Ne ekersen onu biçersin /Engin ARDIÇ

g.haneli

Banned
Katılım
4 Eki 2007
Mesajlar
388
Reaction score
0
Puanları
0
Şimdi hepiniz ağlıyorsunuz: Cumhurbaşkanı, YÖK’ün başına “türbana ılık bakan” bir profesör atamış...

Ne bekliyordunuz, CHP eğilimli birisini mi atayacaktı?

Kendinize göre “dizayn” ettiğiniz bir baskı düzeni başkasının eline geçince ağlamaya hakkınız var mı?

Niçin YÖK adında bir ucube oluşturdunuz? Üniversiteleri zart zurtla baskı altında tutmak, yalnız öğrencilerin değil hocaların bile saçına sakalına dahi karışmak için değil mi? (Sakalını kesmeyi reddedip istifayı basan bir tek Emre Kongar olmuştu...)

Şimdi bu YÖK “ötekilerin” eline geçince mi aklınız başınıza geldi?

Niçin bağımsız üniversiteleri budadınız da eğitim düzeyi düşük “yüksek liseler” çıkardınız ortaya? Beyinleri siz değil de bir başkası yıkamaya kalkınca mı o çamaşır makinesinin sakıncaları gündeme gelebiliyor?

Niçin cumhurbaşkanlığı makamını “sembolik” olarak bırakmadınız da, fiilen hükümetin başı olarak yetkilerini güçlendirdiniz?

Kenan Evren memleketi daha iyi kontrol edebilsin diye... Öyle değil mi? Arkasından Turgut Özal gelince de hır çıktı.

Niçin cumhurbaşkanı orduların başkomutanıdır da günün birinde ortaya bir “sivil komutan” ya da “bürokrasiden gelmeyen” bir komutan çıkabileceği hiç düşünülmemiştir?

Şimdi de cumhurbaşkanıyla başbakan arasında çıkacak “muhtemel ve muhayyel” bir çatışmadan medet umuyorsunuz. Ya çıkmazsa?

Bu kadar güçlü bir koltuk şimdi “ötekilerin” eline geçince yakınmaya hakkınız var mı?

Hem serbest seçim yapıp hem de seçimi “başkası” kazanınca yakınmaya hakkınız olmadığı gibi...

Niçin rektörleri atamayı da cumhurbaşkanının keyfine bıraktınız ve şimdi maraza çıkarıyorsunuz?

Niçin hakimlerin ve savcıların bağımsız bir “hukuk konseyi” tarafından atanmasını sağlamadınız da, yalnız Adalet Bakanı’nın değil onun müsteşarının bile söz sahibi olduğu bir dikta düzeni kurdunuz?

Şimdi de o müsteşara kırmızı halı döşüyorlar, bozuluyorsunuz... Kaderi iki bürokrat dudağı arasında kalan adam baş mı kaldıracaktı?

Niçin, siyaset bilimi literatüründe görülmüş en berbat siyasi partiler kanununu, en yanlış seçim kanununu çıkardınız da, şimdi eline kuvvet geçen onu kendine yontunca mızıklanıyorsunuz?

Hem başbakana kızıyorsunuz hem ana muhalefet liderine, “parti içi diktatörlük” kurdukları için... Onlara bu olanağı kim sağladı?

Yüzde 46 oy oranıyla meclisin yüzde 60’ını ele geçirmeyi sağlayan sakat sistem kimin eseridir?

Parti başkanının, kendisini seçecek kurultay delegelerini kendisi tayin etmesi gibi, misli görülmemiş bir saçmalığı kim yumurtlamıştır?

Ve de Kürt meselesinde “hatayı” kim yapmıştır?

Şimdi de “hata ettik” demek niçin yasaklanmıştır?

Hem Avrupa’nın kurallarına uymamak için bin dereden bin su getiren, hem de Avrupa bizi istemiyor diye küsenler kimlerdir?

Çağdaş olmaya asla yanaşmayıp sonra da “muasır medeniyet seviyesi”nden dem vuranlar mı acaba?

Doksan dokuz liraya 1935 modası kazak giymeyi Atatürkçülük sanan kafa mı yoksa?

Avcı ceketle golf pantalonu da uydurun, belki memleket kurtulur.
 
Engin ARDIÇ ozaman bir devlet sistemi kursun biz izleyelim.

Bugün yök ve Cumhurbaşkanlığının yetkileri tamımı itibari ile sistemi yıkmak isteyenlerin önüne bir set çekmek için kurulmuş yada yetki genişlettirilmiştir...

Düşünülmeyen ve katıldığım nokta. Ya sistem karşıtları devlet ve rejim karşıtları İKTİDAR olursa... İşte bu düşünülmemiş yada düşünülmemesinin sebebi Milletin tercihleri...

Kim 2002 yi yada 2007 de ki sosyal ekonomik etkileri seçimi bu kadar etkileyebileceği yönlendirebileceğini düşünebilir di ? (sosyal ekonomi etkiden kastım yurdum insanın fakirliğini etki olarak çuval la prinçle kontörle telefonla tetiklemek )

Kim 2002 de 2007 de muhalefetin böyle şuurunu kaybedeceğini Milletine gerçeklerini gösteremiyeceğini düşünebilirdi ki ?

Kim 2002 yi yada 2007 de ki din tüccarlarının tarikatlar bağlantısı ile dini sömürüyü bu kadar legal hala gelişini ve geniş kitlelere hakim olacağını tahmin ederdi ?

Biz Milletimizi Dinini kullandırtmayan yada ekonomik nedenlerle peşkeşe izin vermeyecek olarak varsayıp yada kabul etmedik mi ?


Ülkemede ki sitemin tüm kurumları stratejik öneme ve duruşa sahip. Her kurumun kendi üstünede bir denetleyici var idi. Bu denetliyiceler sayesinde bir şekilde denge sağlanıyor idi...

Fakat bu dengeler 5 6 yıldır sarsılmış durumda. Şu anki çemkirme yada sistemin başında olanları eleştiride bu yüzden kaynaklanıyor idi...

Kimse unutmasında Sistemler İdeojiler kişilerle ayakta durur yıkılır güçlenir yada zayıflar. Bugün Faşizm Komünizm gibi tehlikeli sistemler kişiler ile hayat bulmuş ve ilerlemiştir.

Devletimin sisteminin bu noktaya gelmesinde kişiler ve kişilerin halk üzerindeki etki bu noktaya gelmiştir.


SİSTEM TARTIŞILIYOR ÇÜNKÜ SİSTEM ŞUAN TEK ELDE....
 
Evet sistem tek elde
Tıpkı 1923 den 1940 lara kadar olduğu gibi
Katılı...... yorum
 
Evet sistem tek elde
Tıpkı 1923 den 1940 lara kadar olduğu gibi
Katılı...... yorum

Sistemi keşke 1920 lerden sonra şeh said'e said nursilere yada sonradan oyuna gelen çerkez etheme bıraksaydık. Daha müthiş olurdu.

1940 dan sonra sistemin çöküşü 2002 2003 de gerçekleşmiştir. Artık sistem tamımı ile tek eldedir. Ki bu eller öyle iyi eller değil ! Peşkeşe ihanete ve düşmanlara yol veren ellerdedir.

Bakalım kurdukları yeni düzen ne getirecek. Meyvalarını almaya başlıyoruz. Yeni sitemin... Bakalım bu meyvalar Bizi ne kadar zehirleyecek
 
Demokrasi insan onuruna yakışan bir yönetim şeklidir. Halk kendini yönetenleri, demokrasinin kuralları içerisinde yönetsinler diye seçiyor. Ama bazen yönetim demokrasiyi yıkıp yerine kendi sapık rejimlerini kurmak isteyenlerin eline geçebiliyor. Unutulmasınki Hitler de demokrasi ile iktidara gelmişti. Sistem istenildiği kadar iyi olsun, niyet kötüyse yapacak birşey kalmıyor.
 
Geri
Üst