Noeli Kurban Etmek!!!!

photoshopc

New member






Saat gece yarısına yaklaşıyordu. Şık, varlıklı ve bakımlı hanımlar ve beyler caddede belirli bir yöne doğru hızlı adımlarla yürüyorlardı. Caddenin her iki yanı, dükkanların vitrinleri, ağaçlar hatta binaların ön yüzleri binlerce ampullerle aydınlatılıyordu. İleride oluşan kalabalık ve patlayan flaşlar bu dekoru tamamlıyordu.

Herhangi bir Avrupa ülkesinde kutlanan Noel gecesinin klasik manzarasını andıran bu tabloda şaşılacak tek husus ayin-i ruhaniye iştirak edenlerin kimlikleri idi. Kiliseyi dolduran kalabalığın büyük çoğunluğunun kimlerden oluştuğunu ise Başpapazın şu anonsu açıklıyordu:
"Aziz Müslüman kardeşlerimiz lütfen müsaade edin, Hıristiyan kardeşlerimiz ön saflara geçsinler"...


Yorgun tarih, sayfalarını her geçen dakika çevirmekte. Sonsuza aktığını sandığımız zaman aslında hızla tükeniyor. Koca bir yıl daha kaydı avuçlarımızdan. Yepyeni bir yıla merhaba demeye hazırlandığımız şu günlerde yine anlaşılması mümkün olmayan "Yılbaşı-Noel" rezaletinin kokusu sardı etrafı. İnsanların "bu bir yılı ziyanla mı geçirdik yoksa kazananlardan mı olduk" diye düşünmesi lazımken insanlar akıl almaz bir şekilde ahlaksızlığa bürünüyorlar. Televizyon ekranlarında göbek şovları izleyenleri mi dersin, şehrin sokaklarında çılgınca eğlenenleri(!) mi dersin. Ahlaksızlığın bini bir para. İşte Türkiyeden yılbaşı manzaraları. Her yıl yaşanan bu sefahat ve ahlaksızlık kimlerin eseri? Yıllardır bu ülkede "medeniyet" naraları atan medeniyetsizlerin bu millete empoze ettiği Noel saçmalığı artık bir son bulmalı.

Yıllardır kimliğinden ve özünden koparılarak, Hıristiyan Batı taklitçiliği ile yeniden yapılandırılmaya çalışılan Türk toplumu için, Yılbaşı hazırlıkları ve programları, bu çabanın vitrine çıkarıldığı en özel gün olmaktadır. Batı kültürünün en büyük sembolü olan çılgın Noel Kutlamaları, nedense onlardan daha çok bizi heyecanlandırmakta ve hareketlendirmektedir

Batının vahşi kapitalizm unsurlarını en çok ateşleyen Noel propagandaları ile bu Hıristiyan geleneği, bugün Türkiye'de hakim kılınmak istenmektedir. Bir çok konuda "vahşi kapitalizme" karşı duranlar, bu kutlamalarda neredeler! Batının ne kültürü, ne de kültürünü besleyen dini motifleri bizim ruhumuzun hiçbir boyutu ile uyuşmazken Türk milletinin ruhu, yılbaşı ve Noel kutlamaları ile adeta sarhoş edilmektedir.

Bir milletin temeli ve kökleri, o ülke insanının millî-mânevî değerleri, örf ve âdetleri, velhâsıl irfan ve ahlâkıdır. Diğer bir tâbirle, millî kültürüdür. Yıllardır, ülkeyi sömüren zihniyetin temsilcileri bazı basın ve medya yoluyla millî kültürümüzü amansızca imhâ yarışına girmişlerdir. Müslüman milletimizin âile yapısı dejenere edilmekte, kendi örf ve âdetlerimizin yerine Batı'nın çürümüş-kokuşmuş, zararlı örf ve âdetleri ikame edilmeye çalışılmaktadır. Millî-mânevî değerlerimiz korkunç bir tahrîbat bombardımanı ile karşı karşıyadır. Bunlardan biri, hatta en önemlisi de sözde yılbaşı kutlamalarıdır diyebiliriz. Onlara benzetme gibi bir misyon, onlara benzeme gibi bir mecburiyet varmış gibi, yüzde doksan dokuzu Müslüman olan bir ülke olan Türkiye'de yıllardır artarak sürdürülen yılbaşı kutlamaları, batı'nın karşısında ruh teslimiyetine götüren en sembolik taklittir.

"Mağlup milletler, gâlip ve fâtih milletlerin örflerini, âdetlerini ve an'anelerini taklit eder" teşhisi bu anlamda doğrudur. . Batının dini, kültürü karşısında yenilgi sayılabilecek Hıristiyan dünyasına ait bir özel günde, kendinden geçerek kutlamalar yapmak, Müslüman Türk'e yakışan bir davranış mıdır.? Hele ki Hıristiyan dünyası, Ortadoğu Bölgesinde ve Yeryüzünün değişik yerlerinde Müslümanlar üzerine çağımızın Haçlı seferleri düzenleyip, onları toplu katliama uğratırken, onlara tecavüz ve işkence ederken, onları vatansız bırakırken bu yaşananlara kayıtsız kalıp, çılgınca batı'nın kanlı zaferini, onların dini sembollerinden birisi olan Noel'i mi kutlayacağız? Sırf Müslüman oldukları için Doğu Türkistan da, Irak'ta, Afganistan’da, Filistin’de, Çeçenistan’da,Lübnan'da ve gecmişte Bosna Hersek'te insanlar öldürüldü ve sen yılbaşını kutlarken orada Müslümanlar öldürülmeye devam edecek... masum çocuklar katledilecek ve kadınların namuslarını kirletilecek... Ve daha nice vicdanın kabul etmediği türlü türlü işkenceler yapılacak..Dünya'nın gözü önünde Bütün bu insanlar Birleşmiş Milletler denilen Hıristiyan topluluğunun gözetiminde vahşice katlediliyor. Çanakkale'de, Kurtuluş Savaşında ve diğer Milli Mücadeler'de düşmanlarımız kimlerdi! Türk Halkına her türlü zulum ve katlamı yapanlar kımlerdi! Bu Haçlı Seferleri zihniyetininde olan devletler degilmiydi? Ne çabukta unuttuk bunları!!! Bunlara karşı yiğitçe savaşan mucadele veren ve hıc cekınmeden canını veren şehitlerimiz hiç mi aklımıza gelmiyor ve neden düşünmüyoruz! Pervasızca savaşan yiğitler Allahu Ekber nidalarıyla Çanakkaleden Düşmanı Geçirmediler...neden geçirmediler gelecek olan neslin yozlaşmaması için!...kendi öz kültür değer ve inanaçlarına bağlı kalmaları ve düşmanların kendi duşünce ve değerlerini rahatça empoze etmemesi için ..Ne oluyor bizlere!!! ... Düşmanların değerlerini yaşayarak veya yaşatarak ne yaptığımızın farkındamıyız!! bu anlamda "Çanakkale Geçilmiş" olmuyormu!!..bu geçmişimize karşı apaçık bir ihanet değilmi! biz sanki bu düşmanlar ile birleşip de şühedanın ruhlarına ezan nağmeleri ve fatiha yerine sarhoş naraları mı gönderiyoruz? Bastığımız toprakların altında kefensiz yatan ak saçlı ninelerimiz, şehit dedelerimizin tepesi üzerinde sarhoş kusmuklarının dökülmesine, rakı kokularının yayılmasına nasıl razı olabiliyoruz!...Müslümanların kanına doymayan, her gün halkı müslüman olan bir bölgeyi işgal eden bir zihniyetin bayramını kutladığımızın farkında bile değiliz!!!

HER TARAF KAN KOKUYOR bütün bunlar olurken MÜSLÜMAN TÜRK kimin yılbaşını kutlayacak ve niçin eğlenecek? Batı'nın kanlı medeniyetinden ruhunu kurtar!!!... senin geleneklerinle, ahlakınla, kültürünle bağdaşmayan bu yozlaşmaya, bu kutlamalara ortak olma!

Müslüman Türk'e yakışır davran, yılbaşı (Noel) günü, onların karşısına manevi silahımız olan duayı kuşanarak çık ve asilce dikil...
Müslüman üzerindeki vahşetlerini Noel kadehlerinde kutlayacaklara inat, Irak'taki Müslümanları düşün, Türkmenleri hatırla..
Doğu Türkistan'a bir demet dua yolla, Çeçenistan'ı unutma.. Yeryüzündeki tüm işgal altında zulum gören müslümanlara dualarında yer ver ve hatırla..ve unutma!


İslâm dîninin inanç, ibâdet ve muamelelerle alâkalı emir ve yasaklarına uyulmasının yanı sıra, tatbik edilmesi gereken bazı temel ahlâkî düsturları da vardır. Meselâ bunların en önde gelenlerinden biri; Müslüman’ın ferdî, âilevî ve ictimâî hayatın her safhasında bâtıl ve muharref (hükmü kalkmış, aslından uzaklaştırılmış) dinlerin mensuplarının, kısacası gayr-i müslimlerin örf, âdet ve an’ânelerine benzemekten şiddetle sakınıp uzak durmasıdır.

İslâmiyet, ferdî-âilevî ve ictimâî hayatın hiçbir safhasında çizdiği çerçevenin dışına çıkılmasına müsâade etmemiş... Kur’ân-ı Kerim’de, bizlere bütün yönleriyle tanıttığı ehl-i kitâba, diğer bâtıl ve muharref dinlerin mensuplarına, müşriklere, budistlere, ateistlere benzenilmesine ruhsat vermemiştir. Onun içindir ki Müslümanlar’ın; Yahûdi, Hıristiyan, Budist ve dinsizlerle kaynaşmalarına sebep olacak taklitlerden, benzeşmelerden kaçınmaları ve her hâlükârda İslâmî hüviyetlerini muhâfaza etmeleri emredilmiştir. Zira en basitinden en mühimmine; âdetlerden, ibâdet ve i’tikat esaslarına kadar herhangi bir noktada benzeşme, daha büyük benzeşmelere vesîle olmaktadır.

Gayr-i müslimlere benzemenin sebep olacağı tehlikeli neticelere dikkatimizi çekmek içindir ki, Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) Efendimiz şöyle buyurmuşlardır:

“(Tasvip ederek) bir kavme (bir topluluğa) benzemeye çalışan kişi, o (benzemeye çalıştığı) kavimdendir.”(1) “(İnanç ve amelde) bizden başkasına benzeyenler, bizden değildir.”

Yabancıların tesiri altında kalmamalı, kimsenin kınamasından korkmamalıyız. Etrafımızı saran ve gaflet içinde yüzen insan kalabalığının vurdum duymazlığı bize tesir etmemelidir. Nefis ve şeytanları peşinde yürüyen kitleler bize örnek olamazlar. Allah Teâla buyuruyor ki:

«Eğer yer yüzündeki insanların çoğuna uyarsan seni Allah yolundan saptırırlar.» En'am116

Evet bu yıl ilginç bir tevafukla müslümanların dini bayramı Kurban Bayramı ile Hıristiyanların dini bayramı Noel aynı güne denk geliyor. Şimdi merak edilen acaba hangisi rağbet görecek? Yine içkiler içilip her türlü ahlaksızlık mı türeyecek yoksa Kurbanın manevi havası galip mi gelecek? Gerçekten izleyip göreceğiz. İspat için inanılmaz bir fırsat. Belki de Allah deneyecek bizleri, acaba kim davasında samimi?

Gelin bu yılbaşı farklı olsun! Geçmişimizin ve tarihimizin farkına varalım...Bu gunleri yasamamız icin tüm imkanlarını seferber eden ve bu yolda canlarını feda eden şehitlerimizin bizlere bıraktığı ve emanet ettiği mukaddes davanın farkında olalım..Bu vatanın evlatları olarak nerede olmamız gerektiğini burada anlatılmak istenilen biligiler doğrultusunda bir kez daha düşünelim ve idrak etmeye çalışalım...Vatanımızın üzerinde oynanan oyunların farkında olalım..bizleri ne uğruna nerelere getirilmek istenildiğini ve toplum olarak fikir, inanç ve değerlerimizin nasıl yozlaştırılmaya çalışıdığının farkına varalım...Yeryüzünde zalimlerin katliamları karşısında her türlü zulme maruz kalan, kadin erkek yaşlı demeden öldürülen her türlü işkenceler altında inleyen müslümanları düşünelim..yine bu vatan uğruna PKK kafirine karşı yiğitçe savaşan ve canını veren şehitleri bir kez daha düşünelim ve anlamaya çalışalım ve kendimizle kıyaslar yapalım vicdanlarımızda..Tüm bunların idrakinde olalım..olalimki herşeyin hakimi sozsuz güç ve irade sahibi olan Yüce Allah'ın c.c. karşısında büyük mahkemede


"Allahım biz kardeşlerimizin kanını akıtanlar gibi yaşamadık ve onları taklit etmedik" diyebilelim...

UYAN TÜRKİYEM UYAN! UNUTMAKİ HER GÜN BİR KIYAMET SABAHIDIR…

Tüm İslam Aleminin Mübarek Kurban Bayramı kutlu olsun...
 

S!yaĦ

Banned
Yunus Emre'yi, Mevlâna'yı, Nasreddin Hoca'yı benimsemekten aciz bir toplum olarak, ne idüğü belirsiz Noel Baba'nın figürlerini caddelerimize, dükkanlarımıza, vitrinlerimize yerleştirdik bile...

Ahmet Fidan isimli bir vatandaşın Rasim ÖZDENÖREN'e gönderdiği ve Rasim Bey'in de okurlarıyla paylaştığı "Noel Baba" gerçeğini sizlerle paylaşmak istiyorum:

"Hıristiyanların Noel yortusu yaklaşırken İngiltere'de Noel Babaların çocuklarla beraber fotoğraf çektirmeleri, çocukları kucaklarına oturtarak hediye vermeleri yasaklanmış. (...) Önce şu sorunun cevabını araştıralım. Noel Baba, öteki adıyla Saint Nicolas kimdir? Şayet kulaktan dolma bilgilerle bu soruya cevap aramaya kalkarsanız bilgilerinizin tamamen yanlış olduğunu kesinlikle bilin. Noel Baba, yahut Saint Nicolas, bize veya kamuoyuna lanse edildiği gibi iyilik sever bir insan değildir. (...) Noel Baba Hıristiyanlığa ait bir sembol olarak, bir propaganda malzemesi olarak sunulmaktadır. (...) Saint Nicolas'nın Hz İsa Efendimizin doğumu ile uzaktan ve yakından bir ilgisi bulunmamaktadır. (...) Saint Nicolas ile Hz İsa Efendimiz arasında tam tamına üç asırlık bir zaman dilimi bulunmaktadır. İkinci ve en önemli husus ise Saint Nicolas'nın gerçek kimliğinin ve kişiliğinin bir sır olarak saklanmasıdır. (...) Tarihî belgelere ve bilgilere göre Saint Nicolas MS 250-270 yılları arasında Mısır'ın İskenderiye kentinde dünyaya gelmiştir. Yani iddia ettikleri gibi Demre'li değildir. Ergenlik çağına geldikten sonra İskenderiye'de küçük erkek çocuklara tecavüz etmeğe başlamıştır. Birkaç kez yakalanıp cezalandırılmasına rağmen uslanmamıştır. Konu İskenderiye kralına ulaştırılınca, Kral Saint Nicolas'nın yakalanıp yakılmasını emretmiştir. Kararı duyan Saint Nicolas, İskenderiye'den gizlice kaçarak, Lübnan üzerinden Demre'ye gelmiştir. Demre'ye geldiğinde, 300'lü yılların başlarında, saçı sakalı birbirine karışmış, kendisini İsa Mesih'in gönderdiği bir aziz olarak tanıtmıştır. MS 350 veya 352 yılına kadar Demre'de yaşamış ve orada ölmüştür. (...) İngiltere'de homoseksüelliğin yaygınlaşmasının iki sebebi gösterilmektedir. Birincisi Noel Baba'nın buradan zuhur etmesi, kilise tarafından desteklenmesi, ikincisi ise futbola bağlanmaktadır. (...) Konuyla ilgili son bir not daha ilave etmekte yarar var: Bazı Ortodoks Hıristiyanlar Noel Baba kuklalarını yakmaktadırlar. Çocuklara sahteciliği öğrettiği ve kötü örnek olduğu için..."
 

Mephisto

R€B€L
öncelikle noelle yılbaşını karıştırmamak lazım tabii.
isanın dogumu ayrı bişey türkiyenin kutladığı yılbaşı farklı bana göre.

öte yandan kurban bayramımız var onuda paşalar gibi kutlarız gelenek görenek dinimize göre.

yılbaşını şimdi ben kutlucam diye türkiyede ki milyonlarca insanlar kutlucak diye,hristiyanlaramı benzicez onlarımı taklit ediyoz diye anılcaz.Yada biraz daha kişisele gireyim hacıya gitmiş gelmiş anneanem babanem müslümanlığa cok iyi baglı olan kişilerde,belkide yarın gece bizle tombala oynucak(oynuyoda zaten) onlar dindenmi cıkcaklar.
Yada icki icmeyi seven bi kişi yılbaşında icki icecek ama kişide namazda var abdestide var iyi niyetli,böyle kişilerde var tabii,ama noelle yılbaşı karışmamalı.
biz müslümanlarda noel kutlama zorunlulugu yok kimsede zaten bunu kutlamak icin zorunlu görmüyo kendini,duygusal anlamda bişey oluşmamış,sadece yılbaşı.

ayrıca güzel mesajlarda var yazıda tabii müslüman kardeşlerimize yardım etmeliyiz,birlik beraberlik icinde olmalıyız,ama yılbaşını kutlamamız buna engel olamaz beni hristiyana benzetmez.


mümkünse kaynaklarıda yazarsınız ;)
 

S!yaĦ

Banned
29.12.2006 İstanbul Hutbesidir

بسم الله الرحمن الرحيم
وَقََالَ الَّذِينَ كَفَرُوا لِلَّذِينَ آمَنُوا اتَّبِعُوا سَبِيلَنَا وَلْنَحْمِلْ خَطاَيَاكُمْ {1}
قال عليه الصلاة والسلام: مَنْ تَشَبَّهَ بِقَْومٍ فَهُوَ مِنْهُمْ {2}


TAKLİT



Muhterem Müslümanlar!

Bir kimsenin, bir toplumun ya da bir milletin yaptıklarının aynısını veya benzerini, üzerinde düşünüp taşınmadan uygulamaya taklit denir. İslâm dini, körü körüne, bilgisizce yapılan ve dinî değerlerle çatışan her taklidi reddeder.
Dinimiz, kendi ilkelerine ters düşmeyen gelenek ve görenekleri kabul etmiş, hatta onların yaşatılmasını istemiştir. Zira toplumları ayakta tutan, ahlâkî değerlerin yozlaşmasını önleyen, birlik ve beraberliği sağlayan örf ve adetlerdir. Peygamber Efendimiz, kendisine Mekke’nin fethi müyesser olunca, câhiliyye döneminde sürdürüle gelen hacılara su dağıtma (sikâye) işine, yemek ikramı (rifâde), Ka’be’nin bakımı, onarımı ve güvenliği (sidâne) gibi hizmetlere müdahale etmemiş, söz konusu faaliyetleri yürüten kimselerin elinden bu hizmetleri almak isteyenlere fırsat tanımamıştır.

Değerli Kardeşlerim!

Kuşaktan kuşağa geçerek günümüze kadar gelen ve toplumda sağlam bir bağ kurarak kaynaşmayı, birlik ve beraberliği sağlayan örf ve adetlerimizi yaşamak ve yaşatmak görevimizdir. Ancak İslam, dinî ve millî değerlerimizle bağdaşmayan örf ve adetlerin, gelenek ve göreneklerin taklit edilmesine, asla cevaz vermemiştir. Kur’ân, çeşitli âyetlerinde mü’minlerden, hakka bağlı kalmalarını, inkarcıların ve müşriklerin yollarına tabi olmamalarını, onların propagandalarına kanmamalarını önemle ister. Nitekim bu konuda şöyle buyurulmaktadır: “Kâfirler, iman edenlere: Bizim yolumuza uyun, sizin günahlarınızı biz yüklenelim, derler. Halbuki onların günahlarından hiçbir şey yüklenecek değillerdir. Gerçekte onlar, kesinlikle yalan söylemektedirler.

Andolsun, onlar mutlaka kendi yüklerini ve kendi yükleriyle beraber nice ağır yükleri yükleneceklerdir. Uydurmakta oldukları şeylerden de kıyamet günü şüphesiz, sorguya çekileceklerdir” [1].

Mü’min Kardeşlerim!

Bir günün, bir ayın, bir yılın sona ermesi, hiç şüphesiz önemli bir hadisedir. Çünkü her geçen gün, her biten ay, her sona eren yıl, mü’minin ömür sayfasından koparılan bir yapraktır. Mü’min, geçen zamanın muhasebesini yapar, özeleştiride bulunur, harcadığı zamanın hayırla geçip geçmediğini kontrol eder, geleceğe hazırlık yapar. Mü’min, Yunus Emre’nin, “Geldi geçti ömrüm benim, şol yel esip geçmiş gibi. Hele bana şöyle gelir, şol göz yumup açmış gibi” ifadesinde yer bulan hasret ile kendine gelir. Mü’min miladî yılbaşını da önemser. Ancak o, Kur’ân’ın emir ve yasaklarına ters düşmeden, gelenek ve göreneklerimizde kabul görmeyen değerlerle haşır neşir olmadan, öbür yıla adımını atar. Başkalarına değil, kendine benzemeye çalışır. İçki, kumar, zina gibi büyük günahlara bulaşmadan, hiçbir aşırılığa ve çılgınlığa kapılmadan; sade, mütevazı ve kulluk bilinci ile yeni yıla girer. Kendisinin, ailesinin, toplumunun, devlet ve milletinin hatta bütün insanlığın hayrına dua ederek yeni yılı selamlar.
Hutbemi Peygamber Efendimizin mübarek sözleri ile bitirmek istiyorum. “Bir kavme benzeyen kimse, onlardandır” [2]. “Bizden başkasına benzeyenler, bizden değildir. Yahudilere ve Hıristiyanlara benzemeyiniz…”[3]. “Şüphesiz siz, sizden öncekilerin yoluna karış karış, arşın arşın tabi olacaksınız. Hatta onlar, bir keler deliğine bile girseler, onların arkasından gideceksiniz.” Bunun üzerine sahabe “Ey Allah’ın Rasûlü! Onlar Yahudi ve Hıristiyanlar mıdır” diye sordular. Rasûlüllah (s.a.v) “yâ kim olacak! evet onlardır” buyurdular [4].

______________________
[1] Ankebût, 29/12-13.
[2] Ebû Dâvûd, “Libâs”, 4.
[3] Tirmizî, “İsti’zân”, 7.
[4] Buhârî, “Enbiyâ”, 50; “İ’tisâm”, 14; Müslim, “İlim”, 6.
Dr. Kerim BULADI/Vâiz
Zeytinburnu
 

osiris_cemo

New member
Daha Yılbaşı kutlaması ile NOEL(Chiristmass)ı karıştıran (farkını anlayamayan) adamlara ne söylesen boş..
 

H@YDUT

MoNtAnA
eger yılbaşı kutlucam diye müslümanlıktan cıkarıyosanız beni eger öyle bi zihniyet varsa,hic saymayın müslüman beni.
yılbaşı ayrıdır noel ayrıdır bunu anlayın artık
 

RuTH

Altın Üye
osiris_cemo' Alıntı:
Daha Yılbaşı kutlaması ile NOEL(Chiristmass)ı karıştıran (farkını anlayamayan) adamlara ne söylesen boş..
Yorumlarını Özlemişim Dostum :D
Mery Chiristmass Nedir? Bilgilendirir misin Beni...
 

osiris_cemo

New member
FoFeR' Alıntı:
Yorumlarını Özlemişim Dostum :D
Mery Chiristmass Nedir? Bilgilendirir misin Beni...
Chiristmass Hz.isanın doğduğu gün olduğuna inanılan gündür. (Protestan ve Hristiyanların Noel Bayramı 24 Aralık günü, Ortodoksların ise 6 Ocak günü hediyeler, ayinler ve eğlenceler ile kutlanır. ...) Hristiyan aleminin kutsal saydığı ve kutladığı gündür.Bizdeki kurban,şekerbayramı gibi bir dini bayram yani

Yılbaşı kutlamaları ise tamamen farklıdır.kapiş. :D
 

dwarflord

New member
arkadaslar noel yortusu ile yılbasını ayırın. biz saint nicolas i değil yeni bir yilin gelisini kutluyoruz.bunu kabullenmeyenler miladi takvimide kullanmasınlar. ama her yere noel agaçları ve noel baba resimleri aksesuarları koyulmasına bende karsıyım.
kaldıki sevgililer günü olarak kutlanan 14 subat yani saint valentine gününede karsıyım.yillarddır bagiriyorsunuz yok amerika bizi esir etmek istiyor yok avrupa bize bunu etmek istiyor diye.ama sunu düsünmüyorsunuz hiç
ONLAR İSTEDİKLERİNİ ZATEN COKTAN ALDILAR.
kendi geleneklerini bize kabul ettirdiler eylencelerle süsleyerek.(zira istanbulda cadılar bayramı kutlayan hödükler var!!) televizyon programlarıyla bizi zehirleyip uyuttular.( örnek bakınız biri bizi düdüklüyor programıyla aile ve ugruna cinayetler işlenen namus ve mahremiyet ne hallere düsürüldü!!) paparazzi programlarında kimin eli kimin seyinde belli degil. televizyon dizilerinde agalık düzeni zengin konak cocukalrı sanki masum ve madurlarmıs gibi gözümüze sokuldu.
UYANIN ARKADASLAR VATAN ELDEN GİTTİ HABERİMİZ YOK.
 

photoshopc

New member
İster noel kutlaması olsun isterse yılbaşı kutlaması olsun..ister yılbaşı ayrı noel ayrı deyin isterseniz ikisi bir arada deyin...veya iyi niyetli kutlamalar deyin ne derseniz deyin...her ikisi arasındaki farkın yeterınce bilgisindeyiz...asıl bilgisinde olunmayan ve bilinmeyen ve belkide bilinmek istemeyen sudur ki her halukarda bu toplum kendi özüne ve gecmisine ait olmayan bir noktadadır...bu kutlamaların içeriğinde fuhuş, zina, içki, kumar, varmı yokmu...bir toplumun yozlaşması icin gerekli sebepler degilmi...bir toplumun yozlasmasındaki en buyuk etken ahlaksızlık degilmi?..bu kutlamalarda yapılanlar nedir?...akli dengesini yitimemis her insanın kabul edebilecegi toplumsal zarar boyutları olan unsurlar degilmi...ahlaki erdemlerden dem vuranlar ve savunanlar bu kutlamalarda neredeler...bınlerce gencımız kızımız erkegımız bu bataklıgın ıcınde degıllermı...her türlü ahlaksız alıskanlıklara bu kutlamalar vesile ile baslamıyorlarmı... bugun tarihinden gecmısınden ozunden habersiz bir neslin boyle olmasının sebepleri nedir? kendine ait orf ve geleneklerde şaşkın olan ama kendısıne aıt olmayan bır cok seyde hazırkıta durumunda olan Altın Nesil olarak kabul edebilecegimiz fedakar insanların torunları olarak Teneke Nesile dogru gıttıgımızın farkındamıyız...daha yılın basında ıyı bir yıl gecırme dıleklerı ve temennılerı olan ınsanlar ıckı, kumar, fuhus, zina ilemi iyi temennilerle baslayacak bu mudur yani yeni yıla iyi baslamak...bırakalım bu ısleri gercekleri görelim...dag gibi olmus nefislerimize yenik dusmeyelım bu toplumsal bır meseledir goz gore gore bir neslin katledısıne ızın veremeyiz...bugun bu vatanın evladı olan genclerımız bu anlamda kardeslerımız, bacılarımızın eglence ve kutlama adı altında yozlasması ve her turlu ahlaksızlık bataklıgına dusmelerıne ızın veremeyız...isteyen eglenebılır veya kutlaya bılır bu kısısel tercıhıdır..bıze dusen sadece uyarmaktır...Bu kutlamalar Allaha karsı her turlu isyandır...hadleri asmaktır...özümüzden uzaklasmaktır...ister noel olarak bak ıster yılbası olarak icerik olarak yanlıstır... hangi niyetlerle olursa olsun boylesıne kutlamalar bir neslin yozlasmasının apacık ornegıdır....

diger taraftan ailemizin hepsi onlarca kez hacca gıtse gunde 5 degıl 25 vakıt namaz kılsa, sadece ramazanda degıl senenın her gunu oruc tutsa bu Islami anlamda bızım ıcın ölcü degildir...İslam neyse odur..Allah c.c ve Resulu s.a.v ne dıyorsa ve neyı bıldırıyorsa tek olcumuz budur ve bu olmalıdır...kısıler bunun bılıncınde degıllerse o kısılerın sorunudur...bizler ailemızın dogrultusunda degıl Allah c.c. ve Resulunun dogrultusunda olmak zorundayız..nefsımıze hos gelsede bu boyledır gelmesede bu boyledır...
 

ALpMontana

КЯaL´da TaNıMaM КuяaL´da
osiris_cemo' Alıntı:
Daha Yılbaşı kutlaması ile NOEL(Chiristmass)ı karıştıran (farkını anlayamayan) adamlara ne söylesen boş..
bu yorum uzerıne ayaga kaLkar ceketimi irikLerim.
osiris_cemo zaten demımız gerekenı demıs ama ben dıım bıde
bizler paskalya coretlerı yapmıoruz yılbası camı onunde hındı kesıp kapıya can takıpda altına gelen cıfler opusmuor.
kı benım ermeni arkadslarım war gecen yıllarda 3 yıl olmustur. onlardaydım we adamlar bunu sadece eglencenın bahenesi gorsuyorlar.
we sunu soylım dostum onlar bızım kurban bayramımıza saygı gostermekteler we bızde onlar kadar hos gorunume sahıp olmayılız.

CUNKU FARKLI MEHSEPDEN DINDENDE OLSAK BURDA YASIYAN WE BU GELENEGE UYAN INSANLARI UNUTMAMAMIZ LAZIM CUNKU AYNI BAYRAK ALTINDA AYNI ULKE ICIN UGRASIYORUZ.
 

ikRa

Banned
İlk Peygamber Adem'in Arz'da tebliğe başlamasından beri yedibinaltıyüzüncü yıl tamamlandı. Doğrusunu Allah bilir, Beyt-ul-Atıyk'in, Ka'be'nin Yeryüzü'nde ilk ma'bed, ilk insanlık evi, ilk medeniyet ocağı olarak açılmasından da yedibinbeşyüzdoksandokuz yıl geçti. Binlerle yıl sonra insanlar teknolojide çok ilerledi, meselâ benim küçüklüğümde bana cep telefonundan, internet ve bilgisayardan söz edilse idi, bunu asla gerçekleşmeyecek bir masal gibi dinlerdim. Müsbet ilim kanunları alanında “müvekkel” melekler insana yardımcı olmayı kabul ettiler ve bu ilerleme mümkün oldu. Ne var ki İblis insana yardımcı değil kindar ve en zorlu bir düşman olmayı seçtiği için, teknolojide ilerleme insanın mutluluğunu sağlayamadı. Bugün Arz'ın hali yürekler acısı! Unicef'in 2007 Raporu'nda, Hindistan'da son (20) yılda (10) milyon kız bebeciğin, yoksulluğun canavarlaştırdığı babaları-annelerin bu kadar canavarlaşacağını düşünmek istemiyorum!- tarafından doğmadan önce veya doğduktan sonra öldürüldükleri yazılı imiş. (Yeni Şafak, 18 Aralık Pazartesi). Bu babaların, aradan -Yüce Sevgili'nin Medinesi'nden itibaren- (1384) yıl geçmesine rağmen, cahiliyye dönemi babalarından ne farkı var? Gönlünde ilâhî sevgi olan bir insan, kendi çocuğu bir yana, “düşman” saydığı bir kimsenin çocuğunu öldürebilir mi? Çocuk bir yana, bir hayvan yavrusunu öldürebilir mi? Meşru müdafaa şartları dışında bir insan veya bir hayvanı öldürebilir mi?

Merhum Ikbal, Fakıyr'in 1965'de tercüme ederek -asistan maaşı ile- (500) aded bastırabildiği, Cavidname Mesnevîsi'nin ardındaki “Cavid'e Hitab” Mesnevîsinde: “başkadır dîn, kîn yolundan ayrı bil! / Kîni yoldaş eyleyenden geç, kesil!” diyordu. Oysa bizde çoğunlukla “kîn”; “dîn” olarak benimsenir. Benim bu yazılarımı kîn ehli de okur, din ehli de! Kîn ehli; hücumu, tekfîri, hakareti, sövgüyü avcılığın “Ersatz”ı olarak, bir canavarlık sporu diye benimsemişlerdir. Kinsiz yapamazlar, kin sıtmasına tutulduklarında kinlerini yöneltecek bir vesîle, onlar için kinin hükmündedir. Bunlara artık aslâ cevap vermeyeceğim, beyhûde zahmet buyurmasınlar! Kîn, Asr Suresi anlamında, âkıbeti ve hâl-i hâzırı husrân olan kötü hale delildir. Onlar kin ve gayzlarından dönüyorlar mı ki ben Yüce Sevgili'den Ehl-i Beyt'den döneyim? Âb-i Hayat pınarı; Aşûrâ Gecesi'nde, Kerbelâ Sahrası'nda, gece karanlığında çadırlar arasında dolaşarak şiir okuyan Huseyn'in susuzluktan kurumuş dudaklarından kaynıyordu. Âb-i Hayat'ı bırakıp da Zehr-i Mâr'a mı koşayım?

Din ehline gelince; onlar benim kardeşlerimdir. Onların uyarılarına ve dualarına her zaman ihtiyacım var.

Ümîd ederim ki, Adem'den itibaren (7601). yılın tamamlanacağı (2007) yılının başlangıcının Allah'a yakınlaşma (Kurban) ve İlâhî Sevgi (Takvâ) bayramı günlerine düşmesinde bir “fâl-i hayr” vardır.

İnsanların, “din” yerine “kin”i almalarının korkunç sonucunun ne olabileceğini, (680) yılının (19). Zilhicce gününde görebiliriz: Huseyn Mekke'den ayrılıyor ve orada “kurban” olacağı Kerbelâ'ya yöneliyor! Ehl-i Beyt, Beyt'de kalamıyor. Aradan (1250) yıl geçtikten sonra da durum değişmiyor ki, İkbal şöyle diyor: -Kilise'de Meryemoğlu'nu (A.S.) çarmıha gerdiler / Mustafa (S.A.) da Kitab ile birlikte Ka'be'den hicret etti / Inkılâb! / Inkılâb ey inkılâb!

Takvâ Bayramı'nı ve yeni yılı Rahmeten-lil-Âlemîn ile mi ve İsa Mesih ile mi kutlayacağız? Yoksa öğleyin sığır veya koyun eti, gece de hindi ile mi? “İyi Ağaç”ın gölgesinde mi kutlayacağız, Yılbaşı Ağacı'nın altında kadeh kaldırarak mı? Şekilde kalacak isek, biribirimizi eleştirmeye ne hakkımız var? Çin'de bir Amerikalı - Mao'dan önce - kabristan ziyaretine gitmiş ve ölmüş yakınının kabrine çiçek götürmüş. Yandaki kabrin ziyaretçisi Çinli'nin de kabir üzerine kap içinde pirinç vs. bıraktığını görünce, Çinli'ye takılmış -Kabirdeki yakınınız; bıraktığınız yiyecekleri ne zaman yiyecek? Çinli'nin cevabı: -Sizin yakınınız, bıraktığınız çiçekleri koklamak üzere kabrinden çıktığında!

İmdi insaf edelim: -Yoksullara verilmeyen kurban etini yemekle yılbaşında hindi yemek arasında ne fark var? Hele her ikisi ile birlikte rakı veya şampanya içmenin birisi mübah, diğeri kabâhat olabilir mi!

Hüseyin Hatemi
 

Mephisto

R€B€L
photoshopc' Alıntı:
İster noel kutlaması olsun isterse yılbaşı kutlaması olsun..ister yılbaşı ayrı noel ayrı deyin isterseniz ikisi bir arada deyin...veya iyi niyetli kutlamalar deyin ne derseniz deyin...her ikisi arasındaki farkın yeterınce bilgisindeyiz...asıl bilgisinde olunmayan ve bilinmeyen ve belkide bilinmek istemeyen sudur ki her halukarda bu toplum kendi özüne ve gecmisine ait olmayan bir noktadadır...bu kutlamaların içeriğinde fuhuş, zina, içki, kumar, varmı yokmu...bir toplumun yozlaşması icin gerekli sebepler degilmi...bir toplumun yozlasmasındaki en buyuk etken ahlaksızlık degilmi?..bu kutlamalarda yapılanlar nedir?...akli dengesini yitimemis her insanın kabul edebilecegi toplumsal zarar boyutları olan unsurlar degilmi...ahlaki erdemlerden dem vuranlar ve savunanlar bu kutlamalarda neredeler...bınlerce gencımız kızımız erkegımız bu bataklıgın ıcınde degıllermı...her türlü ahlaksız alıskanlıklara bu kutlamalar vesile ile baslamıyorlarmı... bugun tarihinden gecmısınden ozunden habersiz bir neslin boyle olmasının sebepleri nedir? kendine ait orf ve geleneklerde şaşkın olan ama kendısıne aıt olmayan bır cok seyde hazırkıta durumunda olan Altın Nesil olarak kabul edebilecegimiz fedakar insanların torunları olarak Teneke Nesile dogru gıttıgımızın farkındamıyız...daha yılın basında ıyı bir yıl gecırme dıleklerı ve temennılerı olan ınsanlar ıckı, kumar, fuhus, zina ilemi iyi temennilerle baslayacak bu mudur yani yeni yıla iyi baslamak...bırakalım bu ısleri gercekleri görelim...dag gibi olmus nefislerimize yenik dusmeyelım bu toplumsal bır meseledir goz gore gore bir neslin katledısıne ızın veremeyiz...bugun bu vatanın evladı olan genclerımız bu anlamda kardeslerımız, bacılarımızın eglence ve kutlama adı altında yozlasması ve her turlu ahlaksızlık bataklıgına dusmelerıne ızın veremeyız...isteyen eglenebılır veya kutlaya bılır bu kısısel tercıhıdır..bıze dusen sadece uyarmaktır...Bu kutlamalar Allaha karsı her turlu isyandır...hadleri asmaktır...özümüzden uzaklasmaktır...ister noel olarak bak ıster yılbası olarak icerik olarak yanlıstır... hangi niyetlerle olursa olsun boylesıne kutlamalar bir neslin yozlasmasının apacık ornegıdır....

diger taraftan ailemizin hepsi onlarca kez hacca gıtse gunde 5 degıl 25 vakıt namaz kılsa, sadece ramazanda degıl senenın her gunu oruc tutsa bu Islami anlamda bızım ıcın ölcü degildir...İslam neyse odur..Allah c.c ve Resulu s.a.v ne dıyorsa ve neyı bıldırıyorsa tek olcumuz budur ve bu olmalıdır...kısıler bunun bılıncınde degıllerse o kısılerın sorunudur...bizler ailemızın dogrultusunda degıl Allah c.c. ve Resulunun dogrultusunda olmak zorundayız..nefsımıze hos gelsede bu boyledır gelmesede bu boyledır...
yazının bazı dogru yerlerine katılıyorum fakat o zamanda noel kutluyosunuz,hristiyan oldunuz bilmem ne oldunuz,artık bizden degilsiniz diyemezsin.
milleti yılbaşı kutlamaktan sogutmak icin bunu noelmiş gibi algılatma gülerler.

yılbaşında böyle böyle yapmayın şöyledir böyledir gerceklerle anlat "tamam kardeşim haklısın deriz" (kişiden kişiye degişir)
ama 2dkda adam yılbaşı kutladı diye tombala oynadı diye yada biraz daha farklı 2 göbek attı diye 1 tek attı diye nasıl hristiyan yaptınız helal olsun.
 

Ŧ ℓ ε ŧ ¢ ħ

ےσℓđ
"...asıl bilgisinde olunmayan ve bilinmeyen ve belkide bilinmek istemeyen sudur ki her halukarda bu toplum kendi özüne ve gecmisine ait olmayan bir noktadadır...bu kutlamaların içeriğinde fuhuş, zina, içki, kumar, varmı yokmu..."

çok komik gerçektende
yeni yıl kutlamalarında
içki,fuhuş,zina,kumar olmak zorunda mı :)
ben bu saydıklarının hiçbirini yapmadım yeni yıla girerken
olmadı mı sayılmadı mı yani???
adam gibi evde oturup kuruyemiş yedim ailemle yeni yılı kutladım.
dediğin laf
tüm toplum yeni yıl kutlamalarında içki içti,kumar oynadı,zina etti,fuhuş yaptı demeye geliyor ki bu doğru değil.herkesin yeni yıla girişi farklı


"toplum kendi özüne ve gecmisine ait olmayan bir noktadadır"

bu cümlen çok doğru
Taksim'de kadına saldıran bi grup şerefsiz,yeni yıl ve Noel kavramlarını birbirinden ayırt edemeyen birbirlerine yeni yıla girerken "Merry Christmas" diyebilecek kadar budala olabilenler vs. örnekler çoğaltılabilir.Toplum kendi özüne ve geçmişine ait olmayan bir noktadadır."


S!yaĦ' Alıntı:
İngiltere'de homoseksüelliğin yaygınlaşmasının iki sebebi gösterilmektedir. Birincisi Noel Baba'nın buradan zuhur etmesi, kilise tarafından desteklenmesi, ikincisi ise futbola bağlanmaktadır.
Allah akıl fikir versin hem o yazıyı yazana hem de İngilizlere
 

photoshopc

New member
R€B€L' Alıntı:
yazının bazı dogru yerlerine katılıyorum fakat o zamanda noel kutluyosunuz,hristiyan oldunuz bilmem ne oldunuz,artık bizden degilsiniz diyemezsin.
milleti yılbaşı kutlamaktan sogutmak icin bunu noelmiş gibi algılatma gülerler.

Algılatmaya gerek varmı sence! Yılbaşına yaklasıldıgınde veya yılbası aksamı caddelerde Etrafına bır baktıgında ne goruyorsun?...Her tarafta Bu mılletın sembollerımı vardır...Vıtrınlerde, Kartlarda, Afıslerde, Maskotlarda, Caddelerde "ho ho ho" diye Gulucukler dagıtan kırmızı elbıseler ıcındekıler sence neyı ıfade edıyor...yeryuzunde aynı anda aynı gecede hangı toplumlarlarla beraber ve ne sekılde kutlanıyor bu benzerlık neyı ıfade edıyor...veya evlere alınan suslenen aynı zamanda buyuk alısveris merkezlerınde ki o agaclar neyı temsıl ediyor bunu durustce cevaplayabılırmısın...bir cok ana okullarında kutlamalarda cocuklara giyidirilen kostumler ve asılanmaya calısılan kultur kimin kulturudur...Bu toplumun degisiminde bunların katkısı yokmudur...oncekı nesıl ıle gunumuz neslını kıyas yaptınmı hıc... ve gelecekde bu neslın nelerden etkılenerek nerelere gelebılecegını tahmın edebılıyormusun...kutlamalar apacık noel kutlamalarıdır bunu kör olan bıle gorebılır...bılınclı veya bılıncsız gercek olan budur...kaldıkı bir cok sey bılınclı olarak yapılıyor bu ulkede ve bılıncı olarak toplumlara empoze edılıyor...daha milli mucadelerden, gecmısınden ve bırakılan emanetlerden haberı olmayan nesıl neden boyledır...baska kulturlerin etkısı altında kalmak buna bır sebep degılmıdr...sadece fikrimidir empoze edılmek ıstenen...kutlamalar ve kapıtalızm adı altında yıllarca empoze edılmedımı...bugun Türk halkının hayatının her alanında öz kültürlerlerinden uzaklastırma adına her turlu oyunlar sozkonusu degılmı...ıster ferdi ıster aılevı ve genel olarak toplumsal baktıgımızda bu dejenerasyonu gormemek mumkunmu...unutmayalımki özümüzle ve gecmısımızle sadece ovunmek degıl aynı zamanda yasamak ve yasatmak durumundayız bu vatanın evlatları olarak...bunu yasamanın en onemlı unsuru ıse "öz kültürümüzü" bilmekten, anlayabılmekten gecer...bunu anladıgımızda o zaman kendı toplumumuzun nerelere dogru suruklendıgını, bugunlerde onemsız gordugumuz boylesıne kutlamaların ılerıde nelere malolacagını ve "toplumsal entegrasyonun" sonuclarını daha ıyı gorebılırız...toplumumuzu yakından ılgılendıren ve yozlasmasında onemlı faktorler olan boylesıne meselelere nefsi degil bıraz daha cok "akıl ve vıcdan" ıle baktıgımızda bu tehlıkeyı gormek mumkun...kimin güldügü veya gulmedıgı umurumda degıl...dogrular karsısında gulen hoplayan zıplayan bır toplum halıne geldıgımızden bunu anormal karsılamam..25 senedır bunu gorebılıyorum...ama bu kutlamaların "noel" degılmıs gibide vurgulanması ve savunulmasıda tarafımdan gulunecek degıl aksıne "bir neslin istikrarı" anlamında dusunulecek bır olgudur...

İslamın tum emırlerınde ve yasaklarının ozunde "aklı, malı, canı ve toplumu korumak" vardır...bu onemlı unsurların yozlasması veya bozulması konusunda her turlu onlemı alır ve almıstır...ister ferdi ister ailevi ve isterse toplumsal olarak daha kötülük olusmadan her turlu tedbırı alır...tıpkı icki, kumar, zina gibi sadece ferdi zararları degıl aynı zamanda toplumsal zararlarıda sozkonusu olan kotuluklerı yasaklayarak toplumu guvence altına almak ıster...bu kotuluklerın bır topluma verdıgı zararları anlatmaya gerek yok sanırım..yeterınce haberlerde ve gozlemlerımızde bunu apacık gorebılırız...fiili kotuluklerde boyle oldugu gıbı fıkırsel anlamda da yozlasmanın Islam onlemını alır...ve meseleye en basından ve temelınden bakar...ve kurallarını bıldırır...bu kuralları koyanlar kısıler degıl Allah c.c. ve Resulu'dur s.a.v...bu kurallar "muslumanım" diyen her ferdı baglayıcı nıtelıgındedır...bu kuralları bilmek veya bılmemek, uymak veya uymamak dogrulugunu degıstırmez...sonuc olarak:


Gecmişte İslam ve İslami degerlere bu anlamda mukaddesata karsı buyuk duyarlılıklar gosteren bır nesle ve bunlardan bırakılan emanetlere sahıp cıkacak bır toplumda...kutlamalar yapılırken..

Noel baba figurlerı, maskotları, resımlerı, gıysılerı, aksesuarları, merry chrıstımas cumleleri, caddelerde sokaklarda noel tarzı suslemeler ve semboller, evlerde, işyerlerinde buyuk küçük alışveriş merkezlerınde Noel Baba gosterılerı anımasyonları, özenle suslenen kucuk buyuk cam agacları, meydanlarda diger milletler gibi eglence anlayısı ve sapkınlıkları,tum medya organlarında ve tv lerde programlarda bu semboller ve fıgurler ozellıkle gosterılıyor ve cocuk genc yaslı hepsı bunları ızlıyorsa toplumun genelıne hıtap edıyorsa, bu kutlamaların otesınde hayatının her alanında kendı degerlerıne sadık kalarak yasayamayan surelı baska mılletlerın orf ve adetlerı uzerıne yasayan ve uygulayan bu anlamda "toplumsal entegrasyonu" ifade eden boylesine etkılenlemelerın elbettekı İslam onune gececektır...ve ilk yazımda belırtmeye calıstıgım ve bır baska yazıda vurgulanan:

Müslümanlar’ın; Yahûdi, Hıristiyan, Budist ve dinsizlerle kaynaşmalarına sebep olacak taklitlerden, benzeşmelerden kaçınmaları ve her hâlükârda İslâmî hüviyetlerini muhâfaza etmeleri emredilmiştir. Zira en basitinden en mühimmine; âdetlerden, ibâdet ve i’tikat esaslarına kadar herhangi bir noktada benzeşme, daha büyük benzeşmelere vesîle olmaktadır.

Kuşaktan kuşağa geçerek günümüze kadar gelen ve toplumda sağlam bir bağ kurarak kaynaşmayı, birlik ve beraberliği sağlayan örf ve adetlerimizi yaşamak ve yaşatmak görevimizdir. Ancak İslam, dinî ve millî değerlerimizle bağdaşmayan örf ve adetlerin, gelenek ve göreneklerin taklit edilmesine, asla cevaz vermemiştir.


paragraflarında oldugu gibi hem ferdi hem ictimai hayata yonelık her turlu fikri yozlasma karsısında ıslam prensıplerını ortaya koyar ve muslumanlara bıldırır ve uyarır...

“(Tasvip ederek) bir kavme (bir topluluğa) benzemeye çalışan kişi, o (benzemeye çalıştığı) kavimdendir. “(İnanç ve amelde) bizden başkasına benzeyenler, bizden değildir.”

İnandıgınız gibi yasayamıyorsanız...yasadıgınız gıbı ınanmaya baslarsınız...asıl sorun bu cumlede anlatılmıstır Peygamber efendımız s.a.v tarafından...bu bır tercıh herkes ıcın..ısteyen ınandıgı yasar ısteyende yasadıgı gıbı ınanır...

Yılbaşı sozde sadece "Yılbaşı kutlamasıdır" ama özünde Noel den etkılenme vardır ve Noel zıhnıyetının bır uzantısıdır...bunu her yerde gormek mumkun
Sevgılıler gunude sozde "sevgılıler gunudur" ama aslı saint valentıne yi kutlama gunudur ki rahiptir kendısı...sadece farklı isimlerle uyutmaya calısmıslar mesele bu kadar basıttır anlayana...14 şubat günü geldıgınde de bu konuyla ılgılı tepkılerımı yıne belırtecegim...
 

osiris_cemo

New member
photoshopc' Alıntı:
Yılbaşı sozde sadece "Yılbaşı kutlamasıdır" ama özünde Noel den etkılenme vardır ve Noel zıhnıyetının bır uzantısıdır...bunu her yerde gormek mumkun
Sevgılıler gunude sozde "sevgılıler gunudur" ama aslı saint valentıne yi kutlama gunudur ki rahiptir kendısı...sadece farklı isimlerle uyutmaya calısmıslar mesele bu kadar basıttır anlayana...28 şubat günü geldıgınde de bu konuyla ılgılı tepkılerımı yıne belırtecegim...
14 Şubat olmsın sevgililer günü? :D

Yılbaşı ile noelin alakası yoktur ha eğer sen vardır bu benim fikrim dersen eyvallah senin görüşüne saygı duyarız.Kimse senin gibi düşünmek ve davranmak zorunda değil.Senin gibi yaşamıyorlar senin gibi davranmıyorlar diye de kimseyi din dışı yada başka dinlere öykünüyor dieyerek suçlayamazsın.
 

iSpiK

Kadim Dost
yılbasında aılenızle kuruyemıs yedıysenız bu nu kutlamak sayılmaz bu sıradan bi gündür hergün icenlerde dahil kanımca abartılanlar icin söylenmiş bisey bu yazı ve benım hosuma gitti...

yılbasıdır sevgililer günü batılı icatı bana göre hediye tuzagı ;) hele sevgililier günü...

ne ise illa bi gün kutlucaksanız o 3 mayıs olsun anlamını bilene tabi..
 

DeRSaaDeT

Islambol
yılbaşı ile noelin alakası varmıdır?



yılbaşına bir hafta var kızılaydayım x gece klübü camına bir yazı asmış yılbaşı kutlaması a lira para verin sınırsız içki, saniyeler kala oryantal şov vs...
aynı yazılar y ve z gece klüplerinde de var
kurban bayramının 1. günü aynı zamanda yılbaşı
bi televizyonu açayım dedim bir dini program varmı olabilirmi? diye ama heryerde noel baba görüntüleri ve yılbaşı kutlamaları ile ilgili haberler
ve internette birçok yerde
christmasın kutlu olsun
noel bayramınız mübarek olsun gibi yazılar
TIKLA
TIKLA
sizce bunlar yozlaşma değilde nedir?

birde Seddüz-Zerai kavramı ne demektir zahmet ederek araştırırsanız sevinirim


osiris_cemo' Alıntı:
14 Şubat olmsın sevgililer günü?

Yılbaşı ile noelin alakası yoktur ha eğer sen vardır bu benim fikrim dersen eyvallah senin görüşüne saygı duyarız.Kimse senin gibi düşünmek ve davranmak zorunda değil.Senin gibi yaşamıyorlar senin gibi davranmıyorlar diye de kimseyi din dışı yada başka dinlere öykünüyor dieyerek suçlayamazsın.
photoshopc' Alıntı:
bugun bu vatanın evladı olan genclerımız bu anlamda kardeslerımız, bacılarımızın eglence ve kutlama adı altında yozlasması ve her turlu ahlaksızlık bataklıgına dusmelerıne ızın veremeyız...isteyen eglenebılır veya kutlaya bılır bu kısısel tercıhıdır..bıze dusen sadece uyarmaktır...Bu kutlamalar Allaha karsı her turlu isyandır...hadleri asmaktır...özümüzden uzaklasmaktır...ister noel olarak bak ıster yılbası olarak icerik olarak yanlıstır... hangi niyetlerle olursa olsun boylesıne kutlamalar bir neslin yozlasmasının apacık ornegıdır....
kırmızı yazıyı okurmusun lütfen =)
 

Mephisto

R€B€L
Bizde bişey vardır abdest almaya namaz kılmaya vs şeylere niyet edilir biliriz hepimiz.Biz yılbaşında allah rızası icin hz. isanın dogum gününü kutlamaya niyet ettim diye bişey diyormuyuzki =) bu işin esprisi tabiide önemli olan insanın icindeki niyettir ve insanın niyeti güzelse konuda anlatıldığı şekilde sapmamışsa nicin insan kendini eglenceden,kutlamadan geri koysun ki.
Hemde noeli kutlayan hristiyanlar buna 25 aralıkta başlarlar,kiliselerde ayinler vs bişiler düzenlerler,buralarda kilise nerde,kiliseye giden kim.25 aralıkta bunları başlatan kim,niyet ne.
yola cıkınca sorcağın ilk 100 insandan 90ı bunu yeni yıla giriyoruz diye kutluyoruz der,hz isanın dogumunu bilmez bile kimseler,öyle bişey aklından kimsenin gecmez.
noel baba figürü kaplamışsa heryeri bundan bizene biz buna kalben inanmadıktan sonra.



T.C.
BAŞBAKANLIK
DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI
Basın ve Halkla İlişkiler Şubesi Müdürlüğü

Sayı : 345
Konu: Noel ve Yılbaşı

30.12.2003

Basın Açıklaması

25 Aralık’la başlayan ve yaklaşık bir hafta süreyle kutlanan Noel ve yılbaşı, başta Avrupa ve Amerika kıtası ülkeleri olmak üzere dünyanın birçok yöresindeki Hıristiyan topluluklarca kutlanmaktadır. 1 Ocak tarihindeki yılbaşı kutlamalarının Türkiye’de de özellikle son dönemlerde gittikçe artan bir ilgiyle kutlanmakta olduğu dikkati çekmektedir. Ancak batıda farklı anlamlar ifade eden Noel ve yılbaşı kutlamalarının Türkiye’de yılbaşı bağlamında genellikle birbirine karıştırılarak birleştirildiği ve bu sebeple kamuoyunda bir spekülasyon ve devam ede gelen bir tartışma ortamı bulunduğu bilinmektedir.

a) Noel Yortusu ya da batıdaki yaygın isimlendirmesiyle Kristmas (Christmas), Hz. İsa’nın doğumu anısına 25 Aralık’ta kutlanan tamamıyla dinsel bir bayramdır. Batı Hıristiyanları tarafından 25 Aralık olarak hesaplanan Hz. İsa’nın doğum günü, doğu Hıristiyanlarınca 6 Ocak olarak hesaplanmakta, dolayısıyla doğu kiliseleri 6 Ocak tarihini Kristmas bayramı olarak kutlamaktadırlar. Esasen Hz. İsa’nın doğum gününün ne zamana denk düştüğü konusunda erken dönemlerden itibaren yoğun bir tartışmanın olduğu ve yukarıdaki tarihlerden başka bu günün Nisan ayındaki bir zamana denk düştüğü yönünde görüşlerin de ileri sürüldüğü bilinmektedir. Batı Hıristiyanlarınca belirlenen 25 Aralık tarihinin Eski Roma’da güneşle ilgili kutsal bir gün olduğu ve bunun sonradan Hz. İsa’nın doğum günü olarak adapte edildiği ileri sürülmektedir. Hatta bazı erken dönem Hıristiyan yazarların, kendi dönemlerinde, 25 Aralık kutlamalarında güneşi selâmlayan bazı Hıristiyanları uyardıkları da bilinmektedir.

Noel Yortusu, Nisan’da kutlanan Easter (Paskalya) bayramıyla birlikte Hıristiyanlığın en önemli bayramları arasındadır. Noel kutlamalarının vazgeçilmez folklorik unsurları arasında çam ağacı süslemeleri ve Noel Baba inancı bağlamındaki gelenekler önemli yer tutar. Her ikisi de kuzey Avrupa kökenli olan bu folklorik unsurların, sonraki dönemlerde Hıristiyanlığa girdiği bilinmektedir.

Noel’de çam ağacı süslemeleri ilk kez XVI. yüzyılda Kuzey Avrupa’da ortaya çıkmıştır. Bu âdetin, eski Cermen ve Kelt dinsel geleneklerinden adapte edildiği büyük ihtimaldir. Orta Doğudan Uzak Doğuya kadar birçok dinsel gelenekte olduğu gibi eski Kuzey Avrupa halkları arasında da yeşil ağaç verimlilik, bereket ve üretkenliğin sembolü olarak kabul edilmiş ve dinsel bayramlarında meydanlara dikilen veya evlerde bulundurulan bir yeşil ağaç bu inancı sembolize etmiştir. Kuzey Avrupa halklarının Hıristiyan olmasıyla birlikte, Hıristiyan geleneğindeki Hayat Ağacını temsilen Hz. İsa’nın doğum gününde yeşil bir ağaç (Kuzey Avrupa’da doğal olarak çam ağacı) süslemek ve bunun dallarına çeşitli hediyeler asmak âdeti ortaya çıkmıştır. XVIII. yüzyıldan itibaren çam ağacı âdeti Güney Avrupa Hıristiyanları arasında yayılmaya başlamış; kısa bir zaman sonra ise evrensel olarak Hıristiyanlarca benimsenen bir folklorik törene dönüşmüştür.

Benzer bir durum Noel Baba inancı ve bu inanç çerçevesinde yapılan âdetler için de geçerlidir. Almanya’da ABD’de ve Kuzey Avrupa ülkelerinde Santa Claus adıyla bilinen Noel Baba inancı da yine Almanya kökenlidir. Bu inanç da XVII. yüzyıldan itibaren Almanlar vasıtasıyla Güney Avrupa’ya ve Alman göçmenlerce Amerika’ya taşınmıştır. Santa Claus ya da Noel Baba olarak adlandırılan ve Hıristiyanlarca IV. yüzyılda yaşadığı ve İznik Konsili katılımcılarından birisi olduğu ileri sürülen Myra (Demre) piskoposu Aziz Nicholas’la özdeş olduğu söylenen şahsiyet tamamıyla efsanevî bir kişiliktir. Ruslar, onun kendileri için koruyucu bir aziz olduğu kanaatindedirler. Hıristiyanlar, bu şahsın Noel döneminde gökyüzünde rengeyiklerinin çektiği bir kızakla ya da yerde eşek sırtında (veya yaya olarak) dolaştığına ve evlere bacalardan inerek başta çocuklar ve fakirler olmak üzere insanlara çeşitli hediyeler bıraktığına inanırlar. İslâm geleneğindeki Hızır’ın ve Yahudi geleneğindeki İlyas’ın âdeta Hıristiyanlık’taki bir karşılığı gibi gözüken bu inanç, Hıristiyan geleneğinin önemli bir folklorik değerini oluşturmaktadır. Öyle ki Noel Baba inancı Hıristiyan edebiyatında, sanatında ve ticarî yaşantısında önemli ve belirleyici bir unsur olarak ağırlıklı bir yer tutmayı sürdürmektedir.

Bu gün için ticari hüviyeti ön plana çıkmış olsa da bütün âdet ve törenleriyle Noel kutlamaları (yukarıda ifade edildiği gibi) kökeni itibariyle tamamıyla dinsel bir bayramdır. Bu bayramın ve bayramla ilgili olarak yapılan âdet ve törenlerin Müslümanlarca benimsenip uygulanması ise dinsel ve kültürel bir yozlaşma olarak görülmeli; böylesi bir tutumun, kendi değerlerimizden uzaklaşma ve başkalaşma sürecini hızlandırdığı, halkımıza / ülkemize yönelik Hıristiyan misyonerliği için de oldukça elverişli bir durum oluşturacağı gözden uzak tutulmamalıdır.

b) 1 Ocak’ta kutlanan yılbaşına gelince, böyle bir âdet her ne kadar batı Hıristiyan toplumlarınca Noel’le birleştirilen bir kutlama olarak görülse de milâdî takvimi esas alan bütün uluslarca yeni yılın başlangıcı anısına kutlanan bir etkinliktir. Tarihin bilinen en erken dönemlerinden beri yeni yıl kutlamalarının bütün toplumların geleneklerinde mevcut olması, güneş ya da ay takvimini esas alan uluslar, yılın çeşitli mevsimlerine denk düşen ve genellikle tarımsal faaliyetlerden hareketle düşünülen farklı yılbaşı günleri ortaya koymuşlardır. Bu arada dinsel bir olayın ya da şahsiyetin yaşamındaki bir olayın temel alındığı yılbaşı hesaplamaları da yapılmıştır.
Eski Romalılarda yılbaşı olarak kutlanan ve Orta Çağdan itibaren Hıristiyan toplumlarca da yılbaşı olarak kabul edilmiş olan 1 Ocak tarihi, XIX-XX. yüzyıllardan itibaren (şüphesiz batının kültürel etkisiyle) dünyanın birçok halkı tarafından benimsenmiştir. Bugün dünya genelinde yılbaşı kutlamaları, dinsel bir bağlamdan öte kültürel bir anlam ifade etmekte; insanlar yeni yıla yönelik iyilik, bereket, refah, huzur ve barış beklentilerini yeni yıl kutlamalarında dile getirmektedirler.

Dolayısıyla yeni yıl kutlamaları; tıpkı içinde farklı ekonomik ve sosyal amaçları da barındıran anneler-babalar günü, işçi bayramı, doğum günü kutlamaları gibi evrensel kültürün bir parçası olarak üretilen ve geliştirilen, sonuçta bütün insanlığa mal olan olumlu bir davranış biçimi olarak görülmelidir. Ancak bu kutlamaları dinsel ve kültürel değerlerimize aykırı birtakım âdet ve geleneklerle birlikte düzenlemek, kutlamalar esnasında kamuoyunu rahatsız edici ya da dinimizin emir ve yasaklarına, genel ahlâka ve toplumsal kurallara aykırı davranışlarda bulunmak kesinlikle doğru değildir.

Bu anlayışla yeni bir yıla girerken geçmiş yılın ve yılların muhasebesini yaparak önümüzde kalan sınırlı zaman dilimini daha iyi kullanma bilinci kazanmamızı; 2004 yılının milletimize ve bütün insanlara hayırlar getirmesini; yoksulluğun, açlığın, doğal felâketlerin yaşanmadığı, savaş ve terör gibi üzücü olayların son bulduğu bir dönem olmasını, yeni yılın bütün insanlığa huzur ve barış getirmesini diliyorum.

Prof. Dr. Ali BARDAKOĞLU
Diyanet İşleri Başkanı
diyanetin acıklamasında belirtildigi gibi yılbaşıyla noel tamamen farklı kavramlardır,ama bu bi yozlaşmaya yol acabilir bu dogru ama adamı 2dkda hristiyan yapmak dogrumu,ne bicim vicdan anlayışı.
ilk baştaki yazıda oldugu gibi yılbaşını kutlamak bizim müslüman alemine yardım etmemizi dua etmemizi engellermi,direk olarak ortaya cıkan bi engelmi?hayır

bi başka konu 14 şubat sevgililer gününün ne zararı var bunuda anlamadım,
insanın sevgilisine hediye alması(para tuzağı bi gün o ayrı) o günde biraz daha farklı davramaları birbirine islamiyet acısından ne zarar dogurur ki.
ama dersen bunuda hristiyanlar cıkardı onları taklit ediyoz taklit etmek olmaz,o zaman bilgisayarıda at önünden,sora pencereden kendimizi atalım.
unutmayalım kurüselleşen bi dünyadayız öyle yada böyle.
 

iSpiK

Kadim Dost
sevgililer günüyle islamiyetin yada hristiyanlıgın alakası var demedim ki sadece para tuzagı sewmiyorum dedim o bi geyikti ;)

ayrıca ilk sevgililer günü nası meydana cıkmıs ılk baslarda hangi papaz ı anmak icin baslatılmıs ondan bahsetmedim cünkü o zaman sevgililer gününü bir din e ayitmiş gibi göstermek olurdu we bende buna inanmıyorum zaten..
 

HTML

Üst