MHP'nin Türkeş rahatsızlığı!

TuğяuL

Banned
Katılım
14 May 2008
Mesajlar
2,259
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
Ne gülüyorsun bu anlattığım senin hikayen!
MHP'nin Türkeş rahatsızlığı!

Türk siyasi tarihinin önemli figürlerinden Alparslan Türkeş'le ilgili olarak TBMM'nin “Devlet Adamları Yayın Serisi” kapsamında yayınlayacağı kitap, MHP yönetiminde rahatsızlığa yol açtı.

2co61b6.jpg

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin sunuş yazısına kitapta yer verilmemesi ve Türkeş'in bugün “yanlış anlamalara” sebep olacak bazı sözlerinin “herhangi bir izahat yapılmadan” yayınlanmasının MHP'de önemli bir rahatsızlık konusu olduğu, bu nedenle kitabın içeriğine ilişkin itirazlarda bulunduğu belirtiliyor.

TBMM Kültür Sanat ve Yayın Kurulu'nun MHP'nin 40. yıl anısına bastırmak istediği “Alparslan Türkeş'in TBMM'deki Konuşmaları” kitabının içeriğinden MHP'nin rahatsız olduğu ortaya çıktı. MHP, kurulun Türkeş'e sansür uyguladığını öne sürerken, kurul ise tam aksine, Türkeş'in Meclis konuşmalarının sansürsüz biçimde, aynen yayınlanmasından bazı çevrelerin rahatsız olduğu görüşünde. Çünkü Türkeş bu konuşmalarında hem Kürt, hem Ermeni meseleleriyle ilgili olarak, bugün MHP yönetiminin ortaya koyduğu siyasi çizgiye ters düşecek ifadeler kullanıyor. Türkeş, bu konuşmalardan birinde açıkça “Türkiye halkı” ifadesini kullanıyor ve Türklerle Kürtlerin “mümin kardeşliği” ile birbirine bağlı olduklarını söylüyor.

MHP'nin merhum Genel Başkanı Alparslan Türkeş, Meclis kürsüsünden yaptığı ve “Türkiye halkı” ifadesini kullandığı konuşmasında şunları söylüyor: “... Türkiye'mizde siyasi çözümden bahsedilmektedir. Türkiye Cumhuriyeti içinde yaşayan bütün vatandaşlarımız eşit haklara sahiptir. Birinin diğerine üstünlüğü yoktur. Eşit ve hürdürler. Mümin müminin kardeşidir; bu görüşle 900 yıl Türkiye halkı yaşamıştır

BU DA TÜRKEŞ'İN ERMENİ AÇILIMI


Türkeş'in Ermenistan'la ilişkiler konusundaki konuşması ise şöyle: “Ateşkes sağlanmalıdır, savaş durmalıdır, bunun karşılığında size dostluğumuzu gösteririz. Onların elektrik ihtiyaçları var, veririz; buğday ihtiyaçları var, onu da veririz. Hatta Kazakistan petrolü için en kısa hat Ermenistan'dan geçer. Türkmenistan tabii gaz boru hattı yine en kestirme olarak Ermenistan'dan geçer. Bundan da istifade edeceksiniz. Biz eski ipek yolunu yeniden canlandırmak istiyoruz, bu da en kestirme yol olarak Ermenistan'dan geçecek. Aramızda barış olduğu taktirde size Türkiye'den transit hattı tanırız, Karadeniz'den bir transit limanı açarız. Oradan dünyaya açılırsınız, ticaret yaparsınız, bundan sizin halkınız da çok yararlanır. Kafkasya bölgesi refah bölgesi haline gelir. Türkiye, Azerbaycan ve Ermenistan arasında dostluğa ve barışa dayalı bir anlaşma olsun istiyorum.”

Türkeş, 12 Mart 1993'te Paris'e gitmiş, kendisini dönemin Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin'in talimatıyla Türkiye'nin Paris Büyükelçisi Tanşuğ Bleda ile Samson Özararat karşılamıştı. Büyükelçinin arabasıyla dönemin Ermenistan Devlet Başkanı Ter Petrosyan'ın kaldığı Crillon Otel'e gelen Türkeş, burada Petrosyan ile görüşmüş ve Türkiye'nin önerilerini sıralamıştı.

Türkeş'in TBMM faaliyetlerini derleyen kitap, 27 Mayıs 1960 darbesinin ardından Milli Birlik Komitesi Başkan ve üyelerinin 24 Haziran 1960 tarihinde TBMM'de yemin etmeleriyle başlıyor ve Türkeş'in 23 Nisan 1995 tarihinde TBMM'nin 75. kuruluş yıldönümü sebebiyle MHP Genel Başkanı sıfatıyla yaptığı konuşmayla son buluyor.

Kitapta Türkeş'in, Ermenistan'la ilişkiler ve Kürt sorunu gibi konularda TBMM kürsüsünden yaptığı konuşmalara aynen yer veriliyor. Türkeş o dönemde, Kürt sorununun yanı sıra Ermenistan ile ilişkilerin geliştirilmesiyle ilgili bugün ortaya konulanlardan daha ileri bir perspektif sunuyordu.

Ali Eyvaz-VAKİT​
 
hadi bakalım bağarımaktam başka bir şey bilmeyen Devletlü bahceli ne diyecek buna

Türkeş Türkiye halkı derken iyi Ama Erdoğan derken kötü

ama helal olsun 10 yılda baya illetti bağırmayı

eskiden bukadar iyi bağıramıyordu
 
hadi bakalım bağarımaktam başka bir şey bilmeyen Devletlü bahceli ne diyecek buna

Türkeş Türkiye halkı derken iyi Ama Erdoğan derken kötü

ama helal olsun 10 yılda baya illetti bağırmayı

eskiden bukadar iyi bağıramıyordu

Eskiden karşısında Erdoğan yoktu. Ecevit ve mesut vardı. Onların yanında elpençe divan duruyordu. Bizi içimize düşürende oydu zaten. Niye asmadın dedik. Ben red oyu verdim dedi. Peki red oyu vereceğine hükümetten çekilip erken seçim isteseydin. Daha sonra % 40 la gelir asardın dedik. Niye bozmadın hükümeti. Benim devlet terbiyem buna müsade etmezdi dedi. Ne oldu şimdi Devlet terbiyene sayın bahçeli. Çıkıp bas bas bağırıyorsun. hakaretler ediyorsun. Demokratik açılım için daha hiç bir şey ortaya çıkmadan kapıları kapattın. Bu halkı artık kandırabileceğini mi zannediyorsun. Artık şehit babaları bile sana tepki veriyor. İşte Rahmetliye BAŞBUĞ denirdi... Şimdi Devlet Bey deniliyor.. Başbuğ olmak kolay değil. Devletin huzur ve refahı için Düşmanına bile kucak açabileceksin
 
yakında kongrelerde başbuğun resmide kalkar..bahçeli partinin kendisiyle çelişen eski lideri denilp indirilmesini isteyebilir .. sandalyeler hazırlanıyor gibi görünüyor.
 
yakında kongrelerde başbuğun resmide kalkar..bahçeli partinin kendisiyle çelişen eski lideri denilp indirilmesini isteyebilir .. sandalyeler hazırlanıyor gibi görünüyor.

Can Dündarın bir yazısında Tanıl Bora ve Şefkat Çetinin verdiği bilgilerle Devlet Bahçeliyi anlatıyor. Metni yorumsuz aşağıya kopyaladım. Bir okumanızda fayda var.

"" Devlet Bahçeli’nin hayatı bu ilişkinin bir özeti adeta...
Öğrencisi Arslan Tekin'in yazdığı kitapta, Ülkü Ocakları'nın 12 Eylül öncesi son genel başkanı Şefkat Çetin, onun üniversite yıllarını şöyle anlatıyor:
"Tam bir beyefendi olmasına rağmen, kendi okuduğu akademiyi işgalini planlayan ve uygulayan kişidir."
Çetin'in aktardığına göre Bahçeli 1968 fırtınasında okuduğu AİTİA'da gece yarısı arkadaşlarıyla akademi binasına gitmiş ve iki gün boyunca binayı işgal altında tutmuş. Ama Çetin, o dönem Marksistlerin el kitabı olan Kapital'i de Bahçeli'nin tavsiyesiyle okuduklarını söylüyor.
Hareket, "baba"dan tokat yediğinde Bahçeli üniversitede asistandı. O yüzden "acı"yı bizzat hissetmedi.
""
 
devlet bahçelinin mhp ye verdiği zarar artık yeter

alternatif çözümler üretilmeli ve uygulanmalı
 
Bu hikayelerden önce size birşeyler sormak isterim.

Peki şimdiler Türkeş' in olduğu, Erdoğan' ın mahvetmediği ülke mi?
Türkeş olsaydı bu Kürt açılımı olur muydu?
Dtp bu kadar rahat, öcalan bu kadar konuşur muydu?

Cevaplar verildiğinde Mhp-Türkeş mevzusuna vakit değinebilir..
 
Bak Albayrak; senin aradığın cevap zaten konunun içinde var,bence daha dikkatli okumalısın..Türkeş değişik beyanlarıyla zaten en klişeleşmiş lafıyla , her ortamda'' onlar ne kadar kürtse bizde o kadar kürtüz'' diyordu ve yukardaki cümleleriylede , süregelen sıkıntıya en azından çare üreten bir yapıdaydı ,bahçeli gibi köstek olan değil...

sen ;asıl dünün chp siyle, bugünün chp sini bir kıyasla bence, dün çeşit çeşit rapor hazırlayan, etnik dillere ana dilde hak veren ,baskı zulüm ve dayatmalara karşı çıkan chp nerde şimdiki chp nerde onu tartışalım istersen....
 
LOOPUSED, Türkeş ile ilgili ben konuşmalardan bahsetmedim. Faliyetlerden bahsetmiştim anlaşılır diye tahmin etmiştim neyse..
Öyle bir dönemdeyiz ki Türkeş' in telefonla Tv' ye bağlanıp söylediklerini şimdi söylersen, akp tarafından bölücü hain olarak damgalanırsın ;)
Peki farklı konu içinde farklı şeye değinmek istiyorsan, Chp demiyorum, Baykal' ın izlediği politika, ciğeri kediye teslim etmemek. Açılım hakkında yine olumlu davranıyor. Ama muhattap kim??
 
Bu hikayelerden önce size birşeyler sormak isterim.

Peki şimdiler Türkeş' in olduğu, Erdoğan' ın mahvetmediği ülke mi?
Türkeş olsaydı bu Kürt açılımı olur muydu?
Dtp bu kadar rahat, öcalan bu kadar konuşur muydu?

Cevaplar verildiğinde Mhp-Türkeş mevzusuna vakit değinebilir..

Türkeş olsaydı bu açılımın alası olurdu. Çünkü Türkeş akıllı bir adamdı. Ve memleketin huzur ve barışı için düşmanını kucaklayabilirdi. Gelelim DTP ve öcalan bu kadar konuşurmuydu soruna. 1991 seçimlerinde Alparslan Türkeş Refah partisi ve IDP ile yaptığı ittifakla meclise girmişti. Aynı seçimde Hep'li adaylarda meclise SHP'nin kanatları altında girmişlerdi. Leyla Zana , Sırrı Sakık , Hatip Dicle , Selim Sadak vs. Kürtçe yemin etme cüretini göstermişlerdi. Aynı çatı altında Türkeş te vardı. ama adamları kürtçe yeminden vazgeçirecek bir davranış ortaya koymadı.
 
Türkeş olsaydı bu açılımın alası olurdu. Çünkü Türkeş akıllı bir adamdı. Ve memleketin huzur ve barışı için düşmanını kucaklayabilirdi. Gelelim DTP ve öcalan bu kadar konuşurmuydu soruna. 1991 seçimlerinde Alparslan Türkeş Refah partisi ve IDP ile yaptığı ittifakla meclise girmişti. Aynı seçimde Hep'li adaylarda meclise SHP'nin kanatları altında girmişlerdi. Leyla Zana , Sırrı Sakık , Hatip Dicle , Selim Sadak vs. Kürtçe yemin etme cüretini göstermişlerdi. Aynı çatı altında Türkeş te vardı. ama adamları kürtçe yeminden vazgeçirecek bir davranış ortaya koymadı.

Nerden biliyorsun Kürtçe yeminden vazgeçirecek atağının olmadığını..
Açılımın alası olurdu :) Anladım.
 
Kardeşim ben o seçimde MHP'nin içindeydim. ve ilk kez resmi olarak oy kullandım
O günleri an be an yaşıyorum. Türkeş bölücü değil birleştiriciydi.
 
Boş işler..
 
Geri
Üst