamenin reddedilmeyeceğinden ve haklı görüleceğinden mi korkmaktadır.

Yoksa AKP kapatılırsa bu iddianame satılık Karakaya'nın dediği gibi asparagas değildir de asparagas olan Hasan Karakaya'nın tarafsızlığı onuru dürüstlüğü müdür?
 
neden anayasa degişikliğine gidilmeye çalışılıyor o halde. açıkları yamamak içinmi??? hukuk herkes için değilmi bu ülkede.???

programa yama yapar gibi hemen açık kapatılmaya çalışılıyor. o zaman her suç unsurunda anayasa degişsin sürekli. varmı böle bir hukuk sizce??
 
Bak sen işe Atatürk'te eleştirilirmiş! Ya kardeşler sizler şu ülkemize ayrıştırıcılık yerine,Atatürk'ün sagladıgı faydanın milyonda biri kadar fayda saglayın da ondan sonra atamızı eleştirmeye kalkın.Fikirleriniz ve izlediginiz idollerinizin fikirlerini görüyoruz.Amacınız üzüm yemek degil bagcıları dövmek,demokrasi kurallarını hiçe saymak ve ona kastetmek.Tamam çarpıtmaya çalışıyorsunuz iddianameyi de dediginiz kadar haklıysanız zaten sorun olmayacak ve AKP kapanmayacaktır.Fakat sizde çok iyi biliyorsunuz ki AKP nin kastı rejimedir ve delillerde saglamdır ve o yüzden Karakaya'ya sizde inanmıyorsunuz ama alışmışsınız çok bagırırsan haklı çıkarsın inanına fakat nafile çabalar.AKP ne yapsanızda KAPATILACAK.
 
Yanlışı olan herkes eleştirilebilmelidir. buna atatürk te dahil,
ve şunu da iyi bilmek lazımdır ki insan yapısı tüm kanunlar (zamana-şarta göre) değişebilir,

değişmeyen tek kanun varsa oda ilahi kanundur. hiçkimse kendini ilahi kanundan üstün görmesin . . .:victory

ilahi kanun da değişir adamım,bugun ayetleri kendine yontarak yorumlayanlar var sen ne diyorsun...

YAhu madem suçlu değil bu vekiller
-neden dokunulmazlık görüşmeleri bir sonraki döneme erteleniyor..
-neden mazlum edebiyatı yapılıyor(fetullahın bir zamanlar yaptıgı gibi)bir aglamaları eksik
-neden zıplıyor bu insanlar!
neden neden neden??dava sonuclansın kimin ne mal oldugu ortaya cıksın ondan sonra bu böyleymiş diye yorumumuzu yaparız..dava sürecinde insanları suçlamak,karalama kampanyaları düzenlemek ancak sizi küçültür..
 
Akp kapatılacak bunu söylerken hukukamı yoksa anayasa mahkemesi üyelerinin büyük çoğunluğunu sezerin atamasınamı dayanarak konuşuyorunuz bilmek isterdim
Zira hukuk diyorsanız hiçbir ülkenin hukuku o ülkenin vatandaşlarının tam tersi istikamette karar veremez
Eğer sezerin atamaları diyebilirseniz gerçekçi olmak seçiminizi bir kez kullanmayı deneyip
Gülmekten öteye bişey denilmez sizlere

Bende bir şey eklemek istiyorum akp kapatılırsa yerine kurulacak parti en az %60 alarak iktidar olacaktır
Ne siyasallaştırılmış hukuka
Nede atanmış anayasa üyelerine göre söylemiyorum bu sözü
Bu ülkenin gerçek ve tek sahibi olan millete güvenerek bunu söylüyorum
Sizin normal zamanda cahillikle suçladığınız seçim vakti kapı kulu olduğunuz bu millet gerçekleri görmeye başlayalı çok uzun zaman oldu
Sizinde bazı gerçekleri görebilmeniz temennisiyle...
 
Akp kapatılacak bunu söylerken hukukamı yoksa anayasa mahkemesi üyelerinin büyük çoğunluğunu sezerin atamasınamı dayanarak konuşuyorunuz bilmek isterdim

sayın sezer in atadıgı üyeler olunca hukuk değişiyor ve yeniden mi yazılıyor kardeş???

rejim tehdit altındaysa gereken neyse o yapılacaktır. ve yapılıyorda
 
up uzun yazının yine bir bölümü okunmuş ve her zamanki gibi konu saptırılmıs asılsız ve cogunun yalan oldugu kanıtlanmıs seyler iddianameye konuluyor hala burda akp düşmanları eleştiride bulunuyo hani sizin dürüstlüğünüz yansızlıgınız doğrudan yana olma özelliğiniz yoksa bunlar sadece gösteriş mi aynı hareketlerin daha beterini chp yapınca laikliğe bişey olmaz normal hatta taktire şayan akp yapınca gerici yobaz, neden doğru ya doğru demiyorsunuz zorunuza mı gidiyo akp nin haklı olması içinize sindiremiyomusunuz karşıt görüşteki birinin haklı olmasını hep kendiniz mi haklısınız sizin hiç yalnışınız yok mu 4-4 lük müsünüz akp nin her yaptıgı yalnıssa eger demekki sizi her yaptıgınız dogru oluyor ozaman mükemmel insanlarmısnız

hatasız insan olmaz
günahsız insan olmaz derler

sizin hiç hatanız yoksa siz ne oluyorsunuz bu durumda
 
ilahi kanun da değişir adamım,bugun ayetleri kendine yontarak yorumlayanlar var sen ne diyorsun...

-neden mazlum edebiyatı yapılıyor(fetullahın bir zamanlar yaptıgı gibi)bir aglamaları eksik
..

işte yoruma bak ilahi kanun da değişirmiş sen kimsin de böyle birşey diyebiliyorsun ispatın var mı ilahi kanun değişirmiş neden bahsediyorsun tam anlatsan bugun ayetleri kendine yontarak yorumlayanlar var sen ne diyorsun... demekle olmaz tam anlatta bilelim


nerden nereye yine taşı fettullah gülene attınız ya derdiniz ne ki bu adamla ikide bir öne sürüyorsunuz onu sen bir kere ilahi kanunun değişmeyeceğini öğren ondan sonra gel yorum yap :Sopa:mad::Sopa:mad::Sopa
 
Akp kapatılacak bunu söylerken hukukamı yoksa anayasa mahkemesi üyelerinin büyük çoğunluğunu sezerin atamasınamı dayanarak konuşuyorunuz bilmek isterdim
Zira hukuk diyorsanız hiçbir ülkenin hukuku o ülkenin vatandaşlarının tam tersi istikamette karar veremez...

Senin bu soruna ben de şöyle karşılık vereyim, GÜL'ün atadığı üyelerin yetersiz olmasından mı korktunuz da bukadar yaygara koparıyorsunuz? Anayasa Mahkemesindeki kadrolaşmanızın üstünü örtmek için mi başsavcıya saldırıyorsunuz?

Bir ülkenin hukuku o ülkenin yasalarına göre karar verir halkına göre değil? Yoksa sen de başbakan gibi suçluyu cezalandırma ya da affetme hakkı mağdurun ailesine aittir diyenlerden misin?

Halk ne derse desin kitapta ne yazarsa o uygulanır hukuk devletinde. Avrupa'daki islamcıların paralarını dolandıran Jet Fadıl'da milletvekili seçilmişti Siirt'ten hatırlıyor musunuz? Biz niye Fadıl'ı hapse attık ki, halkımız interpolün kırmızı bülteninde aranan adamı meclise yollamışlar. Biz DTP'li milletvekillerinin dağda çekilmiş resimlerine de ses çıkarmayalım deil mi onun da arkasında halkın oyları, milletin iradesi var.

Kardeşim kime yutturuyorsunuz bu demokrat hukuk adamı sevgi kelebeği numaralarını? Açık açık şeriat istiyoruz, demokrasilerde çoğunluğun dediği olur, çoğunluk şeriat istiyor bunun savaşını veriyorz desenize? Niye uzatıyorsunuz tartışmaları bu kadar?

Halkın tersi istikamette hukuk karar veremiyor sanıyorsan aç hukuk oku, siyaset oku ki burada Hasan Karakaya edebiyatı yapma bize.
saygılar
 
ikili tartışmaya girme arkadasım,nerede duracagımı sana soracak değilim..bak anlamışsın demek istediğimi gördün videolarını,okudun kitaplarını adamın..Kuran ayetleri din simsarları tarafından kolayca değiştirilebilir,agzından cıkan kelimelere bakar..arkasında binlerce koyun varsa onlarda gözü kapalı evet der bu yoruma..bugun örtünmeyi bile saç teline yontanlar varken AB-D lere gitmeye gerek yok..
 
Rejim dediğin şeyin ne olduğunu anlatabilirmisin
Rejim kim için uygulanmaktadır bu ülkede..?

hepimiz içindir tabiki. ayrıca sen rejimin anlamını gayet iyi biliyosun anlatmama gerek yok.

ülke dini hükümlerle yönetilemez kardeşim.

din vicdanla ve maneviyatla alakalıdır. ve allah la kul arasındadır. buna kimse müdahale edemez. herkes diledigi inanca sahip olmalı ama dini devlete sokmak ve dindar duyguları kullanarak taraf oluşturmak hiçte dogru şeyler degil.

akp den önce imansızmıydı bu millet. allaha şükür hepimiz iman sahibiyiz.
 
Akp kapatılacak bunu söylerken hukukamı yoksa anayasa mahkemesi üyelerinin büyük çoğunluğunu sezerin atamasınamı dayanarak konuşuyorunuz bilmek isterdim
Zira hukuk diyorsanız hiçbir ülkenin hukuku o ülkenin vatandaşlarının tam tersi istikamette karar veremez
Eğer sezerin atamaları diyebilirseniz gerçekçi olmak seçiminizi bir kez kullanmayı deneyip
Gülmekten öteye bişey denilmez sizlere

Bende bir şey eklemek istiyorum akp kapatılırsa yerine kurulacak parti en az %60 alarak iktidar olacaktır
Ne siyasallaştırılmış hukuka
Nede atanmış anayasa üyelerine göre söylemiyorum bu sözü
Bu ülkenin gerçek ve tek sahibi olan millete güvenerek bunu söylüyorum
Sizin normal zamanda cahillikle suçladığınız seçim vakti kapı kulu olduğunuz bu millet gerçekleri görmeye başlayalı çok uzun zaman oldu
Sizinde bazı gerçekleri görebilmeniz temennisiyle...

Sizde tartışmamak lazım.Demokrasiden anladıgınız "çoksak istedigimizi yaparız" Hayır kardeşim YAPAMAZSIN.Bu rejimin adı demokrasiyse YAPAMAZSIN.Demokrasiye kastedersen YAPAMAZSIN.Hukuk varsa çogunluk her istedigini YAPAMAZSIN.100 kişiysen ve 99 kişi 1 kişinin evini rızası olmadan elinden almaya kalkarsa ve hukuk ve demokrasi varsa ALAMAZSIN.Zaten bütün amacınız o rejime kastetmek.sezerin seçtigi üyelerede laf atma o çok dürüst biri bak geçen 367 konusunda 8 tana seçtigi üye olmasına ragmen 6-5 çıktı sonuç taraftarlıgına göre üye seçmemiş ama gül seçseydi11-0 lehinize olacagını adım gibi biliyorum.Bak bir tane ispat kurulun seçtigi şengör hocayı gül binbir dereden su getirip atamıyor.İşte sizin demokrasiniz.Şengör hoca dünyanın alanında en önde gelen bilim adamı.
Tamam hukuk işlesin AKP kapanırsa kurarsınız yeni parti şsterse %99 ile gelin ama yine hukuku hiçe sayamazsınız.%1 i yok etmeye çalışamazsınız.Tabi ihtilal yaparda şeriat yada diktatörlügü,faşizmi getirirseniz o zaman başka,istediginiz o zaman yaparsınız.
Ayrıca sana bir şey daha söyliyeyim.%47 yi kimse bilmez ama ben nasıl alındıgını biliyorum.O nedenle açtırmayın agzımı.
 
up uzun yazının yine bir bölümü okunmuş ve her zamanki gibi konu saptırılmıs asılsız ve cogunun yalan oldugu kanıtlanmıs seyler iddianameye konuluyor hala burda akp düşmanları eleştiride bulunuyo hani sizin dürüstlüğünüz yansızlıgınız doğrudan yana olma özelliğiniz yoksa bunlar sadece gösteriş mi aynı hareketlerin daha beterini chp yapınca laikliğe bişey olmaz normal hatta taktire şayan akp yapınca gerici yobaz, neden doğru ya doğru demiyorsunuz zorunuza mı gidiyo akp nin haklı olması içinize sindiremiyomusunuz karşıt görüşteki birinin haklı olmasını hep kendiniz mi haklısınız sizin hiç yalnışınız yok mu 4-4 lük müsünüz akp nin her yaptıgı yalnıssa eger demekki sizi her yaptıgınız dogru oluyor ozaman mükemmel insanlarmısnız

hatasız insan olmaz
günahsız insan olmaz derler

sizin hiç hatanız yoksa siz ne oluyorsunuz bu durumda


kesinlikle haklısın arkadasım
 
Bu rejim kim içindir diyorum hepimiz içindir diyosun
Bu cumhuriyet ne içindir desem yine hepimiz için diyceksin peki bu rejim bu cumhuriyet hepimiz içinse neden çoğunluğun dediğine uyma erdemini göstermek yerine sinsi oyunlarla ülkeyi bulandırma peşine düşmekte bir kısım

Cumhuriyet değilmidir halkın seçiminin halkı yönettiği sistem
Bu ülkede halkın seçimini hazmedemeyenler Cumhuriyetine sahip çık mitingleri düzenliyor
Bu nasıl bi paradox hiçmi düşünmezsiniz diycem beni alakadar etmez
Tıpkı sizin imanınızın beni ilgilendirmediği gibi
İster dindar ol ister ateist herkezin kendi derdidir herkezide kendini nasıl tanımlıyorsa öyle kabul etmek bizim itikatımızdandır o yüzden her postunda bana müslüman olduğunu belirtmene gerek yok

Bi ülkede hukuk adına bir şey yapılıyosa hukuk ona ayrı buna ayrı olmaz Akp yaptı diye dava açan savcı bunu hukuksal gerekçelerle yaptıysa aynı davayı aynı işi yapmış diğer kişilerede açmalıdırki Hukuki samimiliğini görebilelim ama akp yaparsa ceza başkası yaparsa oh ne ala derse
Bu halk bir dahaki seçimde alameti farikayı Okkalı tokat olarak indiriverir bu işten çıkar peşinde koşanlara
 
Geri
Üst