1001Design
330i ///M3 Design
Mustafa Kemal olmasaydı demokratik ve modern Türkiye olmazdı. Ana-babanız da kalmazdı, siz de bugün burada olmazdınız.
Avrupa ve Rusya, Türklerin göçe zorlanması veya katledilmelerinde görüş birliği içindeydi. Planlı bir imhaya uğradı Türkler. Kurtuluş Savaşı öncesi Türklere hayat hakkı yoktu
ATATÜRK’ün Mirası: “Bir Ulusun Bilinç Değişimi” adlı sempozyum ile modern Türk devletinin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk çeşitli yönleriyle BM’de tanıtıldı. 3 saatlik sempozyumun en ateşli konuşmacısı Kentucky Üniversitesi Tarih Profesörü Justin McCarthy oldu. Prof. McCarthy konuşmasının başında ve sonunda, “Mustafa Kemal olmasaydı demokratik ve modern Türkiye olmazdı. Ana-babanız da kalmazdı, siz de bugün burada olmazdınız” diye salona seslendi. Maryland ve Harvard üniversitelerinde eğitim gören Doç. Umut Üzer’in yönettiği panelde Türk ve Osmanlı tarihi üzerinde uzman Dr. Namık Volkan, Prof. Justin McCarthy, Prof. Arnold Reisman, Doç. George Gawrych, Mustafa Kemal’in asker ve devlet adamlığı yanısıra bilim, teknoloji, sosyal, sanatsal ve dine bakışı da incelendi.
2 numaralı salon
BM’nin 2 numaralı ana konferans salonunda Türk misyonu himayesinde ABD’de İstanbul Üniversitesi Mezunlar Cemiyeti (IUAA)’nin düzenlediği sempozyuma çoğunluğu Türk dinleyicilerin yanı sıra Atatürk’ün manevi kızı Ülkü Adaktepe’de katıldı. IUAA’nin başkanı Mehveş Sönmez’in, “100 yılların yetiştirdiği ender dehalardan biri. Atatürk’ün araştırılacak, öğrenilecek çok yönü var” şeklindeki açışını takiben BM Daimi Temsilcisi Büyükelçi Ertuğrul Apakan panelistlerden önce kısa bir konuşma yaptı.
Türk kalmazdı
Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönem uzmanı olan McCarthy, insanlık tarihinin en büyük göçlere zorlanan ırkının Türkler olduğunu söyledi ve şöyle dedi: “Avrupalılar ve Ruslar Türklerin ya göçe zorlanması veya katledilmelerinde görüş birliği içindeydiler. Kasıtlı, planlı bir imhaya uğradı Türkler. 1. Dünya Savaşı’nda Avrupa, Balkanlar ve Kafkaslarda kaybedilen topraklarda yaşayan milyonlarca Türk zorlu göç nedeniyle mülteci oldu. Yalnızca Ege bölgesinde 1 milyon 200 bin Türk mültecinin üçte biri öldü. Harp sonunda Türklere bırakılması düşünülen bölge Zonguldak, Kastamonu, İzmit ve Bolu idi. Kurtuluş Savaşı öncesinde hiçbir ülke Türklere hayatta kalma şansı görmüyordu. Türkler tamamen yenilgiye uğradı, askeri yıllardır süregelen savaşlardan yorgun, halkı yoksul. Tek olumlu faktör ise Türk ruhu idi ve kendini Türklüğe adamış bir deha, Atatürk, çıkageldi. Mustafa Kemal olmasaydı ne Türk devleti olurdu, ne de Türk kalırdı.”
Vatan, etkilerdi
Baylor Üniversitesinde tarih hocalığı yapan Doç. George Gawrych, ABD ordusunda uzun yıllar subay olarak hizmet vermesine rağmen Ankara’da iki yıl arşiv araştırmalarında Atatürk’ün insani yönünü incelediğini bildirdi, şöyle konuştu: “Asker ve subayların vatan için gözleri kapalı kendilerini ölüme atması çok etkilerdi Atatürk’ü. Kararlarını akıl ve vicdan tartısına koyardı. Subaylarına ‘Büyük taarruzdan önce karar vermeden önce soğukkanlı olun. Harekatta işgal altında topraklarımıza geldiğinizde paniğe kapılmayın’ dedi. Taarruz emrini sadece yanındaki subayların değil tüm ordunun duymasını istedi ve ‘Ordular ilk hedefiniz Akdeniz’dir’ emrini verdi.”
Avrupa ve Rusya, Türklerin göçe zorlanması veya katledilmelerinde görüş birliği içindeydi. Planlı bir imhaya uğradı Türkler. Kurtuluş Savaşı öncesi Türklere hayat hakkı yoktu
ATATÜRK’ün Mirası: “Bir Ulusun Bilinç Değişimi” adlı sempozyum ile modern Türk devletinin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk çeşitli yönleriyle BM’de tanıtıldı. 3 saatlik sempozyumun en ateşli konuşmacısı Kentucky Üniversitesi Tarih Profesörü Justin McCarthy oldu. Prof. McCarthy konuşmasının başında ve sonunda, “Mustafa Kemal olmasaydı demokratik ve modern Türkiye olmazdı. Ana-babanız da kalmazdı, siz de bugün burada olmazdınız” diye salona seslendi. Maryland ve Harvard üniversitelerinde eğitim gören Doç. Umut Üzer’in yönettiği panelde Türk ve Osmanlı tarihi üzerinde uzman Dr. Namık Volkan, Prof. Justin McCarthy, Prof. Arnold Reisman, Doç. George Gawrych, Mustafa Kemal’in asker ve devlet adamlığı yanısıra bilim, teknoloji, sosyal, sanatsal ve dine bakışı da incelendi.
2 numaralı salon
BM’nin 2 numaralı ana konferans salonunda Türk misyonu himayesinde ABD’de İstanbul Üniversitesi Mezunlar Cemiyeti (IUAA)’nin düzenlediği sempozyuma çoğunluğu Türk dinleyicilerin yanı sıra Atatürk’ün manevi kızı Ülkü Adaktepe’de katıldı. IUAA’nin başkanı Mehveş Sönmez’in, “100 yılların yetiştirdiği ender dehalardan biri. Atatürk’ün araştırılacak, öğrenilecek çok yönü var” şeklindeki açışını takiben BM Daimi Temsilcisi Büyükelçi Ertuğrul Apakan panelistlerden önce kısa bir konuşma yaptı.
Türk kalmazdı
Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönem uzmanı olan McCarthy, insanlık tarihinin en büyük göçlere zorlanan ırkının Türkler olduğunu söyledi ve şöyle dedi: “Avrupalılar ve Ruslar Türklerin ya göçe zorlanması veya katledilmelerinde görüş birliği içindeydiler. Kasıtlı, planlı bir imhaya uğradı Türkler. 1. Dünya Savaşı’nda Avrupa, Balkanlar ve Kafkaslarda kaybedilen topraklarda yaşayan milyonlarca Türk zorlu göç nedeniyle mülteci oldu. Yalnızca Ege bölgesinde 1 milyon 200 bin Türk mültecinin üçte biri öldü. Harp sonunda Türklere bırakılması düşünülen bölge Zonguldak, Kastamonu, İzmit ve Bolu idi. Kurtuluş Savaşı öncesinde hiçbir ülke Türklere hayatta kalma şansı görmüyordu. Türkler tamamen yenilgiye uğradı, askeri yıllardır süregelen savaşlardan yorgun, halkı yoksul. Tek olumlu faktör ise Türk ruhu idi ve kendini Türklüğe adamış bir deha, Atatürk, çıkageldi. Mustafa Kemal olmasaydı ne Türk devleti olurdu, ne de Türk kalırdı.”
Vatan, etkilerdi
Baylor Üniversitesinde tarih hocalığı yapan Doç. George Gawrych, ABD ordusunda uzun yıllar subay olarak hizmet vermesine rağmen Ankara’da iki yıl arşiv araştırmalarında Atatürk’ün insani yönünü incelediğini bildirdi, şöyle konuştu: “Asker ve subayların vatan için gözleri kapalı kendilerini ölüme atması çok etkilerdi Atatürk’ü. Kararlarını akıl ve vicdan tartısına koyardı. Subaylarına ‘Büyük taarruzdan önce karar vermeden önce soğukkanlı olun. Harekatta işgal altında topraklarımıza geldiğinizde paniğe kapılmayın’ dedi. Taarruz emrini sadece yanındaki subayların değil tüm ordunun duymasını istedi ve ‘Ordular ilk hedefiniz Akdeniz’dir’ emrini verdi.”