Nikola Tesla

Elçibey

New member
Katılım
29 Nis 2008
Mesajlar
778
Reaction score
0
Puanları
0
Yaş
33
Konum
Sivas
Nikola Tesla (Sırpça: Никола Тесла; d. 10 Temmuz 1856, Smiljana-Hırvatistan – ö. 7 Ocak 1943, New York).Mucit, elektrik mühendisi ve makine mühendisi.7 Ocak 1943 yılında kendisine ait patent aldığı 700 buluşla en çok patent sahibi kişi olarak tarihe geçmiştir.

Babası bir papaz olan Tesla'nın annesi okuyup yazamamasına karşın, halk arasında pratik ev gereçleri mucidi olarak bilinirdi. Nikola'ya göre annesi, yaratıcı dahi olmaya adaydı. Babası her zaman papaz olmasını istiyordu, Tesla ise mühendislik okumayı istiyordu. Tesla ölümcül bir hastalık sırasında mühendislik okursam çok daha iyi olurum demiş, babası da onu kıramamıştır. Annesinin de desteğine sahip Tesla, fizik ve matematikte bilgisini arttırırken Graz'daki Politeknik okuluna girdi ve Prag Üniversitesi'nde eğitimini sürdürdü. Yabancı teknik yapıtları okuyabilmek için, orada, yabancı dil kursunu sürdürdü. Anadili olan Sırpça ve ailece bildikleri Almancaya ek olarak İngilizce, Fransızca ve İtalyancayı da öğrendi.

Nikola ailedeki beş çocuktan biriydi. Bir büyük erkek kardeşi vardı ve adı Dane(Daniel) idi. Ağabeyi, Nikola 5 yaşındayken vefat etmiştir. Vefat ettiği sırada Dane, henüz 12 yaşındadır. Ağabeyinin nasıl öldüğü hakkında iki iddia vardır:

a) Abisi kiler kapısının önündeyken Nikola onu itince öldü; b) Yakın bir dostlarının hediye ettiği arap atı onu yaraladı ve böyle öldü.

Abisini henüz çocukken kaybettiği için Tesla'da birçok takıntı oluşmuş ve şizofreniye yakın belirtiler göstermiştir. Fakat hiç kuşkusuz bu belirtiler Nikola'nın dehasına katkıda bulunmuştur.

üç kız kardeşi (Milka, Angelina ve Merica) vardı. Ailesi 1862 yılında Gospić'e göç etti. Tesla okula Karlovac'ta gitti. Dört yıllık eğitim dönemini üç yılda bitirdi.

Daha sonra Prag'ta tahsilini 1880'de bitirdi. Budapeşte'de yüksek lisans yaparken, profesörüyle alternatif akımın özelliklerini tartıştı. Sonra bir Paris telefon şirketinde çalışmaya başladı. Burada doğru akım motorları ve dinamolar konusunda geniş ve önemli tecrübeler edindi. Oradayken çalıştığı döner makineleri korumak için regüle edici kontrol cihazları icat etti.

Elektrik mühendisi olan Nikola Tesla Graz Üniversitesi'nde fizik ve matematik üzerine çalışmalar yapmıştır. Sonra Prag Üniversitesi'nde felsefe eğitimi almıştır. Uzun süre geçimini farklı Avrupa ülkelerinde Elektrik Mühendisliği ile sağlamıştır.


Buluşları

Florasan lambayı, neon ışıklarını, hızölçeri, otomobillerdeki ateşleme sistemini, radarın temellerini, elektron mikroskobunu ve mikrodalga fırını da Nikola Tesla'nın icat ettiğini bilen sayısı sınırlıdır.

Nicola Tesla'ya göre bu doğru akım uygulanan doğru sistem değildir. Hem jeneratör (üreteç) hem de motordaki komütatörü ortadan kaldırmak ve alternatif akımı tüm sistemde kullanmak daha akla uygun gelmekteydi. Fakat hiç kimse alternatif akımda çalışabilen bir motoru oluşturmamıştı ve Nicola Tesla bu sorunu çok düşündü. 1882 Şubatında, Budapeşte'nin bir parkında Szigetti adında bir sınıf arkadaşı tüm elektrik endüstrisinde devrim yapacak olan "dönen manyetik alan"ı bulmuştu. Dönen elemana bağlantı gereği olmayacaktı. Komütatör yoktu artık.

Daha sonradan tüm alternatif akım elektrik sistemlerini tasarladı. Alternatörler, elektrik enerjisinin ekonomik iletimi ve dağıtımı için gerilim yükseltici ve alçaltıcı transformatörler ve mekanik güç sağlamak için alternatif akım motorları. Dünyanın her tarafında harcanıp giden su gücünün bolluğundan esinlenip, gerekli olan yerlere enerji dağıtabilen hidroelektrik santralleriyle bu büyük gücün elde edilmesini tasarladı. Budapeşte'de "Birgün Niyagara Çağlayanını elektrik elde etmek için kullanacağım" diyerek dinleyenleri şaşırttı.

AC Akım Jenaratörleri ve Motorları, radyo, florasan, radar, MRI , laser teknolojisi, robot teknolojisi, deprem makinesi Nicola Tesla'nın teorileri kaynaklık edinilerek yaratılmış projelerdir.


Nikola Tesla ve Ergenekon

Nikola Tesla’nın adı Ergenekon İddianamesi'nin 1114’üncü sayfasında, yazar Ümit Oğuztan’ın ev ve işyerinde yapılan aramalarda el konulan evrak ve dökümanlar sıralanırken “Nikola Tesla isimli şahıs” olarak geçmektedir.

İlgili maddedeki adı geçen bölüm;"... Nikola Tesla-HAARP- NBC.doc isimli MSword dosyası tespit edilmiştir. Belge incelendiğinde, Nikola Tesla isimli şahıs ve ABD’nin HAARP olarak bilinen Yüksek Frekans Aktif Aurora Araştırma programı ile ilgili NBC silahları hakkında teknik detay bilgiler içerdiği görülmüştür...."
 
Döneminin kat ve kat ilerisindeki deha sayılabilecek yeteneği seneleri aşan engin görüşü ile değeri asla anlaşılamamış bir bilm insanı.Herkes Einstein adındaki adamın E=Mc2 sini koştururken o çoktan Tesla Jeneratörünü bulmuştu Sanırım teslanın en büyük hatasıda döneminin Rusya topraklarında doğması idi oda Einstein gibi Amerikaya irtica etseydi eminim dünyanın en zeki insanın adı mutlaka Tesla olurdu onun sayesinde o yüzlerce buluşu hayatımızı koaylaştırırdı ve elektiriğe asla para ödemezdik : )
Kardeşim ellerine sağlık yararlı bir çalışma
 
Tesla & HAARP
İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra, bu-günlere kadar gelen süre içerisinde, çeşitli çevrelerde en çok tartışılan konulardan biri "kara bilim" oldu. "Kara bilim" başta ABD olmak üzere büyük devletlerin, dünyayı kendi hegemonyaları altında tutabilmek için yaptıkları bilimsel-teknik araştırmalara ve üzerinde çalıştıkları çeşitli projelerin toplamına verilen ad. Bu projeler büyük ölçekli ve büyük bütçelerle yürütülen, gizli veya yan gizli projelerdir. Saldın/savunma silahları üretimi, gözetim sistemleri ve düşünce kontrolü üzerine yapılan çalışmalar, doğayı manipüle etme amaçlı araştırmalar, bu projelerin içeriğini oluşturur.

Söz konusu projeler gizli olduğu için, ortalıkta pek çok rivayet dolaşmaktadır ve elimizde bu projeler hakkında çok da fazla bilgi yoktur. Buna karşın, bu projeler içinde çalışan bazı insanlarını çalışmalarını deşifre etmesi, insanlık dışı bir bilimi kabul etmeyen araştırmacıların ve bilim insanlarının çabaları, devletler arasındaki çelişmeler ve nihayet bu projelerin bazılarının gizli kalamayıp ister istemez su yüzüne çıkması sonucu, söz konusu projeler hakkında az da olsa bilgi sahibiyiz.

Bu projelerin ilki, 2. Dünya Savaşı sırasında gerçekleştirilen Manhattan Projesi'ydi. 1941 yılında çalışmalarına başlanan Manhattan Projesi'nin konusu atom bombasının üretimiydi. Bu projenin gerçekliği Hiroşima ve Nagazaki'de acı bir biçimde kanıtlandı.

Gerçek olduğu en son kanıtlanan girişim ise ECHELON Projesi oldu. 2. Dünya Savaşı'ndan sonra ABD önderliğinde, İngiltere, Yeni Zelanda, Avustralya ve Kanada arasında yapılan Ukusa Antlaşması'nın uygulamalarının 1980'lere yansıması olan ECHELON sistemiyle; tüm e-postalar, "chat" tipinde iletişim biçimleri, faks, teleks, tele-fon haberleşmeleri gözlenebiliyor. ABD ve diğerleri yıllardır bunun bir komplo teorisi olduğunu, ECHELON Projesi diye bir proje olmadığını iddia ediyorlardı. Geçtiğimiz Şubat ayında yaşanan gelişmeler ise ECHELON'un gerçekliğini ortaya koydu. Basında ve internette çıkan haberlere göre, ABD'nin yukarıda adı sayılı diğer devletler ile birlikte casusluk yapması ortalığı karıştırdı. Fransa, ABD ve İngiltere'ye karşı hukuki işlemlere başvurmaya hazırlanıyor. Alman ve İtalyan parlamentoları ise konu hakkında araştırma başlattı. Avrupa Parlamentosu, Bilimsel ve Teknolojik Seçenek Değerlendirme Dairesi (STAO), konu ile ilgili özel bir rapor hazırladı. Avrupa Parlamentosu'nun konuyla ilgili raporu 22 Şubat'ta Özgürlükler Komitesi'nde ele alınacaktı. Şimdiye kadar varlığı kabul edilmeyen ECHELON'un adı, Amerikan Savunma Bakanlığı'nın (Pentagon) Şubat ayında internete verdiği, gizlilik derecesi olmayan belgelerden bazılarında da geçiyor.

İşte HAARP (High-Fre-quency Active Auroral Re-search Program) Projesi'nin de bu tip bir kara proje olduğuna dair ciddi iddialar ve çalışmalar var.

Nikola Tesla

Nikola Tesla 9 Temmuz 1856'da, Sırbistan'da doğdu. 1884'de ABD'ye göç etti. Tesla, tarih kitaplarından adı silinmiş önemli bir araştırmacı ve mucittir. Tesla 1800'lerin sonlarında, bugün tüm dünyada

kullanılan "alternatif akım" (AC) sistemini buldu ve patentini aldı. Tesla'nın buluşları arasında "rotatif manyetik alan", dinamo, AC endüksiyon motoru, vs. vardır. Tesla ABD'ye gidişinden bir yıl sonra, 1885'de alternatif akım dinamo, transformör ve motor sisteminin patent haklarım, adı bugün Tesla'nınkinden çok daha popüler olan George Westinghouse'a sattı. Tesla 1891'de ünlü buluşu olan "Tesla Bobini"ni (Tesla Coil) icat etti. Bu buluş, radyo teknolojisinde geniş olarak kullanılabilecek bir endüksiyon bobiniydi.

1900'ün başlarında Tesla, en büyük buluşu olarak gördüğü "karasal sabit dalgalar"! (terrestrial stationery waves) keşfetti. Bu buluşu ile yeryüzünün belirli frekanslardaki elektrik titreşimlerine duyarlı olduğunu ve bir iletken/iletici (conductor) olarak kullanılabileceğini kanıtladı. Tesla'nın bir diğer önemli projesi ise kablosuz elektrik transferiydi. 200 ampulü arada kablo olmadan, 25 mil uzaklıktan yakabildiği rivayet edilir. Tesla'nın en büyük amaçlarından biri ionosferden bedava elektrik üretmekti. Kablosuz ve bedava elektrik projeleri gibi çalışmaları olan Tesla'nın, finansörü J. P. Morgan'a Long Island'da yapımına başlanan ancak tamamlanamayan, deneyler için kullanılacak laboratuar kulenin işlevinin, mesaj gibi elektrik iletmek olduğunu itiraf etmesi, onun inişinin de başlangıcı oldu. Tekeller oyların ona karşı kullandılar. Tesla, sistemin görmek istediklerinden daha fazlasını yapmıştı.

Tesla 1. Dünya Savaşı'ndan itibaren izole bir yaşam sürdü. Ara sıra yeni, bedava enerji kaynağı keşfini, bütün düşman orduları ve yüzlerce mil öteden bütün uçakları yok edebilecek "ateş topu" silahları teorisini, akıl almaz bir savunma hazırlayabilecek bir silah düşüncesini ve kablosuz, kayıpsız enerji transferinin mükemmelliğini açıklamak için yüzeye çıktı. Tesla 7 Ocak 1943'de yokluk içinde ölürken arkasında pek çok radikal icat ve fikir bırakmıştı. Öyle ki, kendisine "Elektriğin Tanrısı" dendi. : Pek çok araştırmacıya göre HAARP 1 Projesi, ilk kez Nikola Tesla tarafından ileri sürülen konseptleri kendine temel aldı. Pentagon, HAARP Projesi İle "Tesla teknolojisini" yeniden yaratıp, bu teknolojiyi tehlikeli amaçlar için kullanmayı hedefliyor.

High-frequency Active Auroral Re-search Program (HAARP) dünyanın en büyük ve en güçlü radyo transmiterlerinden (iletici) birini imal etme projesidir. Proje, Amerikan Hava ve Deniz Kuvvetleri tarafından ortaklaşa finanse ediliyor. 30 milyon dolarlık programın yürütme görevi ise Alaska Üniversitesi'nin. Proje, Alaska/Gakona'nın 11 mil doğusunda hâlâ inşa halindedir. 1993 yılında uygulamaya konan programın 2002 veya 2003 yılında tamamlanması bekleniyor.

HAARP dev antenlerden sinyaller gönderecek yüksek frekans transmiterlerinden ve bunun dışında 19 enstrümandan ibaret. Geçen yıllarda 48 anteni inşa edilmiş olan ve 5 arc'lık bir alana yayılan HAARP, program tamamlandığında her biri 2 tane 10 kilowatthk radyo transmiterli 180 antene sahip olacak ve 33 acr'lık bir alana yayılacak. Enerji için dizel jeneratörler kullanılacak ve 3.6 megawatthk radyo sinyalini ionos-fere gönderme kapasitesine sahip olacak. Kısaca HAARP, inanılmaz güç düzeylerinde ELF (extremely low frequ-ency-son derece düşük frekans) ve VHF (very high frequency-çok yüksek fre-kans) transferine yetenekli, dünyanın en büyük radyo frekansı (RF) transmitteri olacak.

HAARP'm sıradan bir radyo istasyonundan farkı daha güçlü olması ve antenlerinin yönlendirilebilir ve belirli bir noktaya odaklanabilir olması. Bunun anlamı 3.6 megawattlık radyo sinyali sadece gelişigüzel bir şekilde dışarı yayılmayacak, bunun ötesinde, bu radyo sinyalleri bir ışının içinde yükselebilecek. Bu ışının parlaklığı radyo mühendislerinin "effective radiated power" (ERP-etkili ışınsallaştırılmış enerji) olarak adlandırdıkları şey. HAARP'ın tamamlanmış hali 4.7 gigawatt civannda ERP'ye sahip olacak.

Konuyu daha iyi kavrayabilmek için Daily News gazetesinden Doug O'Har-ra'nın verdiği bir örneği aktaralım. İki elektrik ampulü düşünün. Bu ampullerin bir tanesi 100 watt diğeri 1000 watt. Onları bir alanın ortasına yerleştirin. 1000 wattlık ampul 100 wattlık ampul-den 10 kez daha parlaktır. 10 kat fazla enerji yayar. Şimdi, 100 wattlık ampulü ışığın ışınını 10 kez parlaklaştıran bir reflektör (yansıtıcı) ile birlikte bir elektrik fenerinin içine yerleştirin. Elektrik feneri 1000 wattlık bir ERP'ye sahip olacaktır. Eğer bu size çevrilirse, 100 wattlık elektrik feneri 1000 wattlık ampul gibi parlak görünecektir. Hâlâ sadece 100 watt gönderiyor fakat sınırlı bir yerden 1000 wattlık ampul kadar parlak görünüyor olacaktır.

Aslında HAARP gizli bir proje değil. Amerikan Savunma Bakanlığı da HAARP'm varlığını diğer projelerde olduğu gibi inkar etmiyor. Internette HAARP'ın kendi web sitesi bile var. Giz ve ihtilaf, amaçlar ve sonuçlar söz konusu olduğunda başlıyor.

Bu ihtilaflı projenin yöneticisi olan John Heckscher'e göre HAARP'ın amacı gayet masumane: HAARP, iyonosferi dev bir anten olarak kullanabilmek amacıyla, bir ionosfer yamasını ısıtmak için araştırmacıların kullanabileceği bir alet. HAARP tamamlanıp harekete geçirildiği zaman, dev antenler, aynı zamanda yüksek frekanslı radyo dalgalarmı dar bir ışının içinden ilete-cekler. Bu radyo dalgalan ionosfere gönderilecek.

Bu yüksek frekans radyasyon ışını ile, araştırmacılar elektrojetin (aurorasal perde boyunca bir milyon amperlik doğal akımlar) küçük bir parçasını değiştirebilecekler. Elektrojetin gücünün değiştirilmesiyle, ionosferin çok düşük frekansı (extremely low ferquency-ELF) radyo dalgalan üretmek için kullanılması mümkün hale gelecek. Geophysical Institute (Jeofizik Enstİtüsü) yöneticisi Syun Akasofu'ya göre HA-ARP gibi bir araç olmadan, bu frekans genişliğinde yayın yapabilmek için yüzlerce mil uzunluğunda bir antene ihtiyaç vardır. HAARP etkili bir şekilde aurorayı bir çeşit antene dönüştürüyor. Çünkü ELF radyo dalgaları okyanuslara nüfuz edebiliyor. Böylece denizaltılar suyun yüzeyine çıkmak zorunda kalmadan radyo sinyallerini alabilecek. ELF dalgaları ayrıca uzun mesafeli komünikasyonları kolaylaştırabilecek. ELF dalgaları, aynen okyanusa olduğu gibi, yeryüzüne de derinden nüfuz edebilecek. Monitöre bağlı bir alıcı kullanarak, objelerden dünyanın yüzeyine sıçrayan dalgalar sayesinde tüneller veya gizli yeraltı barınaklarının varlığı ortaya çıkacak. Bu jeologların yeraltı minerallerini ve petrol depolarını bulmak için yıllardır kullandıklarıyla aynı teknik.

HAARP'ı Deşifre etme girişimleri

HAARP'a karşı muhalefet önce İnternet kanalında başladı. Pek çok insan Alaska'daki şüpheli askeri faaliyetlere dikkat çekmek İçin interneti kullandı. Protestonun basılı kısmı, daha sonra Alaska'da yaşamaya başlayan bir antinükleer aktivist Dennis Specht, Nexus adlı dergiye HAARP konulu bir haber gönderdiğinde başladı. Daha sonra, Alaskalı bir politik aktivist ve Anchorage'da bilimsel araştırmacı olan Nick Begich, kendilerini teknokeşişler olarak tanımlayan, Arizona/Sedona'da yaşayan Patrick ve Gael Crystal ile net üzerinden iletişim kurdu ve onlardan bir Avustralya dergisi olan Nexus'u kontrol etmelerini istedi. Begich kendi memleketiyle ilgili bir konuyu Nexus'a görmekten çok şaşırdı ve makalede zikredilen dökümanları bulup çıkarmak için acilen çalışmaya başladı.

Muhalif araştırmacılara ve bilim insanlarına göre HAARP bir çeşit gelişmiş "ionosferik ısıtıcı" (ionosferic he-ater). Bu ionosferik ısıtıcı üst atmosferi, odaklanmış ve yönlendirilmiş elektro-manyetik ışını ile zaplayacak. Ultragüçlü dalgaları, atmosferimizdeki elektrikle yüklü bölgenin titremesine (vibrate) ve dramatik bir şekilde yanmasına neden olabilir.

İonosfer atmosferin tabakalarından biridir. İonosfer, dünyanın üst atmosferini saran elektrik yüklü bir alandır. Dünyanın yüzeyinin üstünden, aşağı yukarı 35-50 milden başlayıp 500-600 mil yüksekliğe kadar uzanır (48 km ila 50000 km). tonosfer ion ve elektron olarak adlandırılan pozitif ve negatif yüklü atomik parçacıklar içerir. Uzaydan gelen zararlı ışınlara karşı doğal bir kalkan işlevi görür. Amerikan ordusu HAARP İçin, "ionosfer üzerine yapılan bilimsel bir araştırma" gibi zararsız bir gerekçe ileri sürmektedir. îonosfer tabakası askeriye için önemlidir. Çünkü ordu tarafından kullanılan iletişim, gözetim ve denizcilik sistemlerinin hepsi ionosferin içinden geçer veya ionosfer tarafından yansıtılır. İonosferin bir bütün olarak anlaşılması ve kontrol edilmesi Pentagon'a bu sistemler üzerinde daha iyi kontrol imkanı verecek.

HAARP üzerine en kapsamlı araştırmayı yapıp, çalışmalarını Angels Don't Play Thîs HAARP-Advencis in Tesla Technology adlı kitapta derleyen Dr. Nick Begich ve Jeane Manning'e göre, HA-ARP bir çeşit radyo teleskobunun değiştirilmiş hali. Antenler sinyalleri almak yerine, gönderiyorlar. Yazarlar HAARP'ı ionosfer alanlarını, bir ışını odaklayarak, ışının odaklandığı bu bölgeleri ısıtıp yükselten süper güçlü radyo dalgası, ışınlama teknolojisi için bir test olarak değerlendiriyorlar. Elektromanyetik dalgalar daha sonra dünyaya geri sıçrayacak ve her şeye nüfuz edecek.

Uygulayıcıları tarafından ionosferik bir araştırma olarak nitelenen HAARP ile gündeme gelen ilk soru: "Gökte delikler mi açıyorlar?" sorusu. Tesla'nın çalışmalarını baz alan bu ihtilaflı transmitter veya ısıtıcının dünyanın üst atmosferinde 30 millik delikler açmayı da içeren pek çok potansiyel tehlike içerdiği bilim insanları tarafından ciddi bir şekilde ileri sürülüyor. Çoğu bilim insanı, HAARP'ın eğer havanın kontrolü için kullanılmazsa, hava modifikasyonu için kullanılabileceği konusunda görüş birliği içindeler.

Bunun yanında, "HAARP'ın sahipleri" onu kullanarak üst atmosferde bir reflektör yaratma imkanına sahip olacaklar. Bunu HAARP'tan transfer edilen enerjiyi, gökyüzünün bir bölümüne odaklayarak ve elektrik akımını açarak yapacaklar. Hava tamamen dramatik olarak ısınacak ve ordunun, radyo dalgaları ve radar ışınları için kullanabileceği bir donuk nokta (opaque spot) yaratacak. Bu şekilde onlar, ışınlarına dünyanın etrafını "eğmek" için imkan verecek sanal yansıma istasyonu (virtu-al reflectmg station) yaratmaya yetenekli olacaklar.

Yazarlara göre Pentagon bu teknolojiyi hangi niyetlerle ve ne şekilde kullanacağını biliyor ve dokümanlarında bu konuda "temizlik" yapıyor. Ordu kasti olarak, sofistike kelime oyunları, hile ve açık dezenformasyon aracılığı ile halkı aldatıyor. Pentagon, HAARP sisteminin:

- Orduya atmosferik termonükleer cihazlarının elektromanyetik titreşim etkisini tekrar yerine koyacak (yerine başkasını geçirmek) bir alet verebileceğini;

- Çok büyük ELF denizaltı iletişim sistemini, ELF dalgaları üreterek yeni ve daha sıkı bir teknolojiyle yeniden yapılandıracağını;

- Askeriyenin kendi iletişim sistemlerinin çalışmasını korurken, son derece geniş alanlardaki iletişimleri silip süpürmesine yol hazırlayabileceğini;

- Eğer EMASS'ın kompüterize yetenekleriyle ve Cray bilgisayarlarla birleşirse dünyanın tomografisini çekme imkanı sayesinde, barışın korunmasına katkıları olacağını;

- Büyük bir alan üstünde petrol, gaz ve mineral tortular bulmak amacıyla jeofiziksel yoklama için bir araç sağladığını;

- Yaklaşan uçaklar ve kurvazör füzelerini meydana çıkarmak için kullanılabileceğini ve diğer teknolojileri kullanılmaz hale getireceğini söylüyor.

HAARP arka planı

Kuşkusuz, HAARP izole olmuş bir proje değil. ABD'nin uzun yıllardır üzerinde çalıştığı pek çok projeden olu-şan demetin bir parçası. Aslında HAARP "Yıldız Savaşları" (Star Wars) programının önemli bir bölümünü oluşturuyor.

ABD uzayla, 2. Dünya Savaşı sırasında ve sonrasında ciddi bir biçimde ilgilenmeye başladı. Bu derin ilginin nedenleri roket teknolojisinin başlangıcının -nükleer teknolojinin de eşliğiyle- bu dönemde ortaya çıkmasıdır. İlk çalışmalar sonucunda gürültü bombalan ve rehberli füzeler ortaya çıktı. Roket ve nükleer silah teknolojisi aynı zamanda, 1945-1963 yıllan arasında gelişti. Bu süre zarfında yeryüzünün üstünde ve altında şiddetli nükleer testler tecrübe edildi. îonosfer ve stratosfer üzerine yapılan çalışmalar sonucu atmosferin bir parçası olan ve evrenden solar ve galaktik rüzgarlarla gelen protonlar, electronlar ve alfa parçacıkları gibi yüklü parçacıkları tutarak dünyayı koruyan "Van Allen Belts" (Van Allen Kemerleri) bulundu. Bu kemerler Amerika'nın ilk uydu operasyonu -Explorer I-sırasında 1958'de keşfedildi.

Ağustos-Eylül 1958 arasında ABD, "Argus Projesi" adı altında 3 nükleer bomba ve 2 de hidrojen bombası deneyi yaptı. Bu projenin amacının, yüksek irtifadaki nükleer patlamaların elektromanyetik titreşim (EMP) nedeniyle radyo iletimlerine ve radar operasyonlarına etkisine değer biçmek, jeomanyetik alanlar ve onun içindeki yüklü parçacıkları daha iyi anlamak olduğu söyleniyor.

13-20 Ağustos 1961'de Amerikan ordusu ionosferde bir "telekomünikasyon kalkanı" yaratmayı planladı. Bu kalkan 3000 km yükseklikte kurulacaktı. Kalkanın ionosferde kurulma sebebi telekomünikasyonlara manyetik fırtınalar ve güneş ışınları tarafından zarar verilebilir olmasıdır.

9 Temmuz 1962'de Pentagon "Project Starfısh" adı altında iyonosferle ilgili bir dizi yeni deney yapmaya girişti. Bu deneyler alt Van Allen kemerine zarar verdi. 1968'de "Solar Power Satellite Project (SPS) ile güneş enerjisiyle çalışan her biri bir ada büyüklüğünde olan uydular üzerine çalışıldı. 1975'de fırlatılan "Saturn V Rocket" atmosferde yandı. Bu yanma ionosferde büyük bir delik açtı.

SPS projesine Başkan Carter'ın onay vermesine karşılık, projenin çok pahalı olması (Enerji Bakanlığı'nın tüm bütçesinden daha fazla bir bütçeye ihtiyaç duyuluyordu) nedeniyle program rafa kaldırıldı. Ta ki Ronald Reagen başkan olana dek. Proje Reagen, döneminde yeniden su yüzüne çıktı. Reagen projeyi, Pentagon'un bütçesinden daha büyük bir bütçe ayırarak "Star Wars" (Yıldız Savaşları) adı altında harekete geçirdi.
1993 yılında başlatılan HAARP projesi işte tüm bu deneylerin devamı ve Star Wars programının bir parçası durumunda.

Sonuç

Başta Dr. Nick Begich ve Jeane Man-ning'in araştırmaları olmak üzere tüm araştırmacıların çalışmaları, HAARP'm pek de masum bir girişim olmadığının işaretlerini veriyorlar. Bu görüşlere göre HAARP tamamlandığı zaman ABD'nin elindeki olanaklar şunlar:

* Atmosferi manipüle etmek ve modifikasyon sağlamak,
* Askeri ve güçlü bir silaha sahip olmak
* Geniş kitlelerin düşüncelerinin ve ruhsal durumlarının kontrol edilmesini sağlamak
* Kendi komünikasyon sistemini geliştirip, istenilen ülkelerin sistemlerini çökertmek.

ABD'nin Bilimi, Teknolojiyi ve Bilim insanlarını nasıl kullana geldiği düşünülürse ve ortaya konan deliller göz önünde tutulursa yapılmak istenenlerin bunlar olmadığını söylemek çok zor.

haarp projesini de iyi niyetli kullanılacağını düşünerekten bulmuş olan deha dır.

biraz daha yaşasa neler neler bulacaktı kimbilir.

bu adamın hayatını,buluşlarını okudukça elektrik-elektronik mühendisliğini okumaktan utanıyorum =)

teşekkürler.
 
Adam Fawer'ın "Empati" kitabında Nikola Tesla ve Edison hakkında ilginç bir bölüm var.Okumanızı tavsiye ederim.
 
Geri
Üst