Nah darbe yaparsınız!

Said Nursi

Banned
Katılım
16 Ocak 2010
Mesajlar
126
Reaction score
0
Puanları
0
Genç Siviller`den Başbuğ`a cevap

Dün itibarıyle sıradan insanların terbiye sınırını aşan ifadelerin bol miktarda kullanıldığı bir konuşma internet sitelerine düştü. Yine ezberlediğimiz şekilde de açıklama geldi: “Yok yurtdışındaydım, yok tatbikattaydım, şantajdı, aslında montajdı, tamamı asimetrik psikolojik harekattı…”

Bülent Arınç’ın evinin önünde bir araba dolusu albay yakalandı. Ne arıyorsunuz burada diye soranlar, “bilgisayar yazıcısına kartuş almak için buradayız” cevabını aldılar. Önce “kartuşçu”nun krokisinin çizili olduğu kağıdı yutmaya çalıştılar. Yutamayınca ve yutturamayınca da sızıntı yapan bir albayı takip ettiklerini söylediler.

Ağızda biraz ıslanmış olsa da çizgileri kaybolmamış kroki devletin yetkilendirdiği hakimin yolunu yine devletin suç envanterinin tutulduğu Kozmik Odaya çıkardı.

Orgeneral İlker Başbuğ’un internete düşen ses kaydında hakimin odaya girmesine kendisinin izin verdiğini yoksa hakimin “NAH GiRECEĞiNi” öğrendik.

Evet bir zamanlar öyleydi…

Sizin müsaade ettiğiniz kadar demokrasi,

Sizin müsaade ettiğiniz kadar özgürlük, hak, hukuk.

Başbuğ’un cümleleriyle tarif edersek tam olarak NAH CUMHURiYETi’nde yaşıyorduk.

Şimdi devir değişti…

Aile terbiyemiz el vermese de o üç harfli kelimeyi kullanma sırası artık bize geçti.

Orgeneral Başbuğ, zamanı geldiğinde ne yapacağınızı iyi bildiğini söylüyor. Biz şartların olgunlaşması ve zamanın gelmesiyle neyin kastedildiğini çok iyi biliyoruz. Kenan Evren de 12 Eylül için 1 yıl şartların olgunlaşmasını beklediğini söylemişti.

Artık ne kadar bekleseniz boş!

Biz varken NAH darbe yaparsınız!

Başka kapıya DEH!



Bu basın açıklamasında bir yandan derin devlet erkanını ağzını bozmamaya, terbiyeye davet etmek istiyoruz. Bir yandan da önümüzdeki hafta Pazar günü, 28 Şubat`ta, 28 Şubat darbesinin yıl dönümünde tüm darbe karşıtlarıyla birlikte bir kez daha sokakta olacağımız vurgulamak istiyoruz.





DARBELERE KARŞI 70 MİLYON ADIM KOALİSYONU

Genç Siviller`den Başbuğ`a cevap
 
bunlar fasafiso canım. montajdır asimetrik simetrik tanjant cotanjant laf bunlar.. inanmayın. bunlar law değil pardon laf değil borudur.ıslak söz de değil kağıt parçasından uydurmadır. ordumuzu yıpratmak için uydurulmuştur.!!!!:)))
hangi çürük tsk lı sızdırmış bunları? bak şimdi ne kadar ayıp oldu.. sızdırmadan bahsedrken bile en son sızdırmadan sözedilirken belkide o yurtdışında konuşulan grupta topu topu 20-30 kişi varken yapılan konuşmayı bile sızdırıldığına göre sayın başbuğun en yakın çevresindeki sızdırmacılar bu kadar yakınındayken hala darbe yapacaklarını sanıyorlarsa pessss.... bencede yaparlar bencede... cia cı bunlar . abd den besleniyo bunlar..))) falan diye avutun kendinizi... g. kurmayın en seçkin 20 kişisinden biri bile bu '' nah girerlerdi'' konuşmasına sızmış.. daha da bu darbe hevesi kursaklarda çürümeye başlamış demektir..
 
Kimse Darbe Yapamaz Herkesin İçi rahat olsun .. Darbe Yapıcam diyenler de yapsın da erkekliğini görelim ama Bence Başbuğ bu oluşumun içinde değildir
 
Sizlere yapılan, dini gerekçeler ardına sığınan, yeni Kubilaylar yaratmayı amaçlayan özellikle din elden gidiyor propagandalarına kanmayın, inanmayın aşağıdaki değerlendirmeyi okuyun, oyunlara gelmeyin, bölünmeyin tam aksine birleşin arkadaşlar. Tsk sizlere anlatılmaya çalışıldığı gibi dininizi yaşamanıza engel olmaya çalışmak yerine tam aksine Türkiye de herkes özgürce yaşasın, dinini de hayatını da özgürce kimseye bağlı olmadan yaşasın nesillerin fikri hür vicdanı hür olsun diye aslında bir savaş içerisinde, hemde kendisini hem içen hem de dıştan çeviren 7 düvele karşı !!

''Her şey 1991 yılı başında ABD'nin Körfez saldırısıyla başladı. ABD, Bağdat'a yürümedi. Bunun yerine Irak'ın kuzeyinde bir Kürt isyanı kışkırttı. Arkasından, Irak Ordusunun 36 enlemin kuzeyine geçmesini önleyerek buradaki Kürt oluşumunu güvence altına aldı. ABD'nin planı şuydu:
Önce Kuzey Irak'ta bir Kürt Devleti kurmak ve sağlamlaştırmak, sonra Irak'ı tümüyle işgal etmek. Kuzey Irak'taki yeni devleti Türkiye'nin güneydoğusu, Suriye'nin doğusu ve İran'ın batısından koparacağı parçalarla birleştirerek Büyük Kürdistan'ı,yani ikinci İsrail'i kurmak. Bu projenin ismini biliyorsunuz: Büyük Ortadoğu Projesi (Cumhurbaşkanı ve Başbakanımız maalesef bu projenin resmi eş başkanlarıdır) Türkiye'deki hükümetler, İncirlik'e yerleşen Çekiç Güç'ün görev süresini uzatarak ABD'nin Kuzey Irak'taki Kürt oluşumunu desteklemesine yardımcı oldular. TSK, bu süreçte Kuzey Irak'taki oluşum üzerinden Türkiye'nin bölünme tehlikesini erken algıladı ve ABD ile karşı karşıya gelinmesinin kaçınılmaz olduğunu da farketti.
İlk Olay: Torumtay'ın istifası . Özal'ın, "kuzeyden Irak'a girme" emrini uygulamamak için Genelkurmay Başkanı Necip Torumtay istifa etti. Böylece TSK, Amerikan planlarında rol almaya direneceğinin ilk işaretini vermiş oldu. O andan itibaren TSK'ya karşı ABD "tetik" düşürmeye karar verdi. "Ergenekon" tertibinin planlanmaya başlanması, o zamandır. Sovyet tehdidine karşı kurulmuş olan Özel Harp Dairesi (ÖHD) Amerikan güdümündedir ve Sovyetler yıkıldığı için tehlike ortadan kalkmıştır. Şimdi tehdit, Kuzey Irak'taki ABD varlığından gelmektedir dolayısıyla, "ABD güdümündeki" ÖHD, "ABD'den gelen bir tehdide karşı" kullanılamaz. Geçmişteki kontrgerilla eleştirileri TSK'da zaten belli bir rahatsızlık yaratmıştı. Genelkurmay Başkanı Doğan Güreş, ÖHD'i yeniden örgütledi, ismini Özel Kuvvetler Komutanlığı (ÖKK) olarak değiştirdi yıl 1991. ÖKK'nın PKK'yı hedef alması ve Kuzey Irak'ta kurulan devlete karşı tavır alması, Amerikan denetiminden kurtulma çabasının başlangıcıdır. "Tugay" düzeyindeki ÖKK, "tümen" düzeyine çıkarıldı. Ankara'da ÖKK için yeni bir eğitim tesisi yapımına başlandı ama ABD bundan çok rahatsız oldu, "kullandığı" pek çok kişi aracılığıyla, tesis inşaatında yolsuzluk yapıldığı iddiasıyla mesnetsiz davalar açılmasını sağladı, ÖKK eğitim tesislerinin yapılmasını uzun süre felce uğrattı.
ABD'nin Kuzey Irak'taki planlarını bozan bir planı uygulamakta olan Org. Eşref Bitlis, Amerikan Çekiç Güç helikopterlerinin PKK'ya silah ve malzeme attığını saptadı ve bunu bildirdi. Org. Eşref Bitlis, Jandarma Genel Komutanı olarak, Amerika'nın Türkiye'nin toprak bütünlüğünü hedef aldığını gördüğü, bu tehlikeyi önlemek amaçlı, savunmaya yönelik bir strateji geliştirdiği için Amerika tarafından derhal "hedef" seçildi. Org. Bitlis helikopterle Kuzey Irak'a giderken, bu yolculuk önceden ABD'ye haber verilmiş olmasına rağmen iki Amerikan savaş jeti yakın uçuş yaparak oluşturdukları vakumla helikopteri düşürmeye çalıştılar ama deneyimli helikopter pilotunun dalış manevrasıyla bu girişim sonuç vermedi. Bu saldırıdan hemen sonra telsizle Amerikalılara helikopterde orgeneralimiz olduğu tekrar bildirildi ama Amerikan savaş jetleri saldırıyı tekrarladılar. Helikopter pilotu büyük bir çabayla yeniden dağların arasındaki derin vadilere dalarak kurtulmayı başardı.
CIA tarihinin en önemli suikastlarından birisi 17 Şubat 1993 günü gerçekleşti: Uçağına yapılan sabotaj sonucunda Org. Bitlis şehit edildi. Ağustos 1994'de Genelkurmay Başkanı olan İsmail Hakkı Karadayı döneminde Eşref Bitlis Planı "uygulandı" ve Kuzey Irak'a Çelik Harekatı yapıldı. 35 bin Mehmetçik Mart 1995'de Kuzey Irak'a girdi. Kuzey Irak'a giren TSK, ABD'nin "egemenlik alanı"na da girmiş oldu. Bölge ABD ordusunun işgali altındaydı. ABD'nin Foreign Affairs, Foreign Reports, Mediterranean Quarterly ve Joint Forces Quarterly gibi "yarı-resmi" organlarında "Türk komutanlar hizadan çıktı", "Türk Ordusu ABD-Türkiye ilişkilerini bozuyor" türünden görüşlere yer vermeye başladılar. Çelik Harekatı öncesinde CIA'nın Moskova İstasyon Şefinin CNN televizyonunda Türkiye'nin '"karışacağını" dünyaya şöyle ilan etti: "Önümüzdeki dönemde dünyanın en çok karışacak ülkesi Türkiye'dir. Şu anda Türkiye, gizli servislerin gündeminde ilk sıraya yerleşmiştir." Gazi Mahallesi olaylarından birkaç gün önce, ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Holbrooke, Türkiye'nin Kuzey Irak sınırında yaptığı yığınağı durdurmak istediklerini şu "ifadelerle" belirtti: "Kuzey Irak sınırına asker yığıyorsunuz. Önümüzdeki günlerde terör olaylarının artma ihtimali var. Oraya yapacağınız bir harekatta dikkatli olmanızı tavsiye ederim.
CIA Şefinin ve Holbrook'un "haber verdiği gibi",12 Mart 1995 gecesi İstanbul'da Gazi Mahallesi olayları başladı. TSK bu tehditi önemsemedi ve Çelik Harekatı yapıldı. NATO tarafından, üye ülkeleri komünizmden korumak için kurulan kontrgerilla (diğer adları Gladio ve SÜPER NATO) örgütleri, İtalyan savcının ispatladığı gibi, CIA tarafından yönetiliyordu ve esas görevleri bu ülkelerdeki hükümetlerin ABD kontrolünden çıkmalarını önlemekti. Türkiye'de ÖHD de kontrgerilla ile bağlantılıydı.1991 yılında Özel Harp Dairesi'nin Özel Kuvvetler Komutanlığına (ÖKK) dönüştürülmesi aslında bir "ulusallaştırmaydı" ABD bu kuruluştan dışlanıyor ve hedef, Kuzey Irak'tan yöneltilen tehdite karşı mücadele olarak tanımlanıyordu. ABD, "kontrgerilla yapılanmasında TSK yerine polisi koyma" denemesine girişti.
1973'den beri İçişleri Bakanlığı içinde örgütlenen "İslamcı Cunta", artık "Fethullahçı Gladio" olarak kontrgerilla içinde TSK'dan boşalan yeri alıyordu. Fethullahçı Gladio nun ilk büyük organizasyonu da 1995 Gazi olaylarıdır. ABD ordusu, özellikle Çekiç Güç, Irak'ın kuzeyinde 7500 "CIA Peşmergesi"nden oluşan bir askeri güç örgütlemişti. Eylül 1996'da, Eşref Bitlis Planı gereğince Barzani, Türk Genelkurmayının yönlendirmesi sonucu Saddam yönetimiyle işbirliği yaparak CIA Peşmergelerini dağıttı. 200'e yakın ölü veren CIA Peşmergeleri, ABD tarafından Guam Adası'na taşındı. ABD kaynakları, bu harekatı "ABD'nin Vietnam'da sonraki en büyük yenilgisi" olarak değerlendirdi.
Bu harekattan 20 gün önce bir tuğgeneral, Aydınlık dergisine bir demeç vererek Eşref Bitlis'in uçağının ABD'ye bağlı Gladio görevlileri tarafından düşürüldüğünü açıkladı ve dergi de 25 Ağustos 1996 tarihli sayısında bu haberi yayınladı. TSK, Çelik Harekatını Başbakan Çiller'e haber vermeden gerçekleştirmişti çünkü Çiller'in ABD'ye "örgütsel" bağlılığı TSK tarafından biliniyordu. 28 Şubat harekatının en önemli başarısı, Fethullah Hocaya indirdiği darbe o Fethullah Hoca kaçıp ABD'ye yerleşti.
Mayıs 1997 YAŞ toplantısında "160 subayın irtica bağlantısı nedeniyle orduda atılması", başbakan Erbakan'a onaylaması için" dayatıldı". Bu uygulama, ordu içindeki Gladio'yu yani ABD görevlilerini temizlemek anlamına geliyordu çünkü kontrgerilla, artık Fethullahçı Gladioydu. 28 Şubat kadrosu içinde "ABD'nin Truva Atı olan bir de general vardı:Çevik Bir. Çevik Paşa da hemen sonra TSK tarafından sessizce tasfiye edildi ve sadece bu nedenle bile, "İrtica", 2002 yılı sonuna kadar iktidara el koyamadı. 1994-1998 arasında genelkurmay başkanı olan Org. Karadayı şunları yaptı: ABD ve NATO yuvalanmasını, yani kontrgerillayı genelkurmay karargahından çıkardı. Özel Kuvvetlerin ulusal amaçlar için kullanılmasına yönelik önlemleri geliştirdi. Özel Harp subaylarımızın Çin'in Uygur bölgesinde ve Çeçenistan'da "kullanılmasına" engel oldu. 1998 yılında genelkurmay başkanı olan Org. Kıvrıkoğlu ABD'nin bölge ülkeleri için tehdit oluşturduğunu "açık bir dille" belirtti. Kıvrıkoğlu, Washington ziyaretini iptal etti ve NATO döneminde "ABD'yi ziyaret etmeyen ilk ve tek Genelkurmay Başkanı" olarak tarihe geçti. Kıvrıkoğlu, "28 Şubat'ı BİN YIL sürdürmeye kararlıyız"diyen komutandı. Demek istediği aslında, "ABD tehdidine karşı, bin yıl da sürse direnilecek" olduğuydu.
Mesajı alan ABD, aynı sözcüklerle yanıt verdi:
BİN YILIN MEYDAN OKUMASI (MILLENIUM CHALLENGE 2002) ! ABD, "bu" isim altında, 24 Temmuz 2002'de Nevada çölünde Türkiye'yi işgal tatbikatı yaparak "gözdağı" verdi. Bu, "ABD tarihinin" en büyük askeri tatbikatıydı. ABD'nin yarı resmi ajansı olan ASSOCIATED PRESS, "tatbikatın Türkiye'yi işgal senaryosu üzerine kurulu olduğunu" açık açık yazdı.
Tatbikat senaryosu alabildiğine ilginçti. Assoc. Press'e göre, tatbikatın resmi senaryosu şu şekildeydi: Türkiye'de bir "deprem" oluyor (!) ve TSK, karışıklığı önlemek için yönetime el koyuyordu. Bunun üzerine ABD Deniz Kuvvetleri önce Kıbrıs'ı kuşatıyor ve "96 saat içinde" "hedef ülkeyi" işgal ediyordu. "96 saat", TSK'nın bir dış saldırıya karşı hazırlanması için gerekli olan minimal süredir ve bu süre, TSK tarafından "kozmik sır" düzeyinde saklanıyordu (saklandığı sanılıyordu ).
Tatbikatta işgal süresi olarak "96 saat" seçilerek, "hedef ülkenin Türkiye olduğu", "anlayan kişilere" anlatılıyordu. O dönemde Dışişleri Bakanı olan Gül, 2 Nisan 2003 günü ABD Dışişleri Bakanı Powell ile Ankara'da 2 sayfa 9 maddelik bir "gizli anlaşma" yaptığını itiraf etti. Gül, anlaşma içeriğini "açıklayamayacağını", "gizli olduğunu" söyledi. 13 Temmuz 2003'de Doğu Perinçek bu gizli anlaş manın maddelerini açıkladı. Birinci madde: "TSK ve ÖKK 4 ay içinde Kuzey Irak'tan çekilecek" şeklindeydi. Gül'ün yaptığı bu gizli anlaşmadan 3 ay sonra, ABD ordusu "Türk askerinin başına çuval geçirdi". "Çuval geçirme" eylemi, gizli anlaşmanın uygulanması için bir "ihtar"dı. Başbakanımızın o günlerde kullandığı "Müzik notası vecizesi, yine, "anlaşmanın uygulanması gerektiğine" ilişkin TSK'ya yönelik bir uyarıydı. "Biz anlaşma yaptık, Kuzey Irak'tan çık artık" diyordu Başbakan, TSK'ya.
ABD Savunma Bakanı Rumsfeld'in, "Çuval olayı"ndan sonra Başbakan Erdoğan'a gönderdiği mektupta şöyle deniyordu:
"TSK (ÖKK kastediliyor) Kuzey Irak'ta sizin bilginiz haricinde eylemler yapmaktadır" Rumsfeld, çuvalı "Erdoğan'ın değil", "TSK'nın başına geçirdiklerini" böylelikle anlatarak Başbakan Erdoğan'ın "içini rahatlatmak" istiyordu.
Ulusal devlet ve Kemalizm karşıtı açıklamalar yapan, Milli Egemenlik ve Milli Güvenlik kavramlarının "artık geçersiz olduğu" açıklamalarını yapan Org. Hilmi Özkök, böylece, tarihe "başına çuval geçirilen komutan" olarak kaydedildi. Buna ses çıkarmadı, böylece "Ergenekoncu" olarak suçlanmaktan kurtuldu. "Başına çuval geçirilmesi"ne ve Kuzey Irak'tan çıkarılmasına rağmen "akıllanmayarak" sınır ötesi harekatta ısrar eden TSK'ya karşı, Org. Torumtay zamanından beri hazırlanmakta olan organizasyon artık açığa çıkarılacaktı ve düğmeye basıldı. "ABD'ye direnen 5 Genelkurmay Başkanı" ve destekleyici tüm unsurlar "Ergenekon çetesi" olarak suçlanacaktı.
Suçlama belgeleri aslında çoktan hazırdı, ama Org. Özkök "Ergenekoncu olmadığından", onun görev süresince organizasyon "uykuya" yatırılmıştı. Organizasyonun uykudan uyandırılmasının ilk işareti Org. Büyükanıt'a karşı kullanılan "Şemdinli olayı"dır. O günlerde, Büyükanıt "çete kurmakla" suçlandı fakat sonuç alınamadı. Fehmi Koru, "Taha Kıvanç" imzasıyla Yeni Şafak gazetesinde yayınlanan 30 Nisan 2001 ve 1 Mayıs 2001 tarihli yazılarında "Yeniden kurulsun diye hakkında rapor hazırlanan Ergenekon, çok kapsamlı, bir partiyle irtibatı bulunmayan, 'devleti yapılandırma' amaçlı bir örgüt" demektedir.
Koru, yazısında 24 sayfa olduğunu söylediği bu dokümanın sonunda yazanın adının bulunduğunu da belirtmektedir. Ne var ki, şimdi bu masum tanımlamadan vazgeçilmesi, daha büyük ve kapsamlı bir düzeneğin çalıştırılması zorunludur. Bu günümüzde devam eden Ergenekon davasıdır. ABD'nin belirli-belirsiz "her tür" desteğiyle iktidara gelen AKP, Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında ABD'ye "sorun çıkarmadan" eş başkanlık yapabilmek için, başta TSK olmak üzere tüm ulusalcı güçleri saf dışı etmek zorundadır.
Plana göre, bu dava sürecinde komutanlar yıldırılacak ve "1991 öncesinde olduğu gibi" ABD ile tam uyumlu olarak görev yapmaları sağlanacaktır. AB'nin de "bir kriter" olarak dayattığı gibi, TSK "sivil otoriteye" tabi olacak, kendisine Atatürk tarafından verilmiş olan "ulusal bütünlüğü ve laik cumhuriyeti koruma" görevini unutacaktır "AKP sivil darbe ile değil, seçimle geldi" itirazı yapacak olanlara da şunları söylemeliyim: CIA'nın yan kuruluşu Rand Corporation'un yayın organlarında ve ABD strateji merkezlerinin hazırladıkları raporlarda şöyle deniyor:
"ABD artık ANAP ve DYP gibi partilerle Türkiye'yi kontrol edemez, Fazilet Partisi'nin başına yenilikçi kanadın geçmesi, Tayyip Erdoğan'ın Başbakan , Abdullah Gül'ünde Dışişleri Bakanı olması halinde ABD Türkiye'yi kontrol altında tutmaya devam edebilir." 20 Ekim 1996, Abramowitz: "Erdoğan, Erbakan'ın yerini almalıdır" (bu tarih, 3 Kasım 2002 seçimlerinden 6 yıl öncesidir !
)''
 
bu genç siviller daha önce üniversite kapılarında türban gösterisi yaptırılan grup olsa gerek, ne hikmetse gündeme gayet iyi uyuyorlar.
 
genel kurmayınistemesiyle olmaz darbe
ABD.isterse olur
 
ne beyinsiz, aptal, gerizekalı hainler var bu ülkede ya.....bayaa da sayıca fazlalar yani....hepsi de birbirinden beyinsiz......hale bak;
ADAM BİZ DARBE FALAN YAPMAYIZ, YAPANA DA GEREKENİ YAPARIZ, BARINDIRMAYIZ DİYOR....

BİRİLERİ DE ÇIKMIŞ NAH YAPARSIN DİYOR....

eee şimdi bu adam, ya beyinsiz, ya ahmak, ya piyon, ya art niyetli, ya da hain.....

VAR MI BAŞKA İZAHI.....
 
genel kurmayınistemesiyle olmaz darbe :thumbdown:
ABD.isterse olur

abd tsk kontrol edemez arkadaşım bu işi fıkra gibi anlatma o kadar basit eyil dediğin

BİŞEY BLİYOSAN SÖLE ALİM SANSINLAR,BİŞY BİLMİYOSAN SUS ADAM SANSINLAR:sneaky2:
SÖZ GÜMÜŞSE,SÜKUT ALTINDIR
 
güzel yazılmış.

keşke paşam nah kelimesini yurt dışında askeri personel e demeseydi.:utan

örnek teşkil ediyor ...kötü örnek oldu ...:sigara:
 
ordu isteseydi darbe yapardı
o darbeyide nah engellerdiniz
 
İt sürüleri gene askere cephe almış .yok darbe yok şu bu
Türkiye 80li yıllarda adım adım iç savaşa sürüklenirken
Asker yetkiyi devralmasaydı ne olacaktı hiç düşündünüz mü?
Yok deniz gezmiş falan asılmışta bilmem ne de
o kadar insan o zamanlarda öldürülmüş bunun hesabını soran yok
Amerikan karşıtlığı olmak başka birşey askere silah çekmek başka birşey..
Başbuğ komutanımızın da bütün konuşmalarına altına imzamı atarım ..
bazıları burada kendi kendine atıp tutuyor herhalde cübbeli nin konferanslarına* veya fettoşun ağlama
seanslarına kalabalıktan katılamadılar bizde zehirimizi burada atalım demişler..
Ve hiç bir zaman unutmayın ki
''Biz bu cumhuriyeti yeşillikler* karşılığı almadık,binlerce şehidin oluk oluk akan kanları ile buralara kadar geldik.Ödediğimiz bedel kandır. VE ancak aldığımız bedel karşılığnda veririz'''
 
Yapsalardı neyle engelleyecektiniz acaba

av tüfeği ilemi

Askeri yabancı bi milletten gibi gören bi zevat daha..

Ayrıca av tüfeği deyip geçme 300 metreye kadar etkin vuruş menzili vardır ..Herşey bi kurşuna bakar dağlarda son teknolojik sistemi kullandında ne oldu bitirebildin mi pkk yı .

Hem nedir bu darbe hevesi faşistlikten başka bişey değil darbeler.
 
Askeri yabancı bi milletten gibi gören bi zevat daha..

Ayrıca av tüfeği deyip geçme 300 metreye kadar etkin vuruş menzili vardır ..Herşey bi kurşuna bakar dağlarda son teknolojik sistemi kullandında ne oldu bitirebildin mi pkk yı .

Hem nedir bu darbe hevesi faşistlikten başka bişey değil darbeler.

Askeri laik diye yunan askeri gibi gören senin gibi zihniyetler maalesef
 
Askeri laik diye yunan askeri gibi gören senin gibi zihniyetler maalesef

Laiklik nerden çıktı şimdi..Nerden alaka kuruyonuz hemen hiçte sorulara düzgün cevap veremiyonuz bi yığın zırvalık .

Ayrıca benm o zihniyette oldumu ne biliosun nerde yazmışım.

Laik devlet olur laik asker olmaz o nasıl bi tabir öyle .
 
Hükümet Darbe Konusunda Bir Çok Şey Yaptı Kim Karşısında Durabildi.
Hükümet Av Silahı Bile Kullanmadan Darbe Girişimlerini Önledi,
Birileri İse Darbe Olmadı AKP'yi İndiremedik Diye Hala Depiniyo Ama Boşuna.
 
Bitarafınızı da yırtsanız bu ordu darbe yapmaz haşımızdaki müsibetlerin kendilerini birdaha var olmamak üzere eritmesini bekliyorlar. Hızla da eriyor şükür ki.
İstediğiniz kadar orduyu tahrik edin kudurun. Sonuçta erimenin hezeyanı bu balon yavaş yavaş sönüyor.
Bakalım başbaknımız kendine nasıl acındıracak yarın diye beklemekten sıkıldık.
 
Ne güzel senaryolar yazılıyor ve çiziliyor...Hayret...Buna inanan insanlara ne demeli!Adam çıkıp bizim darbe gibi bir niyetimiz yok diyor,birileri kalkıp asker darbe yapacak diyor.Amaç asker düşmanlığı...
Yıpratın,ezin ayaklar altına alın,namus bekçiniz Mehmet'i vurun yerden yere...Dünyanın istediğini yapın...Askeri güçten yoksun bir Türkiye mi isteğiniz?Sonra ....nüz dara düştüğünde Yunan ordusunu çağırırsınız.Onlar seve seve gelirler..
Allah aşkına yeter!Biraz kendinize gelin!
Her kurumda mutlaka layık olmayan insanlar olur mutlaka.Pireye sebep yorgan yakmayalım.Bunu asker düşmanlığına çevirmeyelim.
Unutmayalım...
Güçlü bir ordusu olmayan ülke birilerinin oyuncağıdır.
Kişilerle kurumları karıştıran aptal insanlardan olmayalım.
TSK bu vatan ve Türk Milleti için kutsaldır.Aksini düşünmek hainliktir...
 
Geri
Üst