Leke
Altın Üye
- Katılım
- 25 Haz 2005
- Mesajlar
- 9,652
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 40
MHP, bundan tam 39 yıl önce milliyetçi bir parti olarak kuruldu ama aslında temeli ümmetçiliğe dayanıyordu. Milliyetçilik, ümmetçiliği gizlemek için bir kaftan olarak kullanılmıştı. Bu gerçeği, kuruluş kongresinde yaşananlar da açıkça ortaya koymaktadır. 1980 öncesinde ABD planına göre hareket eden MHP, bugün de aynı nedenle AKP’ye destek vermektedir.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin 22 Temmuz genel seçimlerinin hemen öncesindeki sözleri ile hemen sonrasındaki davranışları arasında muazzam bir çelişki bulunuyor. Seçim sürecinde milliyetçi sloganları ve AKP’ye karşı duruşu ile öne çıkan MHP; seçim sonrasında AKP’nin sıkıştığı her konuda bu partiye el uzatarak rahatlamasını sağladı. Hem halk hem de siyaset bilimciler, MHP yönetiminin bu iki zıt tavrı konusunda şaşkınlığa düştü. Halbuki MHP’nin tarihi, bu konuda şaşkınlığa düşmenin yanlış olduğunu gösteriyor. Çünkü, milliyetçi bir kimlikle şekillendirilmek istenilen MHP; en başından beri derin ümmetçiler tarafından kontrol altına alınmıştır.
Bu olguyu, Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi’nin MHP’ye dönüştüğü kongre açık açık göstermektedir.
Bundan tam 39 yıl önce, 8-9 Şubat 1969 tarihlerinde Adana’daki bu kongre, bozkurtçu komanda gençlerle ümmetçi üç hilalcilerin mücadelesi biçiminde geçti. İşte Hürriyet Gazetesi’nden kongrenin son gün haberi:
BOZKURT-ÜÇ HİLAL KAVGASI
"CKMP olağanüstü kongresinin 2. gününde ümmetçilerle, komandolar birbirlerine girmişler, kıyasıya dövüşmüşlerdir. Kavgaya, bir süre önce Ankara’da Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde dövülen Yılmaz Yalçıner adındaki komando şefinin konuşması sırasında, delegelerden bazılarının laf atması sebebiyet vermiştir.
Dün gece kara yoluyla Adana’ya gelen genel başkan yardımcısı Altınsoy, kongre salonuna girdiği zaman ümmetçi grup tarafından dakikalarca ayakta alkışlanmıştır. Mehmet Altınsoy, doğruca ünlü işadamı Kamil Koç’un yanına giderek oturmuştur. Altınsoy’un kongre süresince yanında oturan ve birbirine küskün kardeşler gibi duran Muzaffer Özdağ ile konuşmadığı görülmüştür.
Parti adı üzerinde görüş birliği olmasına rağmen, amblem konusunun fırtınalar koparacağını göz önüne alan Ankara İl Başkanı Tarık Halulu ve 28 arkadaşı, kongre başkanlık divanına bir önerge vermiştir. Önergede parti adının kongrede ele alınması, amblem konusundaki kararın ise yeni seçilecek Genel İdare Kurulu üyelerinin yetkisine bırakılmasını istemişlerdir. Bu karara, komandoların, amblem olarak mutlaka ‘Bozkurt’u istemeleri sebep olmuştur; ümmetçi delegeler ise ‘Üç Hilal’ üzerinde diretmektedirler.
YENİ NİZAM
Genel Başkan Türkeş’ten sonra, parti adına en önemli konuşmayı Afyon Milletvekili Muzaffer Özdağ yapmıştır. Özdağ, şunları söylemiştir: “Yaşanan nizam içinde Türk halkı, yokluk sıkıntıları ve geçim zorluğu içindedir. Bunu ortadan kaldırmak için milli nizam istiyoruz. Yeni nizam istiyoruz. Türkiye’yi yokluğa, geriliğe, ezilmişliğe, sömürülmeye, bağımlılığa, halkı çileye, çaresizliğe terk eden, süregelmekte olan düzeni ret ve inkar ediyoruz!"
Muzaffer Özdağ’dan sonra konuşmak için kürsüye gelen Osman Yüksel Serdengeçti’ye komandoların müdahaleleri üzerine salon yeniden karışmıştır.
“BOZKURT’A DİRENİYORLAR”
Partinin adı ve amblemi üzerinde çıkan tartışmalar öğleden sonra da devam etmiş; bu arada Alparslan Türkeş, Dündar Taşer, Kamil Turan ve Muzaffer Özdağ’ın müşterek imzaları ile kongre başkanlığına bir önerge verilmiş, CKMP adı ‘Milliyetçi Hareket Partisi’ olmuştur.
Bundan sonra parti ambleminin de Bozkurt olarak değiştirilmesi yolunda Türkeş’in verdiği önerge oya sunulacağı sırada salonda hadiseler çıkmış ve bir grup delege "oldubittiye getiriyorsun!" diye haykırarak Genel Başkanı protesto etmiştir. Bu sırada salon yine karışmış, karşılıklı küfürleşmeler olmuştur.
Kongre Başkanı Orhan Kaleli’nin, Türkeş’in adamı olduğu yolunda bir önerge verilmiştir. Delegelerin büyük bir ekseriyetiyle Orhan Kaleli, kongre başkanlığından ihraç edilmiştir.
CKMP ambleminin, hilal içinde bozkurt olarak değiştirilmesi yetkisi, yeni seçilecek olan Genel İdare Kurulu’na bırakılmıştır. Diğer taraftan, Genel Başkanlığa ekseriyetle Alpaslan Türkeş getirilmiştir."
Yukarıdaki haberin de açıkça gösterdiği gibi, MHP’nin kuruluşunda ümmetçiler Alparslan Türkeş’in adamı olan Kongre Divan Başkanı Orhan Kaleli’yi düşürecek kadar önemli bir güce sahiptiler ve bozkurda da şiddetle karşıydılar. Sonraki süreçte de ümmetçiler (Üç Hilalciler), milliyetçileri (Bozkurtçuları) parti içinde etkisiz hale getirmişlerdir. Bugün gelinen nokta o açıdan hiç sürpriz değildir.
KISA MHP TARİHİ
Türkiye’de milliyetçi dünya görüşünü benimsemiş siyasetçiler, Alparslan Türkeş’in siyaset sahnesine çıktığı tarihe kadar çeşitli siyasî partiler içinde, sivil toplum kuruluşları etrafında ayrıca entelektüel çalışmalar çerçevesinde faaliyette bulunuyorlardı. 1963’te Hindistan sürgününden dönen Alparslan Türkeş, milliyetçileri siyasi bir güce dönüştürmek amacıyla siyasete atılmayı zorunlu görmüştür. Bu maksatla 1964’te, başta Dündar Taşer olmak üzere diğer arkadaşlarıyla birlikte Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi’ne (CKMP) katılmış ve 1965’te yapılan CKMP Büyük Kongresi’nde Genel Başkan seçilmiştir. 24-25 Kasım 1967 tarihindeki CKMP Kongresinde ‘9 Işık’ olarak tanımlanan yeni doktrin, parti teşkilatına ayrıntılı olarak tanıtılmış ve parti programının çerçevesini belirlemiştir. CKMP’nin 8-9 Şubat 1969 Olağanüstü Büyük Kongresi’nde partinin adı Milliyetçi Hareket Partisi olarak değiştirilmiştir.
MİLLİYETÇİ CEPHE
MHP 1969 genel seçimlerinde yüzde 3 oy almış ve Alparslan Türkeş ilk kez milletvekili seçilmiştir.
MHP, 14 Ekim 1973’teki genel seçimlerde 3 milletvekili çıkarmıştır. CHP ve MSP’nin koalisyonunun ardından 31 Mart 1975’te Süleyman Demirel Başbakanlığında MHP’nin içinde iki bakanlıkla yer aldığı yeni bir koalisyon hükümeti kurulmuştur. 1. Milliyetçi Cephe Hükümeti denilen bu koalisyon hükümetinde MHP, Başbakan Yardımcılığı ve iki Devlet Bakanlığı ile temsil edilmiştir.
5 Haziran 1977 milletvekili seçimlerinde MHP yüzde 6,4 oy alarak 16 milletvekili çıkarmıştır. MHP, 21 Temmuz 1977’de yine Süleyman Demirel Başbakanlığında kurulan 2. Milliyetçi Cephe koalisyon hükümetinde 5 bakanlıkla yer almıştır.
MHP, gençlik kuruluşu olan Ülkü Ocakları ile bu dönemde toplumsal çatışmalarda başrolde oynamıştır. Büyük şehirlerde ortaya çıkan sağ-sol çatışmasında, çatışan sağı MHP temsil etmiştir. Buna bağlı olarak Kahramanmaraş Katliamı da dahil olmak üzere birçok kanlı olayda o sıralar komando denilen MHP militanları yer almışlardır.
12 Eylül 1980 askerî darbesi ile MHP ve yan kuruluşu olan Ülkü Ocakları da kapatılmıştır.
Bu ümmetçi-milliyetçi siyaset, 7 Temmuz 1983’te Muhafazakar Parti adı altında örgütlenmiş, 30 Kasım 1985’te Muhafazakâr Parti’nin Birinci Kongresi’nde partinin adı değiştirilerek ‘Milliyetçi Çalışma Partisi’ olmuştur. 6 Eylül 1987 tarihinde 12 Eylül askeri yönetiminin getirdiği yasaklar son bulmuş ve 4 Ekim 1987’de düzenlen ikinci Olağanüstü Kongre’de Alpaslan Türkeş, Milliyetçi Çalışma Partisi Genel Başkanı seçilmiştir. 24 Ocak 1993 günü toplanan MÇP 4. Olağanüstü Kongresi, MÇP’nin isminin MHP olarak değiştirilmesi ve amblem olarak da Üç Hilal’in kullanılmasını kararlaştırmıştır.
BOZKURT ATILDI
MHP’nin bu son tasarlanışında, artık Türk milliyetçiliği ikinci plana atılmış; Bozkurt yok edilmiştir. 1970’lerde MHP’lilerin sloganı, ‘Tanrı Dağı kadar Türk, Hira Dağı Kadar Müslümanız!’ iken; 1980 sonrasında artık Tanrı Dağları ve bununla bağlantılı olarak Bozkurt adı geçmez olmuştur. Kendisini Hira Dağı ile sınırlayan MHP’nin milli vasfı iyice sözdeleşmiştir. Siyaset bilimcilerin gözünden kaçan temel olgu işte tam burasıdır. MHP, bu yapısı gereği 1980 öncesinde ABD’nin Türkiye üzerindeki darbe operasyonunda kullanılmıştı. Günümüzde de AKP ile işbirliği yaptırılarak Ortadoğu’ya yeni şekil vermeye çalışan ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi doğrultusunda kullanıldığı anlaşılıyor.
Bugün ABD, teslimiyetçi bir İslam anlayışını, kaynağını Türk Milliyetçiliğinden (Atatürk Milliyetçiliği) alan laikliğin yerine oturtmak istiyor. Bunun için de türban simgesi üzerinden toplum ikiye bölündü. MHP, laiklikle simgelenen Cumhuriyet Devleti’nin yanında değil çatışmanın dinci ucunu temsil eden AKP’nin yanında yer alarak kuruluş amacına uygun davranıyor. MHP sembolündeki Bozkurdun öldürülmesi, ümmetçilik üzerinden ABD’nin zaferidir.
BOZKURT NEDİR?
Tarİhte Türk dili konuşan halklar, milattan binlerce yıl öncesinde Doğu Asya’dan bugünkü Rusya’nın ortalarındaki Ural-İtil (Volga) hattına kadar saçılmışlardı. Hunların içinden çıkan ve Türk adıyla anılan kabile de 550-570 yılları arasında Bumın Kağan ve kardeşi İstemi Han önderliğinde bu bölgelerde egemen olmuş ve Büyük Türk Hakanlığı’nı (Göktürk İmparatorluğu) kurmuştu. Bu Türkler, kendilerinin dişi bir kurttan türediklerine inanıyorlardı. Açina (Asil Kurt) denilen bu kurt, Türk ordularının sancaklarının ucunda altından bir alem halinde bulunuyordu. Mançurya’dan Macaristan’a kadar saçılan Türk dilli halklardan Kıpçaklar, Kumanlar, Peçenekler de bozkurdu totem olarak kabul etmişlerdir. Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran kadro da bozkurdun milli bir sembol olduğunu kabul etmişti. Ayrıntı için son kitabımız olan Yabancı Kaynaklara Göre TÜRK KİMLİĞİ isimli eserimize bakabilirsiniz.
( 10.02.2008 ) RıZa ZeLYuRT
Dipnot : Komando diye belirtilen kanat Milliyetçi kısmı temsil eden kişilerdir . Askerler değildir .
Konuya Yorum yapmadan önce Tüm konuyu okumanızı rica ederim .
Bugünkü gelinen akp'ye kol , kanat germe olayının nedenlerini basitçe vede tarihe uygun kanıtlarla belirtmiş bir yazıdır .
Şimdiki MHp'nin zaten Milliyetçilik'le yakından , uzaktan alakası yoktur .
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin 22 Temmuz genel seçimlerinin hemen öncesindeki sözleri ile hemen sonrasındaki davranışları arasında muazzam bir çelişki bulunuyor. Seçim sürecinde milliyetçi sloganları ve AKP’ye karşı duruşu ile öne çıkan MHP; seçim sonrasında AKP’nin sıkıştığı her konuda bu partiye el uzatarak rahatlamasını sağladı. Hem halk hem de siyaset bilimciler, MHP yönetiminin bu iki zıt tavrı konusunda şaşkınlığa düştü. Halbuki MHP’nin tarihi, bu konuda şaşkınlığa düşmenin yanlış olduğunu gösteriyor. Çünkü, milliyetçi bir kimlikle şekillendirilmek istenilen MHP; en başından beri derin ümmetçiler tarafından kontrol altına alınmıştır.
Bu olguyu, Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi’nin MHP’ye dönüştüğü kongre açık açık göstermektedir.
Bundan tam 39 yıl önce, 8-9 Şubat 1969 tarihlerinde Adana’daki bu kongre, bozkurtçu komanda gençlerle ümmetçi üç hilalcilerin mücadelesi biçiminde geçti. İşte Hürriyet Gazetesi’nden kongrenin son gün haberi:
BOZKURT-ÜÇ HİLAL KAVGASI
"CKMP olağanüstü kongresinin 2. gününde ümmetçilerle, komandolar birbirlerine girmişler, kıyasıya dövüşmüşlerdir. Kavgaya, bir süre önce Ankara’da Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde dövülen Yılmaz Yalçıner adındaki komando şefinin konuşması sırasında, delegelerden bazılarının laf atması sebebiyet vermiştir.
Dün gece kara yoluyla Adana’ya gelen genel başkan yardımcısı Altınsoy, kongre salonuna girdiği zaman ümmetçi grup tarafından dakikalarca ayakta alkışlanmıştır. Mehmet Altınsoy, doğruca ünlü işadamı Kamil Koç’un yanına giderek oturmuştur. Altınsoy’un kongre süresince yanında oturan ve birbirine küskün kardeşler gibi duran Muzaffer Özdağ ile konuşmadığı görülmüştür.
Parti adı üzerinde görüş birliği olmasına rağmen, amblem konusunun fırtınalar koparacağını göz önüne alan Ankara İl Başkanı Tarık Halulu ve 28 arkadaşı, kongre başkanlık divanına bir önerge vermiştir. Önergede parti adının kongrede ele alınması, amblem konusundaki kararın ise yeni seçilecek Genel İdare Kurulu üyelerinin yetkisine bırakılmasını istemişlerdir. Bu karara, komandoların, amblem olarak mutlaka ‘Bozkurt’u istemeleri sebep olmuştur; ümmetçi delegeler ise ‘Üç Hilal’ üzerinde diretmektedirler.
YENİ NİZAM
Genel Başkan Türkeş’ten sonra, parti adına en önemli konuşmayı Afyon Milletvekili Muzaffer Özdağ yapmıştır. Özdağ, şunları söylemiştir: “Yaşanan nizam içinde Türk halkı, yokluk sıkıntıları ve geçim zorluğu içindedir. Bunu ortadan kaldırmak için milli nizam istiyoruz. Yeni nizam istiyoruz. Türkiye’yi yokluğa, geriliğe, ezilmişliğe, sömürülmeye, bağımlılığa, halkı çileye, çaresizliğe terk eden, süregelmekte olan düzeni ret ve inkar ediyoruz!"
Muzaffer Özdağ’dan sonra konuşmak için kürsüye gelen Osman Yüksel Serdengeçti’ye komandoların müdahaleleri üzerine salon yeniden karışmıştır.
“BOZKURT’A DİRENİYORLAR”
Partinin adı ve amblemi üzerinde çıkan tartışmalar öğleden sonra da devam etmiş; bu arada Alparslan Türkeş, Dündar Taşer, Kamil Turan ve Muzaffer Özdağ’ın müşterek imzaları ile kongre başkanlığına bir önerge verilmiş, CKMP adı ‘Milliyetçi Hareket Partisi’ olmuştur.
Bundan sonra parti ambleminin de Bozkurt olarak değiştirilmesi yolunda Türkeş’in verdiği önerge oya sunulacağı sırada salonda hadiseler çıkmış ve bir grup delege "oldubittiye getiriyorsun!" diye haykırarak Genel Başkanı protesto etmiştir. Bu sırada salon yine karışmış, karşılıklı küfürleşmeler olmuştur.
Kongre Başkanı Orhan Kaleli’nin, Türkeş’in adamı olduğu yolunda bir önerge verilmiştir. Delegelerin büyük bir ekseriyetiyle Orhan Kaleli, kongre başkanlığından ihraç edilmiştir.
CKMP ambleminin, hilal içinde bozkurt olarak değiştirilmesi yetkisi, yeni seçilecek olan Genel İdare Kurulu’na bırakılmıştır. Diğer taraftan, Genel Başkanlığa ekseriyetle Alpaslan Türkeş getirilmiştir."
Yukarıdaki haberin de açıkça gösterdiği gibi, MHP’nin kuruluşunda ümmetçiler Alparslan Türkeş’in adamı olan Kongre Divan Başkanı Orhan Kaleli’yi düşürecek kadar önemli bir güce sahiptiler ve bozkurda da şiddetle karşıydılar. Sonraki süreçte de ümmetçiler (Üç Hilalciler), milliyetçileri (Bozkurtçuları) parti içinde etkisiz hale getirmişlerdir. Bugün gelinen nokta o açıdan hiç sürpriz değildir.
KISA MHP TARİHİ
Türkiye’de milliyetçi dünya görüşünü benimsemiş siyasetçiler, Alparslan Türkeş’in siyaset sahnesine çıktığı tarihe kadar çeşitli siyasî partiler içinde, sivil toplum kuruluşları etrafında ayrıca entelektüel çalışmalar çerçevesinde faaliyette bulunuyorlardı. 1963’te Hindistan sürgününden dönen Alparslan Türkeş, milliyetçileri siyasi bir güce dönüştürmek amacıyla siyasete atılmayı zorunlu görmüştür. Bu maksatla 1964’te, başta Dündar Taşer olmak üzere diğer arkadaşlarıyla birlikte Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi’ne (CKMP) katılmış ve 1965’te yapılan CKMP Büyük Kongresi’nde Genel Başkan seçilmiştir. 24-25 Kasım 1967 tarihindeki CKMP Kongresinde ‘9 Işık’ olarak tanımlanan yeni doktrin, parti teşkilatına ayrıntılı olarak tanıtılmış ve parti programının çerçevesini belirlemiştir. CKMP’nin 8-9 Şubat 1969 Olağanüstü Büyük Kongresi’nde partinin adı Milliyetçi Hareket Partisi olarak değiştirilmiştir.
MİLLİYETÇİ CEPHE
MHP 1969 genel seçimlerinde yüzde 3 oy almış ve Alparslan Türkeş ilk kez milletvekili seçilmiştir.
MHP, 14 Ekim 1973’teki genel seçimlerde 3 milletvekili çıkarmıştır. CHP ve MSP’nin koalisyonunun ardından 31 Mart 1975’te Süleyman Demirel Başbakanlığında MHP’nin içinde iki bakanlıkla yer aldığı yeni bir koalisyon hükümeti kurulmuştur. 1. Milliyetçi Cephe Hükümeti denilen bu koalisyon hükümetinde MHP, Başbakan Yardımcılığı ve iki Devlet Bakanlığı ile temsil edilmiştir.
5 Haziran 1977 milletvekili seçimlerinde MHP yüzde 6,4 oy alarak 16 milletvekili çıkarmıştır. MHP, 21 Temmuz 1977’de yine Süleyman Demirel Başbakanlığında kurulan 2. Milliyetçi Cephe koalisyon hükümetinde 5 bakanlıkla yer almıştır.
MHP, gençlik kuruluşu olan Ülkü Ocakları ile bu dönemde toplumsal çatışmalarda başrolde oynamıştır. Büyük şehirlerde ortaya çıkan sağ-sol çatışmasında, çatışan sağı MHP temsil etmiştir. Buna bağlı olarak Kahramanmaraş Katliamı da dahil olmak üzere birçok kanlı olayda o sıralar komando denilen MHP militanları yer almışlardır.
12 Eylül 1980 askerî darbesi ile MHP ve yan kuruluşu olan Ülkü Ocakları da kapatılmıştır.
Bu ümmetçi-milliyetçi siyaset, 7 Temmuz 1983’te Muhafazakar Parti adı altında örgütlenmiş, 30 Kasım 1985’te Muhafazakâr Parti’nin Birinci Kongresi’nde partinin adı değiştirilerek ‘Milliyetçi Çalışma Partisi’ olmuştur. 6 Eylül 1987 tarihinde 12 Eylül askeri yönetiminin getirdiği yasaklar son bulmuş ve 4 Ekim 1987’de düzenlen ikinci Olağanüstü Kongre’de Alpaslan Türkeş, Milliyetçi Çalışma Partisi Genel Başkanı seçilmiştir. 24 Ocak 1993 günü toplanan MÇP 4. Olağanüstü Kongresi, MÇP’nin isminin MHP olarak değiştirilmesi ve amblem olarak da Üç Hilal’in kullanılmasını kararlaştırmıştır.
BOZKURT ATILDI
MHP’nin bu son tasarlanışında, artık Türk milliyetçiliği ikinci plana atılmış; Bozkurt yok edilmiştir. 1970’lerde MHP’lilerin sloganı, ‘Tanrı Dağı kadar Türk, Hira Dağı Kadar Müslümanız!’ iken; 1980 sonrasında artık Tanrı Dağları ve bununla bağlantılı olarak Bozkurt adı geçmez olmuştur. Kendisini Hira Dağı ile sınırlayan MHP’nin milli vasfı iyice sözdeleşmiştir. Siyaset bilimcilerin gözünden kaçan temel olgu işte tam burasıdır. MHP, bu yapısı gereği 1980 öncesinde ABD’nin Türkiye üzerindeki darbe operasyonunda kullanılmıştı. Günümüzde de AKP ile işbirliği yaptırılarak Ortadoğu’ya yeni şekil vermeye çalışan ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi doğrultusunda kullanıldığı anlaşılıyor.
Bugün ABD, teslimiyetçi bir İslam anlayışını, kaynağını Türk Milliyetçiliğinden (Atatürk Milliyetçiliği) alan laikliğin yerine oturtmak istiyor. Bunun için de türban simgesi üzerinden toplum ikiye bölündü. MHP, laiklikle simgelenen Cumhuriyet Devleti’nin yanında değil çatışmanın dinci ucunu temsil eden AKP’nin yanında yer alarak kuruluş amacına uygun davranıyor. MHP sembolündeki Bozkurdun öldürülmesi, ümmetçilik üzerinden ABD’nin zaferidir.
BOZKURT NEDİR?
Tarİhte Türk dili konuşan halklar, milattan binlerce yıl öncesinde Doğu Asya’dan bugünkü Rusya’nın ortalarındaki Ural-İtil (Volga) hattına kadar saçılmışlardı. Hunların içinden çıkan ve Türk adıyla anılan kabile de 550-570 yılları arasında Bumın Kağan ve kardeşi İstemi Han önderliğinde bu bölgelerde egemen olmuş ve Büyük Türk Hakanlığı’nı (Göktürk İmparatorluğu) kurmuştu. Bu Türkler, kendilerinin dişi bir kurttan türediklerine inanıyorlardı. Açina (Asil Kurt) denilen bu kurt, Türk ordularının sancaklarının ucunda altından bir alem halinde bulunuyordu. Mançurya’dan Macaristan’a kadar saçılan Türk dilli halklardan Kıpçaklar, Kumanlar, Peçenekler de bozkurdu totem olarak kabul etmişlerdir. Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran kadro da bozkurdun milli bir sembol olduğunu kabul etmişti. Ayrıntı için son kitabımız olan Yabancı Kaynaklara Göre TÜRK KİMLİĞİ isimli eserimize bakabilirsiniz.
( 10.02.2008 ) RıZa ZeLYuRT
Dipnot : Komando diye belirtilen kanat Milliyetçi kısmı temsil eden kişilerdir . Askerler değildir .
Konuya Yorum yapmadan önce Tüm konuyu okumanızı rica ederim .
Bugünkü gelinen akp'ye kol , kanat germe olayının nedenlerini basitçe vede tarihe uygun kanıtlarla belirtmiş bir yazıdır .
Şimdiki MHp'nin zaten Milliyetçilik'le yakından , uzaktan alakası yoktur .