Ne ördün filan... Yılmaz ÖZDİL

Shawn Michaels

New member
Katılım
26 Kas 2006
Mesajlar
3,107
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
ШΛŃŦΞĐ
556543_10151024726454205_355694076_n.jpg


Demiryolları Almanlarındı.

İngilizler, Fransızlar işletiyordu.
İşletme lisanı, Fransızcaydı.
Meslek, Türklere kapalıydı.
Hatta, imtiyazlar, ödenen paralar kesmemiş, Alman demiryolu mühendisi, ray döşüyoruz ayaklarıyla Zeus sunağını araklamıştı;
memleketi söğüşlüyorlar,
inek gibi sağıyorlardı.

Mustafa Kemal geldi...
Demiryolları millileştirildi.
Milletin oldu.
Vagon fabrikası kuruldu.
Okul kuruldu.
Demiryolcu yetiştirildi.
Tek kuruş borç almadan, bunların yaptığının dört
katı demiryolu yapıldı.

Sonra, bunlar geldi.

Ankara-İstanbulhızlı treni...
Çinliler yapıyor.
Lokomotifler İspanya’dan.
Rayları bile İspanya’dan.
Makinistler desen...
Almanya’da eğitildi.

Konya-Ankara?
Raylar, İtalyan.
Vagonlar, İspanyol.

Marmaray, Japon.
Vagonları, Güney Kore.

Ankara metrosu...
Sistemi, Alman, İtalyan.
Vagonları, Çin’den.

İstanbul metrosu...
Sistemi, Fransız, Alman.
Vagonları, Güney Kore’den.

(Metrobüs, Hollanda’dan.
Deniz otobüsü, Avustralya’dan.
Fatih Sultan Mehmet
Köprüsü’nün asfaltı teee
Trinidad Tobago’dan.
Metro diye market var...
O bile Alman!
Neyse, konuyu dağıtmayalım.)

Ankara-Eskişehir
Aliağa-Menderes
Bandırma-Menemen
Bursa tramvayı, İspanyol.

Balıkesir-Eskişehir, Fransız.
Köseköy-Gebze, İtalyan.
Gebze-Halkalı, İspanyol
Ankara-Sivas, çekik gözlü.
Sivas-Erzincan,İtalyan.

Testleri, Çek Cumhuriyeti’ndeyapılıyor iyi mi... Çek Cumhuriyeti müsait değilse, haaadi bakalım Almanya’ya Fransa’ya gönderiliyor; lokomotifleri zaten gemiyle Güney Kore’den geliyor.

Edirne’den Ardahan’a
hızlı tren için Çinlilerle
masaya oturuldu, Çinliler etap etap döşeyelim diyor, hükümetimiz komple boydan boya döşeyin diyor; kondüktör’ün düdüğü Çin’den.

Güzergâhlar üzerindeki...
Koyunlar Macaristan’dan.
İnekler Uruguay’dan.
Tek tesellimiz var...
Trene bakan öküzler yerli !

HÜRRİYET
 
Atatürkün zamanındaki şartlarla bugünkü şartları karşılaştırıp üstelik onun yaptığının yarısını yapamış olmasına rağmen çıkıp terbiyesizce ataya dil uzatan bir başbakanı destekleyenler de hiç utanmıyor. Söylenecek bişey yok. Eşşeğe Altın semer vursan , eşşek yine eşşektir.
 
ulan elimizde ne varsa satiliyor yabanciya satilan ev arsa tarla malta adasi buyuklugunde bir zamanlar bolgenin tahil deposu olan ulkemiz kitligin esiginde

hala zorluyorlar avrupaya gircez diye olmadik doneklikler bir taraftan suriyeye mudahaleye hazirlaniyor hatay 75bine yakin suriyeli giriyor bolgedeki butun silahlari topluyorlar vede bizim halkimiza sira sizede gelecek deyip tehdit ediyorlar

guzel seyler olacak kardesiz

bu millet kor Allah yardimcimiz olsun
 
Zaman gelecek Türkiye borçlarını ödeyemez hale gelip vergi dairelerini osmanlıda olduğu gibi yabancılara (ingilizlere) devredecek...

İçimizdeki siyasal ümmetçi kahpelerden bir şekilde kurtulmamız gerek...
 
TCDD'den Yılmaz Özdil'e cevap: Yazınız yanlış ve eksik





TCDD'den Yılmaz Özdil'e cevap: Yazınız yanlış ve eksik


TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğü'nden Hürriyet Gazetesi Köşe Yazarı Yılmaz Özdil'in 25 Ağustos tarihli 'Ne ördün filan...' başlıklı yazısına bir cevap geldi. TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğü tarafından yapılan yazılı açıklamada, Özdil'in yazısının, yanlış ve eksik bilgilerle dolu olduğuna dikkat çekilerek, "İlk demiryolu imtiyazı İngilizlere verildi. İzmir-Aydın demiryolu, 1856. Bunu yine İngilizlere, Almanlara, Fransızlara, Belçikalılara, Ruslara verilen demiryolu imtiyazları izledi. Askeri demiryolu hariç, demiryolu işletmeciliği Türklere kapalıydı. Cumhuriyetin kurulmasından sonra, 22 Nisan 1924 tarihli yasa ile Anadolu-Bağdat demiryolunun satın alınarak millileştirilmesine karar verildi. 1933 yılında Paris Mukavelesi ile Türkiye'nin yabancı 'imtiyazlı' şirketlere borcu tespit edildi. O günün parası ile 8 milyon 600 bin TL. Bu borcun taksitlerin ödenmesi çeyrek asır sürdü" denildi.

"DEMİRYOLU YAPIM SEFERBERLİĞİ, YERLİ ENDÜSTRİNİN DE LOKOMOTİFİDİR"
Demiryollarının millileştirildiği bildirilerek, eş zamanlı olarak devam eden demiryolu yapım seferberliğinin, yerli endüstrinin de lokomotifi olduğu ifade edilen açıklamada, "Türkiye'nin demiryolu yapım istatistiğine göz atarsak, Osmanlı'dan Cumhuriyet'e intikal eden demiryolu, 4 bin 136 kilometre. 1923-1950 arası yapılan 3 bin 764 kilometre, yılda ortalama 134 kilometreye tekabül ediyor. 1951-2004 arası yapılan 945 kilometre; yılda ortalama 18 kilometre yapılmış. 2004-2011 tarihleri arası yapılan 1076 kilometre; yılda ortalama 135 kilometre. 2011 itibariyle inşası devam eden hatların uzunluğu, 2 bin 78 kilometre. 2023 yılına kadar 10 bin kilometre yüksek hızlı tren, 4 bin kilometre konvansiyonel hat yapımı planlandı; bu hatların fizibilite etütleri ve uygulama projelerinin yapım süreçleri devam ediyor" ifadelerine yer verildi.

"Sayın Özdil, Cumhuriyetten sonra yapılan ve bugün yapımı devam eden hatların hiçbirisi imtiyaz değil. Yapım ihalesine çıkıyorsunuz, yerli firmalara yüzde 15 avantaj sağlıyorsunuz, yapım ihalesine uygun teklifi veren kazanıyor. Siz imtiyazla, müteahhitliği 'çok başarılı' mezcediyorsunuz. Sizin 'yabancılar' dediğiniz yüklenicilerin büyük ortakları Türk. Bu yolları Türkler yapıyor Sayın Özdil” denilen açıklamada, şunlar kaydedildi: “Yollar da Türkiye Cumhuriyetinin yolları. Demiryolları maalesef yarım asırdan fazla ihmale uğradı. Cumhuriyetin ilk yıllarındaki demiryolu hamlesi tersine döndü. Demiryolları bırakın rayı, bağlantı malzemesi temin edemiyordu. Mevcut hatlar yapıldığı günden bu yana yenilemedi. İşletmecilik yapılamaz hale geldi. 2003'ten itibaren tıpkı Cumhuriyetin ilk yıllarında olduğu gibi demiryolları yeniden devlet politikası oldu. Marmaray ve Baku Tiflis Kars projeleriyle Pekinden Londra'ya İpek Demiryolu projesi yeniden hayata geçiriliyor."

YÜKSEK HIZLI TREN ÇEKİRDEK AĞI
Yüksek Hızlı Trenin çekirdek ağının oluşturulduğu belirtilerek, Türkiye'nin ikinci yüksek hızlı tren hattı olan Ankara-Konya yerli iş gücünün, yerli yüklenicilerin, yerli mühendislerin emeğiyle inşa edildiği ifade edildi. Açıklamada, yerli bir demiryolu endüstrisi için Adapazarı'na tren fabrikasının, Erzincan'a bağlantı elemanları fabrikasının, Çankırı'ya ise hızlı tren makasları fabrikası ve 12 ayrı yerde yüksek hızlı tren travers fabrikaları kurulduğu bildirildi.

"YÜKSEK HIZLI TREN RAYLARI TÜRKİYE'DE ÜRETİLMEYE BAŞLADI"
Açıklamada, "KARDEMİR'e yatırım yapılarak sadece normal raylar değil, yüksek hızlı tren rayları da Türkiye’de üretilmeye başlandı. Burada üretilen raylarla yapıldığı günden bu yana yenilenmeyen yolların yüzde 70'i yenilendi. Demiryolları kurulduğu günden bu yana rayı yurt dışından alıyordu. Fransa, Çek Cumhuriyeti, Polonya, Güney Afrika, Sovyetler Birliği, İspanya, Avusturya başta olmak üzere, demiryollarının 2002 yılına kadar ray ihtiyacı ithalatla gideriliyordu. 2002 yılından itibaren durum yerli sanayi lehine döndü. Şu anda ray ihtiyacı yüzde 70 oranında yerli karşılanıyor. Türkiye’de yüksek hızlı tren traverslerini üreten fabrikalar açıldı. Bunların tamamı Cumhuriyetin ilk yıllarından günümüze kadar ithal ediliyordu" ifadelerine yer verildi.

"SAYIN ÖZDİL, YAZINIZ EKSİK VE YANLIŞ BİLGİLERLE DOLU"
Açıklama, şöyle devam etti: "Sayın Özdil, son on yılda demiryollarında nasıl bir dönüşüm yaşandığını anlatarak vaktinizi almak istemiyoruz. Yazınızla ilgili son birkaç yanlışı daha düzeltmek istiyoruz. Türkiye'de yük vagon fabrikası 1953 yılında, yolcu vagon fabrikası 1962 yılında kuruldu. Türkiye Cumhuriyeti ilk yıllarında vagon üretemiyordu. Ankara-İstanbul yüksek hızlı tren yolunu Türk-Çinli konsorsiyum inşa ediyor. Parasal pay dağılımı yüzde 25 Çinli, yüzde 75 Türk. İspanya'dan lokomotif alınmadı. Makinistlerin eğitimi Türkiye'de yapıldı. Staj için yüksek hızlı tren işletmecisi olan ülkelere gönderildi. Köprü asfaltında Almanya dünyada tek üretici. Deniz otobüsleri önce ithal ediliyordu, şimdi yerli yapılıyor. Sivas-Erzincan hattının yapımına başlanmadı, kimin yapacağını bilmiyoruz. Sayın Özdil, Özetle yazınız eksik ve yanlış bilgilerle dolu. Hürriyet Gazetesi'nin kağıdı hangi ülkeden, foto muhabirleri hangi ülkenin fotoğraf makinelerini kullanıyor, baskı makineleri hangi ülkenin markasını taşıyor, gazetenin internet altyapısı programları hangi ülkenin programları. Hürriyet Gazetesi nasıl Türkiye'nin gazetesiyse, TCDD de bu ülkenin ve bu milletin değeridir. İmtiyaz filan yok. Yoksa siz hala 'imtiyazlı' olduğumuzu/olduğunuzu mu sanıyorsunuz. Açıklamamızı basın ilkelerine yürekten bağlı Yılmaz Özdil'in köşesinde görmek isteriz.

kaynak

"
 
eee tcdd kıç yalamayı geciktirmemiş.padişahım çok yaşa demiş.yakışanı yapmış aferin
 
elinize bir koz geçtimi hiç boş bırakmıyorsunuz leş kargaları gibi hemen tepesine üşüşüyorsunuz..
konuyu enine boyuna bi öğrenin bilgilenin gelin burada nefesinizi emeğinizi harcayın dingilin birisi atlıyor arkasından bilmem kaçtanesi koyun döngüsü

alın buda size kapak olsun
TCDD'den Yılmaz Özdil'e cevap: Yazınız yanlış ve eksik

TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğü'nden Hürriyet Gazetesi Köşe Yazarı Yılmaz Özdil'in 25 Ağustos tarihli 'Ne ördün filan...' başlıklı yazısına bir cevap geldi. TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğü tarafından yapılan yazılı açıklamada, Özdil'in yazısının, yanlış ve eksik bilgilerle dolu olduğuna dikkat çekilerek, "İlk demiryolu imtiyazı İngilizlere verildi. İzmir-Aydın demiryolu, 1856. Bunu yine İngilizlere, Almanlara, Fransızlara, Belçikalılara, Ruslara verilen demiryolu imtiyazları izledi. Askeri demiryolu hariç, demiryolu işletmeciliği Türklere kapalıydı. Cumhuriyetin kurulmasından sonra, 22 Nisan 1924 tarihli yasa ile Anadolu-Bağdat demiryolunun satın alınarak millileştirilmesine karar verildi. 1933 yılında Paris Mukavelesi ile Türkiye'nin yabancı 'imtiyazlı' şirketlere borcu tespit edildi. O günün parası ile 8 milyon 600 bin TL. Bu borcun taksitlerin ödenmesi çeyrek asır sürdü" denildi.

"DEMİRYOLU YAPIM SEFERBERLİĞİ, YERLİ ENDÜSTRİNİN DE LOKOMOTİFİDİR"
Demiryollarının millileştirildiği bildirilerek, eş zamanlı olarak devam eden demiryolu yapım seferberliğinin, yerli endüstrinin de lokomotifi olduğu ifade edilen açıklamada, "Türkiye'nin demiryolu yapım istatistiğine göz atarsak, Osmanlı'dan Cumhuriyet'e intikal eden demiryolu, 4 bin 136 kilometre. 1923-1950 arası yapılan 3 bin 764 kilometre, yılda ortalama 134 kilometreye tekabül ediyor. 1951-2004 arası yapılan 945 kilometre; yılda ortalama 18 kilometre yapılmış. 2004-2011 tarihleri arası yapılan 1076 kilometre; yılda ortalama 135 kilometre. 2011 itibariyle inşası devam eden hatların uzunluğu, 2 bin 78 kilometre. 2023 yılına kadar 10 bin kilometre yüksek hızlı tren, 4 bin kilometre konvansiyonel hat yapımı planlandı; bu hatların fizibilite etütleri ve uygulama projelerinin yapım süreçleri devam ediyor" ifadelerine yer verildi.

"Sayın Özdil, Cumhuriyetten sonra yapılan ve bugün yapımı devam eden hatların hiçbirisi imtiyaz değil. Yapım ihalesine çıkıyorsunuz, yerli firmalara yüzde 15 avantaj sağlıyorsunuz, yapım ihalesine uygun teklifi veren kazanıyor. Siz imtiyazla, müteahhitliği 'çok başarılı' mezcediyorsunuz. Sizin 'yabancılar' dediğiniz yüklenicilerin büyük ortakları Türk. Bu yolları Türkler yapıyor Sayın Özdil” denilen açıklamada, şunlar kaydedildi: “Yollar da Türkiye Cumhuriyetinin yolları. Demiryolları maalesef yarım asırdan fazla ihmale uğradı. Cumhuriyetin ilk yıllarındaki demiryolu hamlesi tersine döndü. Demiryolları bırakın rayı, bağlantı malzemesi temin edemiyordu. Mevcut hatlar yapıldığı günden bu yana yenilemedi. İşletmecilik yapılamaz hale geldi. 2003'ten itibaren tıpkı Cumhuriyetin ilk yıllarında olduğu gibi demiryolları yeniden devlet politikası oldu. Marmaray ve Baku Tiflis Kars projeleriyle Pekinden Londra'ya İpek Demiryolu projesi yeniden hayata geçiriliyor."

YÜKSEK HIZLI TREN ÇEKİRDEK AĞI
Yüksek Hızlı Trenin çekirdek ağının oluşturulduğu belirtilerek, Türkiye'nin ikinci yüksek hızlı tren hattı olan Ankara-Konya yerli iş gücünün, yerli yüklenicilerin, yerli mühendislerin emeğiyle inşa edildiği ifade edildi. Açıklamada, yerli bir demiryolu endüstrisi için Adapazarı'na tren fabrikasının, Erzincan'a bağlantı elemanları fabrikasının, Çankırı'ya ise hızlı tren makasları fabrikası ve 12 ayrı yerde yüksek hızlı tren travers fabrikaları kurulduğu bildirildi.

"YÜKSEK HIZLI TREN RAYLARI TÜRKİYE'DE ÜRETİLMEYE BAŞLADI"
Açıklamada, "KARDEMİR'e yatırım yapılarak sadece normal raylar değil, yüksek hızlı tren rayları da Türkiye’de üretilmeye başlandı. Burada üretilen raylarla yapıldığı günden bu yana yenilenmeyen yolların yüzde 70'i yenilendi. Demiryolları kurulduğu günden bu yana rayı yurt dışından alıyordu. Fransa, Çek Cumhuriyeti, Polonya, Güney Afrika, Sovyetler Birliği, İspanya, Avusturya başta olmak üzere, demiryollarının 2002 yılına kadar ray ihtiyacı ithalatla gideriliyordu. 2002 yılından itibaren durum yerli sanayi lehine döndü. Şu anda ray ihtiyacı yüzde 70 oranında yerli karşılanıyor. Türkiye’de yüksek hızlı tren traverslerini üreten fabrikalar açıldı. Bunların tamamı Cumhuriyetin ilk yıllarından günümüze kadar ithal ediliyordu" ifadelerine yer verildi.

"SAYIN ÖZDİL, YAZINIZ EKSİK VE YANLIŞ BİLGİLERLE DOLU"
Açıklama, şöyle devam etti: "Sayın Özdil, son on yılda demiryollarında nasıl bir dönüşüm yaşandığını anlatarak vaktinizi almak istemiyoruz. Yazınızla ilgili son birkaç yanlışı daha düzeltmek istiyoruz. Türkiye'de yük vagon fabrikası 1953 yılında, yolcu vagon fabrikası 1962 yılında kuruldu. Türkiye Cumhuriyeti ilk yıllarında vagon üretemiyordu. Ankara-İstanbul yüksek hızlı tren yolunu Türk-Çinli konsorsiyum inşa ediyor. Parasal pay dağılımı yüzde 25 Çinli, yüzde 75 Türk. İspanya'dan lokomotif alınmadı. Makinistlerin eğitimi Türkiye'de yapıldı. Staj için yüksek hızlı tren işletmecisi olan ülkelere gönderildi. Köprü asfaltında Almanya dünyada tek üretici. Deniz otobüsleri önce ithal ediliyordu, şimdi yerli yapılıyor. Sivas-Erzincan hattının yapımına başlanmadı, kimin yapacağını bilmiyoruz. Sayın Özdil, Özetle yazınız eksik ve yanlış bilgilerle dolu. Hürriyet Gazetesi'nin kağıdı hangi ülkeden, foto muhabirleri hangi ülkenin fotoğraf makinelerini kullanıyor, baskı makineleri hangi ülkenin markasını taşıyor, gazetenin internet altyapısı programları hangi ülkenin programları. Hürriyet Gazetesi nasıl Türkiye'nin gazetesiyse, TCDD de bu ülkenin ve bu milletin değeridir. İmtiyaz filan yok. Yoksa siz hala 'imtiyazlı' olduğumuzu/olduğunuzu mu sanıyorsunuz. Açıklamamızı basın ilkelerine yürekten bağlı Yılmaz Özdil'in köşesinde görmek isteriz."
 
pastel dostum.sakin..kafanı kaldır az bak yukarı..tcdd meselesi yazıldı zaten.cevval yiğidim benim
 
hani doğrucu davutlar buradayken azıcık bizde karalayalım,gerçi kafa kumun içine gömülünce kimin koyun,kimin devenin kuşu olduğu pek seçilmiyor ama buyurunuz:

Torpil adres şaşırdı!

Cumhuriyet gazetesinden Fırat Kozo'un haberine göre, Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın bir “yakını” bakana mektup yazarak bir kişinin TRT , RTÜK , Başbakanlık Devlet Arşivleri, Başbakanlık Basın Bürosu, MİT ya da Milli Saraylar’da görevlendirilmesi için “torpil” istedi. Bayraktar da bu yazıyı “resmi” bir üst yazıyla RTÜK ’e gönderdi. Ancak torpil yazısı “adres şaştı”. Yazı 9 üyenin görev yaptığı üst kurulda, Ahmet Yıldırım’a gitti. Resmi yazıyla gelen talep karşısında şaşıran Yıldırım, “Ben ilk önce birinin bana yaptığı, şaka olduğunu düşündüm. Ama sonra sekreterim aracılığıyla yazının bakanın özel kaleminden geldiğini saptadım” dedi.

“Pes artık” dedirten skandal şöyle gelişti: Ziya Mandev adlı bir kişi, Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’a 17 Nisan 2012’de kendi el yazısıyla kaleme aldığı bir mektup gönderdi. Mandev, mektubunda bakana şöyle seslendi: “Sayın Bayraktar, uzun ve yorucu mesainizi biliyor ve o sebeple hatırınızı sormak-selamlaşmak bile ikinci elden oluyor. Arayıp sormadığımı sanmayın, yüzyüze ve hatta telefonla görüşemediğimiz bu iyi niyetli ve samimi sebepledir. Ekli notta ismi geçen bayan hayırlı bir görev yürüten değer verdiğim bir tanıdığımın (evli) kızıdır. Esasen Ankara ’da önemli bir yerde memuriyeti olmasına rağmen, eşinin görev yeri nedeniyle yine notta yazılı kurumlardan birinin İstanbul teşkilatına tayin/nakil istemektedir. Zira bu kurumlarda görev alırsa hak kaybı olmayacağını ifade etmektedir. Yardımcı olunabilirse çok makbule geçecektir. Selamlar, saygılar.”

Mandev, mektubunun ekinde Bakan Bayraktar’a torpil yapılması ricasında bulunduğu Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği Basın Uzmanı Şeyda Güloğlu Ulusal adlı kişinin “nakil istediği” kurumlar listesini yollamayı da ihmal etmedi. Mandev, milyonlarca gencin KPSS sınavlarıyla girebilmek için ter döktüğü gözde kurumları şöyle sıraladı:

TRT , RTÜK , Başbakanlık Devlet Arşivleri, Başbakanlık Basın Bürosu, MİT, Milli Saraylar.



RTÜK ’e gönderdi



Kendisine gelen bu talebi kırmayan Bakan Bayraktar ise torpil istenen kurumlara “resmi yazıyla” “ricada bulundu”. Bayraktar, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı antetli, “984” sayılı, “15/05/2012” tarihli resmi yazısını, kendisine gelen mektubu da ekleyerek RTÜK ’e gönderdi. Bayraktar yazısında, “Ekli talebi bilgilerinize iletiyorum. Selam ve sevgilerimle” dedi.

Ancak Bakan’ın bu önemli ricasında bir sorun ortaya çıktı. Torpil yazısı 5’i AKP ’li, 2’si CHP ’li, 1’i MHP ’li, 1’i de BDP ’li olmak üzere 9 üyenin görev yaptığı üst kurulda, karar alma mekanizmasında en etkisiz ikinci üye konumunda bulunan BDP ’li Doç. Dr. Ahmet Yıldırım’a gitti.

eminim bakanlık,başbakan ve cumhurbaşkanı bir açıklama yaparak ne kadar tatmin olduklarını belirtirler yada taklacılık bakanı yada ne idüğü bilinmezlikten sorumlu bir bakan çıkar ve şöyle der:

maksadını aşmış bir olay !!!! :) :)
 
bunlar bişi değil.keşke sadece torpilci zimmetçi yolsuzlukçu olsalar.bunlara alışığız.ama mevzubahis vatan!
 
bunlar bişi değil.keşke sadece torpilci zimmetçi yolsuzlukçu olsalar.bunlara alışığız.ama mevzubahis vatan!

hangi vatan? kardeşim,

bunların kadın vekilleri bile "Ne mutlu Türk'üm" demeye utanıyorlarmış,madem bu düşüncedesiniz,ne demeye ha bire BDP ye bok atıp duruyorsunuz değil mi?

Buların vatanı yeşil dolarların piyasada dolaştığı yerlerdir,buralar amerikada olabilir,suriyede,ürdünde olabilir,israilde,onlar için farketmez:durdurun,ceplerine dolarları doldurup memleketten kaçtıkları gün,ağızlarına 1 tabak makarna koydukları koyunların yüzlerini merak ediyorum sadece :durdurun
 
Yalan ve iftira: Mustafa Kemal geldi...Demiryolları millileştirildi.Vagon fabrikası kuruldu.Okul kuruldu.Demiryolcu yetiştirildi.


Yalan ve İftiraya Cevap: Demiryolları kurulduğu günden bu yana rayı yurt dışından alıyordu. 2002 yılına kadar ray ihtiyacı ithalatla gideriliyordu.

2002 yılından itibaren durum yerli sanayi lehine döndü. Şu anda ray ihtiyacı yüzde 70 oranında yerli karşılanıyor. Türkiye’de yüksek hızlı tren traverslerini üreten fabrikalar açıldı. Bunların tamamı Cumhuriyetin ilk yıllarından günümüze kadar ithal ediliyordu.

Türkiye'de yük vagon fabrikası 1953 yılında, yolcu vagon fabrikası 1962 yılında kuruldu.

Yalan ve iftira: Ankara-İstanbulhızlı treni...Çinliler yapıyor. Lokomotifler İspanya’dan. Rayları bile.İspanya’dan.Makinistler desen...Almanya’da eğitildi.

Yalan ve İftiraya Cevap: Ankara-İstanbul yüksek hızlı tren yolunu Türk-Çinli konsorsiyum inşa ediyor. Parasal pay dağılımı yüzde 25 Çinli, yüzde 75 Türk. İspanya'dan lokomotif alınmadı. Makinistlerin eğitimi Türkiye'de yapıldı. Staj için yüksek hızlı tren işletmecisi olan ülkelere gönderildi. Köprü asfaltında Almanya dünyada tek üretici. Deniz otobüsleri önce ithal ediliyordu, şimdi yerli yapılıyor.

Yalan ve iftira :Sivas-Erzincan,İtalyan.

Yalan ve İftiraya Cevap: Sivas-Erzincan hattının yapımına başlanmadı, kimin yapacağını bilmiyoruz.


Ve sonunda okkalı bir laf sokma :

Sayın Özdil, Özetle yazınız eksik ve yanlış bilgilerle dolu. Hürriyet Gazetesi'nin kağıdı hangi ülkeden, foto muhabirleri hangi ülkenin fotoğraf makinelerini kullanıyor, baskı makineleri hangi ülkenin markasını taşıyor, gazetenin internet altyapısı programları hangi ülkenin programları. Hürriyet Gazetesi nasıl Türkiye'nin gazetesiyse, TCDD de bu ülkenin ve bu milletin değeridir. İmtiyaz filan yok. Yoksa siz hala 'imtiyazlı' olduğumuzu/olduğunuzu mu sanıyorsunuz. Açıklamamızı basın ilkelerine yürekten bağlı Yılmaz Özdil'in köşesinde görmek isteriz.
 
Yalan ve iftira: Mustafa Kemal geldi...Demiryolları millileştirildi.Vagon fabrikası kuruldu.Okul kuruldu.Demiryolcu yetiştirildi.


Yalan ve İftiraya Cevap: Demiryolları kurulduğu günden bu yana rayı yurt dışından alıyordu. 2002 yılına kadar ray ihtiyacı ithalatla gideriliyordu.

2002 yılından itibaren durum yerli sanayi lehine döndü. Şu anda ray ihtiyacı yüzde 70 oranında yerli karşılanıyor. Türkiye’de yüksek hızlı tren traverslerini üreten fabrikalar açıldı. Bunların tamamı Cumhuriyetin ilk yıllarından günümüze kadar ithal ediliyordu.

Türkiye'de yük vagon fabrikası 1953 yılında, yolcu vagon fabrikası 1962 yılında kuruldu.

Yalan ve iftira: Ankara-İstanbulhızlı treni...Çinliler yapıyor. Lokomotifler İspanya’dan. Rayları bile.İspanya’dan.Makinistler desen...Almanya’da eğitildi.

Yalan ve İftiraya Cevap: Ankara-İstanbul yüksek hızlı tren yolunu Türk-Çinli konsorsiyum inşa ediyor. Parasal pay dağılımı yüzde 25 Çinli, yüzde 75 Türk. İspanya'dan lokomotif alınmadı. Makinistlerin eğitimi Türkiye'de yapıldı. Staj için yüksek hızlı tren işletmecisi olan ülkelere gönderildi. Köprü asfaltında Almanya dünyada tek üretici. Deniz otobüsleri önce ithal ediliyordu, şimdi yerli yapılıyor.

Yalan ve iftira :Sivas-Erzincan,İtalyan.

Yalan ve İftiraya Cevap: Sivas-Erzincan hattının yapımına başlanmadı, kimin yapacağını bilmiyoruz.


Ve sonunda okkalı bir laf sokma :

Sayın Özdil, Özetle yazınız eksik ve yanlış bilgilerle dolu. Hürriyet Gazetesi'nin kağıdı hangi ülkeden, foto muhabirleri hangi ülkenin fotoğraf makinelerini kullanıyor, baskı makineleri hangi ülkenin markasını taşıyor, gazetenin internet altyapısı programları hangi ülkenin programları. Hürriyet Gazetesi nasıl Türkiye'nin gazetesiyse, TCDD de bu ülkenin ve bu milletin değeridir. İmtiyaz filan yok. Yoksa siz hala 'imtiyazlı' olduğumuzu/olduğunuzu mu sanıyorsunuz. Açıklamamızı basın ilkelerine yürekten bağlı Yılmaz Özdil'in köşesinde görmek isteriz.


Diyelim ki Özdilin yazisi eksik ve yanlış bilgilerle dolu.

ya bunlar

*Türk Telekom, Arap'ın.
*Telsim İngiliz'in.
*Kuşadası Limanı İsrailli'nin.
*İzmir Limanı Hong Konglu'nun.. .
*Araç muayene işi Alman'ın.
*Başak Sigorta Fransız'ın.
*Adabank Kuveytli'nin.
*İETT Garajı Dubaili'nin.
*Avea Lübnanlı'nın.
*Petkim? Ermeni'nin. (Kazak'a sattık, dediler. Kazağı bi çıkardık..
*Ermeni...)
*Rakı , Amerikalı'nın.
*Finansbank Yunanlı'nın...
*Oyakbank Hollandalı'nın.
*Denizbank Belçikalı'nın.
*Türkiye Finans Kuveytli'nin.
*TEB Fransız'ın.
*Cbank İsrailli'nin.
*MNG Bank Lübnanlı'nın.
*Alternatif Bank Yunanlı'nın.
*Dışbank Hollandalı'nın.
*Şekerbank Kazak'ın.
*Yapı Kredi'nin yarısı İtalyan'ın.
*Turkcell'in yarısı Finli'nin Rus'un.
*Beymen'in yarısı Amerikalı'nın.
*Enerjisa'nın yarısı Avusturyalı'nı n.
*Garanti'nin yarısı Amerikalı'nın.
*Eczacıbaşı İlaç, Çek'in.
*İzocam, Fransız'ın.
*TGRT(Fox) Amerikalı'nın.
*Demirdöküm Alman'ın.
*Döktaş Fransız'ın.
*Süper FM Kanadalı'nın.
*Hepsi TÜRKtü.
*Sadece 4.5 yıl önce.


ampul.jpg
 
By_S€KOPY;1970083345' Alıntı:
Diyelim ki Özdilin yazisi eksik ve yanlış bilgilerle dolu.

ya bunlar

*Türk Telekom, Arap'ın.
*Telsim İngiliz'in.
*Kuşadası Limanı İsrailli'nin.
*İzmir Limanı Hong Konglu'nun.. .
*Araç muayene işi Alman'ın.
*Başak Sigorta Fransız'ın.
*Adabank Kuveytli'nin.
*İETT Garajı Dubaili'nin.
*Avea Lübnanlı'nın.
*Petkim? Ermeni'nin. (Kazak'a sattık, dediler. Kazağı bi çıkardık..
*Ermeni...)
*Rakı , Amerikalı'nın.
*Finansbank Yunanlı'nın...
*Oyakbank Hollandalı'nın.
*Denizbank Belçikalı'nın.
*Türkiye Finans Kuveytli'nin.
*TEB Fransız'ın.
*Cbank İsrailli'nin.
*MNG Bank Lübnanlı'nın.
*Alternatif Bank Yunanlı'nın.
*Dışbank Hollandalı'nın.
*Şekerbank Kazak'ın.
*Yapı Kredi'nin yarısı İtalyan'ın.
*Turkcell'in yarısı Finli'nin Rus'un.
*Beymen'in yarısı Amerikalı'nın.
*Enerjisa'nın yarısı Avusturyalı'nı n.
*Garanti'nin yarısı Amerikalı'nın.
*Eczacıbaşı İlaç, Çek'in.
*İzocam, Fransız'ın.
*TGRT(Fox) Amerikalı'nın.
*Demirdöküm Alman'ın.
*Döktaş Fransız'ın.
*Süper FM Kanadalı'nın.
*Hepsi TÜRKtü.
*Sadece 4.5 yıl önce.


ampul.jpg

sata sata ekonomiyi düzeltecekler. Gerçi bu kadar satışa rağmen düzeldiği falan yok. Anca kendileri nemalanıyor.
 
Yazdığı yalan ve iftira dolu yazıya Atatürk ü bile alet edecek kadar utanmadan yoksun bu bu şahıs ta utanıp özür dileyecek yüz varmıdır acep?
 
Geri
Üst