Shawn Michaels
New member
İŞTE KİRLİ PAZARLIKLAR VE BAHÇELİ'NİN BOZKURTÇA DURUŞU
Eşkiya başı Apo ile yaptıkları gizli pazarlıkların ve Türkiye'yi bölüp parçalayacak sinsi anlaşmaların Vatana ihanet olduğunu unutturmak ve Türk toplumunun dikkatini başka yere çekmek için ''MHP'de Apo ile anlaştı'' diye şark kurnazlığı yapan çakallar bilmelidir ki, Sayın Devlet BAHÇELİ Bozkurtlara leke getirecek hiç bir faaliyette bulunmadığı gibi PKK'nın ekmeğine yağ sürücek hiç bir gizli anlaşma içine de girmemiştir.
Avrupa İnsan hakları Mahkemesine idamların uygulanmaması yönünde imza atan zaten Refahyol Hükümetidir. Abdullah Öcalan'da MHP'nin Koalisyon olduğu dönemde değil, ANASOL-D Hükümeti zamanında CIA-MOSSAD ve MİT işbirliği operasyonu ile yakalanıp Türkiye'ye teslim edilmiştir.
Teslim edilirken de kapalı kapılar arkasında idam edilmeyeceğine dair ABD'ye taahhüt verilmiştir. Apo'nun yargılama sonunda idam cezasına çarptırıldığı için 57.Hükümetin kurulması aşamasında Ecevit ve Mesut Yılmaz dosyanın askıya alınıp bekletilmesi yönünde Sayın Devlet BAHÇELİ'ye görüş bildirmişlerdir.
Bülent ECEVİT Dışişleri Bakanlığının Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) 30 Kasım 1999 tarihli ve Öcalan'ın başvurusunun incelenmesi tamamlanıncaya kadar infaz sürecinin işletilmemesini talep eden ihtiyati tedbir kararı ile ilgili raporunu gösterdi. Rapor, AİHM kararına uyulmasının zorunlu olduğu ana fikrini içeriyordu.
Ecevit: Bu noktaya kadar, hep uyumlu çalıştık, birlikte, kararlar aldık. Burada da uyum gösterelim. Dosyanın, AİHM karar verinceye kadar Başbakanlık'ta bekletilmesi doğru olur. diyordu.Keza Dışişleri Bakanı İsmail Cem, Türkiye'nin altına imza attığı uluslararası sözleşmelere uyması, verdiği sözleri yerine getirmesi bunu gerektiriyor. İdamın kaldırılacağına dair sözleşmeyi imzaladık. sözleri ile Ecevite destek veriyordu.
Ve yine ANAPın Devlet Bakanı Mehmet Ali İrtemçelik: Dosyanın TBMM'ye havale edilmesi, devletin taahhüdünü yerine getirmemesi sayılır. AB süreci sıkıntıya girer. AİHM kararını bekleyelim. Dosyayı da şartlı bekletelim. İdamın kaldırılması gibi eş zamanlı diğer tedbirlerle değerlendirelim. diyordu.
Bülent Ecevit ve Eşi Rahşan hanım ise , İç ve dış konular birbirine girmiş. Ulusal hukuk ile uluslararası hukuk iç içe girmiş. Uluslararası hukuku göz ardı edemeyiz. Bekletelim başbakanlıkta. Hem biz, insan olarak, ilkesel olarak idam cezasına karşıyız. diyerek BAHÇELİ'yi yalnız bırakıyorlardı.
Devlet BAHÇELİ Onlar için aşılması çok zor bir adamdı.Ne yapıp edip bu direnç kırılmalıydı.
BEHÇELİ AİHM'nin ara kararı çok boyutlu olarak ele alınmalı. İç hukuk açısından, Anayasa'nın 87. maddesi açık. Dosya Başbakanlık'ta tutulamaz. Yargı kararlarının geciktirilemeyeceği ilkesi ortada. Bu bekletme, Anayasa ihlali anlamına da gelebilir. Konu, Başbakanlığa inisiyatif bırakmıyor. Başbakanlık, sevk makamıdır. Ortada bir yargı kararı var ve bu hukuki karara uymak zorundayız. Hukuki süreci başlatmak durumundayız. "Bu devlet Apo'yu asamaz" izlenimi oluşmamalı. Meclis'e gönderelim. Diğer idam dosyalarına ne prosedür uyguluyorsa, buna da öyle baksın. 52 dosya, olur 53. Sevk edip, ne karar verirse versin Meclis kararına saygı duyalım. Terör suçları hariç, idamın kaldırılmasına da o zaman bakarız. Dosyanın gönderilmesi ile idamın kaldırılmasını eş zamanlı yapalım. İdam yaftası da, bu adamın üzerinde kalsın. diyerek tavrını net bir şekilde ortaya koyuyordu.
İşte tam bu sırada Apo'nun yakalanıp getirilmesinde CIA-MOSSAD la işbirliği yapan MİT'in raporları gündeme getirildi.ECEVİT ve Mesut YILMAZ bu raporlara can simidi gibi sarılarak BAHÇELİ'yi ikna etmeye çalıştılar. Bu raporlara göre Ülke'nın kan gölüne döneceği ve MHP Teşkilatlarına saldırılar olacağı ve iç çatışmaya zemin hazırlanacağı ifade ediliyordu.
BAHÇELİ ''Bizim kimseden korkumuz yok.Gün Sazakları şehid verdik bu memlekette.Binlerce şehidimiz var.MHP ilk defa şehid cenazesi kaldıracak değildir.Hukuki süreci başlatmak zorundayız.Eğer PKK eylemleri ile ilgili bir endişe varsa o zaman MİT gerekli emniyet tedbirlerinin alınmasını sağlasın''der.Ancak Hükümetin kurulması için başlatılan toplumsal baskılar,Ülke'nin içinde bulunduğu ekonomik durum ve BAHÇELİ'ye gösterilen gizli MİT raporları karşısında saatlerce yapılan toplantıların arkasından BAHÇELİ, Ecevit ve Mesut YILMAZ'a''Bir Ülke2ye verilmiş bir sözünüz mü var.Devlet olarak kime ne taahhüt ettiniz.açıklayın.'' der.
Hatta Dosya Meclise getirilmezse Hükümetten çekileceklerini söyler.Madem ki aranızda anlaştınız ,idam konusunda uyumlusunuz O zaman siz Hükümet olun biz sizi dışarıdan destekleyelim diyen BAHÇELİ Makam odasına kapanır.
MİT müsteşarı Şenkal Atasagun ile yakın bir ilişkisi olan Mesut Yılmaz, o sırada Başbakanlık binasında bulunan Atasaguna mit RAPORUNDA yazılanları bir kez daha BAHÇELİ'ye teyid ettirir.Bunun üzerine Devlet BAHÇELİ ' Bu koalisyonu sürdürmek için imzaladıkları protokolün altına bir şerh düşer
O şerhe göre'' "Erteleme sürecinde, Abdullah Öcalan İmralıdan örgütü yönetmeye devam ederse ve Ülke'ye şehid cenazeleri gelirse dosya derhal Meclis'e gönderilecektir.'
Metne "PKK'nın kararı Türkiye aleyhinde kullanması durumunda infaz sürecine derhal geçilecek." ibaresinin eklenmesiyle, tam yedi buçuk saat süren idam zirvesi maratonu noktalanır ve koalisyon hükûmeti dağılmaktan kurtulur.
Adı Devlet olan Devlet BAHÇELİ bir kez daha Devlet'i Alinin menfaatlerini düşünerek Türk Milliyetçilerine yakışır bir tavır izlemiştir.Bu tavır nedeniyledir ki, 57.Koalisyon Hükümeti zamanında terör sıfır noktasına inmiş ve şehid cenazeleri gelmemiştir.
Hala BAHÇELİ'nin yaptığı bu fedekalığı anlamayanlar varsa onlara da yazıklar olsun
Ertuğrul KALAFAT
Eşkiya başı Apo ile yaptıkları gizli pazarlıkların ve Türkiye'yi bölüp parçalayacak sinsi anlaşmaların Vatana ihanet olduğunu unutturmak ve Türk toplumunun dikkatini başka yere çekmek için ''MHP'de Apo ile anlaştı'' diye şark kurnazlığı yapan çakallar bilmelidir ki, Sayın Devlet BAHÇELİ Bozkurtlara leke getirecek hiç bir faaliyette bulunmadığı gibi PKK'nın ekmeğine yağ sürücek hiç bir gizli anlaşma içine de girmemiştir.
Avrupa İnsan hakları Mahkemesine idamların uygulanmaması yönünde imza atan zaten Refahyol Hükümetidir. Abdullah Öcalan'da MHP'nin Koalisyon olduğu dönemde değil, ANASOL-D Hükümeti zamanında CIA-MOSSAD ve MİT işbirliği operasyonu ile yakalanıp Türkiye'ye teslim edilmiştir.
Teslim edilirken de kapalı kapılar arkasında idam edilmeyeceğine dair ABD'ye taahhüt verilmiştir. Apo'nun yargılama sonunda idam cezasına çarptırıldığı için 57.Hükümetin kurulması aşamasında Ecevit ve Mesut Yılmaz dosyanın askıya alınıp bekletilmesi yönünde Sayın Devlet BAHÇELİ'ye görüş bildirmişlerdir.
Bülent ECEVİT Dışişleri Bakanlığının Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) 30 Kasım 1999 tarihli ve Öcalan'ın başvurusunun incelenmesi tamamlanıncaya kadar infaz sürecinin işletilmemesini talep eden ihtiyati tedbir kararı ile ilgili raporunu gösterdi. Rapor, AİHM kararına uyulmasının zorunlu olduğu ana fikrini içeriyordu.
Ecevit: Bu noktaya kadar, hep uyumlu çalıştık, birlikte, kararlar aldık. Burada da uyum gösterelim. Dosyanın, AİHM karar verinceye kadar Başbakanlık'ta bekletilmesi doğru olur. diyordu.Keza Dışişleri Bakanı İsmail Cem, Türkiye'nin altına imza attığı uluslararası sözleşmelere uyması, verdiği sözleri yerine getirmesi bunu gerektiriyor. İdamın kaldırılacağına dair sözleşmeyi imzaladık. sözleri ile Ecevite destek veriyordu.
Ve yine ANAPın Devlet Bakanı Mehmet Ali İrtemçelik: Dosyanın TBMM'ye havale edilmesi, devletin taahhüdünü yerine getirmemesi sayılır. AB süreci sıkıntıya girer. AİHM kararını bekleyelim. Dosyayı da şartlı bekletelim. İdamın kaldırılması gibi eş zamanlı diğer tedbirlerle değerlendirelim. diyordu.
Bülent Ecevit ve Eşi Rahşan hanım ise , İç ve dış konular birbirine girmiş. Ulusal hukuk ile uluslararası hukuk iç içe girmiş. Uluslararası hukuku göz ardı edemeyiz. Bekletelim başbakanlıkta. Hem biz, insan olarak, ilkesel olarak idam cezasına karşıyız. diyerek BAHÇELİ'yi yalnız bırakıyorlardı.
Devlet BAHÇELİ Onlar için aşılması çok zor bir adamdı.Ne yapıp edip bu direnç kırılmalıydı.
BEHÇELİ AİHM'nin ara kararı çok boyutlu olarak ele alınmalı. İç hukuk açısından, Anayasa'nın 87. maddesi açık. Dosya Başbakanlık'ta tutulamaz. Yargı kararlarının geciktirilemeyeceği ilkesi ortada. Bu bekletme, Anayasa ihlali anlamına da gelebilir. Konu, Başbakanlığa inisiyatif bırakmıyor. Başbakanlık, sevk makamıdır. Ortada bir yargı kararı var ve bu hukuki karara uymak zorundayız. Hukuki süreci başlatmak durumundayız. "Bu devlet Apo'yu asamaz" izlenimi oluşmamalı. Meclis'e gönderelim. Diğer idam dosyalarına ne prosedür uyguluyorsa, buna da öyle baksın. 52 dosya, olur 53. Sevk edip, ne karar verirse versin Meclis kararına saygı duyalım. Terör suçları hariç, idamın kaldırılmasına da o zaman bakarız. Dosyanın gönderilmesi ile idamın kaldırılmasını eş zamanlı yapalım. İdam yaftası da, bu adamın üzerinde kalsın. diyerek tavrını net bir şekilde ortaya koyuyordu.
İşte tam bu sırada Apo'nun yakalanıp getirilmesinde CIA-MOSSAD la işbirliği yapan MİT'in raporları gündeme getirildi.ECEVİT ve Mesut YILMAZ bu raporlara can simidi gibi sarılarak BAHÇELİ'yi ikna etmeye çalıştılar. Bu raporlara göre Ülke'nın kan gölüne döneceği ve MHP Teşkilatlarına saldırılar olacağı ve iç çatışmaya zemin hazırlanacağı ifade ediliyordu.
BAHÇELİ ''Bizim kimseden korkumuz yok.Gün Sazakları şehid verdik bu memlekette.Binlerce şehidimiz var.MHP ilk defa şehid cenazesi kaldıracak değildir.Hukuki süreci başlatmak zorundayız.Eğer PKK eylemleri ile ilgili bir endişe varsa o zaman MİT gerekli emniyet tedbirlerinin alınmasını sağlasın''der.Ancak Hükümetin kurulması için başlatılan toplumsal baskılar,Ülke'nin içinde bulunduğu ekonomik durum ve BAHÇELİ'ye gösterilen gizli MİT raporları karşısında saatlerce yapılan toplantıların arkasından BAHÇELİ, Ecevit ve Mesut YILMAZ'a''Bir Ülke2ye verilmiş bir sözünüz mü var.Devlet olarak kime ne taahhüt ettiniz.açıklayın.'' der.
Hatta Dosya Meclise getirilmezse Hükümetten çekileceklerini söyler.Madem ki aranızda anlaştınız ,idam konusunda uyumlusunuz O zaman siz Hükümet olun biz sizi dışarıdan destekleyelim diyen BAHÇELİ Makam odasına kapanır.
MİT müsteşarı Şenkal Atasagun ile yakın bir ilişkisi olan Mesut Yılmaz, o sırada Başbakanlık binasında bulunan Atasaguna mit RAPORUNDA yazılanları bir kez daha BAHÇELİ'ye teyid ettirir.Bunun üzerine Devlet BAHÇELİ ' Bu koalisyonu sürdürmek için imzaladıkları protokolün altına bir şerh düşer
O şerhe göre'' "Erteleme sürecinde, Abdullah Öcalan İmralıdan örgütü yönetmeye devam ederse ve Ülke'ye şehid cenazeleri gelirse dosya derhal Meclis'e gönderilecektir.'
Metne "PKK'nın kararı Türkiye aleyhinde kullanması durumunda infaz sürecine derhal geçilecek." ibaresinin eklenmesiyle, tam yedi buçuk saat süren idam zirvesi maratonu noktalanır ve koalisyon hükûmeti dağılmaktan kurtulur.
Adı Devlet olan Devlet BAHÇELİ bir kez daha Devlet'i Alinin menfaatlerini düşünerek Türk Milliyetçilerine yakışır bir tavır izlemiştir.Bu tavır nedeniyledir ki, 57.Koalisyon Hükümeti zamanında terör sıfır noktasına inmiş ve şehid cenazeleri gelmemiştir.
Hala BAHÇELİ'nin yaptığı bu fedekalığı anlamayanlar varsa onlara da yazıklar olsun
Ertuğrul KALAFAT
