Muhsin Başkan’ın Ricası______

LOOPUSED

Altın Üye
Altın Üye
Katılım
6 Haz 2008
Mesajlar
12,048
Reaction score
0
Puanları
0
Yaş
54
Konum
€z€Ld€n €b€d€
Muhsin Başkan’ın ricası


Ergenekon davasını sulandırmaya çalışanlar, Tuncay Güney’in 2001 yılında İstanbul Emniyeti’nde verdiği ifade üzerinde yoğunlaştılar. Uzun süre bilinçli olarak davanın bu ifadeler üzerine açıldığı tezini işlediler.

Oysa bu tezin gerçeklerle hiçbir ilgisi yoktu. Eğer doğru olsaydı, soruşturma Ümraniye’deki gecekondu baskınıyla başlamazdı.

Çünkü, Tuncay Güney’in ifadelerinin hiçbir yerinde bombaların sahibi olmakla suçlanan emekli astsubay Oktay Yıldırım’ın ismi geçmiyor. Kaldı ki, bu şahıs, Ergenekon şemasında da gözükmüyor.

Ama şu doğru; Oktay Yıldırım ve bağlantılı Muzaffer Tekin gibi bazı isimlerde ‘Ergenekon’ örgütlenmesine dair belgeler çıkınca soruşturmanın seyri değişti, bu aşamada MİT ve Emniyet gibi ilgili birimlerden yardım istendi, Tuncay Güney’in ifadeleri de bu süreçte savcıların eline ulaştı.

Sürece katkı sağladı ama belirleyici olmadı.

Ne var ki, Ergenekon taifesi ısrarla ‘Tuncay Güney’in ifadeleri üzerine bu soruşturma açıldı’ tezini işlerken, diğer taraftan Güney’i itibarsızlaştırmaya yönelik yayınlara ağırlık verdiler. Önce ‘CIA Ajanı’ dediler, ardından ‘MİT Ajanı’ ve ‘JİTEM Ajanı’ iddiasını gündeme getirdiler. Son bomba ‘MOSSAD Ajanı’ iddiası oldu.

Araya ‘Sahte Haham’ süslemesi yaptılar. 10 yıl çalıştığı Akşam ve diğer kurumlar görmezlikten gelindi, 6 ay çalıştığı Samanyolu’na atıfta bulunularak cemaat bağı kurulmak istendi.

Son numara, Tuncay Güney’in işkence altında verdiği ortaya çıkan ifadeler üzerine Ergenekon tezinin çöktüğü yaygarası oldu.

İnsanda numara çok olunca eski numaraları bazen unutabiliyor. Oysa Tuncay Güney, geçen yıl iki kez katıldığı Kanal D’deki 32. Programı ve TRT 2’deki Büyüteç programında emniyetteki ifadelerini işkence altında verdiği söyledi.

Üç programa da katıldım. Hatta banttan yayınlanan 32. Programı’nın birinde işkenceye nasıl maruz kaldığını detaylarıyla anlattı, o kadar ürkütücüydü ki program sorumluları konuşmanın bir bölümünü yayına vermediler.

Efendim, mahkemeye sunulan kasetlerde Güney’in işkence altında ifade verdiği ortaya çıkmış, Ergenekon iddiası tümden çökmüş müş müş...

Adam aylardır işkence altında ifade verdiğini bas bas bağırırken ciddiye almayanlar, neden şimdi işkence copuna sarıldılar? Aslında cevabı belli, diğer tezleri çökünce işkence copundan medet ummaya başladılar.

Kaldı ki, Tuncay Güney’in ifadeleri, 4 bin sayfayı geçen iki iddianame ve milyonlarca belgeye dayalı binlerce sayfalık Ergenekon davasında milyonda bir birimlik hacim bile kaplamaz.

Sen yayınlar mısın?

Doğan Grubu medyasında maymun haberleri kadar yer verilmeyen Ergenekon davasına ilginin, Tuncay Güney’in işkence altında ifade verdiği yaygarasıyla yoğunlaşması ve davanın sulandırılmaya çalışılması elbette dikkat çekicidir.

Bu konuda ne ölçüde samimi olduklarını çok çarpıcı bir örnekle anlatacağım.

Biliyorsunuz, Tuncay Güney, geçen Perşembe gecesi katıldığı Kanal D’deki 32. Programı’nda merhum Muhsin Yazıcıoğlu’nun 4 ay önce kendisini aradığını, hakkındaki ağır ithamları işkence altında söylediğini ve helalleştiklerini anlattı.

Tuncay Güney 2001 yılında İstanbul Emniyeti’ndeki ifadesinde, Yazıcıoğlu’nun Fethullah Gülen’den aldığı 1.5 milyon dolarla partiyi kurduğu, BBP’yi Abdullah Çatlı ile birlikte örgütlediği, Sivas ve Gazi olaylarını birlikte organize ettiği, bu eylemlerin emrini de Veli Küçük’ün verdiğini iddia ediyordu.

Geçen Aralık ayında Güney’in bu ifadeleri medyaya düştü. Özellikle Doğan Grubu, bu fırsatı hiç kaçırmadı.

İşte o ortamda, yanlış hatırlamıyorsam 18 Aralık 2008 günü Tuncay Güney, Muhsin Başkan’a şöyle bir mail attı: ‘Bu cümleler Adil Serdar Saçan tarafından dikte ettirildi. İşkenceyle söylettirildi. 7 yıl önce 28 yaşındaydım, bu işkenceye dayanamadım. ‘Roma’yı da ben yaktım’ dedim. Özür dilerim.’

Bu mail üzerine Yazıcıoğlu, Güney’i arayarak uzun bir görüşme yaptı. Mailde olduğu gibi Güney, işkence altında ifade verdiği iddiasını tekrarladı. Bunun üzerine Yazıcıoğlu, Güney’e, ‘O zaman basına açıklama yap, hatanı düzelt’ dedi.

Güney’in verdiği cevap düşündürücüydü: ‘Sayın başkanım, çok sayıda gazeteciye, özellikle bu iddiayı yazan gazetecilere bu maili gönderdim ama hiç kimse yayınlamıyor.’

Görüyorsunuz değil mi? O gün işkence altında ifade verdiğini söyleyen Güney’e hiç kimse itibar etmiyor. Çünkü, o iddialar, ne hikmetse işlerine geliyor!


Aynı gün, yani 18 Aralık 2008 Perşembe günü Muhsin Başkan, beni aradı. Yukarıdaki diyalogu aktarıp şu ricada bulundu: ‘Şamil Bey, sen Ergenekon’la ilgileniyorsun diye aradım. Biliyorsun Tuncay Güney’in benimle ilgili bazı ithamları olmuştu. Bana mail atmış, işkence altında ifade verdiğini söylüyor, benden de özür diledi. Hiç kimse yayınlamıyormuş, sen yayınlayabilir misin?’

Dedim ki: ‘Sayın başkan, eğer özür dilediğine ilişkin somut bir belge varsa elbette yayınlarım, bunun haber değeri var.’

Görüşmeden hemen sonra Tuncay Güney’in mail fotokopisini gönderdi. O maile 19 Aralık 2008 tarihli yazımda yer verdim.

Her şey ortada, lafı daha fazla uzatmaya gerek var mı?



KAYNAK
 
Muhsin Başkan’ın ricası


Biliyorsunuz, Tuncay Güney, geçen Perşembe gecesi katıldığı Kanal D’deki 32. Programı’nda merhum Muhsin Yazıcıoğlu’nun 4 ay önce kendisini aradığını, hakkındaki ağır ithamları işkence altında söylediğini ve helalleştiklerini anlattı.

Tuncay Güney 2001 yılında İstanbul Emniyeti’ndeki ifadesinde, Yazıcıoğlu’nun Fethullah Gülen’den aldığı 1.5 milyon dolarla partiyi kurduğu, BBP’yi Abdullah Çatlı ile birlikte örgütlediği, Sivas ve Gazi olaylarını birlikte organize ettiği, bu eylemlerin emrini de Veli Küçük’ün verdiğini iddia ediyordu.

Geçen Aralık ayında Güney’in bu ifadeleri medyaya düştü. Özellikle Doğan Grubu, bu fırsatı hiç kaçırmadı.

İşte o ortamda, yanlış hatırlamıyorsam 18 Aralık 2008 günü Tuncay Güney, Muhsin Başkan’a şöyle bir mail attı: ‘Bu cümleler Adil Serdar Saçan tarafından dikte ettirildi. İşkenceyle söylettirildi. 7 yıl önce 28 yaşındaydım, bu işkenceye dayanamadım. ‘Roma’yı da ben yaktım’ dedim. Özür dilerim.’

Bu mail üzerine Yazıcıoğlu, Güney’i arayarak uzun bir görüşme yaptı. Mailde olduğu gibi Güney, işkence altında ifade verdiği iddiasını tekrarladı. Bunun üzerine Yazıcıoğlu, Güney’e, ‘O zaman basına açıklama yap, hatanı düzelt’ dedi.

Güney’in verdiği cevap düşündürücüydü: ‘Sayın başkanım, çok sayıda gazeteciye, özellikle bu iddiayı yazan gazetecilere bu maili gönderdim ama hiç kimse yayınlamıyor.’

Görüyorsunuz değil mi? O gün işkence altında ifade verdiğini söyleyen Güney’e hiç kimse itibar etmiyor. Çünkü, o iddialar, ne hikmetse işlerine geliyor!

herşeyi özetliyor sanırım.. merhum başkanın çektiği bunca sıkıntı,itham ve iftiraları özetleyen bir yazı olmuş.merhum MUHSİN başkana arkasından konuşanlarada bir cevap olur diyelim. Allah mekanını cennet etsin.
 
Bir insanın ölümünden sonra ona rahmet dileyeceğinize onun üzerinden siyaset yapmayın.
Bunu Allah da affetmez!
Bırakın rahat uyusun şimdiye kadar nerdeydiniz ölümünü mü beklediniz rahmetlinin. Allah ıslah eylesin.
 
Rahmet müminlerin birbiri için Allahtan zaten dileye geldiği bir duadır. senden rahmet dilenenmi oldu. üstünden siyaset dediğin şeyi ise biz değil başkaları yaptıki, böylesine bir insanı harcama ve yok sayma hesaplarına düşmüşler.. derdimiz unutmamak ,unutturmamak,buraya açacağım her konuyuda ÖLEN-yada ÖLMEYENLER diye kategorize edecek değilim.konu ortada varsa yorumun ,yapılan kulli li işlere,dönene dolaplara sözün varsa buyur yaz,yoksa sataşma...
 
bu dönmenin sözleri ile bu ülkede neler yapılıyor şimdi dönme polis zoruyla verdim ifadeleri diyor ..

sözde ergenekon çetesinin iki üyesi yani veli küçük ve adil serdar saçan ..

şimdi adil serdar saçan zorla sunları bunları veli küçük yaptırdımı diyemi zorlamış bu dönmeyi ..sözde çetenin sözde iki üyesi birbirine karşı savaş halindemi ..hani bunlar aynı çetedeydiler neden zorla veli küçükle ilgili şunu bunu yaptı yaptırdı dedirtsin...

ölmüş bir insanıda neden zorla her yere sokuşturmaya çalışıyorlar anlamıyorum
 
bu dönmenin sözleri ile bu ülkede neler yapılıyor şimdi dönme polis zoruyla verdim ifadeleri diyor ..

sözde ergenekon çetesinin iki üyesi yani veli küçük ve adil serdar saçan ..

şimdi adil serdar saçan zorla sunları bunları veli küçük yaptırdımı diyemi zorlamış bu dönmeyi ..sözde çetenin sözde iki üyesi birbirine karşı savaş halindemi ..hani bunlar aynı çetedeydiler neden zorla veli küçükle ilgili şunu bunu yaptı yaptırdı dedirtsin...

ölmüş bir insanıda neden zorla her yere sokuşturmaya çalışıyorlar anlamıyorum

google dan ara yada ilk iddianameye bir bak bakalım serdar saçan hakkınd aneler göreceksin? olayları bir bütün olarak okumaz yada anlamaya çalışmassan,yada topyekün ülkü tarihini ve son 30 yıllık yakın geçmişi iyi çözümlemessen olan biteni anlamaman gayet doğal..
 
google dan ara yada ilk iddianameye bir bak bakalım serdar saçan hakkınd aneler göreceksin? olayları bir bütün olarak okumaz yada anlamaya çalışmassan,yada topyekün ülkü tarihini ve son 30 yıllık yakın geçmişi iyi çözümlemessen olan biteni anlamaman gayet doğal


herseyi arastırıyorum loopused elimden geldiğince ..fazla okuyupta hala cahil kalanlardan yada her söylenene sorgusuz sualsiz inananlardan değilim .farkımız o herhalde ..yada görmek istediğini görenlerden değilim ...

forum kurallarını fazla okuduğun ve bildiğin içinmi yine kişisel tartısmaya çektin olayı ..sadece sunu oku yada sunu yap diyerek bana yanıt verebilirdin ama sen ne yaptın yine yok ülkü tarihini okumazsan yok bilmezsen falan filan .ülkü tarihi ile konunun ne alakası var ve sen kimin ne kadar okuduğuna ne bildiğini nerden biliyorsun ..kısaca sen neden kendini böyle büyük görüyorsun bisey sanıyorsun arkadaşım ..bu huyun yüzünden seninle tartışmak bile istemiyorum ..şu huylarından vazgeç kendini büyük bir alim gibi görme bak ..gerçekten iyice küçültüyorsun kendini söyliyeyim sana ..alıntı yapmazsan cevap vermezsen iyi olur cevap yazmıcam sadece uyarayım dedim ...
 
Geri
Üst