- Katılım
- 6 Mar 2007
- Mesajlar
- 5,674
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Elmanın "ben armudum", karpuzun "ben salatalığım", devenin "ben kuşum" demesinin tezat olacağı gibi, şimdi AKP içinde bazı milletvekilleri ve bakanlar partinin ihanet projelerine yol açabilmek ve o projeleri masum gösterebilmek için "Ben de Ülkücüyüm, milliyetçiyim" demeye başladılar. Son günlerde AKP içinde böyle bir komedi başladı. AKP'nin temel felsefesi Türk milliyetçiliği düşmanlığı, Ülkücü karşıtlığı iken "Ben de Ülkücüyüm, milliyetçiyim" diyen milletvekilleri ve bakanlar ne kadar komik duruma düştüklerinin farkında değiller mi?
Kavramlarla ve insanların zekâsı ile niye bu kadar dalga geçiyorlar?
Türk milliyetçiliği ve Ülkücülükle mücadeleyi öncelikli misyonu haline getirmiş Recep Tayyip Erdoğan'ın emrinde çalışıp bu sıfatlardan yararlanma kurnazlığı yapmak ahlak kaybıdır ve bir suçluluk psikolojisidir.
Türklük dendiği vakit öteden beri kendinden geçen ve alerji duyduklarını her türlü eylem-söylemlerinde gösteren bir partinin bakanı ve milletvekili olarak "Ben de Milliyetçiyim, ben de Ülkücüyüm" diyebilmeleri aynı zamanda zekâ probleminin göstergesidir.
Ülkücülük, Türk milliyetçilerinin özel sıfatı ve dünya görüşüdür, bunun tek adresi de MHP'dir.
Geçmişte hasbelkader Ülkü Ocakları ve MHP içinde bulunmuş ama daha sonra başka oluşumlar ve partiler içinde hayatını devam ettirmiş kişiler, kimlerle birliktelik yaptığına bakarak bu sıfatlardan yararlanmayı bırakmalıdır. Eğer geçmişteki kimliklerinin tam aksi bir yola sapmışlar ve o yolda hizmetlerini sürdürüyorlarsa, karakterli olsunlar kendi parti kalıplarına uyum sağlayarak siyaset yapsınlar.Eğer "bir hata ettik, bu Türk milliyetçiliği ve Ülkücülük düşmanlarının arasına düştük" diyorlarsa da en kısa zamanda istifalarını vererek fikri şahsiyetlerini göstersinler
Türklüğe karşı cephe açmaktan başka hiçbir özelliği olmayan, Türk milliyetçilerine düşman gözüyle bakan bu partide bakan ve milletvekili olmayı sürdüreceklerse, dediğim gibi parti kalıbına uyarak, ABD'nin projelerine hizmet etmenin, Türk düşmanı Talabani ve Barzani ile kucaklaşmanın, PKK'ya her türlü tavizi vermenin, Hıristiyan ve Yahudilerin taleplerine yol açmanın kendi partilerine uygun zevkini yaşamaya devam etsinler
Ama asla Türk milliyetçiliği ve Ülkücülük gibi ulvi değerleri ağızlarına almasınlar
Bu sözlerimiz "Ülkücü kökenli Kürt'üm." diyerek bir ihanet projesi olan "Kürt Açılımına" destek arayan Devlet Bakanı Zafer Çağlayan'ın şahsında AKP içinde "Ben de Ülkücüyüm, milliyetçiyim" diye açıklamalar yapan diğer kişilere yöneliktir.
AKP içinde son günlerde böyle bir furyanın başlamasının yegâne sebebi, başlattıkları "Kürt açılımı" ile birlikte AKP'nin çöküşe geçmesidir. Bazı bakan ve milletvekillerinin son günlerde cümlelerini "Milliyetçilik-Ülkücülük" kavramları ile başlatmaları da içinde bulundukları zor durumu ve MHP'nin nasıl bir haklı durumda olduğunu göstermektedir.
Herhalde her şeyi istismar etmede büyük bir yetenek olan Recep Tayyip Erdoğan bu bakan ve milletvekillerine "Milliyetçilik-Ülkücülük" istismarı yaparak, AKP'yi sıkıştığı yerden çıkarın talimatı vermiş olmalı ki, özellikle AKP'nin zor günler yaşadığı şu günlerde bu tür sözleri çok duymaya başladık
AKP'nin kuruluş aşamasında MHP'den istifa edip AKP'ye geçen Sadık Yakut isimli kişi de açıklamasında "AKP'de de milliyetçi-Ülkücü olmayı sürdüreceğim" demiş, Recep Tayyip Erdoğan da Sadık Yakut'a anında cevap vererek böyle bir şeye AKP içinde müsaade etmeyeceğini söylemişti.
AKP içinde Rumcu, Ermenici, Kürtçü, Barzanici, Talabanici, Obamacı, Öcalancı olabilirsiniz ama asla Türk milliyetçisi olamazsınız. AKP'nin en net kırmızıçizgisi budur.
Ama siyasi rant için günü gelir istismar için bu kavramları kendi nasıl kullanıyorsa, bakan ve milletvekillerine de Recep Tayyip Erdoğan'ın tarzına uygun bir şekilde istismar için kullanabilirler.
AKP içinde "Ben de Milliyetçiyim, ben de Ülkücüyüm" diyen bu bakan ve milletvekillerine aslında Recep Tayyip Erdoğan davul ve tokmak vererek, Habur Sınır kapısından yeniden gelecekleri söylenen PKK'lı teröristleri karşılatacaktır.AKP içinde onlara en çok yakışan o olur. Ne de olsa bu karşılamaları Recep Tayyip Erdoğan "güzel, umut verici, olumlu ve sevindirici" bulmuyor mu?
Zafer Çağlayan ve diğerleri artık istismar kurnazlığını bıraksınlar, ne iseler o olmaya gayret göstersinler
Mevlana'nın "Ya olduğun gibi görün, ya da göründüğün gibi ol" mesajını herhalde bu dünyada en son anlayabilecek olanlar AKP'lilerdir. Çünkü siyasi karakterleri buna müsait değildir
YILDIRAY ÇİÇEK
BİRDE BAŞKA ÜLKÜCÜ -MİLLİYETCİLER VAR.KARARSIZLAR DİYE BİR KAVRAM VARDIR SEÇİMLERDE.AMA BİZ YAZILARIMIZDA FARKLI BİR HİTAP TARZI KULLANIYORUZ.YOK ASLINDA BİRBİRLERİNDEN FARKLARI
Kavramlarla ve insanların zekâsı ile niye bu kadar dalga geçiyorlar?
Türk milliyetçiliği ve Ülkücülükle mücadeleyi öncelikli misyonu haline getirmiş Recep Tayyip Erdoğan'ın emrinde çalışıp bu sıfatlardan yararlanma kurnazlığı yapmak ahlak kaybıdır ve bir suçluluk psikolojisidir.
Türklük dendiği vakit öteden beri kendinden geçen ve alerji duyduklarını her türlü eylem-söylemlerinde gösteren bir partinin bakanı ve milletvekili olarak "Ben de Milliyetçiyim, ben de Ülkücüyüm" diyebilmeleri aynı zamanda zekâ probleminin göstergesidir.
Ülkücülük, Türk milliyetçilerinin özel sıfatı ve dünya görüşüdür, bunun tek adresi de MHP'dir.
Geçmişte hasbelkader Ülkü Ocakları ve MHP içinde bulunmuş ama daha sonra başka oluşumlar ve partiler içinde hayatını devam ettirmiş kişiler, kimlerle birliktelik yaptığına bakarak bu sıfatlardan yararlanmayı bırakmalıdır. Eğer geçmişteki kimliklerinin tam aksi bir yola sapmışlar ve o yolda hizmetlerini sürdürüyorlarsa, karakterli olsunlar kendi parti kalıplarına uyum sağlayarak siyaset yapsınlar.Eğer "bir hata ettik, bu Türk milliyetçiliği ve Ülkücülük düşmanlarının arasına düştük" diyorlarsa da en kısa zamanda istifalarını vererek fikri şahsiyetlerini göstersinler
Türklüğe karşı cephe açmaktan başka hiçbir özelliği olmayan, Türk milliyetçilerine düşman gözüyle bakan bu partide bakan ve milletvekili olmayı sürdüreceklerse, dediğim gibi parti kalıbına uyarak, ABD'nin projelerine hizmet etmenin, Türk düşmanı Talabani ve Barzani ile kucaklaşmanın, PKK'ya her türlü tavizi vermenin, Hıristiyan ve Yahudilerin taleplerine yol açmanın kendi partilerine uygun zevkini yaşamaya devam etsinler
Ama asla Türk milliyetçiliği ve Ülkücülük gibi ulvi değerleri ağızlarına almasınlar
Bu sözlerimiz "Ülkücü kökenli Kürt'üm." diyerek bir ihanet projesi olan "Kürt Açılımına" destek arayan Devlet Bakanı Zafer Çağlayan'ın şahsında AKP içinde "Ben de Ülkücüyüm, milliyetçiyim" diye açıklamalar yapan diğer kişilere yöneliktir.
AKP içinde son günlerde böyle bir furyanın başlamasının yegâne sebebi, başlattıkları "Kürt açılımı" ile birlikte AKP'nin çöküşe geçmesidir. Bazı bakan ve milletvekillerinin son günlerde cümlelerini "Milliyetçilik-Ülkücülük" kavramları ile başlatmaları da içinde bulundukları zor durumu ve MHP'nin nasıl bir haklı durumda olduğunu göstermektedir.
Herhalde her şeyi istismar etmede büyük bir yetenek olan Recep Tayyip Erdoğan bu bakan ve milletvekillerine "Milliyetçilik-Ülkücülük" istismarı yaparak, AKP'yi sıkıştığı yerden çıkarın talimatı vermiş olmalı ki, özellikle AKP'nin zor günler yaşadığı şu günlerde bu tür sözleri çok duymaya başladık
AKP'nin kuruluş aşamasında MHP'den istifa edip AKP'ye geçen Sadık Yakut isimli kişi de açıklamasında "AKP'de de milliyetçi-Ülkücü olmayı sürdüreceğim" demiş, Recep Tayyip Erdoğan da Sadık Yakut'a anında cevap vererek böyle bir şeye AKP içinde müsaade etmeyeceğini söylemişti.
AKP içinde Rumcu, Ermenici, Kürtçü, Barzanici, Talabanici, Obamacı, Öcalancı olabilirsiniz ama asla Türk milliyetçisi olamazsınız. AKP'nin en net kırmızıçizgisi budur.
Ama siyasi rant için günü gelir istismar için bu kavramları kendi nasıl kullanıyorsa, bakan ve milletvekillerine de Recep Tayyip Erdoğan'ın tarzına uygun bir şekilde istismar için kullanabilirler.
AKP içinde "Ben de Milliyetçiyim, ben de Ülkücüyüm" diyen bu bakan ve milletvekillerine aslında Recep Tayyip Erdoğan davul ve tokmak vererek, Habur Sınır kapısından yeniden gelecekleri söylenen PKK'lı teröristleri karşılatacaktır.AKP içinde onlara en çok yakışan o olur. Ne de olsa bu karşılamaları Recep Tayyip Erdoğan "güzel, umut verici, olumlu ve sevindirici" bulmuyor mu?
Zafer Çağlayan ve diğerleri artık istismar kurnazlığını bıraksınlar, ne iseler o olmaya gayret göstersinler
Mevlana'nın "Ya olduğun gibi görün, ya da göründüğün gibi ol" mesajını herhalde bu dünyada en son anlayabilecek olanlar AKP'lilerdir. Çünkü siyasi karakterleri buna müsait değildir
YILDIRAY ÇİÇEK
BİRDE BAŞKA ÜLKÜCÜ -MİLLİYETCİLER VAR.KARARSIZLAR DİYE BİR KAVRAM VARDIR SEÇİMLERDE.AMA BİZ YAZILARIMIZDA FARKLI BİR HİTAP TARZI KULLANIYORUZ.YOK ASLINDA BİRBİRLERİNDEN FARKLARI