Nasreddin Hoca Fıkraları{Sürekli Güncellenecek}

Sakız

-kızım çıkar ağzındaki sakızı
-ağzımda sakız yok ki hocam
-geviş getirme o zaman

Raptiye

Temelcik kendini savunuyordu,

-Öğretmenun andalyesune Cemal raptiye koydu.

-Peçi sen niye cezalanduruldun?

-Raptiye batmasun diye sandalyeyi çektum.
 
silah gibi

Öğretmen çok serttir. Derslerinize yine iyi çalışmamışsınız diyerek öğrencilere kükrer.
"Bir daha ki derste çarpma taplosundan sorduğumda yanıtlar sıkılan bir silah gibi ard arda gelmeli, anlaşıldı mı!" diyerek bağırır.

Ertesi günü gözüne kestirdiği afacana sorar:
"Söyle bakalım! 8 kere 7 ne eder?"

Afacan:
"Drang, drang öğretmenim."

Yalan Makinası

Babası oğluna demişki yazılından kaç aldın çocuk demişki beş,
bi anda yalan makinası ötmüş bu olay üç kere daha tekrarlanmış hep ötmüş.

sonunda bi daha ötmüş babası oğluna demişki oğlum ben senin yaşındayken hep beş alırdım yalan makinesi patlamış.
 
Kaslarımız

Yaşlı bir öğretmen, Fen Bilgisi dersinde kasları anlatıyordu.Bir ara öğrencilerden birine şu soruyu sordu :
-Şimdi ben boks yapsam hangi kaslar çalışır?
Çocuk sakin sakin cevap verdi :
-İzleyenlerin gülme kasları öğretmenim!

Sınav

Ögretmen ögrencilerine sormus:-
Allah hepimizin cennete gitmesini istedigi haldeniye cehenneme gönderiyor.
Çocugun birisi ögretmenin sorusuna soruyla cevap veriyor:
-Ögretmenim siz bizim 5 almamizi istediginiz halde niye sinav yapiyorsunuz?
 
Ahlâk Dersi

Küçük Salamon, okuldan iki gözü iki çeşme dönmüştü. Babası, niye
ağladığını sorunca hıçkıra hıçkıra cevap verdi :

- Öğretmen ahlâk nedir diye sordu, bilemediğim için bana sıfır verdi.

- İyi etmiş. Öğrenseydin dedi babası. Gel sana anlatayım, dinle. Mesela, bir müşteri geldi dükkana, mal aldı. Giderken de içi para dolu cüzdanını unuttu. İşte ahlâk burada başlar. Bu cüzdanı ne yapacagim? Yalnız kendime mi saklayacağım yoksa ortağımla mı paylaşacağım ?..

Terbiyesizlik

Bayan profesör, solunum olayini sormak amaciyla, sigarasindan bir nefes çekip
ögrencisinin yüzüne üfledi :
- Söyle bakalim, bu nedir?
- Terbiyesizliktir efendim...
 
Pazarlık Payı



Küçük Kayseriliye hocasi sormus :
- Alti kere alti?
- Otuz dokuz.
- Otur, sifir.
Arkadasi sorar :
- Bildigin halde neden otuz dokuz dedin?
- Pazarlik edecektim, anlamadi...

Geri Zekâlı

Okula yeni gelen öğretmen ilk dersinde öğrencilere ilginç bir cağrğda bulunmuş:
- Kendini geri zekâli hisseden varsa ayağa kalksin...
Sınıfta çıt yok. Nihayet biri kalkmış:
- Sen kendini geri zekâlı mı hissediyorsun? demiş hocası.
- Hayır, demiş çocuk, ama sizin tek başına ayakta kalmanıza gönlüm razı
olmadı da...
 
su son ekledıklerın nasrettın hoca fıkrası degıl sankı :D
 
su fikralarin hic eskimiyo yaa cok iyi emeginize saglik :) tesekkur ettim
 
bir gün hoca evin çatısını onarıyormuş,dilencinin biri hocam,hocam aşşağıya gelirmisin demiş.bunun üzerine hoca aşşağıya inip ne var evladım demiş,dilenci,allah rızası için bi sadaka ver diyince hoca gel evladım takip et beni deyip çatıya çıkmışlar,sonrada hoca patlatmış bombayı,allah versin evladım......sen hocayı ayagına çağırırsan oda seni dama çıkartır
 
Düşünen Hindi
Küçük bir papağanın onbeş altına satıldığını gören Nasreddin Hoca, bir koşuda evine gidip kümesteki hindisini tutmuş. Apar topar pazara götürüp başlamış bağırmaya :
- Satılık hindii.... Satılık hindii.... Yirmi altına satılık hindi !
Şaşırmış pazardakiler.
- Yahu hocam demişler. Bir hindinin yirmi altın ettiği nerde görülmüş.
- Ne olmuş diye çıkışmış Hoca. Demin bir kuşu onbeş altına sattılar.
- Ama o papağandı demişler. Tıpkı insan gibi konuşuyor o.
- Olsun demiş Nasreddin Hoca. O konuşuyorsa bu da düşünür !


Testiyi Kırmadan Önce
Nasreddin Hoca oğlunun eline bir testi tutuşturup çeşmeden su getirmesini istemiş. Çocuk dışarı çıkarken de ensesine bir tokat atıp :
- Testiyi kırma ha ! diye öğüt vermiş .
Bunu gören komşulardan biri :
- Yahu Hocam demiş, henüz testiyi kırmadan niye dövüyorsun yavrucağızı ?
Hoca cevap vermiş :
- Testiyi kırdıktan sonra neye yarar be birader !

Yemeğin Buğusuna Akçenin Sesi
Nasreddin Hoca Akşehir'de kadılık vazifesini yürütürken karşısına iki adam çıkmış. Birisi öteden beri cimriliği ile tanınmış bir aşçı, diğeri de boynu bükük bir fakir. Aşçı sözü almış :
- Hocam demiş, ben bu adamdan davacıyım. Dükkanın önünde fasulye pişiriyordum. Tencerenin kenarından buğusu çıkıyordu yemeğin. Bu adam elinde somunla geldi. Kopardığı lokmaları yemeğin buğusuna tutup başladı atıştırmaya. Nihayet koca bir ekmeği bitirdi. Ondan fasulye buğusunun parasını istedim, vermedi.
Nasreddin Hoca anlatılanları dikkatlice dinledikten sonra fakire dönüp :
- Doğru mu bunlar ? diye sormuş.
- Evet, demiş fakir adam.
- Öyleyse para kesesini çıkar bakalım.
Zavallı fakir kadı efendiye karşı gelememiş. İçinde üç beş akçe bulunan para kesesini Hoca' ya uzatmış. Bu sefer aşçıyı çağırmış yanına. Keseyi kulağına yaklaştırarak şıngırdatmaya başlamış. Sonra da :
- Haydi demiş aldın işte alacağını. Aşçı :
- Nasıl olur ? diye şaşkınlığını belli etmiş. Paramı vermediniz henüz. Hoca cevap vermiş :
- Fazla uzatma, yemeğin buğusunu satan akçenin de sesini alır elbet !


Hırsızın Hiç mi Suçu Yok ?
Bir gün Nasreddin Hoca'nın eşeği çalınmış. Can sıkıntısı içinde durumu komşularına anlatınca her kafadan bir ses çıkmaya başlamış. Birisi :
- Hocam demiş niye ahırın kapısına iyi bir kilit takmadın sanki ?
Bir başkası :
- Evine hırsız giriyor da senin nasıl haberin olmuyor ? diye konuşmuş.
Bir diğeri de :
- Hocam demiş, kusura bakma ama eşeğin çalınmasına en büyük sebep yine sensin. Çünkü doğru dürüst bir ahırın bile yok. Nerden baksan dökülüyor. Hoca kızmış :
- Yahu demiş, iyi, güzel de kabahatin hepsi benim mi ? Hırsızın hiç mi suçu yok ?

Hırsızın Hiç mi Suçu Yok ?
Bir gün Nasreddin Hoca'nın eşeği çalınmış. Can sıkıntısı içinde durumu komşularına anlatınca her kafadan bir ses çıkmaya başlamış. Birisi :
- Hocam demiş niye ahırın kapısına iyi bir kilit takmadın sanki ?
Bir başkası :
- Evine hırsız giriyor da senin nasıl haberin olmuyor ? diye konuşmuş.
Bir diğeri de :
- Hocam demiş, kusura bakma ama eşeğin çalınmasına en büyük sebep yine sensin. Çünkü doğru dürüst bir ahırın bile yok. Nerden baksan dökülüyor. Hoca kızmış :
- Yahu demiş, iyi, güzel de kabahatin hepsi benim mi ? Hırsızın hiç mi suçu yok ?


Eşeğe Yazık Olur
Nasreddin Hoca hayvanlarına ağır yükler yükleyip onlara eziyet eden köylülerine iyi bir ders vermek istemiş. Bir gün eşeğine binerek köy meydanında dolaşmaya başlamış. İşin garibi dolu bir çuvalı da sırtına vurmuş, öyle geziyor. Şaşırıp sormuşlar :
- Yahu Hoca Efendi, hem eşeğin üzerindesin, hem çuvalı sırtında taşıyorsun. Nasıl bir iş bu ?
Hoca cevabı yetiştirmiş hemen :
- Zavallı hayvan, demiş. Zaten gece gündüz demeden hizmet ediyor bana. Sırtına bindiriyor, yüklerimi taşıyor, değirmeni çeviriyor. Bu kadar hizmetlerinden sonra dolu çuvalı da ona yüklemek istemedim. Bu yüzden ben vurdum sırtıma.

Ben Uyuyorum
Bir gün Nasreddin Hoca şehire gelip, bir arkadaşıyla birlikte handa kalmış. Gece yarısı arkadaşı sormuş:
- Hocam, uyudunuz mu?
- Buyurun birşey mi var?
- Biraz borç para isteyecektim.
Nasreddin Hoca derhal horlamaya başlayıp:
- Ben uyuyorum! demiş.

Ben Uyuyorum
Bir gün Nasreddin Hoca şehire gelip, bir arkadaşıyla birlikte handa kalmış. Gece yarısı arkadaşı sormuş:
- Hocam, uyudunuz mu?
- Buyurun birşey mi var?
- Biraz borç para isteyecektim.
Nasreddin Hoca derhal horlamaya başlayıp:
- Ben uyuyorum! demiş.

Ben Uyuyorum
Bir gün Nasreddin Hoca şehire gelip, bir arkadaşıyla birlikte handa kalmış. Gece yarısı arkadaşı sormuş:
- Hocam, uyudunuz mu?
- Buyurun birşey mi var?
- Biraz borç para isteyecektim.
Nasreddin Hoca derhal horlamaya başlayıp:
- Ben uyuyorum! demiş.

Ben Uyuyorum
Bir gün Nasreddin Hoca şehire gelip, bir arkadaşıyla birlikte handa kalmış. Gece yarısı arkadaşı sormuş:
- Hocam, uyudunuz mu?
- Buyurun birşey mi var?
- Biraz borç para isteyecektim.
Nasreddin Hoca derhal horlamaya başlayıp:
- Ben uyuyorum! demiş.
 
Fıkraları Teker Teker Açmasan Daha İyi olurdu
ama yinede emeğine sağlık
 
Geri
Üst