muammer-oz
New member
- Katılım
- 26 Eyl 2007
- Mesajlar
- 363
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
BOP Eşbaşkanı Tayyip Erdoğan, Kızılcahamam’da yaptığı konuşmada, ‘kaynağından’ doğrulanmamış hayali senaryoların medyada haber yapıldığını belirterek şöyle diyordu:
- “Daha fazla satacağınızı mı zannediyorsunuz? Hayır, hep kaybediyorsunuz. 70 milyonluk Türkiye’de 3 milyon satıyorsanız, burada bir yanlışınız var. Bu yanlışın üzerinde durun. Yoksa bir gazetenin 15-20 milyon satması lazım. En fazla 600-700 bin satabiliyor.”
Doğru söze ne nedir?
Bütün dünyada ‘dördüncü kuvvet’ diye anılan medyanın görevi, kamuoyunu ‘doğru’ bilgilendirmek, ‘toplum değerlerine’, ‘ülke çıkarlarına’ ters düşmeyecek bir yayın politikası izlemektir.
Ama Türkiye’de ‘mütareke’ döneminin özelliklerini yansıtan medyanın köşebaşlarını tutanlar, ipleri ‘başkalarının’ elinde olduğu için, toplum değerleri ile, ülke çıkarları ile ne kadar çatışırlarsa, dışarıda o kadar itibar göreceklerine inanıyorlar.
Verdikleri haberleri ne kadar ‘ciddiyetten’ uzak, ‘yalan’ içerikler ile süslerlerse, ‘magazin’ sosunu ne kadar kıvamlı hale getirirlerse, o kadar çok satacaklarını zannediyorlar.
Gazete satışları, her geçen gün düşüyor.
Peki bunda, Erdoğan’ın hiç mi payı yok?
* * *
İktidarının devamının medya ile kurduğu ilişkilerden geçtiğini kavrayan Tayyip Erdoğan, izlediği usta strateji sayesinde, az zamanda ülke gerçeklerinden tamamen uzak, ‘bağımlı’ bir medya yaratmayı başardı.
İlkönce Doğan, Sabah ve Akşam grubunu yanına alarak, iktidarı aleyhinde yayın yapan Uzan grubunun ipini çekti.
Ardından Dinç Bilgin’in borçlarını bahane ederek, ‘çatlak sesler’ yükselmeye başlayan Sabah grubuna TMSF aracılığıyla el koydu.
Seçim öncesinde ‘asker’ ile ‘iktidar’ arasında gidip gelen Doğan grubunu, Petrol Ofisi üzerinden sıkıştırıp teslim aldı.
Sözde ‘bağımsız’ gibi görünen medya kuruluşlarını ‘yüzde yüz’ kontrol altında tutamayacağını anlayınca bu kez kendisine ‘mideden’ bağlı bir medya oluşturma çabası içerisine girdi.
Ancak, ‘iktidar partisinin icraatlarını’ yıkama yağlamanın dışında, ‘ülke gündemine’ ilişkin hiçbir haber vermeyen bu gazeteler, ne yazık ki milletten yeterince ilgi görmedi.
Gerçek satış rakamı 25 bini geçmeyen bu gazeteler, şimdi havaalanlarında, otellerde, resmi ve özel kurum ve kuruluşlarda ‘bedava’ dağıtılıyor.
* * *
Tayyip Erdoğan’ın izlediği IMF’ye endeksli, ‘dış borç’, ‘sıcak para’, ‘yüksek faiz’ ve ‘rantiyeye’ dayalı ekonomik politikalar ile milletin büyük bir ekseriyetini ‘üç sente’muhtaç hale getirdi.
“Geçinemiyoruz” diye ağlayan milletvekili maaşları, yapılan son zamlarla 8 bin YTL’yi aştı.
Ama AKP iktidarının, ‘memurlar’ ve ‘emekliler’ gibi ‘işçilere’ de layık gördüğü zam sadece ve sadece yüzde 2.
Üstelik, sözde ‘enflasyon oranında’ verilen mini zam, artan ‘vergi dilimi’ ile anında geri alınıyor.
‘Esnaf’, dükkanının kirasını dahi ödeyemiyor.
‘Çiftçi’, ürününün maliyetini karşılayamıyor.
‘İşsizler’ ordusu her gün çığ gibi büyüyor.
‘Açlık sınırında’ yaşayan, ayın sonunu getiremeyen milyonlarca kişi, ‘fasulye’, ‘bulgur’, ‘makarna’, ‘kömür’ paketleri ile kandırılıyor.
‘Satışlardan’ gelen paralar da artık suyunu çekmek üzere.
Yani ülke topyekûn iflasın eşiğinde.
Ol sebepten dolayıdır ki, eskiden ‘beğenmeseler’, ‘kızsalar’ dahi en azından otobüslerde, vapurlarda, trenlerde ‘vakit geçirmek’ için gazete satın alan vatandaşların sayısı iyice azaldı.
* * *
“Ekonomi büyüyor”, “piyasalar coşuyor”, “Türkiye uçuyor” palavraları ile milletin büyük bir ekseriyeti, artık günde ‘30 kuruş’ verip bir gazete bile alamayacak hale getirildi.
Bu eser, Tayyip Erdoğan’a aittir.
İsrafil K.KUMBASAR
http://www.yenicaggazetesi.com.tr/a_haberdetay.php?hityaz=1589
- “Daha fazla satacağınızı mı zannediyorsunuz? Hayır, hep kaybediyorsunuz. 70 milyonluk Türkiye’de 3 milyon satıyorsanız, burada bir yanlışınız var. Bu yanlışın üzerinde durun. Yoksa bir gazetenin 15-20 milyon satması lazım. En fazla 600-700 bin satabiliyor.”
Doğru söze ne nedir?
Bütün dünyada ‘dördüncü kuvvet’ diye anılan medyanın görevi, kamuoyunu ‘doğru’ bilgilendirmek, ‘toplum değerlerine’, ‘ülke çıkarlarına’ ters düşmeyecek bir yayın politikası izlemektir.
Ama Türkiye’de ‘mütareke’ döneminin özelliklerini yansıtan medyanın köşebaşlarını tutanlar, ipleri ‘başkalarının’ elinde olduğu için, toplum değerleri ile, ülke çıkarları ile ne kadar çatışırlarsa, dışarıda o kadar itibar göreceklerine inanıyorlar.
Verdikleri haberleri ne kadar ‘ciddiyetten’ uzak, ‘yalan’ içerikler ile süslerlerse, ‘magazin’ sosunu ne kadar kıvamlı hale getirirlerse, o kadar çok satacaklarını zannediyorlar.
Gazete satışları, her geçen gün düşüyor.
Peki bunda, Erdoğan’ın hiç mi payı yok?
* * *
İktidarının devamının medya ile kurduğu ilişkilerden geçtiğini kavrayan Tayyip Erdoğan, izlediği usta strateji sayesinde, az zamanda ülke gerçeklerinden tamamen uzak, ‘bağımlı’ bir medya yaratmayı başardı.
İlkönce Doğan, Sabah ve Akşam grubunu yanına alarak, iktidarı aleyhinde yayın yapan Uzan grubunun ipini çekti.
Ardından Dinç Bilgin’in borçlarını bahane ederek, ‘çatlak sesler’ yükselmeye başlayan Sabah grubuna TMSF aracılığıyla el koydu.
Seçim öncesinde ‘asker’ ile ‘iktidar’ arasında gidip gelen Doğan grubunu, Petrol Ofisi üzerinden sıkıştırıp teslim aldı.
Sözde ‘bağımsız’ gibi görünen medya kuruluşlarını ‘yüzde yüz’ kontrol altında tutamayacağını anlayınca bu kez kendisine ‘mideden’ bağlı bir medya oluşturma çabası içerisine girdi.
Ancak, ‘iktidar partisinin icraatlarını’ yıkama yağlamanın dışında, ‘ülke gündemine’ ilişkin hiçbir haber vermeyen bu gazeteler, ne yazık ki milletten yeterince ilgi görmedi.
Gerçek satış rakamı 25 bini geçmeyen bu gazeteler, şimdi havaalanlarında, otellerde, resmi ve özel kurum ve kuruluşlarda ‘bedava’ dağıtılıyor.
* * *
Tayyip Erdoğan’ın izlediği IMF’ye endeksli, ‘dış borç’, ‘sıcak para’, ‘yüksek faiz’ ve ‘rantiyeye’ dayalı ekonomik politikalar ile milletin büyük bir ekseriyetini ‘üç sente’muhtaç hale getirdi.
“Geçinemiyoruz” diye ağlayan milletvekili maaşları, yapılan son zamlarla 8 bin YTL’yi aştı.
Ama AKP iktidarının, ‘memurlar’ ve ‘emekliler’ gibi ‘işçilere’ de layık gördüğü zam sadece ve sadece yüzde 2.
Üstelik, sözde ‘enflasyon oranında’ verilen mini zam, artan ‘vergi dilimi’ ile anında geri alınıyor.
‘Esnaf’, dükkanının kirasını dahi ödeyemiyor.
‘Çiftçi’, ürününün maliyetini karşılayamıyor.
‘İşsizler’ ordusu her gün çığ gibi büyüyor.
‘Açlık sınırında’ yaşayan, ayın sonunu getiremeyen milyonlarca kişi, ‘fasulye’, ‘bulgur’, ‘makarna’, ‘kömür’ paketleri ile kandırılıyor.
‘Satışlardan’ gelen paralar da artık suyunu çekmek üzere.
Yani ülke topyekûn iflasın eşiğinde.
Ol sebepten dolayıdır ki, eskiden ‘beğenmeseler’, ‘kızsalar’ dahi en azından otobüslerde, vapurlarda, trenlerde ‘vakit geçirmek’ için gazete satın alan vatandaşların sayısı iyice azaldı.
* * *
“Ekonomi büyüyor”, “piyasalar coşuyor”, “Türkiye uçuyor” palavraları ile milletin büyük bir ekseriyeti, artık günde ‘30 kuruş’ verip bir gazete bile alamayacak hale getirildi.
Bu eser, Tayyip Erdoğan’a aittir.
İsrafil K.KUMBASAR
http://www.yenicaggazetesi.com.tr/a_haberdetay.php?hityaz=1589