nurcular okullarada el atti

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

Aslan Amca

Banned
Katılım
2 May 2007
Mesajlar
86
Reaction score
0
Puanları
0
Said-i Nursi "savaş kahramanı" ilan edildi
Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı bir okulun internet sitesinde Said-i Nursi hakkında övgü dolu sözler yar aldı

Nur tarikatı kurucusu Said-i Nursi, Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı Konya Ilgın’daki İnönü İlköğretim Okulu’nun internet sitesinde, "Savaş kahramanı" olarak ilan edildi. Sitenin rehberlik bölümünde, "Hazret" olarak bahsedilen Said-i Nursi ve talabeleri hakkında övgü dolu bir söyleşi yayınlandı.

KONYA’da Ilgın İlçesi’nde 350 öğrencili İnönü İlköğretim Okulu’nun www.ilgininonu.k12.tr web sayfasındaki ’Rehberlik Öyküleri’ bölümünde, Said-i Nursi ve talebeleri ile ilgili övgü dolu sözlerin yeraldığı bir söyleşi yayınlandı. ’Uzun Bir Ayrılıktan Sonra’, başlıklı söyleşiyi kimin yaptığına dair sitede herhangi bir bilgi yer almıyor. Yazının bir bölümünde Said-i Nursi’den ’Savaş kahramanı’ bir bölümünde ise ’Hazret’ olarak bahsedilmesi dikkat çekti. Eğitim-İş Sendikası Konya Şube Başkanı Veli Demir, cemaat propagandalarının artık okulların internet sitelerinde açıktan yapılmaya başladığını belirterek, "Okulun internet sitesinde Atatürk’e ve Cumhuriyete bakışı belli olan bir tarikat liderinin kahraman gösterilmesi aymazlıktır. AKP iktidarı döneminde eğitim sisteminin ne kadar dinselleştiğinin açık göstergesidir. Bir tarikat şeyhinin açıkça internet sitesine konulması Cumhuriyet’e bir meydan okumadır" dedi. Yaşanan bu olayın sorumlusunun Konya İl Milli Eğitim Müdürlüğü olduğunu söyleyen Demir, "Çünkü müdürlük, son yaptığı yönetici atamalarında çağdaş, demokrat ve Atatürkçü düşünen yöneticiler yerine daha çok Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi branşlı öğretmenleri tercih etmiştir" diye konuştu. Türkiye’de 60 bine yakın okulun medrese anlayışı ile yönetildiğini savunan Demir, "Demokrat, çağdaş ve Atatürkçü öğretmenler de sindirilmeye çalışılmaktadır" iddiasında bulundu. İnönü İlköğretim Okulu yöneticileri ise konuyla ilgili olarak açıklama yapmaktan kaçındı. Okulun internet sitesindeki yazının bazı bölümleri şöyle:


MÜÇTEHİD "...Daima işleyen ve düşünen bir kafa. Nakillerle pek meşgul değil. Onun rehberi yalnız Kuran. Bütün feyiz ve zeka kaynağı bu. Bütün o lem’alar, doğrudan doğruya bu kaynaktan nebean ediyor. Bir müçtehid, bir imam kadar rey sahibi. Kalbi bir Sahabe kadar imanla dolu. Ruhunda Ömer’in şehameti var. Yirminci asırda Devr-i Saadeti nefsinde yaşatan bir mü’min. Bütün hedefi iman ve Kuran."

FEDAİ "...Harp meydanlarında, mücahitlerin önünde, kılıç elinde, dim dik ayakta düşmana saldıran bir kahraman. Esarette, düşman kumandanına karşı koyan bir kahraman. İdam sehpasında, düşman kumandanını düşündüren, insafa getiren bir kahraman. Millet ve memleket için canını vermekten zerre kadar çekinmeyen bir fedai."

HAŞMETLİ "...Yapısı ufak tefektir, fakat heybetlidir, haşmetlidir. Gözleri birer şems-i taban gibi nur saçar. Bakışları şahanedir. Maddeten, belki dünyanın en fakir adamıdır, fakat maneviyat aleminin sultanıdır."

FAZİLETLİ "...Memleketin her tarafında 600 bini mütecaviz, belki bir milyonu bulan talebeleri, memleketin en faziletli evlatlarıdır. Üniversitenin muhtelif fakültelerinde müsbet ilimler tahsil eden şakirtleri pek çoktur, yüzlercedir, binlercedir. Hiçbir Nur talebesi yoktur ki, sınıfının en faziletlisi, en çalışkanı olmasın."

SORUŞTURMA AÇILDI Haberin internet sitelerinde yayınlanmasından 2 saat sonra okul yönetimi yazıyı siteden geri çekti. Konya İl Milli Eğitim Müdürü Halil Şahin, okulun web sayfasında yer alan Said-i Nursi ve talebelerini öven yazıyla ilgili soruşturma başlattı. Şahin, "Konu inceleniyor. Yazının içeriğinin Bakanlığın belirlediği kriterlerine uygun olmadığı tespit edilirse, sorumlular sonuçlarına katlanacak" dedi.

http://www.haberturk.com/haber.asp?id=22062&cat=110&dt=2007/05/03
 
Yazılanlar yalan deil yalnız

Said Nursi savaşmış ve hatta esir düşmüş bir insandır.Ayrıca yazdığı tefsirler şu an bir çok dile çevrilmiş, bir çok insan tarafından okunmaktadır..Alim bir insandır..

Ancak okulda böyle bir şey yapılması tartışılır tabi ki..Aslında bence sakıncası yok ya neyse ;)
 
Ben hakkında bir çok kaynak okudum eğer benim bilmediğim bir şey biliyorsanız ya da yazdıklarım doğru deilse buyrun yazın bende merak ettim şimdi ;)

Asla gocunmam yanlışımın düzeltilmesinden :=)))
 
Said-i Nursi kimdir?

Kusaid.jpg


1877 yılında Bitlis'in Hizan ilçesine bağlı Nurs köyünde doğan ve 24 mart 1960 tarihinde ölen ve bidayette Saidi Kürdi diye anılan bir şahsın esas gayesi, Türklüğü tahrif ederek ayrı bir Kürt devleti kurmaktır. Nitekim yaşamı boyunca bu amacını gerçekleştirmek için etkinlik göstermiştir.

Doğduğu bölgeden İstanbul'a gelen Said-i Kürdi, 31 Mart ayaklanmasına katılmış, Milli mücadele döneminde Kürt Teali Cemiyeti kurucuları arasında yer almıştır.

(kaynak Marmara Brifingi: Orgeneral turgut Sunalp, Korgeneral Abdurrahman Ergeç, Tümgeneral Recai Engin, Tümgeneral, Memduh Ünlütürk, Tümgeneral Fazıl Polat, Kur. Alb. Fikret Küpeli...) Bu zamandan 1950'ye kadar risaleleri yaymaya ve cemaatini büyütmeye devam etmiştir.

1950 sonrasında yazmış olduğu risalelere dayanan cemaatini iyice güçlendirmiş ve bu dönemki DP hükümeti le işbirliğine girmiştir. Atatürk'ün başlatıığı toprak reformunu yarıda bırakarak bölgesinin ağalara ve şeyhlerin elinde kalmasında büyük pay sahibi olan Said-i Nursi zamanın iktidarı Adnan Menderes tarafından eli öpülerek el üstünde tutulmuştur.

1960 ihtilaliyle birlikte Adnan Menderes ve diğerleri asılmıştır. Said-i Nursi'nin cesedi de İhtilal subayları tarafından ortadan kaldırılmıştır.



Volkan Gazetesi
Şeriat devleti isteyenlerin bütün hareketlerinin gerisinde emperyalizmin çirkin yüzü sırıtmaktadır. 31 Mart irtica olayında da Derviş Vahdeti'nin ve Melanzade Rıfat'ların iplerini elinde tutan gerçek güç emperyalizmdir.

15 Aralık 1908 tarihli Volkan, İngilizlerin adem-i merkeziyetçiliği sayesinde Kıbrıs'ın "küçük bir İsviçre" haline geldiğini ileri sürmektedirler. Oysa ki Kıbrıs İngiltere hükümetinin Osmanlı'dan alacaklarına akrşılık rehin aldığı fakat ilk bahaneyle el koyduğu veişgal ettiği, nüfusunun da Yarıya yakınının Türk olduğu bir topraktır. İngilizlerin burayı tek kurşun bile sıkmadan dalavereyle ele geçirmesini ve sömürge kurmasını Volkan gazetesi alkışlamaktadır.

8 Nisan 1909 tarihli Volkan: "İngiliz Hükümetinden, kuvvetli, mütefennin, her surette müterakki, hami-i insaniyet bir hükümetin mevcudiyetini hala mutasavver mir?" diyerek bugünkü Amerikan dalkavukluğuna andırır biçimde İngiltere'nin her yönden propagandasını yapmaktadır.

İşta 31 Mart olayının başkahramanı Derviş Vahdeti dahi, günümüz Amerikan şeriatçılarına benzer biçimde koyu bir İngliz İngiliz şeriatçısıdır. 31 Mart yobazları önlerine çıkan ilerici subayları şehit ettikleri halde hristiyan kafirlere karşı davranışlarında son derece "centilmen"dirler. Yobazlara 31 Mart günü yollarda rastladıkları hristiyanlara korkmamaları için teminat vermişler, yabancı elçiliklerin kapılarına da nöbetçiler dikmişlerdir.

İsyandan sonra hükümet 31 Mart olayında ünlü "Intelligence Service"e mensup İngiltere elçiliği baştercümanı Fitz Maurice ile onun ihzmetindeki yerli işbirlikçilerin marifetlerini saptamışlar ama bu konuyu kurcalamaktan kaçınmışlardır.



31 Mart Ayaklanması
Halkın temsil edildiği parlamentonun kaldırılarak, Padişahın mutlak egemenliğinin geri getirilmesi için çıkan ve sloganı: "Halk burada çoban nerede?!" olan bu ayaklanma Mustafa Kemal Atatürk'ün komuta ettiği Yıldırım Orduları tarafından bastırılmıştır.

Bu ayaklanmada önemli rol oynayan Volkan gazetesi'nde de yazıları çıkan Said-i Kürdi Isparta'ya sürülmüştür.



Kürt Teali Cemiyeti
1. Dünya savaşında yenilince yurd emperyalistler tarafından daha önce yapılmış anlaşmaya uygun olarak işgale başlandı. Ülkenin her yerinde Yunan ayrılıkçısı, Ermeni ayrılıkçısı Kürt ayrılıkçısı cemiyetler türemeye başladı.

Isparta'daki sürgünden memleketine dönen Said-i Kürdi yine İngilizlerin işgal planına uygun olarak Doğu'da ve güneydoğuda İngiliz hükümeti destekli bir Kürdistan kurulması amacıyla "Kürt Teali Cemiyeti" kurucuları arasında yerini aldı.(kaynak: Marmara brifingi, 1971)

Bir yandan işgalcilerle mücadele eden Ankara hükümeti bir yandan da İngiliz destekli gerici isyanları bastırmakta başarılı olunca Said-i Kürdi bu sefer M. Kemal'le görüşmek için Ankara'ya gitti. Amacın şeriat devleti kurmak olmadığını, ulusal temele dayanan devlet kurmak olduğunu anlayınca bundan vazgeçti.

Bugün dahi Nurculukta cuma namazı kılınması farz kabul edilmez. Çünkü Said-i Kürdi'nin anlayışına göre ülke hala "müslüman" değildir. "Dar-ül harp"tir. Yani şeriatı getirmek için savaşılması geren topraklardır.

Bu anlayışa uygun olarak çıkan ve arkasında İngiliz desteği olduğu resmi belgelerle kanıtlanmış olan Şeyh Sait isyanına katıldığı için İstiklal Mahkemesince yargılandı ve birçok ilde sürgün yaşadı. İngiliz destekli bağımsız Kürdistan isteyen bu ayaklanma birçok şehrin yıkımına, ordunun büyük ölçüde kayıp vermesine ve misak-ı Milli sınırlarımız içinde olan Musul ve Kerkük'ün İngilizlere kalması ile sonuçlandı.

Nur cemaati'nde Atatürk'ün "Öküz aleyhisselam", "Beton Kemal", "Deccal" gibi isimlerle anılmasınınn arkasında bu şeriatçı ayaklanmaların uğradığı hezimetler yatmaktadır.





Risaleleri ve fikirleri
Said-i Nursi'nin yaşamı boyunca yazmış olduğu risalelerin tümüne "Risale-i Nur Külliyatı" denir.

Türkçe konuşan insanların %90'ının anlayamayacağı bir dil kullanan(ve kişisel düşünceme göre hiç de derin anlamı olmayan ve birbirinin tekrarı niteliğinde olan) bu eser, başlarda cifir'in İslam dışı olduğunu söylediği halde("cifir..., gaybı Allah'tan başkası bilmez ayetine karşı edep dışı bir davranıştır")(bkz. Lem'alar s. 39(yazıldığı tarih 1957) daha sonraki kitaplarında sık sık cifir kullanarak kendisinin ve yazdıklarının ne kadar yüce olduğunu anlatır. Buna örnek vermek gerekirse:
"-... İçlerinde bedbaht olanlar da said olanlar da vardır- anlamındaki ayetin cifir yyönünden sayı değeri 1303 eder. Hud Suresinde -Emrolunduğu gibi hareket et-, anlamında bir ayet olduğu gibi Şura suresinin 2. ayetinde de aynı anlamda bir ayet vardır. -Vav-la başlayan Şura suresindeki ayetin cifir yönünden sayı değeri de 1309 eder. Bu tarihte bütün muhataplar içinde özellikle birine Kur'an adına iltifat ediliyor, doğru olmak yolunda buyruk veriliyor. Birinci tarih(1303)de ise, Risale-i Nurlar müellifi(Said-i Nursi)nin ilim tahsiline başladığı tarihtir. İkinci ayetin tarihi ise O müellif(Said-i Nursi)nin harika bir şekilde pek az bir zamanda ilimce en son noktaya ulaştığı(!), tahsili bitirdikten sonra ders vermeğe başladığı ve 3 ayda, bir kış içinde, 15 senede ancak okunabilen 100'den çok kitap okuduğu ve o zamanın o muhitte en ünlü alimlerinin yanında o 3 ayın mahsulu fakat 15 yılın mahsulü kadar olan ilimleri kazandığı, ne kadar büyük bir alim olduğunu; hangi ilimden olursa olsun sorulan her soruya en doğru cevabı vermekle ispat ettiği tarihe rastlar."(Tasdik-i Gaybi, s. 61-62, yıl 1958)

Ayrıca Hz. Ali'nin vbg. İslam Dünyası'ndaki ünlü kişilerin sözlerinden cifir yaparak kendisini haber verdikleri anlamını çıkartır. Oysa İslam'da gelecekten haber vermek yasaktır!...

Said-i Nursi bir yerde de kendisini şöyle tanıtır:
"İngiltere'nin en yüksek bilim kurulu, Şeyhülislamlık'a 6 soru sorup cevabını istediği zaman; o 6 soruya 6 kelimeyle cevap veren;
Yabancıların en çok önem verdikleri ve bilginlerinin en esaslı düstur saydıkları ilkelerine, gerçek ilim ve marifetle karşılık verip üstün çıkan;
.... Gerek Avrupa filozoflarına, gerek ülemasına ve gerek okullarda yetişmiş olanlara meydan okuyan, kendisi hiç soru sormadan sorulan soruları eksiksiz cevaplandıran..."(Lem'alar Risalesi)

İşte Said-i Nursi böyle üstün bir kişi olduğunu kendisi anlatıyor...

Ayrıca İzmir ve Erzincan Depremleri için şöyle dediğini F. Gülen kendisi naklediyor:"Ya oralarda hiç hizmet eden yoktu(dine hizmet eden) veya onlar yenik durumda idiler ki bu bela başlarına geldi.". Yani müslümanı varsa bile azınlıktıaydı. Depremler bu yüzden olmuştu.

Fethullah Gülen de bu söze dayanrak şunu ekliyor( Prizma 2 sf 66): " -Devlet bu belayı hazrıladı, altyapı hazır değildi, inşaat ruhsatı verilmemeliydi vs.- diyorlar. Halbuki İslam inancına göre maziye ve musibetlere kader açısından bakılır. Artık bu safhada bize Allah'a tevekkül etmek düşer. Yoksa böyle bir bakış açısı, musibeti Üstad'ın ifadesiyle ikileştirir."



Adnan Menderes ve Said-i Nursi
"Ben kütüğü aday göstersem milletvekili seçtiririm.", "İstersem hilafeti geri getiririm" söylemlerinde bulunan ve Anaaysayı ihal ederek diktatörlük yolunda giden Adnan Menderes Doğu'daki ve Güneydoğu'daki şeyh, ağalık oluşumu düzeltmek için Atatürk döneminde başlatılan toprak reformunu sürdürmek bir yana oranın sömürücüleri olan ağalarla ve şeyhlerle işbirliğine girmiştir. Said-i Nursi'nin de elini öpmek seviyesine kadar düşerek cemaate hoş görünmeye çalışmış ve başarılı da olmuştur.

Yetiştirilmiş beyinleri ülkeye kazandırmak için Atatürk tarafından kurulmuş olan köy enstitülerini kapatan ve yerine imam hatip okuları açan, demiryollarını "komünist işi!" diye bırakan ve ulaşımda, sanayide, ticarette ülkenin geri kalmasına yol açan Adnan Menderes ülkeyi Amerikan benzinine bağımlı kılmayı tercih etmiş, ABD'nin isteği üzerine uçak fabrikasını kapatmıştır.

Demiryollarına halen bir çivi bile çakılmamış olması ülkemizin Mobil, BP gibi AB güdümlü sermayenin bir nuamralı sömürgesi yapmakta, Avrupa2nın toplamında daha çok kamyona sahip olmamıza neden olmakta ve trafik kazalarını bir katliam boyutuna çevirmektedir. Bütün bunların sorumlusu halka gerçekleri anlatmak yerine cemaat bilinci aşılayıp uyutanlardır.

Nurculuk Cereyani (*)

Dinci, gelenekçi çevrenin bir temsilcisi olduğu "$akirtleri" tarafindan belirtilmi$ olan Said-i Nursi (31 Mart Olaylarindan Said-i Kurdi) ye baglanan cereyan Nurculuk adini almi$tir. Said-i Nursi taraftarlari, Nursi'yi "misilsiz, muellif, hakikat kahramani, Butun islam aleminin muhtac oldugu bir filozof" olarak tanimlami$lardir. Ilmi degeri bakimindan "Aristo'yu, Ibni Sina'yi, Ibnirrust'u, Farabi'yi" geride biraktigi da muritlerince iddia edilmi$tir. Manevi sahada Turkiye'nin Gandisi oldugu belirtilmi$tir. Eseri "Risale-i Nur" Kuran-i kerim'in yirminci asirdaki tefsiri sayilmi$tir.(115) Bu hukmu, eseri hakkinda bizzat Said-i Nursi de tekrarlami$tir. Risale-i Nur'a kimsenin mani olamayacagini, onun manevi bir polis oldugunu, dunya bari$ini saglayacak kudretini kendisi de belirtmi$tir. Bu bakimdan iktidar partisi (DP) ve eski iktidar partisi (CHP), Risale-i Nur'a minnettar olmalidir, cunku o belalari defeder. O'na hucum edilirse mutlaka bir bela ile kar$ila$ilir. Nitekim bir eseri ile ilgili yapilan bir arama sirasinda sifirin altinda 18 derece soguk olmu$tur. (116)

Said-i Nursi'nin Kuran'i yorumlayan yazilari yaninda siyasi ve sosyal fikirlerini içerenler incelendiginde bu alandaki fikirlerinin ilmi açidan zayif olduklari gorulmektedir. Genel olarak Said-i Nursi'nin fikirleriyle dinci çevrenin savundugu fikirler arasinda birlik vardir.

Said-i Nursi ve talebeleri, Cumhuriyet'in 1950 senesine kadar olan devresini mutlak bir istibdat (dikta) saymi$lardir. Bu zaman içinde pek çok tekliflerinin sonuçsuz kaldigini da uzuntuyle kaydetmi$lerdir. Said-i Nursi 1950 genel seçimlerinden sonra ba$layan devreyi fikirleri için bir kabul ve gerçekle$me devri saymi$tir.

Said-i Nursi genel olarak teokratik bir devlet $eklinin taraftarligini yapmi$tir. Bu fikrini El Hutbei $amiye ba$likli 31 Mart olayini konu edinmi$ bir risalesinde ileri surmu$tur. (117) Bu suretle laiklik prensibini de tamamen reddetmi$ olmaktadir.Mesela $apka giyimi ona gore islam'in geleneksel kanunlarina muhaliftir, çar$afa gelince, kadinlar için bir " kale ve siper" anlamindadir. (118) Açik bacak ve yarim çiplak kadinlar iman ehline saldirmaktadirlar. Çiplak bacaklar, "cehennem odunlari" dir. Cehennemde yilan suretinde gorunurler. Tesetture uymayan kadinlar cehennemde azap çekeceklerdir.(119)

Çok kadinla evlenmeye gelince, bir erkek birden çok nikah altina alinamayacagi gibi, ba$ka kadinlari da nikah edebilir. (120) Kadinlarin bo$anmak için mahkemeye ba$vurmalari "islam onuruna ve milli $erefe" yaki$mamaktadir. (121)

Ogretim alaninda da Said-i Nursi'nin bazi fikirleri ve teklifleri vardir. Bir anne çocugunu hafiz mektebinden alip Avrupa'ya gondermekle çocugunun ebedi hayatini tehlikeye koydugunu du$unmemektedir. (122) Yuksek ogretim alaninda Said-i Nursi'nin dikkat çeken teklifi "dogu universitesinin" kuruşu$udur. Bu universite Kahire'deki "camiulezher" in kizkarde$i olacaktir. Ogretim dili bakimindan "Arap vacip, Kurt caiz, Turk lazim" (123) $ark universitesi geleneklere dayanmalidir. "Batilila$maya ve medeniyete muhtaciz" tezi bu universiteye uygulanamaz. (124) Istanbul Universitesinde ileride bir "Nur medresesi" açilmalidir. (125)

Said-i Nursi "Ba$bakan ve dindar milletvekillerine" hitaben yazdigi bir mektupta laiklik prensibinin uygulanma $ekli hakkindaki fikirlerini açiklami$tir. Siyaset gizli dinsizlige degil, dine alet edilmelidir. Bu goru$ bizi Said-i Nursi'nin natilila$ma meselesi uzerindeki du$unceleriyle kar$ila$tirmaktadir. Islamiyet milliyetinden faydalanacak yerde , batilila$mak dalalete, sefahate, yabanci politikaya dayali bir ya$ayi$ $ekli sayilmi$tir. Gizli munafik ve zindiklar, batilila$mak bahanesiyle, dini siyasete alet etmi$lerdir. Avrupa, kulturuyle maddeten islam alemini yenmi$ olabilir. Fakat dinen yenememi$tir.Islam dunyasinda Avrupa kulturuyle iyile$tirme (islahat) yapilamaz.(126) Avrupa medeniyeti artik "kurtlanmi$ bir agaç" halindedir ve Asya medeniyetine yenilecektir. Cumhuriyet rejimini kurmak için "Avrupa'ya dilencilik etmek, islama buyuk cinayettir" Zira islam bu rejimi 13 asir once getirmi$tir.(127)

Nurculuk hareketi bir aksiyon cephesine de sahip olmu$tur. Said-i Nursi propaganda gezilerine çikmi$, genel ortami oldukça me$gul etmi$tir. Zamanin iktidari bu hareketi desteklemi$tir.



Said-i Nursi'nin olumunden sonra Nuculugun durakladigi ve "ittihadi muhammedi firkasi" hakkinda soyledigi gibi bir tunele girdigi soylenebilir. Bu hareketin Turk devrim prensiplerine muhalefetleri kayda deger ozelliktedir.

(*) : 1996 Tarik Z. Tunaya, Turkiye'nin siyasi Hayatinda BATILILASMA HAREKETLERI, sf 190-194

115- Risale-i Nur hakkinda Ankara Universitesinde verilen konferans (Ankara 1957)- E$ref Edip : Risale-i Nur muellifi Bediuzzaman Said-i Nursi (ıstanbul 1952- 1317)

116-Bediuzzaman Hz. Said-i Nursi nihayet konu$tu. (Hur Adam No. 344- 20 $ubat 1959, s 1-4) Ankara'da Nurcular hakkinda devam eden mahkeme safhalari ve Avk. Bekir Berk'in savunmasi için Bkz Hur Adam No 311 den itibaren Said-i Nursi'nin Tesettur Risalesi hakkinda uyesi bulundugumuz bilirki$i heyeti , verdigi rapor dolayisiyla dokuz imzali bir tehdit mektubu almi$tir. (1952) Bu raporda da Risale-i Nur'un tedrisati sayesinde on be$ haftada islah olduklari da belirtilmi$tir.

117-Bu kitabin çe$itli baskilari vardir. 1953 senesinde elimize geçen bir nushasiyla , 1957'de basilan nusha arasinda yazilarin ba$liklari ve yazilar bakimindan farklar vardir. Bu kitabin son baskisi $u ba$ligi ta$imaktadir: Hutbe-i $amiye namindaki Arabi Risale'nin Tercumesi (Antalya-1957)

118-Bediuzzaman , Yirmidorduncu Lem'a (Hanimlar rehberi, Istanbul 1958, sf 24-27)

119-Birden ihtar edilen mesele-i muhimme (Gençlik rehberi, Istanbul 1951, sf 14-15)

120-Bediuzzaman , Yirmidorduncu Lem'a sf 24

121- Bediuzzaman : Ehli iman ahiret taifesi olan kadinlar taifesi ile bir muhaveredir . (Hanimlar rehberi, sf 5-6)

122-123 Ayni yazi

124-Bediuzzaman Said-i Nursi'nin $ark universitesi açilmasina giri$ildigi sirada cumhurba$kani ve ba$bakan'a gonderdigi dilekçeden bir parça (Hur Adam No 33- 26 Aralik1958) s 2 Ayni mektup metni için Bkz Risale-i Nur hakkinda Ankara Universitesi'nde verilen bir konferans s 75-78

125-Bediuzzaman gençlik rehberi s 77

126-Said-i Nursi'nin 1923 tarihinde Millet Meclisi'ne hitaben yazdigi bir hutbe: (Hur Adam No 320- 12 Eylul 1958, s 1)

127- Badiuzzaman: Hutbei $amiye (bkz 117)
 
eywallah forumda böyle bu konuda böyle bi araştırma yoktu tşkler

ama üzerine çok gelicekler şimdiden ii şanslar sana :=)
 
gelsinler,ruzgarin kayadan alip goturecegi bir tutam tozdur.kapimiz herkese acik.destegin icin sagol.
 
said nursı hakında bilddiğin bunlarmı . ordakı metınde yazanların coğu yalan ve eksık .... bence sen biraz daha araştır
 
sen elindeki kayda deger seyleri koy madem.tabii varsa
 
yazık yaa şu yazılanları okuyorumda sizin eklediğiniz bilgiler kaynak içeriyormu araştırma içeriyormu kim yazmış, biliyormusunuz çoğu kulakdan dolma.
Said Nursi hazretleri diyorum... İiice belirteyim ki o mübarek zat butarz söylemlere malzeme olacak biri değil. Aslan Amca nickli arkadaş yukarıda defalarca kez yazılmış

İİCE BİR ARAŞTIR ONDAN SONRA BU TARZ PROPANGANDALARA GİR....( KOPYALA YAPIŞTIRLA AÇIKLANACAK BİR DURUM DEĞİL!!!!)
 
hgirua' Alıntı:
yazık yaa şu yazılanları okuyorumda sizin eklediğiniz bilgiler kaynak içeriyormu araştırma içeriyormu kim yazmış, biliyormusunuz çoğu kulakdan dolma.
Said Nursi hazretleri diyorum... İiice belirteyim ki o mübarek zat butarz söylemlere malzeme olacak biri değil. Aslan Amca nickli arkadaş yukarıda defalarca kez yazılmış

İİCE BİR ARAŞTIR ONDAN SONRA BU TARZ PROPANGANDALARA GİR....( KOPYALA YAPIŞTIRLA AÇIKLANACAK BİR DURUM DEĞİL!!!!)


sen ilk önce yazılanı oku istersen sonra yorum yap

(*) : 1996 Tarik Z. Tunaya, Turkiye'nin siyasi Hayatinda BATILILASMA HAREKETLERI, sf 190-194

115- Risale-i Nur hakkinda Ankara Universitesinde verilen konferans (Ankara 1957)- E$ref Edip : Risale-i Nur muellifi Bediuzzaman Said-i Nursi (ıstanbul 1952- 1317)

116-Bediuzzaman Hz. Said-i Nursi nihayet konu$tu. (Hur Adam No. 344- 20 $ubat 1959, s 1-4) Ankara'da Nurcular hakkinda devam eden mahkeme safhalari ve Avk. Bekir Berk'in savunmasi için Bkz Hur Adam No 311 den itibaren Said-i Nursi'nin Tesettur Risalesi hakkinda uyesi bulundugumuz bilirki$i heyeti , verdigi rapor dolayisiyla dokuz imzali bir tehdit mektubu almi$tir. (1952) Bu raporda da Risale-i Nur'un tedrisati sayesinde on be$ haftada islah olduklari da belirtilmi$tir.

117-Bu kitabin çe$itli baskilari vardir. 1953 senesinde elimize geçen bir nushasiyla , 1957'de basilan nusha arasinda yazilarin ba$liklari ve yazilar bakimindan farklar vardir. Bu kitabin son baskisi $u ba$ligi ta$imaktadir: Hutbe-i $amiye namindaki Arabi Risale'nin Tercumesi (Antalya-1957)

118-Bediuzzaman , Yirmidorduncu Lem'a (Hanimlar rehberi, Istanbul 1958, sf 24-27)

119-Birden ihtar edilen mesele-i muhimme (Gençlik rehberi, Istanbul 1951, sf 14-15)

120-Bediuzzaman , Yirmidorduncu Lem'a sf 24

121- Bediuzzaman : Ehli iman ahiret taifesi olan kadinlar taifesi ile bir muhaveredir . (Hanimlar rehberi, sf 5-6)

122-123 Ayni yazi

124-Bediuzzaman Said-i Nursi'nin $ark universitesi açilmasina giri$ildigi sirada cumhurba$kani ve ba$bakan'a gonderdigi dilekçeden bir parça (Hur Adam No 33- 26 Aralik1958) s 2 Ayni mektup metni için Bkz Risale-i Nur hakkinda Ankara Universitesi'nde verilen bir konferans s 75-78

125-Bediuzzaman gençlik rehberi s 77

126-Said-i Nursi'nin 1923 tarihinde Millet Meclisi'ne hitaben yazdigi bir hutbe: (Hur Adam No 320- 12 Eylul 1958, s 1)

127- Badiuzzaman: Hutbei $amiye (bkz 117)


kaynakları altında yazıyo zaten
 
hgirua' Alıntı:
yazık yaa şu yazılanları okuyorumda sizin eklediğiniz bilgiler kaynak içeriyormu araştırma içeriyormu kim yazmış, biliyormusunuz çoğu kulakdan dolma.
Said Nursi hazretleri diyorum... İiice belirteyim ki o mübarek zat butarz söylemlere malzeme olacak biri değil. Aslan Amca nickli arkadaş yukarıda defalarca kez yazılmış

İİCE BİR ARAŞTIR ONDAN SONRA BU TARZ PROPANGANDALARA GİR....( KOPYALA YAPIŞTIRLA AÇIKLANACAK BİR DURUM DEĞİL!!!!)


kardes sen su ana kadar onun hakkinda ne ogrendiysen hangisinde yazili belge vardi sorarim sana.benim burada koydugum yazida dikkat edersen kaynak var.eger said nursi senin dedigin gibi olsaydi verilen brifingde onu yermek yerine onu overlerdi ve bosuna hapse gitmemis olurdu.haksizmiyim bu konuda.neden mahkemeler onu mahkum etmisler.sucsuz yeremi yatmis yani hapiste.
 
ya bu adam son zamanlarda e mail lerde dolasan hani tayyip ın x - raylı fotosunun oldugu resimdeki adammi???
 
Thorpedo' Alıntı:
ya bu adam son zamanlarda e mail lerde dolasan hani tayyip ın x - raylı fotosunun oldugu resimdeki adammi???
evet....ta kendisi arkadaşım
 
Bugün bu iftiraları atanlar yarın bunların hesabını verecek yaşasın zalimler için cehennem.
Kimse kalmadı iftira atacak son çağın mazlumlarından bir islam alimiyle uğraşın neymiş kürtçüymüş eğer kürtçü olsaydı binlerce nurcu kürtçülüğe hizmet ederdi türklüğe değil.
Atın bakalım bu safsataları nereye kadar. Bide üzüldüğüm nokta şuki bu yalanlara kendini milliyetçi zannedenlerde inanıyoya yazık çok yazık.
 
bu milletin kur'an-ı kerim'den,peygamber efendimizden ve Allahtan baska kimseye ihtiyaci yok cok sukur.
 
said Nursi hakkında hep ii şeyler duymuştum Bende Işık evlerinde kaldım orda çok deişik şekilde anlatılıo kafaları bulandırıola onların anlattığı ne kadar doru olabilecekse ASLAN AMCAnın da yazdıklarında O kadar doğruluk payı var teşekkürler
 
Aslan Amca' Alıntı:
bu milletin kur'an-ı kerim'den,peygamber efendimizden ve Allahtan baska kimseye ihtiyaci yok cok sukur.


budur...:victory .üniversteye geldim geleli bazılarına bunu anlatmaya çalıstım ama yok :vur
 
Adamlar zaten her yerde okuldan tut dershaneye,orduya hatta hatta tribün gruplarına bile el atmışlar.. Çoğu dershanelerinde okullarında sürekli beyin yıkama..
 
hgirua' Alıntı:
yazık yaa şu yazılanları okuyorumda sizin eklediğiniz bilgiler kaynak içeriyormu araştırma içeriyormu kim yazmış, biliyormusunuz çoğu kulakdan dolma.
Said Nursi hazretleri diyorum... İiice belirteyim ki o mübarek zat butarz söylemlere malzeme olacak biri değil. Aslan Amca nickli arkadaş yukarıda defalarca kez yazılmış

İİCE BİR ARAŞTIR ONDAN SONRA BU TARZ PROPANGANDALARA GİR....( KOPYALA YAPIŞTIRLA AÇIKLANACAK BİR DURUM DEĞİL!!!!)

kardeş sen hakılısın hangi tarafatan buldun bu kaynakları ne kadar dogru Said Nursi hazretlerinin düşüncesi karşıtları butür yazılar yazıyorlar ve bazı arkadaşlarımız araştırmadan burda yayınlıyor kendisi bu tür konularda nekadar bilgili ne kadar araştırmış sadece interneten arayıp kopyala yapıştır olmaz kardeş Said Nursi hazretlerinin hayatını iyi araştırmak lazım

AntifeneR' Alıntı:
Adamlar zaten her yerde okuldan tut dershaneye,orduya hatta hatta tribün gruplarına bile el atmışlar.. Çoğu dershanelerinde okullarında sürekli beyin yıkama..
öylediyorsunda türkiye birincisi nerden cıkıyor kardeş birde diger ülkede okulları var bu adamlar miliyetci insanlar biz burda 23 nisan bayramını kutluyoruz 23 nisanda istiklal marışını o cocuklar okuyor nerden ögreniyorlar onu soruyor musun bu tür insanlar olmasa senin ülkeni hiçkimse tanımaz kardeş IRAK TÜRKİYE'den daha fazla tanınıyor türkiye bilen bile yok
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Geri
Üst