Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Okunulası olması gereken hayat , susulası satırlarda can buluyor
Say ki küçük bir çocugum
Gidisini anlayamayacak kadar küçük
Saf bir bulutun çözüldügü gibi
Yagmurlarla yirtiliyor içim
Saçlarin nasildi, gözlerin nasil
Uzun muydun serviler gibi
Nasil kokardi yüzüme egilen solugun
Okudugun masallarda kaldi sesin
Say ki bir çocugum
Gidisini anlayamayacak kadar küçük
Içimin sorulari gözlerimde büyürken
Nedenini bilmeden, anlamadan, belki sezerek
Aglayan küçük bir çocugun ardindan
Saf bir bulutun çözüldügü gibi
Yagmurlarla yirtiliyor içim
Niye kundagina sigmayan
Afacan bir çirpinisim bugün
Daha yüzünün resmiyle boyamadan
Aklimin bütün duvarlarini
Minik kalbimi nasil birakip gittin
Geçen teyzem gösterdi
Gökyüzündeki o teneke kusu
Onun içine nasil sigdin annem
Sahi gitmek neydi
Emdigim parmagimi
Niye aciyla isirdim o gün?
Gece içimde çözülmez bir bilmeceydi Rapunzel, prensten umudunu kesip Kör bir makasla saçlarını kökten kesti Pamuk prenses, hep kötü yüreklilerin kazanacağını anlayıp Elmayı gönüllü yedi Uyuyan güzel, rüyaların hayattan daha güzel olduğuna karar verip İğneyi yüreğine batırdı
Külkedisi, hayallerin asla gerçekleşmeyeceğini düşünüp Cam ayakkabıyı kırıp, cam kırıklarını bileğine dayadı Kırmızı başlıklı kız, kurda âşık oldu Anneannesini kurda yem etti Pinokyo yalan bir aşk uğruna Kendini ateşe attı yandı bitti kül oldu Mecnun Leyla`yı aldattı Romeo ölürken Julyet kılını bile kıpırdatmadı Kaf dağına kar yağdı, Anka kuşu donarak öldü
Gökten üç acı düştü Biri benim yüreğime Biri bu masalı okuyanların yüreğine Biride son umut ışığının üzerine
Zamane çocuklarıyız biz sevgilim. Biz dışarda oyun oynarken Bağdat çöktü Biz dizi izlerken Furkan öldü. Haberler bitti tv'de reklamlar oynuyor şimdi sevgilim.
Ölsem,
Ölüp gitsem mesela ....
Nasıl öldüğümü bilmeden, aniden.
Sen gelirsin aklıma yine...
Ölüp gittiğime değil de
Seni burda yapayalnız, bensiz
Koyup gittiğime yanar, yanar içim...
Sen aklıma gelince
Sessizce akar süzülür gözyaşım.
Sevdiğim, yoldaşım, aşkım...
Burkulur yanar içim...
Sevgilim beni dinle! Bu aşkın alfabesinde sessiz harflere yer yok Çünkü kalbimin akustiğiyle sarsılıyor bedenim Çünkü aklımın mahpusunda isminin tüm sesli harflerini Karantinaya aldım..
Dinle sevgilim! Mavi saçlı titanlar kelebekleri çocukların göğüs kafeslerine hapsedip Onlara özgürlüğü öğretirlerdi Ve şimdi ben de çocuklar gibi coşkulu Kararan gökyüzümü yeniden maviye boyayacağım. Senin için döktüğüm gözyaşlarımı biriktirip Avuçlarına bırakacağım.. /Benim için topladığın papatyalar Yeniden yeşerip can bulsun diye../ Ve bundan sonra her ağladığımda Bir çiçeğe can vereceğimi düşünüp gülümseyeyim diye..
Bir başkadır sevmek,
Bir başkadır başka yüreklerde gezmek...
Sevmek! ...
Adı kadar güzel bir duygudur.
Yaşamak ancak onunla güzeldir,
Ve çiçekler; severken güzel gelir insana..
Unutma! ... Sevgisiz anlamı yoktur hayatın.
Yüreğine zor gelir hayat, sevgisi olmayana.
Ve unutmadan, geceler çok karanlıkken sevmeyende,
Sevgisi olanın karanlık timsali olan tek şeyi, siyah ayakkabılarıdır
Zamanın gözüne kaçan
bir saman çöpüydü ömrüm
küçük bir toz burgacıydım
ıssız bozkır yollarında
yırtık etekli kuru yel
gibi esiverip geçtim
yoksul bir köy sokağında
bilemedim gerisini dünyanın
fırtlar fışırlar içinden
bulanık bir yağmur seli gibi
akıverip geçtim...
..teri soğumamış bir ayrılıkla içilen özlem, ateş yapar..
dün gibi hatırlıyorum ayrıldığımız günü
24 ocak../..kış../..kıyamet../..felaket
sanki herkes beni görmek için toplanmıştı şehir meydanında
parmaklarıyla gösteriyorlardı../..işte bu kadın terk edildi naralarıyla
bu günlerde../.dalgasını geçebiliyorum vedaların
o günlerde../..serum kokularına bulaşmıştı bütün kılcal damarlarım
gerçekte kim olduğunu çok düşündüm,
özleminin yer yer sağanak yağışlı olduğu zamanlarda
galiba artık biliyorum
sen../..büyümeye zamanı olmayan çocukların,
dar zamanlarda attığı içten bir kahkahasın
Hepsinde ayrı bi anı bulmak, her satıra ayrı bi anlam yüklemek, biraz durgun ve kırgın yüreklerden dökülen bu satırları okumama sebep olduğunuz için çok teşekkür ederimm..
Emeğinize sağlık
Ne hesabını veremeyeceğim bir günüm oldu
ne de vicdanımı lekeleyen bir geçmişim...
Ne hissettiysem onu söyledim , onu yaşadım...
Yaşadığım bir tek andan bile pişmanlık duymadım...
Asla keşkelerim olmadı...
Hiçbir zaman kendimle vicdan mahkemesi yapmak zorunda kalmadım..
Karşıma bazen gerçek yüzler , bazen sahteler çıktı ama olsun ...
ben yine sadece hislerimle yaşadım..
Asla sevmediğim birine seni seviyorum demedim ,
ya da asla birini severken karşılığını beklemedim...
Dostluğuma değer biçmedim , sevgime ise hiçbir zaman sınır çizmedim...
Sevdiysem sonuna kadar gittim,bitirdiysem öldürse de hasreti geriye dönmedim...
Bazen çok kırıldım , bazen belki de kırdım...
Ama hata insana mahsustur dedim..
Affettim , af diledim..
Kimileri birden fazla kırdılar kalbimi ama ben onları yinede affettim..
Onlar belki beni saflıkla yargıladılar.
Belki de içten içe sinsice güldüler...
Ama asıl unuttukları şuydu...
Ben aldanmadım...
Aldanan her zaman kendileri oldular ama bunu anlayamadılar...
Bir insan kaybının ne olduğu bilemedikleri için...
Kaybetmek onlar için bir alışkanlık haline geldiği için......
Oysa ben hiç insan kaybetmedim...
Sadece zamanı geldiğinde vazgeçmeyi bildim o kadar..