Mustafa Kemal kendi başına mı Samsun’a çıkmıştır ?

Mustafa Kemal kendi başına mı Samsun’a çıkmıştır


Önemle ifade edelim ki, Cumhuriyet de Osmanlı da, iyisiyle kötüsüyle, Müslüman Türk milletinin malıdır. Bir insan ecdadını kötülemekle hiç bir yere varamaz. Tarihin her döneminde iyi şahsiyetler de kötü şahsiyetler de gelebilir. Ayrıca iyi şahsiyetlerin kötü ve yanlış tasarrufları ve kötü şahsiyetlerin de iyi ve güzel tasarrufları bulunabilir. Bir şeyi toptan reddetmek veya kabul etmek, aklın işi değildir.

İşte bu esaslar çerçevesinde, Mustafa Kemal’in başarılarını saymak, Sultân Vahidüddin düşmanlığı sayılmamalı; Sultân Vahidüddin’in yaptıklarını anlatmak da Mustafa Kemal düşmanlığı olarak görülmemelidir. Bu gözle bakıldığında, Mustafa Kemal’in Samsun’a çıkışı ve Sultân Vahidüddin’in şahsiyeti ile ilgili Cumhuriyet döneminde yazılanlar, çizilenler ve yapılan değerlendirmelerin tek taraflı olduğu hemen göze çarpacaktır. Biz, bunu yapmayacağız. Zaten bu kitabımızı da, Cumhuriyet ile Osmanlı’nın buluşacağı milli buluşma kitabı olarak görüyoruz. Ayrıca bizim için önemli olan, şahıslar değil, devlet ve milletin devam ve bekasıdır.

Bu genel esaslardan sonra şunları bilmekte yarar vardır:

1) Mustafa Kemal ve onun silah arkadaşları, tamamen Osmanlı generalleridirler. Hele Mustafa Kemal, Sultân Vahidüddin Hân’ın hem şehzâdeliğinde ve hem de padişahlığında yaverliğini yapmış bir Osmanlı subayıdır.

2) Kuvay-ı Milliye’nin tohumları, Kasım 1918’de müttefik düşman filolarının Boğaz’a girmesiyle atılmıştır. Kuvay-ı Milliye bir şahsın değil, bir milletin eseridir. Bu milletin içinde Mustafa Kemal de vardır, Sultân Vahidüddin de vardır. Düşman toplarının Saray’a çevrildiğini gören Vahidüddin ve Osmanlı kurmayları, bütün gayretlerini, Anadolu’ya gönderilecek bir komutanla bağımsızlık tohumlarının yeşertilmesi için harcamışlardır. Nitekim Osmanlı kurmayları Mart 1919’un bir gecesinde Erenköy’de yaptıkları bir toplantıda liderliğin Nuri Paşa’ya mı, Miralay Re’fet Bey’e mi yoksa Çanakkale’de göz dolduran Mustafa Kemal’e mi verileceğini tartışmışlardır. Sadrazam, Mustafa Kemal Paşa’yı Padişah’a götürmüş ve askerlerin istediği insan olarak takdim etmiştir. Sami Bey ve Harbiye Nâzırı Şâkir Paşa, Mustafa Kemal’in Cumhuriyetçi olduğunu ve Hânedânı devre dışı bırakabileceğini hatırlatmışlarsa da, Padişah önemli olanın Hânedân değil vatan ve devlet olduğunu ifade etmiştir. İşte bu şartlar altında 9. Ordu Kıtaları Müfettişi kisvesiyle Anadolu’ya gönderilmesi kararlaştırılan Mustafa Kemal ile Sultân Vahidüddin defalarca özel olarak görüşmüşlerdir. Bunun üzerine Sultân Vahidüddin, İngilizleri de Mustafa Kemal konusunda ikna etmiştir. 6 Mayıs 1919 tarihli Mustafa Kemal’in yetkilerini belirten Tâlimat hemen yayınlanmıştır. Tam bir diplomasi oyunu oynanmaktadır. Bandırma Vapuruna Mustafa Kemal ile birlikte kimlerin bineceği tesbit edilmiş ve bunların vizeleri temin edilmiştir. Bütün bunlar, Sultân Vahidüddin’in emriyle olmuştur. Her türlü masraf, Padişahın özel imkânları ve gizli ödenekten karşılanmaktadır.

Mustafa Kemal, 15 Mayıs 1919’da Sultân Vahidüddin ile yaptığı son görüşmede, Sultân’ın kendisine ‘Paşa, Paşa, Şimdiye kadar devlete çok hizmet yaptın. Asıl şimdi yapacağın hizmet hepsinden mühim olabilir. Paşa, devleti kurtarabilirsin’ dediğini bizzat Mustafa Kemal nakletmektedir.

Mustafa Kemal, 16 Mayıs sabahı Osmanlı Devleti’nin temin ettiği Bandırma Vapuruna binmeden evvel, önce Osmanlı kurmaylarıyla görüştü ve onlardan milli bir idare kurulması konusunda tavsiyelerini aldı. Buradan son defa görüşmek üzere Yıldız Sarayı’na geldi. Padişah’ın “Cenab-ı Allah muvaffak etsin” sözlerinden sonra, Mustafa Kemal, “Bazı fesâd ehlinin kendisi hakkında yanlış şeyler nakledebileceklerini ve bunlara inanıp sadakatinden şüphe etmemesini arz eyledi”. 16 Şa’ban 1338/16 Mayıs 1919’da Mustafa Kemal yolda iken, onun Yetki Tâlimatnâmesi, Meclis-i Vükelâ’da ittifakla kabul edildi. İlk dönem masraflarının tamamı örtülü ödenekten karşılanmak üzere karar alındı. Arşiv vesikalarından anlıyoruz ki, Mustafa Kemal Paşa’nın yeni bir devlet kurması için her türlü tedbir alınmış ve hatta görev alanında meydana gelen her çeşit önemli gelişme ile ilgili Osmanlı hükümeti tarafından kendisine şifre ile bilgi verilmiştir. 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıktığında, halkın gösterdiği büyük alaka üzerine, İngilizler, Osmanlı Devleti tarafından başka maksatla gönderildiği konusunda ciddi manada şüphelenmişlerdir.

16 Mart 1920’de İstanbul Mütâreke şartlarına aykırı olarak işgal edildiğinde, 23 Nisan 1920’de Türkiye Büyük Millet Meclisi Ankara’da toplanmıştır. Ancak Yunanlıların İzmir’i işgal etmeleri, Anadolu’da meydana gelen gelişmeler ve Rauf Bey gibi bazı farklı görüşlere sahip şahsiyetlere rağmen Mustafa Kemal’in Cumhuriyet istemesi, tek taraflı olarak Mustafa Kemal ile Sultân Vahidüddin’in arasını açmıştır. 1920 ila 1922 tarihleri arasında, fiilen idare Büyük Millet Meclisinde olmasına rağmen, Sultân Vahidüddin Kuvay-ı Milliye ve Büyük Millet Meclisi aleyhine bir tek şey yapmamıştır. Bilakis İşgal Kuvvetlerini yatıştıracak bazı tasarruflar dışında, gizlice ve imkânlarının ölçüsü nisbetinde onların işlerini kolaylaştıracak desteklerde bulunmuştur. Ankara’daki yayın organlarının bütün aleyhteki yayınlarına ve Damad Ferid Paşa’nın İngilizler nezdindeki bazı girişimlerine rağmen, onu hiç bir kuvvet Anadolu’nun bağımsızlığı aleyhine geçirtememiştir. Hatta Balıkesir Valiliğinin Kuvay-ı Milliye’ye yardım edenlerin cezalandırılıp cezalandırılmayacağı konusunda Dâhiliye Nezâretine yazılan bir yazının cevabında cezalandırılmaması tâlimatı verilmiştir. Dolayısıyla Sultân Vahidüddin vatan hâini değil; vatanın istiklali için tacını ve tahtını terk eden bir vatanperverdir. Bütün gayretlerine rağmen İstanbul’u işgalden kurtaramayınca, Kuvay-ı Milliye’ye de köstek olmamıştır. İstanbul’u terk ettikten sonra, İngilizler ve İtalyanlar, bütün gayretleriyle onun taşıdığı hilâfet sıfatını Anadolu’daki Kuvay-ı Milliye aleyhine kullanmak istemişlerse de, Sultân Vahidüddin’in iman kuvveti ve vatan sevgisi buna mani olabilmiştir.

3) Bu anlattıklarımızın en büyük delili, bazı ifadeleri, sürgündeki insanın halet-i ruhiyesine aksetmiş olsa bile, yetmiş sene sonra kısmen yayınlanan hatıralarındaki şu satırlardır (Murad Bardakçı’nın eserinden sadeleştirerek veriyoruz):

“Mütâlaalarından ortaya çıkacağı gibi, Mütâreke günlerinde (1918) I. Cihan Harbinin neticelerinden sorumlu olan suçlulardan (Devleti harbe sokan İttihâdcıları kasdetmektedir) bana miras kalan ve birbirini takip eden musibetlere karşı, sadece ve sadece şahsımı siper eyledim.
Aslında bir taraftan tehlikeli bir yerde kalan hilâfet merkezinde savaştan galib çıkan İ’tilâf Devletleri ile yüz yüze olmak ve onlar tarafından sıygaya çekilmek ve diğer taraftan Anadolu’yu istila eden Yunanlılara mukabele için mümkün ve mahrem vasıtalarla Anadolu’ya memur eylediğimiz Yâverlerimizden Mustafa Kemal’in ihâneti ve bize karşı takındığı isyankâr tavrı karşısında kalmıştım.

Bununla beraber aziz vatanımın menfaatleri için Kuvay-ı Milliye’nin sonradan şekil ve mahiyetinin değişeceği hususunda bende meydana gelen fikir ve kanaatlerime rağmen, yine fedâkârlık mesleğini tercih ve takip eyledim. Sırf bu sebep ve hikmet ile, millî gayelere itâatkâr kabineleri iktidara getirdim ve senelerce Kuvay-ı Milliyeyi takviye ettim ve gelişmesi için çalıştım.

Anadolu Zaferinin ne gibi tehlikeli şartlar altında tarafımızdan hazırlandığını gösteren belgeler ile Anayasa gereği saltanat makamının korunacağını tasvir eden diğer mühim evrak tesbit edilerek derlenmiş olduğundan, bunların dahi zamanı gelince umumi efkâra açıklanarak, İslâm’ın hizmetkârı veyahut yıkıcısı olanların teşhir ve tayin edileceğini temin eylerim”.
 

Tigin

New member
Vahdettin’i aklama çabası, Mustafa Kemal’i ve onun yarattığı Cumhuriyet’i karalama çabasından başka bir şey değildir.

Vahdettin’in Mustafa Kemal’i Anadolu’ya yolladığı doğrudur, ama Padişah, O’nu “ayaklansın” diye değil, tam tersine, “İngilizlere karşı olan direnişi kırsın” diye Anadolu’ya yollamaktadır; yani Vahdettin'i övenler tarihi tümüyle ters ve yanlış olarak aktarmaktadır.

Uzun yıllar yakın tarihle ilgilenen bilim adamları Vahdettin’in ülkesi için yaptığı iyi bir şeye, Kurtuluş Savaşı’na destek verdiğini gösteren tek bir olaya, tek bir söze rastlamamışlardır. Bu konudaki en güvenilir kaynak Mustafa Kemal Atatürk’ün büyük Nutku’dur. Atatürk Nutuk’un birinci sayfasında 1919 yılının 19 Mayıs’ında ülkenin genel durumunu ve görünüşünü anlatırken şöyle diyor;



“…milleti ve memleketi 1. dünya savaşına sürükleyenler, kendi hayatlarını kurtarma kaygısına düşerek, memleketten kaçmışlar, saltanat ve hilafet makamında oturan Vahdettin soysuzlaşmış, şahsını ve bir de tahtını koruyabileceği alçakça tedbirler araştırmakta…”


Nutuk’un giriş bölümünden de anlayacağımız üzere Atatürk’ün Vahdettin’in ihaneti konusundaki tavrı nettir. Bu gerçeği kabul etmemek Atatürk’e ve Kurtuluş Savaşı’nda kan döken binlerce şehide ihanettir.



Tarih gün gibi ortadadır ve bu gerçekleri görememenin acizliği ise üzücü bir durumdur. Vahdettin’in ihanetlerinden -hiç kimsenin itiraz edemeyeceği- bazıları şunlardır;



23 Nisan 1920 tarihinde TBMM’nin açılıp bir milli hükümet kurulduktan sonra, Kızılcahamam, Akyazı, Hendek, Bolu, Düzce, Konya, Yozgat ayaklanmalarını örgütleyen, buralardaki gerici sürüleri silahlandırıp, Atatürk’ü boğmaya kalkan Vahdettin’dir. Atatürk’e kurşun sıktıran adam hain değildir de kim haindir! Atatürk’ün idam kararını onaylayan adam alçak değilse, soysuz değilse, hain değilse kim haindir!



Ankara’daki milli hükümetin Dışişleri Bakanı Y. Kemal Tengirşenk onurlu bir barış aramak için Avrupa’ya giderken katibinin çantasındaki çok gizli 6 belgeyi çaldıran, fotoğraflarını çektiren, bir saray görevlisi ile İngiliz Yüksek Komseri Harold Rumbold’a ulaştıran Vahdettin’dir. Bu işbirlikçilik ihanet değil de nedir?

30 Ekim 1918’deki Mondros Mütarekesi’nden 13 gün sonra işgal İstanbul’unda, İngiliz The Daily Mail gazetesinde 24 Kasım’da yayımlanan demecinde “En fazla İngiliz milletinin hoşuma gitmesi, ona hayranlığım bana babamdan miras kalmış-tır.” diyen; İngiliz Karadeniz Orduları Komutanı General Milne’ın 16 Aralık 1919 tarihli raporunda, “Padişah, İngilizlerin Türkiye’nin idaresini mümkün olduğunca çabuk ellerine alması için istirhamda bulundu... İç kısımlara İngiliz subaylarının gönderilmesini ve idareye yardımcı olmalarını rica etti... Kafkasya’daki Türk askerini, İngilizlerin buyruğuna vermeye, istenmeyen subayları görevlerinden almaya ve birlikleri İngiliz subaylarının komutası altına vermeye hazır.” dediği bir padişah işbirlikçi ve hain olabilir mi hiç!

İngiliz Yüksek Komiseri Chalthorpe’un Londra’ya gönderdiği gizli mesajında, “Padişah bütün umudunu İngiltere’ye bağladı. Her istediğimiz kimsenin tutuklanıp cezalandırılmasına razı. İngiliz hükümetinin Halifelik makamında kalması için kendisine yardım edip etmeyeceğini soruyor.” dediği bir padişah işbirlikçi ve hain olabilir mi hiç!

Sevr’in imzalanmasına onay veren; İstanbul Divanı Harbi’nin Mustafa Kemal ve birçok Ulusal Kurtuluşçu önder hakkında verdiği idam kararlarını; Kuvayı Millîye’ye katılan subaylara verilen hapis cezalarını onaylayan; Kurtuluş Savaşı’na karşı Aznavur İsyanı’na katılanları ödüllendiren bir padişah işbirlikçi ve hain olabilir mi hiç!

Sadrazamı Damat Ferit’in “Kürtleri Mustafa Kemal’e karşı kullanalım.” önerisini ve İngilizlerden Ulusal Kurtuluşu önlemek için 15 bin asker ve 25 bin jandarma isteğini onaylayan; onun İşgal Komutanlığı’na “Padişahın ve kendisinin bütün umutlarının önce Tanrıya, sonra İngiliz hükümetine bağlı olduğunu” söylemesini; onlara “İngiliz mandası olmak önerisini” sunmasını isteyen bir padişah işbirlikçi ve hain olabilir mi hiç!

Okuma Önerileri: İstanbul Hükümetleri ve Milli Mücadele (Sina Akşin, Cem Yayınevi), Kurtuluş Savaşı Günlüğü (Zeki Sarıhan, Türk Tarih Kurumu Yayınları), Vahidettin, Mustafa Kemal ve Millî Mücadele (Turgut Özakman, Bilgi Yayınevi).
 

kurtulus23

New member
vahdettin haindir hain kalacak her zaman..

Mustafa Kemal, 15 Mayıs 1919’da Sultân Vahidüddin ile yaptığı son görüşmede, Sultân’ın kendisine ‘Paşa, Paşa, Şimdiye kadar devlete çok hizmet yaptın. Asıl şimdi yapacağın hizmet hepsinden mühim olabilir. Paşa, devleti kurtarabilirsin’ dediğini bizzat Mustafa Kemal nakletmektedir.

"bu sözü" vatan haini vahdettinin hangi sebep ve amaçla söylediğini biliyor musun?

bilmiyorsan şevket süreyya > "tek adam" kitabını okumanı öneririm arkadaşım
 

mustafaacar42

New member
Atatürk 15 mayıs 1919'da samsun'a giderken 3.ordu müfettişi olarak gitti.bölgedeki bütün askeri ve mülki amir Atatürk'ün vereceği emirleri yerine getirmek mecburiyetindeydi.ona bu kadar geniş yetki vererek samsun'a gönderen Sultan Vahideddin'in niyeti vatanın kurtarılamsından başka birşey değildi ve nitekim Vahideddin Mustafa Kemal'in cumhuriyetçi olduğunu da biliyordu.ama padişah için mühim olan vatanın kurtarılmasıydı.

Vahideddin'e vatan haini diyenler acaba bu memlekete ondan fazla neler yapmışlardır?

Vahideddin;yurt dışından damızlık erkek getirilmesini öneren Abdullah Cevdet'ten daha mı çok vatan haini idi.

Aynı yaftayı Ermenilerin oyununa gelip Sultan Abdulhamid'e yapıştırmadık mı?


EY OSMAN BEYİN ŞANLI TORUNLARI!

SİZLERE KURDUĞUNUZ MEDENİYETTEN DOLAYI MİNNETDARIZ.SİZLERE VATAN HAİNİ DİYENLERİN SOYLARINDAN ŞÜPHE EDRİM.RAHAT UYUYUN.RUHUNUZ ŞAD OLSUN.




:Sopa :Sopa :Sopa :Sopa :Sopa :Sopa :Sopa :Sopa
 

kurtulus23

New member
mustafaacar42' Alıntı:
Sultan Vahideddin'in niyeti vatanın kurtarılamsından başka birşey değildi

SİZLERE VATAN HAİNİ DİYENLERİN SOYLARINDAN ŞÜPHE EDRİM
sen kimin soyundan şüphe ediyorsun,kimsin arkadaşım ki böyle bir cümle kurma cesaretini gösteriyorsun??,sağdan soldan duyduğun öğrendiğin laflarla gelme buraya kitap okumayı öğren
 

mustafaacar42

New member
1.kitap okuyup okumadığımız nereden biliyorsun?

2.senin okuduğun kitaplardaki bilgilere inanmak mecburiyetinde miyiz?

3.biz atalarımız osmanlının torunu olduğu için böyle cümleler kurma cesareti gösteriyoruz.bizler tarihe dil uzatıp ifitira atanların değil;kanları ve cesaretleri ile o tarihi bizatihi yazanların torunlarıyız ve de bu insanlarla iftihar ediyoruz.

sonuç olarakta müfterilerin karşısına dimdik bir fatih edası ile çıkıyoruz.



Biz ol âl-i himem erbâb-ı cidd ü içtihâdız kim


Cihangirâne bir devlet çıkardık bir aşiretten


Namık KEMAL


:eek:ut: :eek:ut: :eek:ut: :eek:ut:
 

AdmiX

New member
kurtulus23' Alıntı:
sen kimin soyundan şüphe ediyorsun,kimsin arkadaşım ki böyle bir cümle kurma cesaretini gösteriyorsun??,sağdan soldan duyduğun öğrendiğin laflarla gelme buraya kitap okumayı öğren
arkadaşım öncelikle avatarında ki fotoyu değiştirmeni gönülden temenni ederim, asıl vatan haininin fotografını avatarında bulunduruyorsun? daha sonra hiç bişi ögrenmeden bir osmanlı padişahına hain diyorsun..

zaten senin gibilerin sovyet meraklanmalarına son derece sinir oluyorum. Kurtuluş ha... kurtarın bakalım nereyi kurtarıyorsunuz....
 

kurtulus23

New member
sovyet meraklısı mı :) ancak küçük bir çocuk genelleme yapabilirdi bu şekilde o da sana nasip oldu

çıngar çıkarın bakalım,beyninizi yıkamışlar sizin.. vahdettin tarih oldu siz konuşun hala vatan haini değil diye..

saçma sapan konuşmayın avatarım seni ilgilendirmez değiştirip değiştirmeyeceğim

son cvptı
 

AdmiX

New member
kurtulus23' Alıntı:
sovyet meraklısı mı :) ancak küçük bir çocuk genelleme yapabilirdi bu şekilde o da sana nasip oldu

çıngar çıkarın bakalım,beyninizi yıkamışlar sizin.. vahdettin tarih oldu siz konuşun hala vatan haini değil diye..

saçma sapan konuşmayın avatarım seni ilgilendirmez değiştirip değiştirmeyeceğim

son cvptı
benim beynimi kimse felan yıkamadı, yıkayamaz, yıkamak da biraz *** ister :eek:ut: , genelleme yapmıyorum, cogunlugu Komunist veya Solcu olan kişiler askere bile gitmekten aciz kişiler, ki kaldılar vatan için ugraşıyorlar ha? Osmanlıyı bile hiçe sayan kişiler ne kadar Türk ve Türkçülügü bilebilir ki? yada Vahdettin'e tarih oldu diyerek tarihe laf atmana, eğer bu tarihi kabullenmiyorsan, kabullenmek istemiyorsan da, boyle topic lere yazma arkadaşım...

son cvptı diyerek de şekil yapmaya çalışma, cocukça cevaplar veriyorsun deme, sovyet meraklısı degilim diyorsan öyle degilim de ki ne oldugunu ne düşündügünü bilelim...
 

SıpA

уαşℓıℓαя νє ιнтιуαяℓαя
vahdeddin olayı karışık girmeyelim çıkamazyız:sigara:
 

adres63

New member
Osmanlı'dan utanmayalım çünkü utanılacak ve red edilecek hiç bi şey yapmamıştır... Cumhuriyetin kurulması tabiki iyiydi ama padişahlarımızda ingilteredeki gibi makamlarını koruyabilirdik...
 
(Son Osmanlılar die bi belgesel wardı bilmiorum izleen war mı gerçekten çok ii bi kaynaktıu bu konuda)

herkesin öyle wea böyle hataları olmuştur hiç kimsee şu insan hayatı boyu hiç hata yapmamıştır diemeiz buna Tüm dewlet adamları dahil ..

Eğer Vahdettin denildii gibi kaçmış olsaydı keriz değildi ya hazinesini devlete bırakacak kadar ( Bi araştırın bakalım Hitler'in Mussolini'nin we dier diktatörlerin Avrupa bankalarında ne kadar parası olduğunu...)Tüm İslam aleminin halifesiydi sonuçta pek çok kez dier İslam ülkelerinden taht teklifi amışsa da kabul etmemişti...Eğer bu kadar aiaüğılık bi insan olsaydı sefalet içinde tabutuna dahi haciz gelmez ve çok büyük bi rahatlık içinde yaşardı ...
biz Vahdettin'e o hiç hata yapmamıştır wea 4 4'lük bi insandır demioruz Elbette onunda hataları olmuştur biz bunu inkar etmioruz...biz bazı insanları ihanetle suçlamanın bu kadar kolay olmaması gerektiğini söylüyoruz...
Cumhuriyetin ilk yıllarında para yok dierek Topkapı Sarayı'nı satmaı düşünenleri de biliyoruz biz ;)
 

osiris_cemo

New member
Padişahlarda sonuç itibariyle İNSAN dırlar hata yaparlar.Zaman zaman acz içinde kaldıkların da bu hataları daha çok yaparlar.Vahdettinde işgal altındaki bir başkentte yabancıların baskıları ile pek çok hatalı karar vermiştir.Hazineden tek kuruş almadan gitmesi takdire şayandır.

Osmanbey,Orhangazi,Fatih,Deli İbrahim ne kadar padişahımız idiyse Vahdettinde o kadar padişahımızdır.Geçmişte yaşamak yerine geleceğe konsantre olmamız daha doğru olur.Kim haindi kim değildi tartışmalarını tarihçilere bırakmak doğru bir seçim olacaktır.

Atatürkün açtığı yolda kalın şüphesiz o en doğru yoldur.
Tanrı Türkü Korusun Ve Yüceltsin.
 

kurtulus23

New member
ςคﻮคtคא_кђคภร khans' Alıntı:
Cumhuriyetin ilk yıllarında para yok dierek Topkapı Sarayı'nı satmaı düşünenleri de biliyoruz biz ;)
bu lafı kime attın,kimmiş düşünenler?

delikanlıysan söylersin kıvırmadan ben atatürk düşmanıyım!! diye olur biter..senin gibi düşünen kaç kişi kaldı acaba bu ülkede
 
kurtulus23' Alıntı:
bu lafı kime attın,kimmiş düşünenler?

delikanlıysan söylersin kıvırmadan ben atatürk düşmanıyım!! diye olur biter..senin gibi düşünen kaç kişi kaldı acaba bu ülkede
:mad: :mad:

Kimse benim Atatürkçülüğüme dil uzatamaz tamam mmı hiç kimse :mad: :mad: :mad:

Bu öneriyi sunan da Bizzat İsmet Paşa'nın kendisidir...
 
x5xkorayx5x' Alıntı:
Sana aynen katılıyorum.Bence de Padişahlık gibi bir mnevki kaldırılması doğru değildi.Sözz hakkı olmasa bile yine e topkapı sarayında kalabilirlerdi.
Ben Atarükçüyüm ama Atatürk bence çok yanlış davrandı bu konuda.Vatandaşlıktan çıkarıldı yurtdışında zulum edildi.Fakirlik gördüler

Kaç kişi bilir acaba Vahdattinin Fransa da bir hastane de 1 aydan fazla kalmasını.Nedeni ise parasızlıktı ve bulunan az para ile İrana toprağa verilmiştir.

Kardeş yanlış hatrlıosun herhalde ...
Vahdettin İtalya'da borcundan dolayı ctabutuna haciz gelir ve Sujriye'deki Aydın Türklerinin werdiği paralarla Şam'a getirilik we şu an mezarı orada ;)
 

Knightmare

New member
arkadaşlar bence vahdettin bir hain den zziyade kendine güveni olmayan kişiliksiz bir insandı ayrıca kurtuluşun avatarıda çok hoş o kişiye bende saygı duyuyorum oda bir vatan haininden ziyade ülke için feda olan kişilerin arasındadır yani benim için vahdettinden çook çook daha değerlidir
 

mustafaacar42

New member
SıpA' Alıntı:
vahdeddin olayı karışık girmeyelim çıkamazyız:sigara:

tarihimizle yüzleşme zamanı geldi ve geçti bile.kaçarak kurtulamayız.

siyasi ve ideolojik yaklaşımları bir kenara bırakıp mutlaka tarihimizin doğruları ile yüzleşmemiz lazım.bu osmanlı tarihi için geçerli olduğu gibi cumhuriyet tarihi içinde geçerlidir.

özellikle de osmanlının son zamanları ile cumhuriyet tarihini.yoksa bu kavga sürer gider.devlet arşivleri kurulacak bağımsız komisyon tarafından incelenmeli. resmi ideolojiden uzak ve tarafsız bir tarih anlayışına ihtiyacımız var.
 

AdmiX

New member
kurtulus23' Alıntı:
bu lafı kime attın,kimmiş düşünenler?

delikanlıysan söylersin kıvırmadan ben atatürk düşmanıyım!! diye olur biter..senin gibi düşünen kaç kişi kaldı acaba bu ülkede
eğer ki Atatürk düşmanı isen bil ki bu ülkede herhangi bir savaş anında ilk senin gibileri ortadan kaldırırım :eek:ut: sovyet meraklısı sosyalist yalakası! gorecez komunist arkadasim el mi yaman ben mi :mad:

bir daha bu sitede Atatürk düşmanıyım dersen adminleri bile dinlemem sana demedigim laf bırakman! :mad:
 

kurtulus23

New member
AdmiX' Alıntı:
eğer ki Atatürk düşmanı isen bil ki bu ülkede herhangi bir savaş anında ilk senin gibileri ortadan kaldırırım :eek:ut: sovyet meraklısı sosyalist yalakası! gorecez komunist arkadasim el mi yaman ben mi :mad:

bir daha bu sitede Atatürk düşmanıyım dersen adminleri bile dinlemem sana demedigim laf bırakman! :mad:
sen yazılanları nerenle okuyorsun,cvp yazmadan önce zahmet edip oku bakalım kim ne yazmış,ben o yazıyı niye yazmışım kime yazmışım

sana tavsiye vermek de ziyanlık ama verelim bakalım,

bir daha okumadan cvplarsan böyle komik ve abes durumlara çok düşersin :sigara:
 

HTML

Üst