Batılılar aklını Osmanlı Devleti ile bozduğu için yeni Türkiye’nin ortaya koyduğu vizyona “Yeni Osmanlı” adını taktılar.
Osmanlı çok geride kaldı.
Büyük bir şerefle tarihteki yerini aldı.
Ortadoğu, balkanlar, Kafkaslar gibi karmaşık ve sorunlu bölgeleri çok büyük bir ustalıkla yönetti.
O gün Osmanlı Devleti’nin gösterdiği politik başarıyı bugün dünyanın en süper güçleri başaramıyor.
Saydığım üç bölgeyi de kan revan içinde bıraktılar ve istikrarsızlığa mahkum ettiler.
Osmanlıyı yıktıklarına belki pişman oldular.
Hilafeti kaldırmak için oynanan büyük oyunlara da hiç gerek olmadığını anladılar.
o zamanki şartlarda çok başarılı bir saltanat düzeni kuran Osmanlı mirasını bu günlere taşımak mümkün değildir.
Yeni Türkiye
Son yüz yılda Türkiye kendi özgün modelini ortaya koymuştur.
Yeni modelin temelleri, insan hakları, hukukun üstünlüğü, demokrasidir.
Türkiye orta doğuya bu değerlerle gidecektir.
Araplara çok itici ve sevimsiz gelen laiklik de oralara bu isimle asla gitmemelidir.
Türk insanına sırf bu kavram yüzünden yıllarca ne kâbuslar gördürüldü herkes biliyor.
Uygulamada bu kavram lazımsa da başka bir isim bulun.
Esas olan kavramın kendisi değildir. Uygulamasıdır.
Bir devlet laikim der inançlı insanlara kan kusturur.
Bir başka devlet (Osmanlı gibi) şeriat esastır der, her inanca hayat hakkı verir.
Kavramların hiçbir değeri ve anlamı yoktur. Esas olan uygulamadır.
Türkiye tek çare
Batılılar da şimdi umutlarını Türkiye’ye bağlamış görünüyor.
Bir yandan da arsız ve pişkin bir şekilde Arap baharının yeşerttiği yerlerde kendilerine av arıyorlar.
İlkel sömürgecilik döneminin bittiğini onlar da gördüler.
Boşuna umutlanmayın, Araplar dostunu düşmanını artık çok iyi biliyor.
Mızrak çuvala sığmıyor.
Araplara gidip, Osmanlılar sizi sömürdü dediniz, bize gelip, Araplar sizi arkadan vurdu dediniz. Sizin ne büyük bir yalancı olduğunuzu herkes öğrendi.
Son on yılda kendini toplayan, içeriden ve dışarıdan her türlü ihanete maruz kaldığı halde bütün bu badireleri atlatarak yoluna devam eden Türkiye dünyanın yeni umudu oldu.
Bölgesinin ve hatta dünyanın parlayan bir yıldızı oldu.
Terör falan moralinizi bozmasın.
Osmanlılının en güçlü dönemi olan Fatih, II: Bayezıt, Yavuz Selim ve Kanuni döneminde de isyanlar vardı. Osmanlı bunlara Patırtı derdi. Yani fare gürültüsü gibi bir şey.
Biz büyüdükçe bu işler kendiliğinden rayına oturacaktır.
En büyük sorun eski alışkanlıklar ve eskiden elde edilmiş haksız imtiyazlardır.
Dünyayı keşmekeş içerisinde bırakıp, başladıkları her işi yüzüne gözüne bulaştıran emperyalist batılılar, kanını emdikleri coğrafyaya çeki düzen vermesi için Türkiye’ye bel bağlamış görünüyorlar.
Türkiye bunu başarabilir mi?
Elbette ki başarabilir.
Çünkü Türkiye binlerce yıllık devlet ve medeniyet geleneğine sahip bir ülkedir.
Esasen Türkiye dışında bu bölgeye istikrar ve huzur getirebilecek ikinci bir aday da yoktur.
Osmanlı çok geride kaldı.
Büyük bir şerefle tarihteki yerini aldı.
Ortadoğu, balkanlar, Kafkaslar gibi karmaşık ve sorunlu bölgeleri çok büyük bir ustalıkla yönetti.
O gün Osmanlı Devleti’nin gösterdiği politik başarıyı bugün dünyanın en süper güçleri başaramıyor.
Saydığım üç bölgeyi de kan revan içinde bıraktılar ve istikrarsızlığa mahkum ettiler.
Osmanlıyı yıktıklarına belki pişman oldular.
Hilafeti kaldırmak için oynanan büyük oyunlara da hiç gerek olmadığını anladılar.
o zamanki şartlarda çok başarılı bir saltanat düzeni kuran Osmanlı mirasını bu günlere taşımak mümkün değildir.
Yeni Türkiye
Son yüz yılda Türkiye kendi özgün modelini ortaya koymuştur.
Yeni modelin temelleri, insan hakları, hukukun üstünlüğü, demokrasidir.
Türkiye orta doğuya bu değerlerle gidecektir.
Araplara çok itici ve sevimsiz gelen laiklik de oralara bu isimle asla gitmemelidir.
Türk insanına sırf bu kavram yüzünden yıllarca ne kâbuslar gördürüldü herkes biliyor.
Uygulamada bu kavram lazımsa da başka bir isim bulun.
Esas olan kavramın kendisi değildir. Uygulamasıdır.
Bir devlet laikim der inançlı insanlara kan kusturur.
Bir başka devlet (Osmanlı gibi) şeriat esastır der, her inanca hayat hakkı verir.
Kavramların hiçbir değeri ve anlamı yoktur. Esas olan uygulamadır.
Türkiye tek çare
Batılılar da şimdi umutlarını Türkiye’ye bağlamış görünüyor.
Bir yandan da arsız ve pişkin bir şekilde Arap baharının yeşerttiği yerlerde kendilerine av arıyorlar.
İlkel sömürgecilik döneminin bittiğini onlar da gördüler.
Boşuna umutlanmayın, Araplar dostunu düşmanını artık çok iyi biliyor.
Mızrak çuvala sığmıyor.
Araplara gidip, Osmanlılar sizi sömürdü dediniz, bize gelip, Araplar sizi arkadan vurdu dediniz. Sizin ne büyük bir yalancı olduğunuzu herkes öğrendi.
Son on yılda kendini toplayan, içeriden ve dışarıdan her türlü ihanete maruz kaldığı halde bütün bu badireleri atlatarak yoluna devam eden Türkiye dünyanın yeni umudu oldu.
Bölgesinin ve hatta dünyanın parlayan bir yıldızı oldu.
Terör falan moralinizi bozmasın.
Osmanlılının en güçlü dönemi olan Fatih, II: Bayezıt, Yavuz Selim ve Kanuni döneminde de isyanlar vardı. Osmanlı bunlara Patırtı derdi. Yani fare gürültüsü gibi bir şey.
Biz büyüdükçe bu işler kendiliğinden rayına oturacaktır.
En büyük sorun eski alışkanlıklar ve eskiden elde edilmiş haksız imtiyazlardır.
Dünyayı keşmekeş içerisinde bırakıp, başladıkları her işi yüzüne gözüne bulaştıran emperyalist batılılar, kanını emdikleri coğrafyaya çeki düzen vermesi için Türkiye’ye bel bağlamış görünüyorlar.
Türkiye bunu başarabilir mi?
Elbette ki başarabilir.
Çünkü Türkiye binlerce yıllık devlet ve medeniyet geleneğine sahip bir ülkedir.
Esasen Türkiye dışında bu bölgeye istikrar ve huzur getirebilecek ikinci bir aday da yoktur.